View Single Post
Eski 21-12-2012, 22:25   #822
pomodoro
Ağaç Dostu
 
pomodoro's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-10-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 205
Selamlar,

3 gündür gerek işte fırsat bulduğumda, gerekse akşamları evde, konunun tamamını, azmettim, okudum Daha ilk başlardan itibaren torfun fırında sterilizasyonunu anlamamıştım ama sonradan tekrar bahsi geçti; sözkonusu fırın, mikrodalga fırınmış. Fakat benim bildiğim mikrodalga fırına market torbası konmaz. Tahminimce tavuk vs. için satılan özel fırın torbalarını kullanıyoruz. Doğru mudur? Sorumun diğer kısmı: 2 ay önce, henüz bu konudan bihaber olduğum için ben çimlendirmelerimi mahallemdeki bir seradan aldığım toprakta yaptım. Toprak, torbalara doldurulup satılan, markası vs olmayan bir bahçe toprağı idi. Kimbilir neyi paketleyip sattılar? Elimde hala o topraktan var. Acaba torf gibi toprak da fırınlanır mı, fırınlanmalı mı?

Ekim ayında ofiste kemirdiğimiz keçi boynuzu tohumlarını çimlendirebilmemle birlikte içime bahçıvan kaçtı, “toprak beni çağırıyor, kendi domatesimi, biberimi yetiştirmeliyim” oldum. İnternet büyük yardımcı! Forumu bulduktan sonra daha da aşka geldim. Keçi boynuzlarımı bonsai mi yapsam, hangi domatesi yetiştirsem, aman kompost da yapayim derken ilk tohumlarımı ısmarladım, seradan toprağımı aldım, minik maydonozlarımı, fesleğenlerimi ektim. Fakat takvimler aylardan kasımı gösteriyor; dahası sera olarak kullanıp bir cangıla dönüştürmeyi hayal ettiğim (kapalı) mutfak balkonum büyük ölçüde kuzeye, yan taraftaki blok izin verdiği ölçüde de doğuya bakıyordu. O gün bugündür inatla çabalıyorum. Öncelikle ektiğim 4 çeşit ottan sadece biri (kıvırcık maydonoz) çimlendi, ama güneş için cama uzanmaya çabalamak haricinde bir gelişim gösteremedi. Arada ektiğim bir takım başka tohumlar hiç filizlenmedi. Marullarımdan çok ümitliydim. Hemencecik çimlenmişlerdi, dahası çok güneş de istemiyorlardı. Fakat mutfak kapısı açık kalmış, kedilerim bahçemi tarumar etmiş Yılmadım; bu madem tohumdan olmayacak nane köklendireyim bari dedim. Marketten aldığım naneyi köklendirip diktim. Önce tutmuş gibiydi, hatta yanlardan filizler de veriyorlardı. Ama çok geçmedi, onlar da çürüdü gitti. Bu arada 20 kadar keçiboynuzu tohumunun 15 kadarı çimlendi (kağıt havluda). Toprağa ektiğim 15 filizin 10 tanesi gerçek yapraklarını çıkarabildi. Ardından geçen şu 1,5 aylık sürede önce teker teker boyunlarını büktüler, şimdiyse hiç keçiboynuzum kalmadı. (Gerçekten toprağımda sorun olabilir mi?)

Kış ortası güneş yokken nasıl büyüsün zavallıcıklar diyerek bu sefer büyüme ışıklarını araştırmaya başladım. Cheap LED Light and Grow Box adresindeki fikirden yola çıkarak kendime bir “grow box” yaptım (2 hafta önce). Şu an “grow box”ımda 5 adet Tiny Tim domatesim 2. çift yapraklarını çıkardı (An itibariyle 1 aylık ve 1 haftalıklar. Çok keyifli olmasalar da 2. yapraklar kutuya konduktan sonra çıktı). Ayrıca 2 haftalık 6-7 tane marulum var. Onlar da 2. yapraklarını çıkarmak üzereler. Ve diğer ektiğim tohumlardan kurtarabildiğim 1 adet “pride of madeira”… “Grow box”ın ışıklarını günde yaklaşık 14 saat açık tutuyorum. Sanırım doğru yoldayım…

Ayrıca bunca başarısızlıktan sonra, çimlendirme konusunda kendimce şöyle bir yol izliyorum artık: Tohumlarım toprağın altında çimlendi mi çimlenmedi mi diye kendi kendimi yiyeceğime (tohum da bozuk olabilir), artık ilk çimlendirmelerimi plastik bir peynir kabının içinde, kaloriferin üstünde ve ıslak kağıt havlu arasında yapıyorum. Böylelikle hem ortamın nemini daha iyi kontrol edebiliyorum, hem tohumların durumu konusunda daha net bilgi sahibi oluyorum. Mesela 3 cins marulu çimlendirmek üzere kağıt havluya yatırmıştım; 2 cins hemen 2 gün içinde çimlenmesine rağmen 1 tür, 2 hafta oldu hala bana mısın demiyor. Ayrıca şeytanın öpücüğü biber de ıslatmıştım (2 adet), 2 hafta sonunda biri ancak çimlendi. Tohumlarım minik ve naif seramda çimlendikten sonra, hiç tohuma dokunmadan, üzerinde çimlendiği havluyu minicik keserek karton yumurta kaplarına ekip “grow box”a yerleştiriyorum. İkinci yapraklar da çıkıp biraz boy atıp, şöyle bir serpilince şaşırtma yapıp daha büyük saksılara alacağım. Henüz hiç o safhaya gelemedim ama tüm bu yaşadığım savaşı baharda yapacağım daha başarılı çalışmalar için bir alıştırma olarak görüyorum.

Bu arada başarılar da yok değil. 1 ay kadar önce ektiğim arpacık soğanlari topraktan başlarını hemen uzattılar. Hatta 2-3 gün önce ben biraz budayana kadar 30-40 cm olmuşlardı. Kendi bahçemin taze soğanını yaptığım salataya koydum Tadı ve keyfi anlatılmazdı…
Biraz uzun bir “post” oldu ama bu karanlık günlerde kendi başıma uğraşıyorum. Üşenmeyip de okuduysanız, yanlışlarımı söylerseniz sevinirim. Ayrıca insanlar bu başlık altında pek çok tecrübe ve tecrübesizliklerini paylaşmış. Söylemeye gerek yok, bu paylaşımların büyük yararını gördüm. Belki benim yazdıklarımın da birine faydası olur…

Bir de söylemeden geçemeyeceğim: Şu 2-3 günde 2 yılın postlarını okudum, uzun metrajlı film gibiydi Zeki beyin tavsiyeleri, başarılar, başarısızlıklar, öyle mi böyle mi derken minik minik çimlenmiş fidelerin kocaman olup terasları, balkonları doldurduğu kareler, tabaklarin içinde kızarmış muhteşem domatesler… Herkesin eline emeğine sağlık. Zeki beye ayrıca teşekkürler…

pomodoro Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön