View Single Post
Eski 17-04-2013, 23:38   #156
yasiny
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-04-2013
Şehir: mudanya
Mesajlar: 2
bursa mudanya'nın köylerinde bu hünnap ağaçlarını hiç beklemediğiniz yerlerde görebiliyorsunuz. bir okulun bahçesinde, cami avlusunda ya da mezarlığın kenarında.. çocukluğumdan beri bu meyveye ayrı bir ilgim oldu hep.. okullar açıldığında eylül ayında bahçenin bir köşesinde sanki bize hoşgeldin derdi o ağaç.. yüzlerce, binlerce dikenin arasında son meyvesine kadar toplardı çocuklar.. daha olmamış, kireç tadındaki ayvaları elmaları bile istila edercesine koparır veletler bilirsiniz.. hem de siyah önlüğün kucak dolusu doldurulduğu, iki diş atılıp sonra da bahçenin ortasına atılan meyvelere göre hünnap mükemmel tatlı olan lezzetiyle ayrı bir yere sahipti.

ben de köydeki hünnapların civarda patlak veren çeliklerinden birkaç ağacı tarlaya ektim, bir de kestel ilçesinden ayrı bir fidan aldım ve bunlarla uğraştım.. zamanla ağaçlardan değişik ebatlarda meyveler çıkmaya başladı, 2006 eylülü itibarıyla bunu düşük foto kalitesine rağmen yüklemek istiyorum. o zamanki foto kalitesinden dolayı özür dilerim.

ayrıca bir siteye hünnapla ilgili yazdığım şeyleri buraya da kopyalamak istiyorum. geçen yıllarda değişen pek bir şey olmadı hünnaplarla ilgili.. koca adam olduk hala işe giderken cebime üç beş tane atıp çerez niyetine yiyorum bunlardan..

"meyvenin başlıca üç türlü tüketim şekli var. ilki taze olarak; meyvenin kabuğu parlak kırmızı ve içi yeşilimtrak olan hali.. bu biraz elmayı andırıyor ancak daha tatsız. ikinci safha, belki de en güzeli. hünnabın kabuğunun buruşup yumuşamaya başladığı ve renginin koyulaştığı evresi ki an itibarıyle idrak etmekteyiz.. 5-6 meyvenin ayrı ayrı lezzetini alabilmek mümkün. üçüncü tüketim şekli ise aktarlarda satılan kurutulmuş hali.. kurutulmuştan ziyade bekletilmiş desek yeridir. meyve zaten serin bir yerde kendi kendine o duruma geliyor. bir kabuk bir de çekirdek olana kadar kurumaya müsait. aktarlarda 10 liraya satılan hünnapların çoğu böyle.. ilaç olarak hiçbir faydası olacağını zannetmiyorum. hıyar kabuğunda ne kadar şifa varsa, bu da kabuk kabilinden bir nesne nihayetinde..

hünnap ağacı hakkında bir iki kelam etmek gerekirse, 8-10 senedir yetiştirip büyütme tecrübesine dayanarak bitkinin oldukça dayanıklı olduğunu söyleyebilirim. tarlanın orta yerine ekilen dört fidandan üçü kendini kurtarmayı başardı. tutmayanın kökünün ise kaya üzerine ekildiğini sonradan farketmiş bulundum. bitki ortadoğu kökenli olduğu için yaz kuraklığını seviyor. kışın sert geçtiği senelerde meyvesi az oluyor, ayrıca verdiği uç filizleri ve sürgünleri de bariz şekilde azalıyor. hünnabın bir sene yerinde sayarak atlattığı olumsuz koşullar altında, aynı ortamdaki diğer meyvelerin kurumuş olması ilginç..

rhamnacea ailesinden geldiği için hünnap, çalı özellikleri gösteren dikenli bir ağaççık.. büyütürken en büyük sıkıntıyı burada yaşıyorsunuz. bitki alıp başını uzuyor da uzuyor.. ağaç şekline sokmak için her sene dengeli bir şekilde budamak gerekiyor. zaten ilk 5-6 yıl fidanı ayakta tutmak için kazığa bağlamak şart. yoksa yerlerde sürünmeyi çok seviyor kerata..

meyvenin kurtlarla arası da pek iyi değil. sürprizle karşılaşmamak için hünnapları yemeden önce ikiye ayırmak iyi olacaktır. ancak kurutulmuş olanlarında, içindeki haşerat da suyunu verdiği için tesbit etmek çok zor oluyor. bu durumda, bir eli enseye koyup besmele eşliğinde yemekten başka bir imkan da yok gibi.. deneyimlerime göre, çiçekte ve meyvenin olgunlaşma döneminde iki sefer göz taşı atıldığında kurt miktarı sıfıra düşüyor. ancak hünnap ticari olarak yetiştirilen bir meyve değil. millet bunu toplayıp sepetleyip pazara indiriyor.. ikinci sepeti ya toplayana kadar meyvenin zamanı geçiyor zaten. ilaçlama bu yüzden pek tercih edilen bir yol değil.."

Eklenen Resimler
 
yasiny Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön