agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
|
Her ne kadar GDO lobisi Hindistandaki çiftçi intiharlarını normal, beklenen düzeydeki olaylar gibi gösterme, gösteremediğinde de yaptıklarıyla ilişkisizmiş gibi göstermek eğiliminde olsa da, durumda çok fazla değişme olmamış. Ulusal Suç Kayıtları Bürosu (NCRB) kayıtlarına göre 2011 sonu itibarıyla şöyle.
New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi İnsan Hakları ve Global Adalet Merkezi 2011 yılında " Otuz Dakikada Bir: Çiftçi İntiharları, İnsan Hakları ve Hindistan'daki Zirai Buhran" isimli bir araştırma yayınladı.
Bu yayın hakkında "Democracy Now" kanalında yapılan bir söyleşi:
Her 30 Dakikada Bir
Bu söyleşinin transcriptinin Türkçe çevirisi de şöyle:
"Son 16 yılda çeyrek milyon çiftçinin intihar ettiği Hindistan'daki çiftçi intiharları sorununa yöneliyoruz. Ortalama olarak bu rakam her 30 dakikada bir çiftçinin intihar ettiği anlamına geliyor.
Bugün, NYU Hukuk Fakültesi İnsan Hakları ve Global Adalet Merkezi "Otuz Dakikada Bir: Çiftçi İntiharları, İnsan Hakları ve Hindistan'daki Zirai Buhran" başlıklı bir rapor yayımlayacak.
Hindistan'daki tarım sektörü serbest ekonomiye geçiş sonucunda küresel pazarda daha savunmasız hale geldi. Ülkede gerçekleştirilen reformlar, tarımda devlet desteklerinin kaldırılmasını ve Hindistan tarımını küresel pazara açmayı kapsıyordu. Bu reformlar bir çok çiftçi için artan maliyetlere, buna karşılık azalan mahsul ve kara neden oldu.
Bunun sonucunda küçük çiftçiler sıklıkla başa çıkılmaz bir borç döngüsüne hapsolmakta ve bir çoğu katışıksız bir ümitsizlikten dolayı kendi canlarına kıymakta. İntihar oranı en çok pamuk çiftçileri arasında yüksek. Hindistan'daki diğer ticari tarım ürünlerinde olduğu gibi, pamuk çiftçiliği, genetiği değiştirilmiş pamuk tohumunu teşvik eden ve zirai girdilerin maliyet, kalite ve ulaşılabilirliğini kontrolünde tutan yabancı çokuluslu şirketlerin artan oranda egemenliği altında.
Bu sorunu tartışmak için bizlere NYU Hukuk Fakültesi İnsan Hakları ve Global Adalet Merkezi fakülte direktörü Smita Narula katılacak.
Democracy Now'a hoşgeldiniz!
Smita Narula: Günaydın.
Amy Goodman: Bugün yayımlayacağınız rapordan bahsedin.
Smita Narula: Bu rapordaki başlıca bulgumuz şu ki az önce bahsettiğiniz tüm sorunlar büyük insan hakları sorunları. Hindistan'da karşı karşıya olduğumuz şey devasa boyutlarda bir insan hakları krizi. Bu kriz Hintli çiftçiler ve ailelerinin insani haklarını aşırı derecede derin bir şekilde etkiliyor. Yaşam, su, yiyecek ve yeterli hayat standardı haklarının, ayrıca etkin bir çözüme kavuşma haklarının bu krizden had safhada etkilendiğini gördük.
Ek olarak hükümetin bu krize cevap vermesini gerektiren katı insan hakları yasal yükümlülükleri var, ancak gördük ki gerçekleşmekte olan intiharlara karşı etkin önlem almakta hükümet çoğunlukla başarısız olmuş.
Amy Goodman: Bu rakam inanılır gibi değil. Otuz - her otuz dakikada bir, bir Hintli çiftçi intihar mı ediyor?
Smita Narula: Üstelik bu yıllardır devam ediyor. Bu şiddetli rakamın ortaya koymadığı iki şey var. Birincisi, rakamlar problemin büyüklüğünü yansıtmakta yetersiz kalıyor. Bizim Hindistan hükümetinden kaynaklanan bilgi yetersizliği olarak nitelediğimiz, resmi olarak toprakta hak sahibi gözükmediklerinden dolayı çiftlik intiharları istatistiklerinin dışında kalan koskoca çiftçi kategorileri var. Buna kadın çiftçiler, "Dalit" veya aşağı tabaka denen çiftçiler, "Adivasi" veya kabile topluluğu çiftçileri dahil.
