GDO (GMO) - Genetiği Değiştirilmiş Organizma (Genetically Modified Organism) nedir?
Cevabın ayyuka çıkmış olmasından dolayı bu saatten sonra ne de saçma bir soru diye düşünülebilir. Fakat şimdi bile bir çok kişi GDO'nun ne olduğunu fena halde karıştırabiliyor. Kimi bilmediğinden, kimi de aklınca kafa karıştırmayı marifet saydığından. Hatta, herhangi bir şekilde bir "gen"in bir DNA'dan başka DNA'ya kalk gidelim demesine sebep olanları da GDOcu diye nitelendirip, insanları GDOcu olmayı tevekkül ile kabullenmeye davet edebiliyorlar.
"Promised Land" diye bir film aklıma geldi. "Global" isimli bir doğal gaz şirketinin temsilcisi, çoğunlukla çiftliklerden oluşan bir kasabaya gider. Görevi kasaba halkını arazilerinde doğal gaz arama ve çıkartma izni vermesi için razı etmek, çiftçilere izin belgelerini imzalatmaktır. Şirket temsilcisi büyük paralar ve ümitler vaad ederek çiftçilerle görüşmeye başlar, rüşvet teklif ettiği bir ileri gelenin yardımıyla toplantılar düzenler. Kasabada yaşayanlardan farklı görünmemek için giysilerini bile kasabadan alır, delik bir bot giyip, külüstür bir araba ile dolaşır, işler iyi gidiyordur.
Sonra bir toplantıda, okulda öğretmen olduğu söyleyen bir yaşlı, doğal gaz işinin suları ve toprağı zehirlediğini söyleyerek kasaba halkının bir oylama yapması gerektiğini belirtir. Şirket temsilcisi bu yaşlı adamı ciddiye almasa da, akşam şirket merkeziyle görüştüğünde bu adamın MIT mezunu bir fizikçi olduğu ve uzun yıllar yüksek teknoloji ile çalıştığı, emekli olduktan sonra eğlenmek için öğretmenlik yaptığı ortaya anlaşılır. Tüm kasaba ve şirket görevlisi bir müddet sonra yapılacak oylamaya kilitlenir.
Tam bu esnada kasabaya bir çevreci gelir. Doğal gaz şirketinin faaliyetlerini takip ederek elinden geldiğince engelleme yapmaktadır. Genç, güler yüzlü, herkesle hemen iletişim kuran çok sıcak kanlı, dost canlısı biridir. Elinde daha önce doğal gaz çıkartma tesisleri kurulan bir kasabada yaşanan çevre felaketlerine ait, bozulan doğa, zehirlenerek ölen inekler
vb. resimler vardır. Okulda öğrencilere doğal gaz çıkarma sürecinin detaylarını ve bu süreçte çevrenin nasıl geri dönüşü olmayan bir şekilde zehirlendiğini anlatır, resimlerle gösterir.
Şirket temsilcisi, faaliyetlerini durdurup kasabayı terk etmesi için çevreciye rüşvet verir. Çevreci rüşveti kabul etmiş görünüp parayı alır ama ertesi gün rüşvet diye aldığı parayı da kullanarak çalışmalarını daha da hızlandırır, üzerinde çevre felaketi resimleri olan ve "global go home" yazılı broşürler bastırır, tabelalar yaptırır, bunları her yere asar, dağıtır vs. Şirket için durum eskisi gibi parlak değildir artık, çevreci müthiştir, aklını çelmediği kimse yok gibidir. Anlattığı her şey gerçektir ve doğal gaz işinin bir kasabada yaratacağı çevre felaketini anlatamadığı kimse yoktur.
Oylamaya az kala bir akşam şirket merkezinden destek gelir, çevrecinin insanlara gösterdiği çevre felaketi resimleri, zehirlenmiş inekler vs. düzmecedir ve doğal gaz çıkarılmış bir kasabanın başına gelenlerin resimleri değildir. Çevreci, anlattıkları doğru bile olsa, anlattıklarını üzerine bina ettiği zeminde yalan söylemiştir, insanlara o resimleri satmıştır ve sattığı şey yalan içermektedir. Artık şirket temsilcisine basitçe çevrecinin ipini çekivermek kalır. Yarattığı her şeyin yerle bir olmasını zevkle izleyebilecektir.
Şirket temsilcisi ayağına gelen zaferin tatını çıkarmak için çevreci ile görüşür. Görüşmede anlaşılır ki, esas düzmece olan çevrecinin kullandığı resimler değil, çevrecinin kendisidir. Çevreci de doğal gaz şirketinin bir çalışanıdır, başından itibaren her şey planlıdır. Şirket temsilcisinin tek yapması gereken parmağının ucuyla çevrecinin yalan zemini üzerine bina ettiklerini yıkıvermektir. Bu yıkımla beraber çevrecinin insanlara anlattığı ve aslında doğru olan her şey de yıkılmış olacak, bir daha hiç kimse çevre felaketi hakkında insanları inandıramıyacaktır.
