Kızımız Maviş, alışveriş dönüşü çocukların elinde gördüm, aldım. Bir haftadır bizimle. Deniz gözlerine, kartopu gibi beyaz tüylerine aldanıp "ay ne sevimli" demeyin.

O bir Van cadısı.
Geldiğinden beri rahat yüzü görmedik, elimize, ayağımıza saldırıyor, pusu kurup üstümüze atlıyor, koltukta otururken arkamdan sinsice yaklaşıp kulağımı ısırıyor, saçlarımı dağıtıyor.

Gece sabaha kadar canı istediği zaman uyuyor aralıklarla uykusu geçince başımda bitiyor, en sonunda pes edip kalkıyorum salona geçiyorum ve o uyuyana kadar onunla oynuyorum. Kapı altı boşluğu yüksek, bizim kız da pire kadar olduğundan azıcık eğildi mi bütün kapıların altından geçip istediği odaya girebiliyor. Tabi ki tercihi geceleri yatak odası, gündüzleri salondan yana.
Bir de Perşembemiz var. Üç-dört günlük falan. Enjektörle besliyoruz. Alt komşu akşam soğuğunda eve dönerken sesini duyup alıp getirmiş. Yol kenarında atılıymış. Çok vicdanlı (!) bir insancığın onu oraya atması çok muhtemel. Çünkü bir kedi asla yavrusunu yol kenarı gibi korunmasız bir yere bırakmaz. Ki çocukların söylediğine göre Maviş'i de bir arabadan atıp gitmişler.
Perşembe günü bulunduğu için bebek kedimizin adını komşu Perşembe koydu.

Onun resimlerini ayrıca ekleyeceğim. Önce ablamız Maviş.