Bu tür çöplük manzaraları bana da hiç yabancı değil. Evimin olduğu mahallede alışveriş yapabileceğim bir bakkal yok.10 dakikalık yürüme mesafesi olan bir tavukçu var, oraya yürüyerek gidiyorum.Giderken de etrafı gözlemliyorum. Sağa sola atılmış pet şişeler, bira kutuları, cam kırıkları, gazete kağıtları ,açma halkaları, köpük parçaları, poşetler vs... Aklınıza gelebilecek her türlü pislik var. Belediye yolları her gün süpürse, temizlese ne olur ki? Gene atacaklar, gene kirletecekler. Geri dönüşüm kutusunun üstündeki yazıları okumaktan aciz, bir sürü bilinçsiz insan var.

Onları çöp tenekesi sanıyorlar.
Eğitim şart diyoruz ama bazen o da yeterli olamıyor.Okulda hepsi fakülte bitirmiş bazı öğretmen arkadaşlarımın dahi bu bilince sahip olmadığını üzülerek görüyorum. Öğretmenler odası yanlış çekilmiş fotokopi kağıtları ile dolup taşarken, çevre kulübüne seçilmiş öğretmen arkadaşım pc başında otomobil fiyatlarına bakabiliyor. Bu durumdan rahatsız olanlar söylenip duruyorlar ama yapılan bir girişim olmuyor. Ben ise üşenmeden, her hafta sabırla belediyeyi, atık firmasını aradım. En sonunda cuma günü bahçede araçlarını görünce aşağı inip, okuldaki atıkları almalarını söyledim.
Üzüldüğüm bir şey daha var. Öğretmenler odasından çıkan atıkları kontrol ettiğimde resmen şok oldum. Yepyeni dosyalar, içlerinde tertemiz föyler, kullanılmamış bir sürü temiz kağıt, güzelim kitaplar, hatta bir tane de yastık çıktı

Bizler bunları çöpe atacak kadar zengin miyiz ? O atılan dosyaları bir yerde istif edip, maddi durumu olmayan çocuklara veremez miyiz? O temiz kağıtları tekrar kullanamaz mıyız ? Hem israf, hem pislik. Her yerde diz boyu maalesef.