Yalan ile doğru bir şey dahi satılsa doğrunun da kıymeti kalmıyor. Esasen doğru olanı mahvetmek istiyorsanız işe yalan ile başlayın, kıssadan hissesi de bu olsa gerek.
Kimilerine göre hepimiz GDOcuyuz. Hatta GDOcu ne demek, hepimiz GDOnun ta kendisiyiz. Dolly ismindeki 6LL3 klonlanmış koyun gibi değilsek, (bazı tek yumurta ikizleri hariç) herkesden farklı genetik kombinasyona sahibiz. İki ayrı kabak çekirdeğini, söz gelimi bir kestane kabağı, bir de şu çok büyüyen turuncu renkli kabak çekirdeğinden 10 metre mesafe ile toprağa sokuşturalım, çimlenip çiçek açsın, kabak versin, böylece gdocunun hası olursunuz, hem de başka bir şey yapmadan ve baskın turuncu kabağı senelerce kestane kabağından temizleyemezsiniz. Hoş, vişne anacına kiraz aşılamak bu türden bile bir gdoculuk sayılmaz. Sonunda ne gdo'lu kiraz, ne de gdo'lu vişne olur. Aşı tutarsa vişnenin kök sistemini kullanan, aşı kaleminin çeşidi her neyse o çeşitte meyve veren bir kirazınız olur ve anacın karakteri suyun başını tuttuğundan ağacın yapısını da belirler.
Şimdilerde yeni yeni iki ayrı transgenik tütünü biri anaç olacak şekilde biribirine aşılayıp, aşı yerindeki dokularda her iki çeşide ait ayırd edici genlerin kloroplast yoluyla yatay geçişini inceliyorlar. Fakat esas üzerinde çalıştıkları transgenik anaçlara normal kalemlerle aşı yaparak transgenik olmayan ürünler peşindeler.
GDO'nun doğru dürüst bir tanımı var tabii. Üstelik modern olan ve modern olmayan şeklinde de değil. İlk tanım Cartegena protokünde, adı geçen de GDO değil, LMO (Living Modified Organism - Yaşayan Değiştirilmiş Organizma)
"
Article 3, Use of Terms
g) Yaşayan Değiştirilmiş Organizma: Modern biyoteknoloji kullanılmak suretiyle elde edilen kendine has bir genetik kombinasyona sahip bir yaşayan organizma.
i) Modern biyoteknoloji:
a) Rekombinan deoksiribonükleik asit (recombinant deoxyribonucleic acid - DNA) ve nükleik asitin hücrelere veya hücre için organlara doğrudan enjeksiyonu dahil organizma dışı laboratuar nükleik asit teknikleri,
b) Geleneksel üretim ve ıslah çalışmalarında kullanılan teknikler haricinde, doğal fizyolojik çoğaltma ve tekrar birleştirme engellerini aşarak taksonomik sınıflandırmaların ötesinde hücrelerin füzyonu."
şeklinde verilmiş.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise GDO'yu şöyle tarif etmiş (yine eskisi, yenisi yok).
"
Genetiği değiştirilmiş organizmalar, doğal olarak meydana gelemeyecek şekilde genetik meteryali (DNA'sı) değiştirilmiş organizmalar olarak tanımlanır. Bu teknolojiye, modern biyoteknoloji, gen teknolojisi, bazen rekombinan DNA teknolojisi veya genetik mühendisliği denir. Bu yolla, biribiriyle ilişkili olmayan türler arası da dahil olmak üzere belirli bazı genler bir organizmadan diğerine transfer edilirler."
Institute of Responsible Technology, bu açıklamayı daha da basite indirgeyip kolay anlaşılır hale sokmaya çalşmış.
"
Genetik mühendisliği geleneksel üretim ve ıslahtan tamamen farklıdır ve kendine özel riskler taşır.
Geleneksel üretimde bir domuzun başka bir domuz ile çiftleşip yeni bir çeşit elde edilmesi mümkündür, fakat bu domuzun bir patates ile veya bir fare çiftleşmesi mümkün değildir. Hatta at ve eşek gibi biribirine yakın ve üreyebilir türlerin çiftleşmesinden kısır yavrular (katır) doğar.
Genetik mühendisliği ile doğanın türler arasına koyduğu bariyerler kırılabilir. Söz gelimi, domatese balık genleri yerleştirdiler. Bunların sonucunda elde edilen bitki veya hayvanlara ait özelliklerin doğal süreçlerle elde edilebilmesi mümkün değildir."
Ülkede GDO'lar konusu kamuoyunda ilk patlak verene kadar detayını anlamak adına çaba gösterme fırsatımız olmamıştı. Nedir diye çırpındığımız bir sürecin sonunda o zamanki bulgularımızı
dönemeç yazısında toparlamaya çalışmıştık. Dört senedir kö
prünün altından çok sular aktı. Konu ile ilgili öğrendiğimiz başka bir çok gerçek ortaya çıktı, sürekli başka yeni gelişmeler oluyor, görünen o ki, bundan sonra da olacak.