Var Olmak Haktır
Oturduğum sokakta yaşayan sokak köpeklerine daha önce paylaştığım gibi su ve mama veriyorum. Uslu duran cana yakın olanlara da kenelere karşı düzenli olarak anti-parazit damlalarını uyguluyorum.
Dört yaşına girmek üzere olan ikisi, 2 yaşına girmek üzere olan bir dişi ve 8 aylık 4 erkek yavru. Ayrıca aynı dişinin 1.5 ay önce doğurduğu 6 adet yavru. Bu yavrular henüz insan içine karışmıyor, karşıdaki insan boyuna varan otların kapladığı arazide annelerinin verdiği süt ile besleniyorlar.
Ne kadar acı ki bugünlerde bir düşman sahibi olmuşlar haberleri yok doğal olarak. Sokağımdaki her ev sahibini tanıyor biliyorum. Fakat sanırım bir kiracı durumu olmalı ki tanımadığım küçük motorsikletli bir kişi bir kaç zamandır gelip gidiyor. Köpekler de havlayarak her yabancıyı kovaladıkları gibi kovalıyorlar. Hoşt diyerek azarladığınızda bile hayvanlar kaçıyor ve ürküyor. Bir saldırganlık ya da ısırma gibi bir durum hiç olmadı.
Geçen cuma günü 8 aylık yavrulardan birinin arka sağ ayağının boşta sallandığını yani kırılmış olduğunu görünce çok çok üzüldüm. Zar zor bahçe içine alarak yemek verdik ama öylesine korkmuş ki elimi kolumu biraz hızlıca oynatsam can havliyle kaçıyor. Veterinere danıştık hemen telefonla. Fakat akıl etmediğimiz bir noktadan sekerek bahçe duvarına sıçrayan köpeği yine kaçırdık sokağa.
Veterinerin de tavsiyesi ile Girne Hayvanları Kurtarma' yı arayarak hatta bizzat barınağa giderek durumu bilrdirdik. Büyük köpekleri alamayacaklarını, yeni doğan 6 yavru ile annelerini alabileceklerini, ayrıca ayağı kırık olan köpeği de durumundan ötürü kabul edeceklerini sevinerek öğrendik. Yarın veya öbür gün gelerek alacaklarına dair söz aldık.
Bu süre içinde en iyi bakımı yapabilmek için, özellikle de ayağı kırık yavruya karşı beslenme yönünden ilgimizi daha da yüksek tutuyoruz. Zaten hayvanlar sıcaktan bütün gün hiç ortada yoklar, akşam 18 gibi yemek ve sularını içmek için ortaya çıkıyorlar. Sabah en geç 08 gibi ortadan kayboluyorlar.
Bugün hayvanların bir düşmanı olduğunu üzülerek öğrendik. Bu kimse hayvanların su kaplarını ve yemek yemeleri için serili kuru mamalarını hayvanları kovarak sağa sola dağıtarak büyük bir vicdansızlığa imza attı. Bahçe ve garaj kapımın önünde bulunan su taslarından suları sokağa dökerek, tasları yola fırlattı ve kuru mamaları da hayvanların yiyememesi için su ile ıslatarak bozulmalarına sebep oldu.
Olayı tesadüfen farkettiğimizde kaçmak üzereydi belki de, ama görüldüğünü anlayıp ben yaptım diye gururla kendini tanıttı. Siz kimsiniz? Nerede oturuyorsunuz? Neden böyle bir şey yaptınız dendiğinde ise, kendisini şöyle savundu. Savunmadan ziyade bizlere ultimatom verdi kendince.
Bu köpekler gelip giderken ona havlıyormuş, motorla kaza yapabilirmiş. Hayvanlara su ve mama vermeyecekmişiz. Vermezsek giderlermiş buradan. Siz hayvanları vurursunuz da dendiğinde evet vururum diyebilen bu kimse, yine su koyarsak yine dökeceğini ve kapları fırlatıp atacağını söyledi.
Hayvanlar da nasıl korktularsa ortalıktan kayboldu ve göze görünmeyerek bir yerlere sindiler. Bunların sokak köpeği olduğunu, su ve yemek vermenin insanlığın gereği olduğunu söylesek de anlayamadı bu kimse bu durumu. Dağtırım buraları yeniden dedi. Öyle mi bak suları şimdi dolduruyoruz diyerek hortumla doldurmaya başlarken, hadi gel şimdi dök bu suları, kapları fırlat bakalım dendiğinde küçük motorsikletine binerek sokağın sonuna doğru küçülerek! gözden kayboldu.
Ayağı kırık köpek ortalıkta yoktu en son baktığımda, dişi anne köpek de...Hayvanları kurtarma geldiğinde umarım buralarda olurlar. Yoksa potansiyel olarak bu saatten sonra büyük bir tehlike altındalar.
O hayvanın ayağının kırılmasının sebebini bilemsem de kafamda soru işaretleri oluştu. Bu hayvanlar haber verildiğinde Girne Hayvanları Kurtarma tarafından yakalanarak kısırlaştırılıyor, aşılanıyor, bakımları yapılıp tekrar bulundukları alana geri salınıyorlar. Yalnız Girne çarşı içinde bile onlarca kulağı küpeli sokak köpeği esnafın bazılarının kapı önüne koyduğu sularla serinliyor, gölge alanlarda nefes almaya çalışıyor, bazen araba kovalayarak meydanda gürültü koparabiliyorlar.
Bu sokak köpekleri biz buraya geldikten sonra bu çevrede doğarak burada yaşam alanlarını oluşturan canlılar. Havlamaktan ve yabancı arabaları kovalamaktan başka kimseye zarar veremezler. Ama kontolsüz çoğalacaklar diye bir şey de yok tabi ki.
Böyle bir kişinin sokağıma yaşamaya gelmesi, yakınımda bir yerlerde bu zihniyette bir insanın varlığını bilmek beni son derece rahatsız ediyor. Su içer, yemek yerken onları kovarak içtikleri suyu yerlere döken, mamanın niteliğini su dökerek bozan bu kişi yarın öbür gün tüm insanlık için de bir tehlikeye dönüşemez mi?
Bugün tv de dönen bir tanıtım gördüm hayvanların yaşam hakkı üzerine ünlülerin oynamış olduğu ve toplumun ilgisini çekebilme amaçlı eğitici bir çekim yapılmış. Yaşanan bu olaydan sonra içimden şunu söyledim izlediğimde, bizim insanımız bunu başaramaz.
Gerçekten çok üzgünüm. Bu kimselerle aynı toplum içinde yaşadığım için utanç duyuyorum. Daha önce yaz tatilini 3 ay kadar Türkiye' de geçirdiğimizde ise bu hayvanlara kimse yemek, su verdi mi bilemem ama döndüğümüzde buradan ayrılmamışlardı. Zaten nereye gitsinler ki 1 km kare alan içinde yaşıyorlar. İsteyince gidip, isteyince geliyorlar. Çok çok üzgünüm, tüm hayvansever dostların beni anlayacağını ve üzüleceğini biliyorum. Çok uzun yazıp dolandırdıysam sözü, kusura bakmayınız lütfen. İçim bu canlıların haline çok acıdı, o kadar....
Hayvanlara su içerlerken ve mama yerlerken saldıran bu kimse içinse sadece,
yazıklar olsun diyorum!
Düzenleyen kelebek çalısı : 31-07-2012 saat 02:51
Neden: başlık düzenleme
|