Ben artık onlara köpek bile diyemiyorum. Saz ekibim. Saz ekibimi tanıyana kadar kızdığım, sinirlendiğim dönemlerde genellikle kızdığım, sinirlendiğim kişilere alışıla gelmiş köpekler deyiverirdim. Ama sonra sonra gördükçe, yaşadıkça ve özellikle saz ekibimi tanıdıktan sonra kendi kendime dedim 'Bunlara hakaret.' Ondan sonra başladım kızıp, sinirlendiğim kişilere 'Şerefsizler' demeye. Ve çok da yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum.
Çevremde 3-5 kişide evlerinde, bahçelerinde besledikleri köpekleri var. Takıyorlar tasmalarını boyunlarına haydi ihtiyaç giderme, haydi gezme, turlama.
Ama benim saz ekibim ben dışarı çıkıp da bir yere gidecek isem hepsi tin tin yanım sıra yürüyorlar. Ben nerede onlar orada. Gece, gündüz farketmiyor. Yeter ki dışarı çıkayım bir öksüreyim hemen yanımdalar. Çok da büyük bir keyf alıyorum bu durumdan.
Evlerde baktıkları, tasma ile dolaştırdıkları köpekleri bakıyorum yeri geliyor tasmayı ve doğal olarak tasmanın ucundaki köpeklerini zaptetmekte zorlanıyorlar. Ama benim canlar süperler onlara güveniyorum hep yanım sıra yürüyorlar, ben duruyor isem hemen yanımda duruyor ve oldukları yere yatıyorlar beni bekliyorlar. Ne bir eğitim, ne bir öğreti. İçgüdüleri kuvvetli. Beni tanıyorlar, beni seviyorlar. Ben de onları çok seviyorum.
Geçenlerde bir tanesinin ayağına birşey olmuş hemen komşunun çocuklarından birisi kapımı çaldı 'Sema teyze Kestanenin ayağı kanıyor, koş' dedi. Yanına gittiğimde ayağını bir tek bana gösterdi. Az biraz iki parmak arası yırtılmış. Hemen tentürdiyot, oksijen artık ne buldum ise sürüverdim. Ve yine gurur duydum Kestane ile benden başkasına mümkün değil ayağını göstermezdi. O kadar akıllılar, o kadar sevimliler, o kadar güzeller k... Çok seviyorum onları, tabi onlar da beni. E bu da bana yetiyor.
|