17-11-2009, 20:19 | #241 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili çiçeksever, Enez, Yunanistan sınırında Meriç nehrinin Ege'ye döküldüğü yerde kurulu küçük bir ilçe. Yıllardır turizme kapalı olduğundan sade, doğal, bozulmamış. Daha yeni yeni apartmanlar yapılıyor. Ben de sizin yaşadığınız yeri Karadeniz'e benzetiyorum Ağaçlar, yollar, yağmurda karda çektiğiniz fotoğraflarla.. |
17-11-2009, 20:25 | #242 | |
Ağaç Dostu
|
Füsun Hanım'cım size katılıyorum, ben de baharları daha çok seviyorum. İlkbaharın doğayı canlandırması ve ardından güllerin coşkusunu, sonbaharda da sarı-kırmızının hakimiyetini. Hepsi ayrı güzel. Kışı da unutmuyorum tabii, bembeyaz karın zevki de başka. Kısacası yaşamak güzel mi desek? Alıntı:
|
|
27-11-2009, 01:10 | #243 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Bağçelere bayram gezilerim.
Vildan hanım Bahçenizde sonbahar bakımlarına başladınızmı. Bahçenizdeki güzelliklerin devamı bakımından yapılması gerekenleri görmek amacıyla ziyaretlerimi üye arkadaşların bahçelerini dolaşmaktayım, bu konudaki paylaşımlarınızı da bekliyorum. Cennet bahçenizde bayramlaşmak. Düzenleyen epsody : 27-11-2009 saat 01:42 Neden: eksik cümle |
28-11-2009, 15:52 | #244 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Epsody, son gidişimde özellikle gülleri budayacaktım, ama komşu bahçenin bekçisi geç kaldınız, soğuklar başlayacak, Mart'ta yapın deyince kaldı. Yabancı otları biraz temizledik.Sanırım uzun süre gidemem. Artık Mart başında toprağı kaldırıp, baharda çıkan otları temizleyip, gülleri budarım. Sizin önerilerinizi de beklerim. |
03-12-2009, 10:43 | #245 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Sevgili Vildan hanım size sonbahar bakımları için bahçenizlde ivedililik yapmanız gerekenlerin başında bahçenizde ot oluşumunun önüne geçebilecek vede çiçeklerinizi ağaçlarınızı kışın sert soğuklarına karşı tedbir mahayetinde saman malçını önerecektim, lakin siz yazlığınızı terk etmişsiniz . Mart ayından önce gitme durumunda kalırsanız size bir dizi daha tavsiyelerim olacak, şimdilik görüşme dileğimi yineliyerek sevgiyle kalın. saygılar sunarım. |
03-12-2009, 21:23 | #246 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Epsody, yazlığı terketmişsiniz diyorsunuz ya; tüm samimiyetimle söylüyorum, bu evi aldığımızdan beri en uzun kalışımız bir haftadır. Bir de fırsat bulursak yaz-kış demeden hafta sonlarında kaçmaya çalışıyoruz (yaklaşık 380 km.) Bahçenin bu hale gelebilmesi bu kısa sürelerde sevgiyle uğraşmamızın karşılığıdır. Mart'tan önce gidebilirsek de mesaj yazar, pratik birkaç önerinizi alabilirim. Gülleri budamayı Mart'a bırakmakla doğru mu yapmışız ? |
