View Single Post
Eski 16-05-2007, 11:55   #37
Derya Özen
Ağaç Dostu
 
Derya Özen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-11-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 1,517
SU İLE İLGİLİ BİLGİLER

Su aslın da, başlı başına hakkın da kitap yazılacak kadar engin bir konu. İnsanlar hiç bir şey yemeden haftalarca yaşayabilirken, su içmeden en fazla bir hafta yaşayabilirler. İnsan vücudunun %66 ‘sı insan beyninin %75 ‘ i sudur. Canlı organizmaların %60-90 ı sudan oluşmaktadır. Canlılar için bu kadar önemli olan tatlı su doğa da çok kısıtlı olarak bulunmaktadır. Yer yüzü su kaynaklarının yalnızca %1,5 ‘u canlı organizmaların kullanabileceği tatlı sudur. Dünya yüzeyinin % 71 suyla kaplıdır. Yeryüzündeki tüm suların yalnızca % 3 ‘ ü tatlı sudur. Bu tatlı suyun % 2 ‘ si ise buzullarda donmuş haldedir % 1 lik dilim ise içilebilir nitelikte sudur. Geri kalan % 97 lik kısım ise denizlerde ve okyanuslar da ki tuzlu sudur.
Türklerin Orta Asya’dan göç etmelerinin birinci nedeni kuraklıktır. Gezegenimiz mavi dünya ama yine de buna rağmen gelecek 50 yıl için de dünyanın su savaşlarına sahne olacağı yazılıyor.
İngiliz araştırmacılar 50 yıl içinde Türkiye, Suriye ve Irak ‘ ın Fırat nehrinin suyu için savaş yapacaklarını öngörüyorlar.
Yalnızca Fırat nehrinin sulama kapasitesi 444.000 km2 bir alandır ki buda Bulgaristan’ ın 4 katı eder. Türkiye Orta doğuda su kaynakları açısından kişi başına 4500 m3 yıllık su potansiyeli ile bölgenin kralıdır. Günümüzde petrol savaşlarına sahne olan, Orta Doğu ilersi yıllar da da su savaşlarına ev sahipliği yapacağa benziyor. Bu anlam da bölgesinde pek çok büyük nehri toprakların da barındıran Türkiye dikkatleri üzerine çekiyor.
Bilimsel ölçümlere göre yer yüzünden 1 saniyede tam 16 milyon ton su buharlaşmaktadır. Bu miktar 1 yılda 505 trilyona ulaşır, bu aynı zamanda 1 yılda Dünya ya yağan yağmur miktarıdır ve bu miktar her sene sabittir. Yani su sürekli bir denge içinde belli bir ölçüye göre Dünya üzerinde dönüp durmaktadır. Yer yüzündeki hayatın devamı bu su döngüsü sayesinde sağlanır. Bu miktarda küçücük bir değişikliğin olması büyük bir ekolojik dengesizliğe neden olacaktır ki bu da hayatın sonu demektir.
Bu dengenin bozulmaması için herkes üstüne düşen görevi yerine getirmeli, toprağının ve suyunun değerini bilmelidir. Ormanlık bölgeler de özellikle Karadeniz de 1 yıllık yağış oranı 1000 ila 2500 mm iken Orta Anadolu da bu oran yıllık 350 ila 500 mm arasında değişmektedir.
Bunun nedeni malum, her bir metrekaresi ormanlarla kaplı olan Karadeniz bölgesi ağaçları sayesinde yağmur bulutlarını bölgesine çekmektedir. Orta Anadolu bölgesi ise, step (
kuru, verimsiz, bozkır) arazisi sayesin de az miktar da yağış almaktadır. Ülkemiz de en az yağmuru tuz gölü ve çevresi almaktadır. Yıllık 250 mm. Bizim üzerimize düşen ülkemizin, boş arazilerini ağaçlandırmak ve bu ağaçların yeşillenip büyümesini sağlamaktır, çünkü ağaçlar Dünyanın Akciğeridir. Ağaçlar temiz hava ve yağmur getirir. Ayrıca ağaçlar toprak kaymasını önler bir nevi toprakların sigortasıdır. Türk’lerin ise Orta Asya’ dan göç etmelerinin en önemli nedeni, kuraklık. Atalarımız yaşadıkları yerde doğa ile baş edebilselerdi, her şeye rağmen, acaba yaşadıkları güzelleştirdikleri o toprakları bırakıp şuan yaşadığımız bu yere gelirler miydi.? Bence gelmezlerdi tarih boyunca kavimlerin göç etmelerinin birinci ve asli nedeni hep doğayla yaptıkları mücadeleyi kaybettikleri için olmuş, hiç kimse sevdiği sorunu olmadığı yaşabilme şansı bulduğu topraklarını terk etmemiş aksine orayı güzelleştirmek için sürekli çalışmış.

TOPRAĞINIZ VE AĞAÇLARINIZ BU HALE GELİP, SİZE ÇIĞLIK ATMADAN ÖNLEMİNİZİ ALIN !

Eklenen Resimler
 
Derya Özen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön