24-03-2012, 12:58 | #31 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Alıntı:
Sayın SDURUL, İlginiz ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim . Tabii , mesajınızı bekliyorum. Saygılar |
|
24-03-2012, 15:13 | #32 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-08-2008
Şehir: MUĞLA
Mesajlar: 169
|
Sayın miyawy, Bahçeniz hayırlı olsun, size ve ailenize mutluluk getirsin. Gelişmeleri merakla bekliyoruz. |
28-03-2012, 14:47 | #33 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Alıntı:
Çok teşekkürler sayın sinasi6, Saygılar |
|
16-04-2012, 09:32 | #34 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Evet, yaşadığımız son onbeş günün raporu: Üniversite imtihanları bitti, bahçemize doğru yol aldık. Gitmeden İst. perşembe pazarından toprağımız taşlı olduğu için becerikli çapa makinası aramıştık ve bir tane markası değişik İtalyan motor markası olan 7 hp gücünde makina bulup arabamızın arkasına yerleştirmiştik. Bahçemize vardığımız ilk gün bir arkadaşımız da yardımıyla makinanın kurulmasını tamamladık. |
16-04-2012, 09:41 | #35 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Bahçemizin en arka tarafından başlıyarak fazla derin olmamak şartıyla meyve ağaçlarının etrafındaki biraz uzamış sevimli otları toprağa yedirerek sürmeye çalıştık. Havanın sıcak olması bizi fazlaca yoruyordu. |
16-04-2012, 10:17 | #36 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
İlk üç gün aşırı yorulduk, kendimize dinlenecek ve güneşten korunacak bir yere ihtiyacımız olduğunu anladık ve ertesi sabah doğru keresteci dükkanına , oradan ihtiyacımız olan tahta ve kalas ebatlarını sipariş verdik, nalburdan 5 kilo değişik ebatlarda çivi, keser v.b. aletlerimizi aldık bahçeye döndük ve işe koyulduk. İlk üç resim ilk gün yapılanlar , dördüncü ve beşinci resim ikinci günün sabahı |
16-04-2012, 10:32 | #37 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
İkinci günün sabahı pelikanların veda gösteriyle karşılaştık ve işe devam |
16-04-2012, 10:42 | #38 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
İki gün sağanak yağış olması bizi de dinlendirmiş oldu, yağıştan sonra tekrar işimizin başına döndük ve akşama doğru sığınağımızı (yani kamelya veya çardak) bitirmiş olduk. Yağmurlar fazla yağdığından zımpara ve boya işlerini ertelemek zorunda kaldık, bu arada ağaçlarımızın bakımına zamanda ayırdık. |
16-04-2012, 10:52 | #39 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Sonuç ne olursa olsun kimyasal ilaç kullanmıyacağımızı belirtmek istiyorum. Şeftali ağaçlarında yaprak kıvırcıklığına rastladık, ağaç diplerindeki otları temizlemeye çalıştığımızda bazı ağaçların diplerindeki odundu kısımları yanmış olarak bulduk ve çok sayıda salyangoz, sümüklü böcek ve solucana benzeyen ama çok sayıda ayaklarını olan ve kendi içine dönerek kıvrılan (araştırdığım kadarıyla galiba kırk ayak) canlılar var. Elimizden geldiği kadar onlarada zarar vermeden doğal yöntemlerle mücadele etmeye çalışıcağız. |
16-04-2012, 11:04 | #40 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Bahçe toprağımızda ki bitkilerden bazıları |
16-04-2012, 11:07 | #41 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
devam |
16-04-2012, 11:08 | #42 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
küçük yaramazlar |
16-04-2012, 11:13 | #43 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
devam |
16-04-2012, 11:20 | #44 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
İki lavanta çeşidi var (umarım yanılmıyorum) araştırdığıma göre biri cüce lavanta diğeri ingiliz lavantasıymış , onların da tohumlarını toplayabildiğim kadar topladım. Belki ilerde küçük bir bölümü sadece lavantalara ayırabilirim. |
16-04-2012, 11:26 | #45 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Tam net çekememişim, çok değişik geldi bana, böyle bir çiçeğin resmini yapsam bilmeyenler gülerdi bana heralde '' böyle bir bitki olur mu'' diye ama var |
16-04-2012, 11:30 | #46 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Çoban çantasıymış adı, çoğu bitkinin adını bilmiyorum, bazen kendime o kadar kızıyorum ki, belli bir kalıba sıkışıp kalmışız diye. |
16-04-2012, 11:34 | #47 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Dolaşırken sonradan farkettimki kesilmiş bir ağaç kütüğü var otlardan görünmez olmuş, hemen etrafını açtım, temizledim, yandan sürgün vermiş ama onun mu bilmiyorum çünkü dibi kurt kaynıyordu , sürgünler daha dipten başka bir çalı olabilir belki diye düşündüm, öylece braktım... |
16-04-2012, 11:36 | #48 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Adını bilmediğim bir başka bitki çalıların arasındaydı |
16-04-2012, 11:39 | #49 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Yeni doğmuş buzağı, dışarıya çıktığı ilk günü, daha göbek bağı üzerinde, süt emebilmek için annesinin peşinde.... |
16-04-2012, 12:54 | #50 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Bizdede çok fazla değişiklikler oldu, aşırı yorgunluklar ve ağrılar çektik ama değiyor inanın, nefes alışımız bile değişti. Sadece çocuklarımdan uzak kalmak biraz hüzünlüde olsa alışıcağız artık yapacak bi şey yok, belkide onlarda bizimle gelirler ve umarım öyle olur. Sanıyorum meyva ağaçları için bir çok şeye geç kaldık , zamanımız yetmedi , şeftalilerde yaprak kıvırcıklığı için ne yapabiliriz ve diğer ağaçlar için tavsiyelere açığız yeterki kimyasal ilaç olmasın. Bordo bulamacı kullanıcaz, bir hafta sonra kükürt ve kreç karışımı gülleci bulamacı. Ardıç katranı solüsyonu yapmıştım, etrafımızdaki sokucuları uzaklaştırmak için etkili olduğunu gördük. Mine Hanımın acı biberli ilacınıda hazırlıyacağım. İki gün sonra tekrar bahçemize doğru yol alıcaz, Saygılar |
20-04-2012, 13:02 | #51 |
Ağaç Dostu
|
Sn. miyawy, Araziniz hayırlı olsun. Çalışmalarınızda da kolaylıklar dilerim size. Bu yabani bitkinin adı nedir başlığı altından, buraya kadar ulaşınca, size bu yeni yaşamınız ve uğraşınız için iyi dileklerimi iletmek istedim. Karacabey ile ilgili olarak da, fiziki, beşeri ve ekonomik konuları kapsayan ve faydalı araştırma bilgileri ve analizlerin bulunduğu bir dökümanın bağlantı adresini kopyalamak istedim. Tamamen, tesadüf eseri karşıma çıkan bu çalışma belki size bölge açısından kaynaklık da edebilir. Kitaplar ve kaynak arayışı içinde olduğunuzu bir mesajınızda görmüştüm. Belki bir katkısı olabilir size bölge açısından. Karacabey ilçesinin coğrafi etüdü [Geographical studying of Karacabey district] İyi çalışmalar ve kolaylıklar diliyorum. |
21-04-2012, 06:48 | #52 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Alıntı:
