Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe
Bu tablonun tek sebebinin GDO'lar olduğu tabii ki söylenemez. Ancak tersi de hiç söylenemez. Söylenebilecek tek şey, toplum sağlığının son yıllarda (tam da her gün daha fazla GDO'nun besin olarak tüketildiği dönemde) oldukça kötüye gidiyor olması.
Kronik hastalıkların bu şekilde artma sebepleri içinde beslenme önemli bir yer tutuyor.
|
Konuya bir süredir katılımda bulunmuyordum.
Sn. MeyveliTepe'nin yazdığı konuların nerediyse tamamı ciddi DEMAGOJİ içeriyor. Bunu bazı doğru bilgileri YANLIŞ yorumlayarak ikna edici bir tarzda ortaya koyduğunu kabul etmek gerek.
Ancak şu yukarıdaki mesajda konuyu bağladığı noktaya DEMAGOJİNİN ŞAHI demekten başka bir şey gelmiyor elimden...
Ben tıp doktoruyum... ama yukarıdaki tabloya bir göz atıp yorumlamak için doktor olmaya gerek yok!
Bakalım, hangi hastalıkların insidansında artış bekleniyor? Şeker, felç, yüksek tansiyon, akciğer hastalıkları vs...
Peki, eğitimli değil de sıradan bir vatandaş olarak can alıcı soruyu soralım... Bu hastalıklar 15 yaşında mı çok görülür, yoksa 75 yaşında mı?
Şimdi kendimizi bir embesil yerine koyalım ve diğer soruyu soralım... Yaşa bağlı hastalıklarda artış olması, gençlerde bu hastalıkların arttığını mı gösterir, yoksa yaşlı nüfusun arttığını mı?
Devam edelim... Yaşlı nüfusun artması, toplum sağlığının daha iyi olduğunu mu gösterir, yoksa kötülediğini mi?
Yine devam: Sağlıkla düzgün beslenme arasında bir ilişki var mıdır? Elbette... eskiden aç 25 yaşında insanlar veremden, tifodan falan ölüyorlardı.
Bu durumda, yaşlılığa bağlı hastalıkların artması >> yaşlı nüfusun artması >> insanların daha sağlıklı olum daha uzun yaşaması >> daha sağlıklı olmak için daha iyi beslenmesi
sonucu mu çıkar, yoksa GDO ("elbette bunun tamamen GDO'ya bağlayamayız gibi masumane bahanelerle") yüzünden bu hastalıkların arttığı sonucu mu?
EL İNSAF!!!
Şu yukarıdaki gerekçelerinizi komplo teorileriyle süsleyerek GDO karşıtları için kulağa hoş gelen hatalı bir mantıkla ortaya koymanız "bana göre" GDO taraftarlarının eline verilebilecek en önemli kozdur. Çünkü bu fanatik taraftarlığın, hiç bir neden-sonuç ilişkisine bakmaksızın gözü kara davranışından farklı bir yaklaşım değildir.
Yukarıda Sn. serpent'in verdiği hindistan örneğinde olduğu gibi, intiharların GDO kullanımından önce de var olduğu gerçeğini görmeksizin, raporu yazan kuruluşun kimden para aldığı gibi konulara girerek mevcut verileri yanlışlamak yerine konuya DEMAGOJİK açıklamalar getirme alışkanlığınız ne yazık ki bu konudaki mesajlarınızın çoğunda mevcut.
Bu tarzınız ise, ne yazık ki rasyonel bir tartışma ortamına yer bırakmıyor.
Bir GDO karşıtı olmanız, bunu kullanmak istememeniz, etiket istemeniz vs. gibi tercihleriniz benim saygı duyduğum şeyler. Ancak bunu sizin "pop" tartışma üslubunuzla devam ettirmek gibi bir niyetim yok.
Aklında soru işareti olacak kişiler için belirtmek isterim ki, en ufak bir tarım, hayvancılık, tohum, GDO vs. işiyle yakından uzaktan bir ilişkim yok. Yani, GDO kullanılmasından bir çıkarım olmadığı gibi, kullanılmamasından kişisel olarak kaybedeceğim tek bir kuruş yok.
Burada belli konulardaki itirazımın tek nedeni, sokakta yerde gördüğüm bir pet şişeyi alıp çöpe atmamla aynı nedendir.
***********************
Yukarıda bir mesajda dünyada 10 milyar insanı besleyecek gıda üretildiği söyleniyordu.... Doğrudur.
Eğer komşunuzun evindeki 2 kilo pirincin yarısını ve sizin evdeki 5 kilo nohutun yarısını torbalayıp aç ülkelere göndermeyi başarabiliyorsanız sorun yok. Bu insanlar aç kalmamış olur. İyi de GDO'ya sıra gelene kadar, Afrika'da 100 yıldır açlık var. Neden hala bu gıda bolluğu çözüm olmadı?
Afrika'dan vazgeçtim... kö
prü altında yatan ayyaşa bir tas çorbayı kaç kişi içirdi? İçirseniz aç mı kalırdınız? Sizin çöpe attığınız yiyeceklerden her gün 2-3 kişi doyar.
Demek ki, söylemle eylem o kadar da birbirine uyan şeyler değil! Siz dünyada 10 milyar insanı besleyecek üretim var derken Afrika'da her gün onlarca aç çocuk ölmeye devam ediyor. Yani, lafla peynir gemisi yürümüyor.