03-12-2009, 22:47 | #247 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Sevgili Vildan ben sizin yazlığınızda bir yazlıkçı gibi kalarak sezonu kapattınızı zannnediyordum ama siz hep hafta sonları giderek kırsalda yaşamınızı canlı tutmak güzel şey, ama yazlığınızda 1haftayı geçmiyen ziyaretlerinizde nasıl oluyorda yoğun çalışmalar sürdürüyorsunuz acaba çalışan yabancı yardımcılarınız mı var ben geliboluya sezon başı olarak mayısın ilk haftasında gidiyorum ekimin sonuna doğru dönmüş oluyorum sürekli 5-6 ay kalıyorum kışın ocakta ve mart başı olmak üzere iki kerede her seferinde 15-20 gün kalıyorum gerekli tüm bahçe bakımlarını yapmaktayım. Ben genelde güllerimi budama yaparak dönüyorum, ama bütün gül fidanlarımı ağaçlarımı malç ile kışın donlarından hem kurumak hemde gübrelemek maksadı ile bu uygulamayı sürdürüyorum. Sizin bahçeniz ne kadar büyük ve bahçe etrafı rüzgarlardan korunuyormu, yolunuzun 380 km demişsiniz nasıl oluyor istanbuldan keşan 230 km sizin çekmeceden daha azdır, keşan enez arası 60-70 km olursa bizim gelibolu kadar yolunuz var diyebilirim bizim gelibolu yolumuz 290 km benim arabam yok otobüsle gidip geliyorum. |
03-12-2009, 23:58 | #248 | |
Ağaç Dostu
|
Sn Epsody, Rastlamamışsınız herhalde yazmıştım daha önce, Cuma akşam iş çıkışı gidip, pazar akşamı dönüyoruz. Sabah kahvaltıdan sonra bahçeyle uğraşıp, akşam üzeri ormanda, kırlarda yürüyoruz. Pazar günü dönerken komşular gülüyor halimize, niye geldiniz niye gidiyorsunuz diye. Bahçemizle ilgilenen kimse de yok, çünkü sitemizin bekçisi ya da bahçıvanı yok. O yüzden ektiğimiz birkaç kök sebze dalında çürüyor çoğu zaman. Asmanın üzümlerinin olgun haline denk gelmedik doğru dürüst. Ya koruk, ya da dalında kurumuş oluyor. Bahçemiz fotoğraflarda büyük gibi duruyor herhalde. Sadece evin 2 tarafında bahçe var. Ölçmedim ama çok büyük değil. Yani başedilmeyecek kadar değil en azından. Mesafeye gelince 23o km Keşan, 70 km ordan Enez, Enez'den bizim ev de 12 km toplam 312 Km. civarı işte. Araba bizde de yok, Keşan Gürel otobüsleri sağolsun. Tabi her hafta yapamıyoruz, ekonomi, malum. Yaz sezonu bitince seferleri bile azalıyor. Bazı haftalar da kardeşimizin arabası ile gidiyoruz. Çünkü onlar da çok seviyor Enez'i. Alıntı:
|
|
04-12-2009, 08:51 | #249 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: istanbul-Gelibolu
Mesajlar: 1,829
|
Sevgili Vildan sizin açtığınız konu başlıklarından da sizi tanımaktayım eski foça gezileriniz benim içinde bir anlamı olduğundan yakından takip etme imkanım oldu, tabi bu arada sizin gezi meraklarınız sayesinde seyahatlerinizde hayatınız içinde önemli bir yeri var, sizi buradan tebrik etmem lazım bu kadar yaşamınız dolu dolu geçiyor. Gezi programlarınızı düzenliyerek bahçenizdeki bitkilerinizi ihmal etmemiş olursunuz, yaz aylarındaki gezileriniz geliboluya düşerse beklerim, ama cuma akşamından gelip pazar günü dönenlerede bizim sitede iyi düşünmüyoruz çünkü bahçe güzellikleri bozuluyor , benim derimki bir insan emekli oldumu büyük şehirlerden uzakta kendi hayatını yaşamalı doğa içinde olmalı çünkü insan doğanın ayrılmaz bir parçası olduğunu unutmamalı. Sevgili vildan hanım benim açtığım konu başlıklarını takip ederseniz bahçenize yarıyacak gerekli bilgileri bulacaksınız ben toprak konularıyla çok ciddi çalışmalar içindeyim, sohpetlerimizi sürmesi dileğimle sevgiyle kalın. |
