agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Yaşantımızda ve Sanatta Bitkiler
(https)




 
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Prev Önceki mesaj   Sonraki mesaj Next
Eski 05-06-2008, 17:03   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Burhaniye Şahinler Köyü Cami

Hani zaman zaman insan alıp başını gitmek ister. Bir deniz kıyısı kasabasına yerleşerek sessiz sakin huzur içinde bir emeklilik sürmek ister. Yaz aylarında çocuklarını, torunlarını ağırlayabileceği, birlikte zaman geçireceği bir yer düşler… İşte böyle bir yerdir Burhaniye!..

Kuzey Ege'nin kıyısına Balıkesir'e bağlı olarak konuşlanmış bir kasabadır. Kuzeyde Kazdağlarıyla arasında körfez vardır. Güneyden doğuya doğru karadan Madra dağlarına bağlanmıştır… İki dağ arasında çoğu zaman ya poyraza döner hava, olmadı karayele döner… Ama imbatına doyum olmaz… Daha pek çok rüzgarı vardır… Lodos, etezyen, eşek imbatı, samyeli… Bu yüzden olsa gerek mitolojide Burhaniye'nin içinde yer aldığı bölgenin adı 'binbir rüzgarlar vadisi’ olarak geçer… Kazdağları ise 'Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası' Madra dağları da ‘anatanrıçanın erkeği’ dir… Anadolunun içlerinden kopup gelen Kibelenin erkeği yani…

Evet, Burhaniye'nin içinden Madra dağlarına doğru zeytinlikler arasından köylere doğru kıvrıla büküle incecik yollar çıkar… Çıktıkça Körfez ayaklarınızın altında kalır… Burhaniye ise tüm güzelliğiyle sanki uzansanız avucunuzun içine alıverecekmişsiniz gibidir. İşte bu yollardan biri de Şahinler Köyü’ne çıkar… Gözünüze ilkin köyün hemen girişindeki mezarlıktaki asırlık serviler çarpar.…

Köy meydanına geldiğinizde ortalığın ne kadar sesiz ve sakin olduğunu görürsünüz. Köy kahvesinde bir iki yaşlı köylü meraklı gözlerle sizi izler… Çünkü yabancı halinizle hemen fark edilirsiniz… Selam vererek, onlara doğru yürüdüğünüzde hemen toparlanarak sizi buyur ederler… Daha ilk çayınızın sonuna gelmeden yabancılık bitmiştir bile… Onlar Osmanlı döneminden kalma camilerini görmek için geldiğinizi hemen anlarlar. Bununla gurur duyarlar… Lakin hakkında söyleyecekleri pek bilgileri yoktur. Caminin 150 yıldan fazla olduğunu, Bulgar amelelerin çalıştığını, ustalığını Rumların yaptığını duyduklarını söylerler… Bir de şunu hatırlamaktalar: Caminin iç süslemesini yapan Rum sanatçı caminin iç süslemelerini bitirmek için yumurta isteye isteye dedelerini bıktırmış. Resimlerde kullandığı boyaları yumurta akıyla karıştırdığı için bugüne kadar hiç solmadan, çatlamadan, bozulmadan gelmiş…

Dışarıdan alçak gönüllü, sadece minaresindeki tuğla işçiliği göze çarpan sıradan bir köy camisi görünümünde olduğu için, içeri girdiğinizde şaşkınlığınızı tutamazsınız. Çünkü sizi inanılmaz bir güzellik karşılayacaktır… Günümüzde bile yadırganacak olan şahane bir uslûbun duvarlardaki, kubbe içlerindeki resimlere ve desenlere sindirilmiş olan o mistik duygusu sizi hemen sarı verecektir. Mihraptaki alçı perdenin ve mihrap üzerindeki alçı süslemelerin geleneksel camii süslemelerden farkını hemen anlayacaksınız… Ahşap işlemelerindeki basit gibi görünen ama ustaca yapıldığı belli olan motiflere hayran olmamak işten bile değildir..

Gerçekten de ölçek olarak küçük sayılabilecek bir camiinin içine bu kadar çok güzelliği nasıl sığdırabildiğine şaşıyor insan… Duvarlarda yer alan manzara resimlerinin düşsel olmadığı, çevreden esinlenildiği bellidir. Örneğin orta kubbedeki servi resimlerinin silueti ile köy girişindeki mezarlık servilerinin silueti hemen hemen aynıdır. Hâttâ, köylüler kubbedeki servileri şu anda mezarlıkta gösterebileceklerini söylerler…

Yapıldığında Osmanlı hat sanatından örnekler yokmuş hiç… (Gördükleriniz sonradan yapılmış) Belki de bu özelliğiyle tek olan cami bu olmalı. (*) Hep doğa resimleri işlenmiş… Nedeni bence caminin iç süslemelerini yapan Rum sanatçının hat sanatından bi haber olmasıdır. Onun kutsal mekandan anladığı buymuş, onu yapmış. Yöre insanı da sevmiş, gözetip kollamış…
Günümüz köy camilerinin özgünlükten ve estetikten yoksun, kopyanın da kopyası olan pek çok yerdeki teneke minareli camilerine baktıkça; bundan 150-160 yıl öncesinde yaşayan köylülerin nasıl bir estetik, nasıl bir doğa, nasıl bir dini felsefe ve sevgisi içinde olduğunu daha iyi anlıyor insan…
Yerinde çektiğim fotoğraflara bakınca bakalım bana hak verecek misiniz?

(*) Daha sonra konu edeceğim Ağacık Köyü Cami dışında


NOT: Bu konu gezi bölümünde de yer verilebilirdi. Ama bence yeri burası...

Eklenen Resimler
     
hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
 


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:34.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024