View Single Post
Eski 10-05-2013, 01:00   #23
ormanci
Yeni Üye
 
ormanci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-10-2004
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 27
büyülü mor

Aynı gün ve mekanda çekmiş olduğum bir de videom var:

http://www.youtube.com/watch?v=HGsd4J6y10M

O mekân, bir Eskişehirli oluşum itibarıyla, bende pekçok bakımdan klasik ve hatta arketipik bir anlama sahiptir. Son 40 yılını bilirim. Fakat, o mekâna bir ziyaretimin böylesine sıradışı bir hal alacağını tahmin etmem mümkün değildi. Bu yüzden, Mor Salkımların belki bir-iki haftalık zavallı ve fakat harika zamanları için hiç olmazsa HD çekim yapabilen bir makinayı bulup buluşturmamış olduğuma hayıflanıyorum. Çok hazırlıksız yakalandım. Çok daha iyi olmalıydı ve olabilirdi de. Fakat ya bu kadarı da olmasaydı?

Porsuk kenarında “şarapçılık” veya “dişil aşk tiyatroları/sahtekarlıkları” zaman içinde birer Eskişehir klasiği olarak piyonlanmışlar ve ezici propagandada (!) yeralmışlardır. Fakat onların İnsan varlığı ve kültürü bakımından anlamı olamayacağı gibi, Mor Salkımlar için de hiçbir anlamı olamaz. Belki de bu yüzden, Mor Salkımlar için işte şu amatör videomdan başka video görmeniz mümkün olmuyor. Bırakınız Eskişehir´i, Youtube´daki diğer videoların dahi genellikle “bahçıvanlık”tan öteye geçmemesini de takdirinize bırakıyorum.

Bir hususu daima kabullenmişimdir: Cahiller, cahil oldukları konularda çok az şey bildiklerinden, yeni yeni ve ansızın öğrendikleri herşeyden –o alanlara dair çok şey bilenlere göre- çok daha fazla etkilenirler. Bu, belki Mor Salkım konusunda bende tam da böyle olmuş olabilir.

İnsanın –Yaratıcı karşısında- ekseriyet zamanları vardır ki onlar isyan ile doludur. İstisnai başka zamanları da vardır ki, onlar ise ancak “suçlulukla karışık bir utanç” ile ifade edilebilir. Nice hataları veya cahillikleri olmuş biri oluşuma rağmen, benim, Yaratıcı karşısında, Mor Salkım”ı –üstelik bu yaşta- yeni keşfediyor oluşum sebebiyle duyduğum bu utanç kadar küçüldüğüm pek olmamıştır.

“Yüceltme” daima meseleye işaret eder. “Yüceltmeler” maraziyetin sütunlarına yaslanıyor olabilir. Fakat bu canlı (Mor Salkım), hakikaten başka bir şey. Bunu, hayatın küçük arka bahçesinde demlenen, mesela, torun torba imal etmekten başka bir varlığı olmayan sefillerden biri olarak değil, aksine, “yaşanıp duran bu şeyin ne olduğunu anlayabilmek için –hele ki şu ülke gibi bir 3. dünya çiftliğinde-” bütün ömrünü adamış bir insan olarak söylüyorum: Mor Salkım bambaşka bir yaratılmışlık…

İlk defa Mor Salkım sayesinde Monet´e bakışım değişir gibi oldu. Aslında (impressionism ve onun …udilerine) bakışım elbette değişmedi. Fakat Monet´in de aynı büyü altında kalmış olduğunu hissettiğim için bir sempati duyar oldum. Monet, Mor Salkım çalışmalarında bir gerçeklik kesitini resmetmek işini bir kenara atıp, ruhun geri planını ele geçiren bir büyüyü anlatmaya çabalamış: Claude Monet - WikiPaintings.org

Bu gibi etkilenmeler karşısında, sanki bir büyü tablosu değil de “dükkan vitrini” imiş gibi, hâlâ tohum, çelik vs. gibi şeylerin öne çıkartılmasının çok ruhsuz kaldığını yazmak mecburiyetindeyim. Evet müzik için enstrüman, orkestra ve salon olması gerekiyor. Fakat esas olanın “yaratıcı senfoni” olduğu, şu torun/torba çiftliği ülkesinde bir türlü anlaşılamadığından “limonluk”tan “yüksek peyzaj”a geçilememiş oluyor.

ormanci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön