Bir "Çilek Delisi" olarak yazmak ihtiyacını duydum.
Çilek yetiştirmenin en kolay yolu, bahçesinde çilekleri olan bir ev satın almaktır. Şaka ama doğru. 2004 yılında Babaeski'de bahçeli bir ev aldık ve geçen Temmuzda taşındık. Ev önemli değil de, şu çilekler yok mu, toplarken şükrediyorum onları bize verene.
Susuz yetişiyorlar dersem yalan olabilir. Sulamıyorum diyelim. Ama Babaeski'de yazın dahi güzel yağmur yağdığını belirtirmek doğru olur. Çilekler yaklaşık 1990 dan beri varmış. Bursalı ilk kiracı dikmiş fideleri. Utanmasalar duvar aşıp yan komşunun bahçesine de geçecek orayı da istila edecekler. Bu yıl iş yoğunluğumuzdan dolayı bahçeyle ilgilenemedik, ama çilekler bizim adımıza o işi yaptı ve bahçeyi sardı.
Eh tarımın rahatı da başka oluyor yani. Pazar günü yaklaşık 6 kg toplamıştım. Bugün de 2-3 kg kadar topladım. Komşularımıza dağıttık. Hergün toplanacak çilek çıkıyor. Anlaşılan bahçeden çıkamayacağız. Bir sonraki toplamada reçel yaparız artık.
8-10 sene önce allerjik astım başlangıcı teşhisi konduğunda, hep, çileğe allerjim çıkmaz inşallah diyerek dua etmiştim. Hiç bir şekilde allerji yapmıyor. Gerçi hastalığım geçti ama olsun.
Çileğin en güzel yanlarından biri şeker hastaları tarafından rahatlıkla tüketilebilmeleri. İçerdiği şekerin cinsi uygun. Tatlı meyvelere hasret olduklarına göre bu önemli bir artı olsa gerek.
Çilek hakkında bir de şunu ekleyeyim, 12 ay boyunca yeşiller, bu çok güzel bir şey. Toprağa değerek çürümeleri konusunda; doğa, kendi yöntemini almış zaten. Çileklerin aralarında sarmaşıklar var. Onlar zamanla kuruyup alta yatıyorlar. Çilekler bu doğal örtü sayesinde toprağa değmiyorlar. Toplarken çilekleri, uzun paçalı bir pantolon ve uzun kollu gömlek giymek, çoraplı olmak önemli. o zaman kaşınmıyorsunuz.
Herkese kolay gelsin.
Düzenleyen igk : 07-06-2007 saat 23:04
Neden: harf hatası
|