Demogoji konusuna hiç girmeyelim isterseniz. Bu konuda herhalde sizin elinize su dökmenin kolay olmadığını herkes görmüştür. Adap konusundan bahsetmek biraz abes olacak. Herkes görüyor zaten.
Diyorsunuz ki, o reklamlar ülkenin adet ve göreneklerine göre hazırlanmıştır.
Bu adet ve göreneklere uygunluktan anlaşılan şey; "
Hint milletine tohum reklamı yaparken, "GDO'lu tohum ekilen tarladan, GDO'suz ekilene göre 10 misli fazla ürün alınır demek, başka bir reklamda bu tohumu ekersen bütün borçlarını ödersin, üstüne üstlük fazladan refaha erersin" dendiğinde bu onların göreneklerine uygun oluyor. Şirket de buna göre reklam yapmıştır. Hatta, dini motifleri kullanarak GDO tohum satmak bile bu ülkenin göreneklerine uygundur, ve yalan olması durumunda dahi bir problem teşkil etmez, bu abartı sayılmaz, yanlış da yönlendirmemiştir, çiftçiler bu reklama bakarak tohum satın almamıştır."
şeklinde. Başka bir açıklaması varsa siz yapın.
Zambiya'lıların ölümüne seviniyor muymuşum? Neden? GDO yemedikleri için ortalama yaşam süresi bir günde 50 küsürden
32'ye inmiş, GDO'lu mısır yardımını kabul etmedikleri için
3 milyon Zambiyalı ölmüş (rakamlar sizin). Buna olsa olsa GDO yediremedikleri için "
açlıktan kurtarmak isteyip de kurtaramadığımız dilenciler" diye şirket sevinir. Gıda yoluyla dünyaya hakim olmanın kolay bir fırsatını kaçırmış olmanın telafisi gibi görürler.
Anlaşılan Zambiyalıların ömürleri
10 sene içinde 20 yıl birden uzamış, ve başından beri GDO'ya kollarını açmış komşuları Güney Afrikadan daha uzun ömürlü hale gelmişler

GDO pek yaramamış galiba.
Söyledikleri rakam ne zaman
3 milyona çıkmış bilmem. Bir ara "
yüzlerce hatta belki de binlerce" diyorlardı, milyon olmuş demek. Şirket böyle mi söylüyor?
Bu konuda yapılmış bir TV programının transcriptinden küçük bir bölüm:
Alıntı:
Mundina Sikatana, Zambiya Tarım bakanı açıklıyor. "Bize verilmekte olan yiyeceğin GDO olduğu söylenmemişti. Bunu açıklamalıydınız! Açıklamakta ne problem vardı? Çünkü tepki göstereceğimizi biliyordunuz."
Zambiya GDO yiyecek yardımını reddettiğinde uluslararası bir şaşkınlık oldu.
Artık, Zambya devleti için, kabul edilebilir dış yiyecek yardımı alternatifleri bulmak için bir yarış vardı.
David Stevens, Dünya Yiyecek Programı Direktörü durumun vehametini anımsatır. "Zambiyada bir kuraklığın, çok ciddi bir kuraklığın ortasındaydık ve hemen hemen 3 milyon kişinin acil gıda dağıtımına ihtiyacı vardı."
Charles Mushitu, Zambiya Kızıl Haç: "Bir adım geri çekilip hareket planlarımızı gözden geçirmemiz gerekti. Ve o dönemde Tanzanya gibi komşu ülkelerden gelen fasulyeleri dağıtmaya başladığımızı çok iyi hatırlıyorum.
Bu fasulyeleri dağıtmaya başladık. İnsanlar, pişirerek, püre yaparak yedikleri bu fasulyelerle yaşayabildiler."
David Stevens: "Bir çok ülkenin cömert yardımlarıyla, para bağışlarıyla bölgemizden ve başka yerlerden dağıtmak üzere yiyecek satın alabildik - GDO'lu olmayan yiyecekler."
Charles Mushitu: "Açlıktan kaynaklanan tek bir ölüm kaydımız olmadı."
|
"
GDO şirketleri ve BT Mısır dünyayı açlıktan kurtaracak" imajını çok sarstığı için, gerçek olmasa bile açlık ölümlerine kimin sevinip kimin üzüleceği bellidir. Yalan reklamlarla kandırıp zaten borç yükü altındaki çiftçileri hepten batırarak umutları yitip intihara sürüklenen çitçilere timsah gözyaşları dökenlerle aynıdır.
Bu arada, Zambia'nın, sınırdaki başka ülke insanlarının yaşadığı mülteci kampları dışında GDO'lu yiyecek yardımı aldığı veya satınaldığına dair hiç bir kayıt yok. Zambiya kaynakları da bu yönde.
Zambiya ülkemizden 3 yıl önce bir biyogüvenlik kanun ve mevzuatına sahip olan bir ülke. (şu bizde nasıl uygulandığını hep birlikte görmekte olduğumuz mevzuat)
70,6/1000 gibi yüksek bir yenidoğan ölüm oranı ve yenidoğan dışındaki ölümlerin
%24'ünün HIV/AIDS olması ortalama yaşam süresini
52'ye düşürüyor. Bu oranlar Zambiyaya özel olmayıp bölgedeki ülkelerde benzerlikler gösteriyor. Neticede GDO yemediği için açlıktan ölen (sapır sapır dökülen) 3 milyon insan diye bir şey yok. Bir çok problemleri, daha da fazla umutları var.
Not: ifpri'yi doğrudan fonlayan şirketler kendi dökümanları içinde var zaten. Aynı şekilde gdo'ların ülkelere yaygınlaşması için hazırlayıp yayınladıkları bir çok rapor da var. Hangi yönetici ve çalışanlarının biotech şirketleriyle irtibatlı olduklarını (bir orada bir burada çalışmak gibi) siz bulun. Ha, bunlar problem mi? Hayır. Monsanto da böyle bir şey yayınlayabilirdi, ve bakın Monsanto böyle demiş denebilirdi.