Ayrıca hükümetin uygulamaları ve sundukları destek programları bu geniş kategoriyi yakalamakta başarısız olduğu kadar, zamanında borç desteği ve telafisi sağlamakta ve ülkedeki bu intiharlara sebep olan daha geniş yapısal sorunları ele almakta da başarısız oluyor.
Amy Goodman: Küreselleşme sorunundan ve bu çiftçileri nasıl etkilediğinden bahsedin.
Smita Narula: Elbette. Temelde, aslında bu intiharların bir kısmının başlıca sebebi borçluluk. Bu borçluluğun arkasında, Hindistan'daki iki eşzamanlı süreç doğurmuş olan 20 yıllık serbest piyasaya geçiş süreci yatıyor. Bu süreçlerden ilki, devletin tarım sektöründen büyük oranda çekilmesi. Devlet, mali desteklerini azalttı. Tarım kredisine erişimi azalttı. Sulama yetersiz ve ihtiyacı olan çoğu çiftçiye ulaşmıyor. Aynı zamanda, ticari tarım ürünlerine geçişi teşvik etti, pamuk buna bir örnek.
Eşzamanlı olarak, pazar küresel rakiplere açıldı, bu da Hintli çiftçileri aşırı derecede savunmasız durumda bıraktı. Aynı anda, yabancı çokuluslu şirketler endüstrilerde, örneğin pamuk endüstrisinde egemen, buna pamuk için gerekli kilit girdilere hükmediyor oluşları da dahil. Özellikle pamuk meselesinde, genetiği değiştirilmiş Bt pamuk tohumu Hindistan'da o kadar yoğun teşvik edildi ki şu an sektörün tamamına hakim konumda ve maliyet, kalite ve erişilebilirliği ile çiftçileri muazzam borçlara sürükleyecek şekilde gider, kâr ve mahsüllerine çok büyük etkisi var. İronik bir şekilde bir çoğu, borç döngüsünden kurtulamadıklarında, satın almak için borca girmiş oldukları pestisiti kendilerini öldürmek için kullanıyor.
Amy Goodman: Pestisiti tüketiyorlar.
Smita Narula: Doğru. Bu rakamların her birinin arkasında -istatistikler, her 30 dakikada bir, korkunç olsa da- kavramakta zorlanıyoruz- raporun amaçladığı bir diğer şey de bu rakamlara ve trajedilere bir insan yüzü vermek. Buna insaniyet vermek için iki hikaye ele alalım. Krizin merkez üslerinden biri olarak görülen, ülkedeki pamuk üretiminin merkezi Vidarbha, Maharashtra'da çiftçiler var. Çiftçiler artık intihar mektuplarını başbakana ve başkana yazıyorlar, umuyorlar ki kendilerini öldürmeden önceki son cümleleri harekete geçecek dinleyicilere ulaşsın.
Kocasını 2008'de kaybetmiş bir dul olan Nanda Bhandare gibi çiftçiler var. Sonuçta 10 ve 12 yaşlarındaki çocuklarını çiftlikte çalışabilsinler diye okuldan almış. Yedi dönüm araziye sahip, bu arazide bir yıl boyunca her gün çalıştıktan sonra senenin bütününde büyük ihtimalle 250 dolardan fazla kazanamayacak. Devletten telafi almış olabilir ama bu, kocasının borç almış olduğu tefeciler tarafından çoktan yenmiştir çünkü ülkede tarım kredisi yok. Şu an ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.
Amy Goodman: Genetiği değiştirilmiş tohumlar ve A.B.D. çokuluslu şirketlerinden bahsedin.
Smita Narula: Genetiği değiştirilmiş tohumlar. Bt pamuk tohumu, şu an pamuk endüstrisine hakim olan pamuk tohumu girdisi. Genetik değiştirmenin vadettiği şey, tohumun içinde Hindistan'daki pamuk üretimini etkileyen yaygın bir zararlı türünü öldüren bir toksin üretmek. Monsanto ve diğer çokuluslular tarafından pazarlanan Bt pamuk tohumu, Hintli çiftçiler için halihazırda kıt olan iki kaynak gerektiriyor. Bu kaynaklar para ve su. Bt pamuk tohumları normal pamuk tohumlarının iki ila 10 katına maloluyor, ayrıca başarılı mahsül alabilmek için çok daha fazla suya gereksinim duyuyor.
Çiftçiler, daha büyük maddi güvenceye kavuşacaklarına dair vaatlere ve saldırgan pazarlamalara inanarak tohum satın alabilmek için sıklıkla fahiş faizler isteyen tefecilere yöneliyor. Ardından, Hindistan'daki pamuk çiftliklerinin yüzde 65'i yağmurla beslendiği ve sulamaya erişimi olmadığı için kaçınılmaz olarak mahsüller başarısız oluyor. Ayrıca artan kuraklık bir çok çiftçinin bu durumu yaşamasına sebep oldu. Girdileri satın alabilmek için başa çıkılmaz borçlara girdiler. Mahsül alamadılar. Bu döngüye birkaç sezon devam ettiler. Sonunda kurtulamadıkları bir döngüye hapsoldular, kendilerini öldürmek için satın almış oldukları o pestisiti içtiler. Ve —
Amy Goodman: Son olarak, yapılması gereken nedir?
Smita Narula: Devletin yapabileceği ve yapması gereken birçok şey var. İlki, bilgi yetersizliğini ele almak. Daha önce söylediğim gibi hükümet problemin kapsamını yeterli şekilde saptamakta başarısız oldu. Müdahalede başarısızlık var. Hükümetin insan hakları komitelerine gururla böbürlenerek anlattığı borç destek programı çoğu çiftçiye ulaşmıyor, çoğunu yetki alanı dışında bırakıyor, ve çok az şey sunuyor. Ayrıca yapısal problemler var. Hükümet, onca çiftçinin hayatları bundan dolayı mahvolmuşken gittikçe daha fazla genetiği değiştirilmiş tohuma onay vermek yerine tarım politikalarının merkezine insan haklarını koymalı ve çokuluslu şirketleri regüle etmeli, ki bunu yapmıyor.
Amy Goodman: Smita Narula, bize katıldığınız için size teşekkür etmek istiyorum. Web sitemizde NYU Hukuk Fakültesi İnsan Hakları ve Küresel Adalet Merkezi'ndeki araştırmanıza bağlantı vereceğiz."
Hindustan Times'in 26 Mart 2012 tarihli haberi.
Alıntı:
bakan çiftçi intiharları için bt-pamuğu suçladı
Zia Haq, Hindustan Times
New Delhi, March 26, 2012
Hindistanın bt-pamuk rüyası berbat bir şekilde yanlış gidiyor. 2011-2012 de gerçekleşenler de dahil çiftçi intiharları, on yıl önce izin verildiğinden bu yana pamuk yetiştiricilerince %90 adapte edilen abartılı reklamlı genetiği değiştirilmiş çeşitlerin düşen perfomansı ile ilk kez ilişkilendirildi.
Siyasetçiler bir başarı hikayesi olarak bt-pamuğu selamlamışlardı fakat tarım bakanının bir kopyası Hindustan Times'a da gelen pamuk yetiştirilen eyaletlere gönderilen iç duyurusu korkunç bir senaryoyu ortaya koyuyor.
Duyuru, "bt-pamuğa geçildiğinden bu yana pamuk çiftçileri derin bir krizin içinde. 2011-12'de çiftçi intiharlarının büyük kısmı özellikle bt-pamuk çiftçileri arasında çok ciddi" diyor.
Görünüşe göre bt-pamuğun başarısı zar zor beş yıl devam edip sona erdi. O zamandan bu yana ürün rekoltesi düşerken zararlı saldırıları artıyor. Pamuk zararlılarını öldürmek üzere genetiği değiştirilmiş Hindistanın yegane GDO ürünüydü.
Çiftçiler için, maliyetlerin artması - pestisit şeklinde - gelirlerle uyuşmayınca bir çoğunu finansal veya başka türlü uçurumun kenarına itti. Basitçe, bt-pamuktan artık önceki kadar gelir elde edilemiyor.
Duyuru, "Gerçekte pamuk tarımının maliyeti zıpladı...yükselen pestisit maliyeti yüzünden. Son beş yılda toplam bt-pamuk üretimi geriledi." diyor.
...
|
|