Göstermiş olduğunuz ilgiye ve güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim Sayın Kelebek Çalısı. Toprağı ve üzerindeki bitkileri tanımak benim için çok önemli ve ve görülüyorki bir o kadar da değerliler. İnsanlar tanımadan ne olduğunu bilmeden, iyi ürün alabilmek için üzerlerine kimyasal ilaç atarak, toprağın bize sunduğu değerleri hızlı bir şekilde yok etme çabası, hatta acelesi içindeler. Lİnkini vermiş olduğunuz çalışma benim için çok yararlı olacaktır. Saygılar |
|
21-04-2012, 15:58 | #53 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-04-2012
Şehir: samsun
Mesajlar: 3
|
hayırlı olsun |
09-05-2012, 09:35 | #54 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Teşekkür ederin sayın Gabare. Sayfama girip son çalışmalarımızın dökümünü yapmıştım, yalaşık bir saattimi almışdı, mesajı gönderdim ama kayıtlar almadı. Sakinleşmem gerekiyor. |
09-05-2012, 17:01 | #55 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
İstanbul'a iki günlüğüne gelmiştik ama iki hafta kaldıktan sonra bahçemize dönebildik ve orada geçirdiğimiz bir haftanın kısaca özeti. Yaklaşık on beş gün uzak kaldığımız bahçeye girerken gözlerimiz şaşkınlıktan kocaman oldu. Boyları en fazla on beş yirmi santim olan otlar neredeyse benim boyuma ulaşmışlardı (boyum 1.60) . Bu kadar kısa zamanda bu kadar da olur mu? Olmuşlar. Belli bir zaman geçtikten sonra ellerimizin yardımıyla yürümeye başladık. (Bize böyle olacağını söylemişlerdi, hatta bu otların çaresine biran önce bakın, boyunuzu aşar ve her yeri yılanlar sarar diye.Bizde bir çok fikir yürütmeye başlayıp ot ilacı haricinde neler yapabiliriz diye çözüm yolları aramış, büyük baş hayvan yetiştiren bir beyle tanışıp ona danışmıştık. Bize kalırsa ya koyun sürüsü geçiricez ya keçi **** inek, çünkü onların otladığı yerlerdeki otlaklar da böyle bir durum yoktu. Ne yapabiliriz diye sorduk, olmaz hepsi ağaçlara zarar verir, isterseniz mayıs on beşine kadar bekleyin o zamana kadar bunlar büyür, bizde gelir sabanla biçeriz, onları hayvanlarıma kışlık yem olarak balya halinde getiririz, karşılığında ben de size eski gübre veririm demişti, bizde kabul etmiştik. Bu otları para ile satanlar da varmış, öğrenmiş olduk. Ot ilacı gibi kimyasallar kullanmak istemeyenler için bir seçenek olabilir diye yazıyorum. Mayıs on beşe kadar beklememiz gerekicek) Ara verdiğimiz için ortama alışmamız biraz zamanımız aldı. İlk iş, şeftali ağaçlarının gövdelerini badana kıvamında getirdiğimiz kireci sürdük. (içine biraz suda eriyen kükürt kattım, bir zararı olmaz ümidiyle) Badem ağacı meyvelerini vermiş, çok sevindik, bir kaç tane çağla yedik ve gerisini kabuklanmaları için ellemedik.Temmuz ayını beklememiz gerekiyormuş. Daha önce hiç zeytin ağacının çiçek tomurcuğu ile karşılaşmamıştık, onları zeytin tanesi zannetmiştik ama değil, çiçek tomurcuklarıymış. Zeytinin dal uçlarındaki pamuklu biti, ceviz ağacının koltuk ve dallarına yapışmış, küçük, yürek şeklinde, koyu kahverengi ve altında çekince sakız gibi uzayan beyaz madde üreten böceği, yapraklarında küçük tırtıla benzeyen ceviz yapraklarıyla beslenen canlılar ve daha buna benzer canlılarıda ilk defa gördük.( Havaların ısınmasıyla galiba çeşitleri artıcak) Zeytin ağacının dalına yapışan biti ve üzerinde gezine karıncaları görünce akşam acı biberli su hazırladım, ertesi gün üzerine püskürttüm, aradan bir gün geçti sonuca bakmak için gittiğimde hep bereber başka dala geçmişler. Güldüm. Bir kaç tane naftalin topu yaptım ve iki zeytin ağacına deneme maksatlı astım, böcek ve biti uzaklaştırır mı bilmiyorum, kokusu zeytinlere sinmez umarım. Zeytinlere, zeytinler oluşmaya başlayana kadar beklememiz gerekiyor. Ziraat odasından % 80 borlu organik ilaç almıştık. 