Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen
...
( not şimdi bir abim geldi kapıma be' ben iyi değilim' diyor ışığını yanık gördüm beni hastaneye görür müsün?)
..
|
Neyse tansiyonu yükselmiş 17/9 gibi bir iğne vuruldu geri getirdim... Şimdi daha iyi..
Aslında Hasan abim benim bağ evine 400 m. köyün önünde benzinlikte gece görevlisi olarak çalışıyor...yaşı 65 e yakın. Ara sıra bazı geceleri çayı bahane eder sohbete gelir, biraz durur gider...
Ben edebiyata sarılmışken_ ki bazen
çaresizliğimi edebiyatla süslemeye çalışırım ve bunu hep yaparım

fellik felik
'hayatın anlamını' ararken;
birden bağ evinin açık kapısında görünce ödüm patladı... Müzik de dinliyordum seslendiğini duymamışım... Zaten av köpeğim 'beyaz' da iki kulağı ile tam bir sağır...
( neyse siz konuşmaya devam edin içinizden...

ben kaçıyorum...
Çatıya yatıp gök yüzüne bakacağım uyumadan önce; zaten gökyüne bakmak Spinoza'dan felsefe dersi almak gibi...
İçime bir az hüzün kapladı, soyuta girmeliyim...
Değişmemişliğin şekli olan yıldızlı gökyüzüne, duruyormuş gibi duran bir zamanın içine...
bu gece nedense ya geçmişte yaşıyorum ya gelecekte;
şimdiki 'an'a dokunamıyorum,
teğek geçiyorum...

içinde olmadığım yere varmak için içinden olmadığım yoldan geçer gibi; ya da olduğum yere gelmek için, olmadığım yerden gelmek gibi...
herkese ''hayatın gerçek anlamını bulmasını ümit ediyorum''...
(aslında
hayatın anlamı herkese anlatılmayacak kadar
özel miydi: yoksa...)
En güzeli,
hayatın öyle bir anlamı olmalı ki_ yaşamaya deysin...
veeee...
'Anlamak sevmektir' demiş; shakespeare en güzeliyle...