04-12-2009, 09:30 | #250 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-02-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 708
|
benim derimki bir insan emekli oldumu büyük şehirlerden uzakta kendi hayatını yaşamalı doğa içinde olmalı çünkü insan doğanın ayrılmaz bir parçası olduğunu unutmamalı. Sevgili Epsody Vildan hanımın bahcesini ziyaretimde sizin yazınızı görünce kendimce fikrimi yazma gereği hissettim. Sevgili arkadaşım insanın doğa ile iç içe yaşamasından daha güzel bir şey olamaz bunda hemfikirim, ancak, günümüzünde şöyle bir gerceği var çocuklarımız genelde ( cocuklu ailelerden bahsediyorum ) şehirlerde doğup şehir hayatı ile bütünleşiyorlar, çocuklarımızın yaklaşık ortalama en az on beş senesi okulla geciyor okul öncesi bakımları ön okul gibi durumları ile beraber yaşamlarının neredeyse dörtte biri böyle geciyor. Daha sonra hayatını idame ettirebilmek için iş bulma, evlenme hayatı yürütme gibi gibi olağan şeylere yöneliniyor. Genelde Türkiyede emekli olan bir kişinin çocukları ya daha okul okuyor , **** iş güç işlerine yeni yeni girmiş oluyor, dolayısıyle onların evlilikleri ve yaşantıları bizim öncelikli işimiz oluyor. Daha sonrası ise cocuklar,torunlar arkadaşlar olarak devam ediyor. Ben şehir yaşantısının ve doğa yaşantısının iç içe olmasından yanayım yani büyük şehirlerin nimetlerindende faydalanmalıyız, doğal yaşamın nimetlerindende. Sağlıcakla kalın. |
04-12-2009, 15:03 | #251 | |
Ağaç Dostu
|
Sevgili epsody, Bahçeme uğrayamama nedenim,geziler olsaydı canım gam yemezdi. 1999 da emekli oldum ama hala çalışmaya devam ediyorum. Hiçbir zaman bir haftadan uzun izin kullanamam işim gereği. Gezilerim genellikle hafta sonu ve pazar günübirlik şeklinde olmaktadır. DEDİĞİNİZ GİBİ DOĞAYLA İÇ İÇE YAŞAMAK İSTEMEM Mİ HİÇ? Sitenizdeki komşularınıza da daha iyimser bakın, emin olun herkes daha uzun kalmak istiyordur. Sohbete devam, Enez'e giderken sizin yazılarınıza bakacağım mutlaka. Gezilerim de hafta Alıntı:
|
|
04-12-2009, 15:41 | #252 | |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Birol Bey, Ne güzel söylemişsiniz. 1999 da emekli olurken gençtim, daha çalışırım diyordum, sonra hadi çocuk kursa gidecek, hadi üniversiteyi bitirsin, hadi yabancı dil eğitimi alsın derken ben hala çalışıyorum. Şimdi de askerliğini yapsın bırakırım diyorum bakalım kısmet.. O zaman bahçemle de terasımla da daha çok ilgilenip kendime daha çok zaman ayıracağım ömrüm yeterse... Alıntı:
|
|
04-12-2009, 16:47 | #253 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-02-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 708
|
Sevgili Vildan Sönmez Allah uzun ömürler versin, tabii benim söylediklerim hayatın bir parcası, ama düşündüğünüz gibi kendimize zaman ayırmayıda ihmal etmemeliyiz. Benimde iki tane üniversitede okuyan oğlum var, büyük oğlum bu sene bitiriyor kısmetse, küçük oğlum bu sene başladı daha dört senesi var okulunun bitmesine, sonra askerlik, iş, evlilik derken bir bakmışsınız dede, nine olmuşsunuz, eeee söylendiğine göre torun sevgisi bambaşkaymış allah herkese tattırsın hadi git bakalım onlardan uzaklara gidebilirsen. Sağlıcakla kal. |
05-04-2010, 15:42 | #255 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-04-2009
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 2,006
|
Sevgili Vildan Hanım, Bitkilerle uğraşan ve doğaya sahip çıkan sevgisini veren insanlar uzun yaşarlarmış Allah size uzun ömür versin..Ne güzel bir bahçeniz var bir gün bahçenizde çay içmek isterdim |
05-04-2010, 19:30 | #256 |
Ağaç Dostu
|
Bu küçük bahçem hafta sonları fırsat buldukça gidişlerimde oluştu. Şimdilik uzun kalamıyorum. Allah hepimize sağlıklı ömürler versin, uzun kısa bilemem ama çiçekler ve doğa sevgisi dünyaya olumlu bakarak, hayattan da daha çok zevk almamızı sağlıyor. Bilinmez kısmet olur çaylarımızı da içeriz. |
09-05-2010, 23:21 | #257 |
Ağaç Dostu
|
Enez bahçemi her yıl kış sonrası ilk gidişimde otlar ve kır çiçekleri ile işgal edilmiş bulurdum. Bütün çiçeklerimin yerini tek tek bildiğim için balkon duvarı ve bahçe duvarının iç kısımlarını kimseye elletmeden tek tek kendim ayıklardım otları. Daha sonra diğer kısımlarda temizlime ve toprağı kazma kısmında yardım alırdım. Geçen yıllarda ilk gittiğimde manzara böyle olurdu: |
09-05-2010, 23:32 | #258 |
Ağaç Dostu
|
Kasım ayından sonra sonunda bu hafta sonu Enez'e gittim. Bahçe kapısından girince dondum kaldım. Otlar sarmış beklediğim bahçem neredeyse çırılçıplak kalmıştı. İyi niyetli iki komşum, bu yıl geç kaldığımızı düşünüp kendi bahçeleriyle beraber bizimkinde de otları temizletmişler. Buarada duvar diplerindeki gazanyalar, bodrum papatyaları, şebboylar, iri beyaz papatyalar, yer mineleri hepsi ot niyetine gitmiş. Bir süre eve bile giremedim, iki sigara üstüste, bir oraya bir oraya baktım durdum. Sadece bir kök gazanya o da çiçekli olduğu için. |
09-05-2010, 23:41 | #262 |
Ağaç Dostu
|
Bu alanda minik mor çiçekler açan, susuzluğa dayanıklı Datça çimi ekiliydi. Onlar hep bunları ot sanardı ben de çim olduğunu söylerdim, insanlar bazen laf olsun diye sorup cevabı dinlemiyor galiba tamamını yolmuşlar. Düzenleyen Vildan Sönmez : 10-05-2010 saat 01:25 |
09-05-2010, 23:43 | #264 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Hay Allah hem iyi olmuş hem kötü olmuş Vildan Hanım.Şimdi tohumları ekerseniz çok rahat çiçeklenir .Ama şebboy,mısır menekşesi ilk yıl açmıyor malesef ,bol bol ipek ekin hem arsızlar hem renk renk çiçekleriyle sizi mutlu ederler ,papatya ve aslanağzı isterseniz bende var yollarım . |
09-05-2010, 23:49 | #266 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Hatice Hanım, bir sonraki gidişimde geçen yıldan dökülen ipek çiçeği, arslanağzı, çörek otu gibi çiçeklerden yeşerenler olacağını umuyorum. Çünkü onları birkaç yıl önce ektim birdaha hep kendileri çiktılar. Ama yeniden gazanya götüreceğim ilk başta. Evde ektiğim lisiler b,raz kuvvetlensin onlardan da götüreceğim. Çok sağol teklifin için. Zaten bu gidişte de fasulye sarmaşığı, hatmi, rozet tohumu götürmüştüm onları ektim. Birde maydanoz ve dereotu) |
|
|