Ah bir de şanssızlıkları unutmuşum.
Bir arkadaşımın verdiği kırmızı atlas çeliklerini 3 saksıya ekmiştim, hepsi de tutmuştu sürgün uzattılar. Sonra 2 saksısını arkadaşlarıma hediye ettim. Şansa bakın ki, 10 gün sonra bende ki çürüdü, kurtaramadım. Yani bir anda kırmızı atlassız kaldım. Sonra pazarda bir yerde satıldığını görmüştüm ilkbaharda, onun peşine düştüm, satıcının elinde küçük bir çelik kalmışta, hemen onu edindim. Şimdi çok iyi kolluyorum kırmızımı...