View Single Post
Eski 09-03-2013, 02:14   #3
ciroz
Ağaç Dostu
 
ciroz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-03-2012
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,033
Sn Serpent,

ALAKIR' ın hikayesini bilseydiniz ya da merak edip araştırsaydınız, vicdanınızla yaşanan süreci de algılamakta çokta zorluk çekmezdiniz.
Tabii kasıtlı başka bir niyetiniz yoksa !

Madem siz kendinizi maddeler üzerinden ifade ettiniz bende maddeler üzerinden yazdıklarınıza kendi yaklaşımımı belirteyim.

1- Suyun özelleştirilmesi/Su kullanım Hakkı ( 49 yıllığına suyun tüm kullanım hakkının ilgili şirkete devri ) , bir "komplo teorisi" içinde geçerken, Meclis gündeminde olmadığını, ve sunulan tasarının bunu desteklemediğini söylemek abesle iştigal olsa gerek.

İlgilenirseniz 01.24.2012 tarihli bir haber de bununla ilgili detaylara ulaşabilirsiniz.

2- Sanırım yanlış/yanlı okudunuz. H.E.S yapmayı isteyen ve lisans alan şirket, projede gösterdiği şekilde inşaatını tabi ki tamamlar/zorundadır. Dikkat edilmesi gereken 20 yıl sonrası için böyle bir kontrol mekanizmasının ( kurulan santralin 20 yıl sonra elektrik üretip üretmediği ) olup olmadığıdır. Başka bir değişle, elektrik santrali işlevini yitirse dahi suyun kullanım hakkı halen o şirketin elinde olduğu gerçeğidir.

3- H.E.S ( Hidro Elektrik Santrali ) dendiğinde ilk aklınıza gelen yüksek debisi olan ya da su tutma kapasitesi yüksek akarsular üzerinde yapılan H.E.S ler olabilir. Ama 1700 H.E.S projesinin tamamının böyle olduğunu söyleyebilmek bence cahil cesareti ister. Sizin 50-60 yıllık örneklerinize daha basit bir örnek vermek gerekirse; Bir mühendis/şirket ideal şartlarda kullanım kılavuzu hazırlar. Fabrika çıkışı kontrollerde bir arabanın/buzdolabının vs. ömrü ile gerçek hayattaki ömrü arasındaki farkı sanırım siz de tecrübe etmişsinizdir.

Şimdi;

Eğer bu konu özelinde ALAKIR VADİSİ' nde yaşananlara biraz dikkat ettiyseniz ki etmemişsiniz, H.E.S altında yapılan usulsüzlükleri, kanunun verdiği karara rağmen fütursuzca kendi bildiklerini okumalarını görürdünüz.

H.E.S genelinde ise, bu topraklar üzerinde tüm dünyanın odaklandığı alternatif enerjiler kaynaklarının ne kadar fazla olduğunu bile bile, Petrol' den daha fazla önem kazanmaya başlayan 'SU' yun özelleştirilmesi üzerine düşünmenin, önümüze sunulan sahte senaryoları sorgulamanın bir insanlık görevi olduğunu düşünüyorum.

Ne enteresan tesadüf ki, siz bu düşüncelerinizi ilgili şirket hakkında verilen yürütmeyi durdurma kararının uygulanmasının hemen ardından dile getiriyorsunuz. Maalesef yine bildik oyunlarla karşı karşıyayız.

Belki farkında değiliz ama SU' dan daha da önemli TOPRAK' larımız üzerine düşünce teorilerini de bir başka konuda konuşabilmek ümidiyle

saygılar.

ciroz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön