View Single Post
Eski 22-05-2013, 12:07   #3
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
2- İbrim Vadisi (Turgutlar köyü/ Menemen/ İzmir): 13,14 mayıs 2013

Gediz Deltası'nın bereketi Gediz nehri'ni doğuya doğru takip ederken, kuzeydeki Dumanlı Tepe'ye doğru yöneliyoruz, köy köy, renk renk.
Yol bozuldukça, daraldıkça, neredeyse araçlara geçit vermeyecek kadar çukurlanıp çamurlaştıkça güzelleşiyor yolun kenarı herzamanki gibi.
'Güzel'leşen yollarla taşınan çirkinlikler ve yıkımlar arkada kaldığında karşıladı bizi doğanın bakirliğinin ortasındaki bir tepede kurulmuş taş mimarisiyle Turgutlar köyü.

Bozuk yol bile yetmiş neredeyse tüm yaşayanları oralardan yollamaya zamanında. Artık hangi yolun 'yol' olduğunun farkındalığıyla o yollardan çıkmış yeni canları barındıran taş evlerin bacalarından, yeni vizyonların yaktığı ateşin dumanları yükseliyor.

Tepede kurulu Turgutlar köyü'nden az sonra başlayan yürüyüşümüzle girdiğimiz İbrim vadisinde ise, ıslanmayalım diye elinde yağmurluk, gözlerinde içten gülümsemeyle karşılayarak kucakladı bizi İsmail, çiselemeye henüz başlamış bahar yağmurunun ıslattığı yeşilliğin üzerinde.
Birlikte yürüdük tohumu olduğu ve artık bir ağaç olup meyvasıyla etrafına tohum saçmaya başladığı 'İmece Evi'ne.
Bahar tüm bereketiyle sarmalamış İmece'nin etrafını.
İbrim Vadisi'nin balkonu burası.
Batısını Dumanlı Tepe'ye yaslamış, doğusunda görünüyor bereketli Manisa ovası ve Spil Dağı. Kuzeyde Çandarlı körfezinin bir ucu.
İmece'nin yakın etrafında ise ermekte tahıllar, sebzeler, yeşermekte fidanlar.

El emeği, göz nuru yuvasının mutfağında yakıyor İsmail ateşi. Demleniyoruz sohbetin çayıyla birlikte.
Hem yaşamın, hem de onu korumak zorunda kaldığımız bu dönemin yaşam mücadelesinin deneyimleri paylaşılan.
Paylaştıkça öğreniyor, birleşiyor, güçleniyoruz.
Reyhan ve 4 yaşındaki kızı Surya'da geliyor. Dahada şenleniyoruz. Reyhan'ın yemek hazırlıklarına Surya'nın düş zengini kurgusal hikayeleri eşlik ediyor tüm şirinliğiyle.
İbrim Vadisi'nin kardeşleri akşam yemeğinin bereketli sofrasının etrafında buluşuyor.

Ertesi sabah İmece'den İbrim Vadisi'nin yaşam pınarı deresine doğru orman içinden ilerleyen patikada yürürken karşımıza bir vaha gibi çıkan toprağa tohum olmuş Cüneyt ve Halime'de o canlardan.
Meşe ormanının içindeki topraklarına yuvalarını inşa etmeye başladıkları yerde geçici olarak kurdukları çadırlarının önündeki çardağın altında bizi karşılayan kahvaltı sofrası serap değil gerçek. Hem sohbeti hemde tadı. Meşe ormanının ortasındaki neşe. Her adımı aşk, özgürlük ve tertemiz bir niyetin bereketli tohumu dolu.
Aşkın ve özgürlüğün bereketli topraklarının patikalarından ilerleyip ulaştığımız İbrim Vadisi'nin yaşam pınarı İbrim Deresi'nin yanıbaşına da Barış kurulmuş.

Yuvasını kurmasının arifesinde oda çadırda yaşıyor etrafındaki tüm canlılarla birlikte kardeşçe bir uyumda. Derenin kenarı, vadinin en çok çeşitlilikteki canlıya ev sahipliği yaptığı yer aynı zamanda. Bu onbinlerce canlıdan insan olarak bir tek Barış var.

Derenin yanıbaşındaki bereketli topraklar ceviz, zeytin, defne, meşe ve üzüm bağlarıyla dolu. Çok önceden terk edildiklerinden vahşice bir berekete sahipler. İnsanın elinin değmediği yerlerin bereketinin ne kadar arttığına güzel bir örnek. Bitki çeşitliliği her canlıya cömertçe şifa dağıtıyor. Ekip biçmeden bile sadece toplayıcılıkla sağlıklı sürdürülebilir bir yaşamın tüm olanaklarını sunuyor doğa ana burada da.

Dereyi takiben ulaştığımız şelale adeta uçuyor 30 belkide 40 metreden vadinin içine. İniyoruz eteklerine, yanıbaşının sesine, serinliğine, küçük göletine. Uçuşturduğu damlacıklarla yıkıyor bizleri.
Obur (köpek) gelirken olduğu gibi, dönüş yolunda da eşlik ediyor bizlere. Barış'ın çadırında yolda topladığımız otlardan hazırlayarak odun ateşinde pişirilen dürümün tadı afiyet dolu.

Çayla demlenen muhabbetin ardından dönüyoruz İbrim Vadisi'nin kardeşleriyle vadinin tepesine, İmece Evi'ne, lezzetli akşam yemeğinin sonrasının sazlı sözlü ritmine.

Ertesi günün yolunun öncesi kahvaltı, Turgutlar köyünün eski taş evlerinin dumanını tekrar tüttüren canlardan Derya, Özgürkalp ve Ahmet'le birlikte.
Köyün en tepesindeki eski taş evin önündeki sofranın bereketi hem lezzetinde hemde muhabbetinde. Komşu Habibe teyzenin ikram ettiği taze süt içiliyor şifa niyetine.

Özgürkalp, o anda orada olmayan diğer 'yeni yerli' komşularının yuvalarını ve kendi sebze bahçesini gezdiriyor bize. Doğayla uyumlu, toprağa zarar vermeden, onun güzelim derisini çapayla, tırmıkla yaralamadan oluşturmuş. Uyumlu ve şifalı.
İbrim Vadisi'nin canları.
Hepsi birer kardeş, hepsi birer andaş, yoldaş.
Bereketli birer tohum olup saçılmışlar doğa ananın şefkatli kucağına İbrim Vadisi'nde.
Farkındalıkla, saygıyla, sevgiyle.
Biz bir aileyiz.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön