bence de sn TCM haklı aynen böyle yapmalısınız tabi siz daha iyi bilirsiniz bence çim ekmelisiniz bahçenize ayrı bir güzellik katar çiçeklerinizle tam bir doğal yaşamalanı gibi bir hobi bahçeniz olmuş olur

Sevgili arkadaşlar o teras tam olarak 20m2
Çizim biraz orantısız mı oldu acaba.
Evin tamamı 50 m2 + 15 m2 asma kat.
Sn.TCM, fasulyeden verim 0.
Ben fasulyesiz yaşayamam evimde daima en az 3 kilo fasulye stoğu olur.
Ama benim bahçemde olmadı neden bilmem.
Çok da üzüldüm kaç çeşit fasulye toplamıştım.
Onu da komünist belediyenin mahsulünden alırım.
Tunceli’de acaba Meksika fasulyesi yetişmez mi ki.
En çok onu seviyorum.
Çim bir sonraki aşama önce ahu bahçesini tasarlamam lazım.
Onun için de üzerine gölgeleme için demir veya ahşap bir konstrüksiyon gerekiyor. Tecrübe ile sabit olundu ki İzmir’de ahududu ve kaliteli böğürtlen gölgeleme yapmaksızın mümkün görünmüyor.
O şartlara maruz kalan iki kök kavruldu ve sadece dibinde bir cılız sürgün verdi. Diğerleri saksıda ve çift kat gölgede. Hala üzerleri çiçekli ve daha akşam bir avuç ahududu yedim. Çim sorunlu bir şey ama sanırım parseller arasında patikalar olacak 3-4 cm aralıklarla gelişi güzel kayrak taşı atacağız.
Taşların aralarının çim kaplı olması hoş olacaktır

Sağlık olsun.

Şefim, 20 m.kare olabilir ama 10x2 m. gibi duruyor ebatlar, yan yana dizilerek bahçeyi seyredecekmişsiniz gibi. Bizim teras ta 20 m.kare ama ortaya masa koyup etrafında rahatlıkla oturabiliyoruz. Plandan kontrol edin yine de, hatta biz yapı öncesi yere planı çizip tatbikat yapmıştık :)

Bence bakliyatlarda sıcağa kalıyorsunuz, elinizde tohum varsa yarın eksenize. Zamanlamadan emin değilim kayınpedere sordum şubatta ektik biz haziranda yedik dedi. Bizim çiftçiler 'güz domatesi - güz fasulyesi' diye ekiyorlar şu sıralar ama tam zamanlamasından emin değilim. Elinizde varsa üç beş kök deneyin.

Sn. TCM,
Elimde tohum çok, bir sıra deneyeyim.
Zaten çürüyenlerin yerine yenilerini ekmiştim.
Kimi çıkmıştı o sıcağa rağmen.
Belki serinleyince gelişirler.
Tamam terası sorayım ustaya.
İdeal ebat kaç size göre?
Şimdi tek başıma veya en fazla 3 kişi oluyoruz, yetermiş gibi geldi.
Ama gelecekte torunçeler olursa, oyun için dar gelebilir.

Değerli şefim; bizimki 4x4.5 gayet güzel, ortada altı kişilik masa var ve bu masadan iki tane daha koysak olacak. Karemsi olursa daha kullanışlı olur. Yarın etrafını camla kapatırsınız alın size bir oda daha, sineklikle kapatır sıcak olunca camları açarsınız olur size veranda, camları ısıcam konfor yapar bir de kuzine kurdunuz mu kışın yağarsa kar, olmadı şakır şakır yağmur sesi altında doldurursunuz içine meşe odununu artık promil kaça vurursa..

Akıl vermek haddim değil, çektiklerimi paylaştım diyelim ;) Planları kendiniz için yapın, torun torba, kız oğlan çok yormayın kendinizi bana kalırsa. Gençliğimde şu anki evimize sahip olmayı çok isterdim. Oğlum 21 yaşında ve geçen ay geldi bir hafta zar zor kaldı. Buradaki internet yavaşmış :) Aşağıda sıcakta bilgisayarın başında hayatından son derece memnun. Kızım 16 yaşında, arkadaşları olmasa eminim o da durmak istemez. Yarın torunlar gelip 'büyükanne internet var mı burada' diyecekler, 'veranda da şarz aletini takabileceğim priz var mı' diyecekler, sizin kayrak taşlarının doğallığını, güzelliğini belki de hiç farketmeyecekler. 'Çocuklar size ahududu topladım' deyince gülüp cipsleri yemeye devam edecekler..

Sonuç: siz kendi oyununuzu oynayın, isteyen oyuna dahil olsun.

O zaman bir köpek cinsi önerisi alayım sn. TCM,
Sahibine sevimli yabancılara hırçın.
Çünkü sanırım bu evin başka maliki olmayacak.

Değil şefim, o kadar da değil :) Anlatmak istediğim fazla beklenti içerisinde olmamak lazım, ne kadar canımız-kanımız da olsa insanlar çeşit çeşit ve her insan kendi özellikleriyle güzel. Genler, karakter, cinsiyet, anılar, ortam vs. vs. insanları oluşturuyor. Kendimden ve çevremden bir kaç örnek verirsem sanırım olay netleşecek...

Dediğim gibi oğlum aşağıda kalıyor yazın, biz ise yaylada. Mesai için aşağı indiğimde öğle arası eve giderim. Kışın da aynı, kendi başıma dışarıda yediğim yemek iki elin parmaklarını geçmez ömrüm boyu. Evde hanım ne hazırladıysa yer ve 10-15 dk. kestiririm TV açık vaziyette, bazen öyle ki; ezanın sesini hatırlarım gözlerim kapanırken uyandığımda ezan bitmek üzeredir. Ancak bu uyku öyle dinlendirir ki beni anlatamam.

Yemek yapmayı severim, kısa, pratik beş dakikada beşiktaş olacak şekilde öğle arası yapayım oğlumla birlikte yeriz diye kasaptan dana ciğer aldım. Arkadaşa dedim kesebildiğin kadar incecik kes, lokma olacak şekilde de bölüver. Ciğer cepte; limon lazım, iki sokak ötede manav bir iki limon aldım, maydanoz yokmuş bir başka manav...Evde un var ama galeta unu daha güzel olur markete git un al. Oğlan beyaz ekmek sever hadi bakalım fırına da uğra derken beş ayrı yere uğradım, hepsinde arabadan indim bindim, dışarıda sıcaklık 40 derece... Eve gittim, bir kaç kez kullanılmış yağ var ama dedim ki şimdi olmuşken sıfır yağ olsun önceki pişenlerin tadını almayalım. Tencereye bir lt. ye yakın yağ koydum, güzelce ısıttım, yağ kızınca da galeta ununda beklettiğim ciğerleri silkeleyip yağa attım. En fazla beş dakika bekletip yağdan aldım, üzerine az limon sıkıp, az da maydanoz döktüm ve ekmeği keserek oğlana seslendim. Bu arada mesaiye az kaldı ve bana uyku yok. Ben bu kadar emek, zaman harcadım ve o an için basit te olsa kendimce önemli şeylerden feragat ederek sofrayı hazırlamışım, oğlan ne dedi biliyor musunuz... 'baba ben aç değilim' dedi. :D 'Oğlum sıcacık bari tadına bak' dediğimde de 'dolaba koy acıkınca yerim' dedi... Teknik olarak bakarsanız çocuk haklı :p

Yaylada komşulardan biri güzelce ev yaptı ama gelip giden yok, yılda iki üç kez anca. Sebebini ilk yıllarda anladık, bahçede işlenirken komşunun çocuklarından biri bağırmaya başladı.. 'babaaaa kooooş timsah gördüm bahçedeeee kurtar beniiii'...Çocuklar ortamı sevmiyor, oraya kuş oturtsan yapacak bir şey yok :)

Yine yaylada akrabalarımızdan biri yıllardır duran arsasına ev yaptı, para sorunu yok.. Neyse bir kaç yıl geçti aradan, erkek yaylayı çok sevmesine rağmen fazla gelip gitmez oldular, derken gelmeleri iyice azaldı. Hayırdır ne oldu dediğimde; 'hanım soğuk sevmiyor' dedi :rolleyes:

Güzel bir örnekle hikayelerimi bitireyim; hanımın yeğeni, kuzeniyle altı yaşlarındalar ve büyükannelerinin evlerinde kalıyorlar yazın yaylada. İki farklı kuzen iki farklı büyükanne ve bitişik iki ev. Geçen perşembe okullar açılırken çıldırdılar 'biz gitmeyecez buradan, çok seviyoruz biz burayı' diye ..

Sizinkiler de son örnekte ki gibi olurlar inşallah, bir de köpek aramayalım şimdi.

Bahçenizi gereksiz işgal etmemişimdir umarım, haddimi aştıysam affola, malum 'haddini aşan zıddına dönüşür'..

Olur mu hiç :)
Daha iyi anlatılamazdı. Yeni nesil çok farklı. Kendi doğruları var.
İyi ki varlar.
Umarım bizim yaşlarımıza gelince onlar da toprağa ilgi duyar.
Sonuç olarak bu genler bir şekilde su yüzüne çıkacak diye bekliyorum.
Bu bahçe bana lazım, toprak karıştırmazsam mutlu olamıyorum.
Elden ne gelir?

Bahçenize davetsiz geldim ama geçerken uğradım sayılsın.
Balkonum 9x2 m2. Kullanım yönünden sorun yaşamıyorum. Salıncak da var. Elimde olsa 2,5 m yapardım. (Standart olarak 1 m balkona izin veriliyor. Evin duvarını 1 m geriden örerek balkonu genişlettim.) Sonuçta 9 ay garanti olacak şekilde dışarıda yaşıyorum. Balkon hayat demek :)
Alışkanlıklar duruma göre oluşuyor. 2 m balkonda çözüm var. Ancak, balkonu 2 m den fazla yapmanın sakıncası da var. Güneşten korunmak için üstünü kapatıyorsunuz. Ev karanlık olmaya başlıyor. Özellikle kışın kötü hissediyorsunuz. (Projenizde boydan boya balkon olduğu için önemli ayrıntı.)
Balkonda korkuluk olmalı mı ? Korkuluk olmazsa ve istediğiniz noktadan bahçeye ulaşırsanız kötü mü olur ?
Prefabrik evlerde yükseklik düşük tutuluyor. Ferahlık hissi için, yüksek tavan geniş alandan daha önemli. Özellikle sıcak bölgelerde.

Sizden daha güneyde yaşadığım için sıcaklık biraz daha dert oluyor. Denemelerimden öğrendiğim : Temmuz ve Ağustosta ürün alamıyoruz. (Sn TCM deyimi ile OVAda ) Damla sulama ile 30 m2 bahçede başaramadım. Toprağı nemli tutabiliyorum ama yapraklar ateş altında. Bitki meyve vermek istemiyor. (Yeşil kalıyor.) Eylül ortalarına doğru vermeye başlıyor. Bu kez ömrü yetmiyor.
Köylüler ile konuştuklarımdan anladığım, baharlarda ürün almaya çalışmak daha mantıklı.
Şubat-Mart ta fide dikip dondan korumak, Haziran a kadar ürün almak. Temmuz da dikip Eylül-Ekim de ikinci ürünü almak. Akdeniz ikliminde döngü bu şekilde oluyor düşüncesindeyim. Bu yıl deneyeceğim.
Örneğin, bakla-bezelye dikimi için Kasım öneriliyor. Buradaki köylülere soruyorum ve Kasım yanıtı alıyorum. Uyguluyorum ama çok az verim alabiliyorum. (Hava ısınıyor, ilk ürünleri alıyorum, bitti.) Geçen yıl sonu ekim alanlarını dolaştım. Bana Kasım diyenler Eylül ayında dikim yapıyorlarmış. ;) Birkaç defa topluyorlarmış.
Yüksek olmayan bitkileri yetiştirenlerin bostan bölümlerinin üzeri yaz boyu yemyeşil örtüyle kaplı. (Gölgeleme yapıyorlarmış.) Gölgeleme hem buharlaşmayı azaltmakta etkili hemde yaprak yüzeyinin sıcaklığını düşürmekte. Hastalık ve zararlılar bu dönemde daha etkili oluyor. Temmuz-Ağustos u geçiştirmek gerek. Bu dönemde sırık tipi domateslerden ürün alıyorlar.
Kolaylıklar.

Davetsiz olur mu hiç :)
Her zaman bahçe kapım açık.
Bu tamamen 5 cm kalınlıkta ahşaptan yapılmış bir ev olacak.
Teras ve evin içindeki asma katın da trabzanları aynı şekilde olacak.
Asma kat dolayısıyla evin tavanı zaten yüksek olacak.
Havadar olacağı kesin.
Yazdıklarınız benim tecrübelerime benzer.
Gölgeleme yapmadan gerçekten bazı bitkiler olmuyor.
Gölgeleme için özel bir sistem düşünüyorum, Demir mi ahşap mı kararsız kaldım.
Demir sağlam, ahşap estetik ...
Teşekkür ederim, yorum ve fikirlere açığım.

Teşekkür ederim. Dışarıdan gözlüyordum bahçenizi :)
Pencerelerimi yaparken kullandığım bir yöntem var. Taşıyıcı yapıyı kutu profilden oluşturuyorum. Boyuyorum. Kaplıyorum.
Ahşap lambri, rabıta yapan atölyelerin kullandığı fırınlanmış kereste var. 2 cm x 10 cm standart ölçülerde ve değişik boylarda. Genellikle ithal çam kereste oluyor. Budakları düşmeyenlerden seçilirse, dokulu ve renkli oluyor. (Satıcılar budaksız olanları 1. sınıf olarak niteledikleri için seçilmesine ses çıkarmıyor. İthal olanların budakları bizim çamlar kadar reçineli değil. Isınınca sorun çıkarmıyor.)
Kalınlık denilen makinaları var. Onunla yüzeyleri temizleniyor.
Profilin yüzeylerini bu ahşapla kaplayabilirsiniz.
Renk olarak çam sarısı görünüyor. DYO nun sentetik bazlı ahşap koruyucusunu (pinosan) iki kat uygularsanız renk kızıla doğru dönüyor. (Doğrudan güneş almadan açıkta bekletilirse kızıllık artıyor.) Sonra vernikleniyor. Uğraşmayıp, Pinotex kullanabilirsiniz.

Sn.Portakal Rengi,
çalışan bir hanım olarak ben bu işleri kendim takip edemem.
Ustalarla uğraşmak bir erkek için bile zor.
O yüzden ben bir firma ile anlaştım, onlar bu işi kapının mandalına kadar yapacaklar.
Su basmanı büyük taşlardan oluşacak 80 cm yükseklikte, ahşap malzeme de rus ladini.
1 ci sınıf ladin budaksız diye söylerim ve sözleşmeye yazdırırım.
Bunu öğrenmem iyi oldu.
Pencereleri sadece ahşap görünümlü alüminyum doğrama olarak istedim.
Daha önce yaptıkları bir ev gördüm, işçilikleri güzel ve bölgeye 3 kilometre mesafede.
Bir aksilik olursa başlarına ekşimem çok kolay olacak.
Oğlum bir kaç yerle daha görüşüyor emin olmak için.
Zaten kasımdan önce inşaat mümkün değil, yeri değişecek güllerim ve ağaçlarım var.


Hayırlısı.

Az önce bir teyzeyle görüştüm; şubat sonu üzerini korumak şartıyla dışarıya bakliyatları ekiyoruz veya poşetlere (bardaklara) ekip sonra dışarıya dikiyoruz, güz mahsülü için de en geç ağustos sonuna kadar ekiyoruz, ağustos 15 ile sonu arası.. Birbirine yakın bilgiler artık ona göre 2020 de değerlendirirsiniz.

Ev projesini biraz erteledim.
Yaz geçti, bahara kadar beklesin ki beynimde bu konuda netlik oluşsun.
Su basmanı 50cm. mi yoksa 80 mi? gibi sorular var.
Bir de fiyatlar çok ilginç, resmen uçurumlar var arada.
Sakince karar vermek için zaman ve araştırma lazım.


Narlarım

Bu gün iki hafta aradan sonra bahçeme gittim.
Komşular beni görmeyince “satışa çıkardı” diye dedikodu çıkarmışlar :)
36 ay sonra bu konuda karar vereceğim.
Şimdilik tarım denemelerine devam.

Ama rakım ve asiditesi uygun bir yer bulursam düşünürüm.


Eklenti 699361



Eklenti 699362


Eklenti 699363


Bu gün böyleydi.
Çok çalıştım çok .

Arkadaşım karışık turşu yapacakmış, yeşil domates istedi .
Zaten yiyemeyip çürütüyorum, cin başıma ne kadar domates yiyebilirim :confused:

Toplamak için bahçeye gittim. Damla sulamayı da kapattım .


Eklenti 699514



Eklenti 699515



Gitmişken biraz da Ahududu yenmez mi ?
Kurutmalık nane de topladım.

Aklınızda olsun, sıcak mevsimde sebzelerinize güney ve batı yönlerden kaolin atarsanız sıcaklık stresi bakımından çok farkeder, ayrıca bir çok zararlıya karşı da faydası olur.

Şefim barbunya mı onlar.

Kurutmalık naneleri biz gün dönümünden önce kesip kurutuyoruz. Nereden duyduğumu hatırlamıyorum, doğruluğundan yanlışlığından da emin değilim ama o dönemde zararlı etkisi az, koku ve aromanınsa çok daha keskin olduğunu düşünüyorum.

Sevgili jezebel, her zaman yazamasam da takipteyim. Sevgiler...

Sanırım Bulgar Smilyan fasulyesi.
Demek ki serin hava seviyor.:rolleyes:

Tohuma kaçmasını engellemek için ara ara kesiyorum.
Kesip çöpe atmaya kıyamadım.

Sulamayı kapattım.
Bazıları harekete geçmiş


Eklenti 699798



Eklenti 699799



Yemeklik diken kabağı olmasa da tohumluk olacak en azından.

Günaydın dağ başından:)

Eklenti 699880

Eklenti 699881



Bu fasulye bana kimden geldi bilmem, verim rekortmeni .

Geçen gece çok yağmur yağdı, ben de çürütmeden tatlı patatesleri sökeyim dedim.
Biraz da diken kabağı topladım, üçünü tohumluk ayırdım.




Eklenti 700358

Eklenti 700359

Eklenti 700360

Eklenti 700361

Eklenti 700362


Zeytinler de ilk mahsulünü verdi. Kumkat da, ama kışı atlatabilecek mi bilmiyorum.

Öncelikle maşallah, ürünleriniz çok güzel, hayrını görünüz.

Şefim bizim bahçede oluyor, iki tane var, kaç senedir duruyorlar. Burası bir tık daha soğuktur herhalde oralardan, sorun olmaz diye düşünüyorum.

Dün yine uğradım.
Seraya koyduğum bitkilerimi sulamam lazım.
Yeni komşular gelmiş, dikmişler evlerini.

Eklenti 701509

Eklenti 701510

Eklenti 701511



Gözüm şenlendi biraz.

Sevgili Jezebel, bahçeni görünce çok sevindim, çok mutlu oldum. Eminim ki bizlerle çok güzel ve ender türler paylaşacaksın. Bu güzel bahçeyi hep takipte olacağım.
Sevgiler..

Hafta sonu bahçede yarım gün geçirdim.
Aslında bu yıl tanışma yılıymış.
Bahçenin rakım olarak yüksek olması oranın İzmir genelinden daha soğuk olması demekmiş.
Benim ufak seraya yerleştirdiğim tüm bitkiler istisnasız ölmüş olarak bulundu.
Çok üzüldüm.
Buca merkezde yaşayan sardunyalar dağda malesef ki donmuşlardı.
Kalanchoe dagremontiana( binlerin annesi ) ve onlarca çok gelişmiş Aloe de ölmüş.

Şimdi buraya dayanmış olan bitkilere konsantre olup herşeyi oraya taşımamam gerektiğini anladım.

Sera çok koruyamadı ne yazık ki :(


Ne yapalım, bazı dersler pahalı oluyor.
Bu kışın bana verdiği ders hem pahalı hem üzücü.
İlk düşüncem olan, Ahudu ve böğürtlen bahçesine yoğunlaşıp dağılmadan devam etmem lazım.
Goji berry edineyim biraz .
Belli oldu, evdeki hesap dağda tutmadı.

Sevgili jezebel, asma çeliklerin bu gün ptt.kargo ile gönderildi. Güle güle büyüt.

05/03/2020 Manyas ptt.
KP02536570071