Büyükçekmecede ,Güzel vakit geçirmek mümkünse biraz da balık tutmak için iskelede balık tutan birinin yanına yanaştım.
aynı yem, aynı olta aynı yem takma şekli vs .
Sadece bir metre sağında. Adam her mırmır çıkarışında kısmet işte dedikçe.
benim misinalar dolaşmaya başlamıştı ona kıskançlıkla bakmaya çalışırken
Sekizinci balıktan sonra başka bir yerde tutarım diyerek oradan uzaklaşmıştım daha çok ızdırap çekmemek için.
Tarlalar komşu.toprak aynı, zeytinler aynı yaşta .Komşu hiç sulamıyor üstelik.
Suya alıştırmadım diyor
Sadece ipini koparmış deli dana gibi dolaşarak zeytinlikte dızgara çekiyor sıksık.
İşte böyle yüzü gülüyor ,zeytin toplarken. Çünkü zeytini satılıyor ve para ediyor.
Benim zeytinlerin bir kısmı böyle buruş buruş.
Bir kısmı böyle daha bir yaz geçirseler kararmayacaklar.
Çok şükür ki bir kısmı da böyle toplanabilecek durum da
Halil beyin verdiği bilgiye göre on yıl kurak olacaksa şimdiden alışsınlar, sulamayacağım.
Suya nasıl alışmışlarsa susuzluğada alışırlar.
Her ne kadar alışkanlıklardan kurtulmak zor olsada