Ağaç Etimolojisi
Etimolojinin kelimelerin köken bilimi olduğu malumunuzdur sanırım.
Burada ağaç isimlerinin hem Türkçe'lerinin , hem taksonomideki Latince karşılıklarının nereden geldiklerine dair bilgilerimizi paylaşabiliriz . İlk açıklamayı ben yapayım. Ağaç : Eski Türkçe'de Ağ ag yükselme yükseliş belirten kökten, aç,ç ekiyle yerden yükselen ,yukarı doğru çıkan demek. Aç ,ç ekleri kol-aç/kulaç , tık-aç , kır-aç benzeri kelimelerde kullanılıyor. Hemen hemen tüm türki lisanlarda benzer kelimelerle ifade ediliyor. agac , ağas , ağaş , cığaç , yağaç , yıgaç gibi. Latince'si arbor , Grekçe'si dendron. Arapça şecer, Farsça diraht . Özbekçe'de Farsça'sını kullanıyorlar. Gelelim en ilginç noktaya ; Sanskritçe ağaç gacca veya agacca olarak söyleniyor. |
Çınar : Arapça cınar dan Farsça'ya çenar olarak geçmiş ve hemen hemen tüm türki lisanlara aynen alınmış.
|
albizzia julibrissin: albizzia sı bu ağacı 1749 senesinde İstanbul'da görerek Floransaya götüren Filippedel Albizzi'den julibrissin de gülibrişim den geliyor.
Bu ağaca memleketimizde gülibrişim denmesi çiçeklerinindeki ibrişim (ipek) benzeri organellerden kaynak alsa gerektir. |
sevgili Halit benim çok sevdiğim bir konuya değindin.
Bundan 60 yıl öncesinin hanımlarının yaptığı ibrişim oyası vardı. İbrişim oyasında parlak renkli ipek iplikler kullanılır ve bunlar pırıl pırıl parlardı. Gülibrişim bitkisinin çiçekleri de - dikkat edilirse her bir ponponu oluşturan saçağı ibrişimler gibi öyle parlaktır ki, halkımız buna dayanarak bu kadar güzel bir isim vermiş ve bizim sevgili botanikçimiz Albizzi de bu ismi muhafaza ederek literatüre kazandırmıştır. |
Halitciğim çok güzel bir konu açmışsın. Teşekkürler.
|
Orman: Or: yer , oturulan yer , durulan yer yurt konak . man:eki ile. Man eki kirman değirmen gibi kelimelerde bulunuyor. Acaba eski türkler bozkırlarla birlikte ormanı da mı yurt bellemişlerdi?
Türkmen Türkçesi ile tokay . Kırgız:tokoy Azerice :meşe , orman Diğer tüm türki dillerde orman-urman Farsça: bişe Yani orman tıpkı ağaç gibi Türkçe'nin en eski kaynaklarından beri değişmeden gelmiş az sayıdaki kelimelerinden biri. |
Bük:..
|
Koru: Eski Türkçe korığ , korgı : yasak bölge , kağanın sarayı korunan yer . Yani koru denilince zaten şahsa veya kuruma ait girilmesi yasak veya izne tabi ormanlık anlaşılıyor.
Yoksa sadece ufak orman parçası , ağaçlık değil. Ufak ağaçlık yerine bence bük kelimesi kullanılmalı. |
Pelit:Meşe .
Todor'un yazdığı gibi meşe Farsça bişeden geliyor ve orman demek . Diğer türki lisanlarda meşe için emen kullanılıyor. Pelitin kökeni nerede bulamadım. |
Pelit: Arapça ballüt aramice balüta dan geliyor. Palamut da aynı kelimelerden geliyor.
|
Armut: emrūd/ermūd kelimelerinden 11inci yy.da farsçadan geçmiştir.
|
Elma: Eski türkçe almıla kelimesinden gelir.
|
Prunus armeniaca Ermeni eriği, yani kayısı
|
Ceviz Arapça cewz, aramice gauza, eski farsça gawz, ibranice egöz, ermenice nguz.
Ermeinilerde eskiden ağaç tapınma kültü sebebi ile ceviz ağaçlarının kutsal sayıldığı ve anadoluda ceviz ağacının yayılmasında bu tapınmanın etkisi olduğuda dip not olsun. |
Manolya: latince magnolia, Fransız botanikçi Pierre Magnol'dan almıştır adını.
|
Robinia psudoacacia 1601 de bu ağacı Fransa'ya getiren Jean Robin'in adına izafeten robinia , pseudo:yalancı ve akasya da malumunuz işte.
|
Todor'la düet mi yapacağız hep?
Başka arkadaşlar bu mevzuya alaka duymuyor mu? |
Akasya: antik yunanca akakía kelimesi fransızcaya acacia olarak geçmiş. Fransızcadan da dilimize geçmiş.
|
gördün mü rastlantıyı:)
|
Kestane: Yunanca kastano kelimesinden gelir.
|
Sakız: eski türkçe sağız. Yapışkan, bulaşan şey anlamında
|
Portakal: Galler göç ettikleri zaman yeni bir şehir kurarlar. Galce Gal limanı anlamına gelen portogal derler şehre. (Bugün Portekiz olarak adlandırıyoruz aynı yeri. Bir başka kolda gallipoli'yi (gelibolu) kurarlar. Gallipoli, gal şehri demektir. Galatlar'da bu kolun devamıdır.Galata'yı kurmuşlardır.) 16ıncı yy.da portekizli denizcilerin uzakdoğudan getirdiği bu meyveye italyanlar portogallo demişler. Dilimize italyancadan geçmiş. Nerden nereye:)
|
Mandalina: dilimize fransızca mandarine kelimesinden geçmiştir. Uzak doğu kökenli bir meyvedir ve adını çinde bir çeşit derebeyi olan mandarin den alır. Mandarin kelimesi ise sanskritçe danışman manasındaki mantri kelimesinden gelir. Mantalite kelimesindeki man kelimeside düşünce anlamında aynı kökten gelir.
|
Limon: dilimize arapçası leymün, farsçası limün kelimelerinden geçtiği sanılmaktadır.
|
İğde: eski türkçede küçük yemişlere yiğde dendiği biliniyor. Yiğ kelimesi günümüzde bazı yörükler boyları tarafından ye emir kipi olarak kullanılır.
|
Erguvan: Farsça argawan kelimesinden geçmiştir.
|
Fıstık: arapça fustuq kelimesinden geçmiştir.
|
Porsuk: Eski türkçe kötü kokulu anlamında bor smuk kelimelerinden gelir.
|
Alıntı:
|
Kayısı: Farsça qaysi kelimesinden gelir.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 05:16. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024