10 tl. püskürtme bidonuna uygun dozajlarda borlu ve kükürtlü karışım hazırladım. Bundan iki üzüme deneme maksatlı hem toprağına hem yapraklarına püskürttüm. Aynı karışımı ayva ağaçlarının çevrelerine , domates ve patlıcan fidelerini ekeceğim yere de ekmeden bir gün önce püskürttüm. Teneke bulamadığım için gülleci hazırlıyamadım. Fotoğraf makinesı yanımda olduğu halde fotoğraf çekmek aklıma gelmedi. Çok yorulduk ve bir o kadar da keyif aldık. Geçen seneden beri notlar almaktayım, yorumlar, bu konu hakkında kitaplar okumakta ve araştırma yapmaktayım. Fakat iş uygulamaya gelince farklılaşıyor. Yaşayarak deneyim kazanmalı ve çoğu işi doğaya bırakmalıyız diye düşünüyoruz.Mart ortası gibi geldiğimizde yabani ot dediğimiz bitkilerin arasına soğan, bir kaç tane yemeklik kabak ve bal kabağı, maydonoz ekmiştik, hiç sulamadık ve öylece bırakmıştık, bu gidişimizde gördük ki maydanozlar hariç kendiliğinden filizlenmişler, büyümekteler. Şaşırdık tabii ve sevindik. Bir daha gidişimde hiç bir bitkiyi yerinden sökmeyip, ekeceğim bitkiyi yanında boş bulunan yere ekicem ve öylece bırakıcağım. Tekrar maydanoz tohumu aldım, bir kaç saat suda beklettim. Ayrı bir kaba toprak eledim ve nemlendirdim, maydanoz tohumlarını da içine karıştırdım, yoğurdum. Güneşe kurutmaya bıraktım. Ertesi gün küçük gülleler yapıp, belli bir yere serptim, Hafifçe bastırdım. Sonucunu burada paylaşırım. (Bay Fukuoka' yı saygıyla andım).Eğer tutmazsa benim hatamdır, acele etmişim, nedeni ise üç gün beklemem gerekiyormuş, sorun değil, tekrar denerim. Ektiğimiz fideler: domates, çeşitli biber, patlıcan, bamya, kavun, karpuz, Tarsus' dan üç tane tespih ağacı fidesi gelicek. Onları da behçenin belli yerlerine ekmeyi düşünüyoruz. Komşumuz tarlasından taze soğan ve sarımısak, bir başka komşumuz yumurta verdi. Yumurtanın , taze soğanın, sarmısağın gerçek tadını, lezzetini bile unutmuşuz. Biz de onlara gün gelir meyvalarımızla karşılık veririz. Sağolsunlar. Saygılarımla, |
15-06-2012, 10:49 | #56 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Bahçemizden selamlar, Bahçenin halini görünce şok olduk, bahçedeki otların biçilmemiş olması ve karşılaştığımız manzara bizi üzdü. Otlar oldukları yerde yörenin değimiyle yanmış vaziyetteler. El yordamıyla yürüdük kiraz ve vişne ağaçlarının yanına gittiğimizde içimiz ferahladı diyebilirim. Çok güzeldiler. |
15-06-2012, 11:01 | #57 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
İşimizin başında bulunamayaşımız ve bahçeyi biçecek olan arkadaşın rahatsızlanmasından dolayı ortaya çıkan manzara. Yapacak bişey yok, önemli olan sağlık. Bahçe düzeni için başka çözüm yolları araştırıyoruz. |
15-06-2012, 11:41 | #58 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Küçük ve büyük baş hayvan ticareti yapan bir aileyle tanışmıştık. Onları ailecek bahçeye kiraz yemeye davet ettik, yalnış anlaşılabilr diye resim çekmedim. hep beraber hem yedik ve topladık. Karışılık beklemek söz konusu değildi ama onlarda bize süt ve ev yapımı tereyağı ikramında bulundular. (Bu güzelliği burada paylaşmak istedim.) |
16-06-2012, 00:08 | #59 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Yalnız değilsiniz... |
|
18-06-2012, 14:50 | #60 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-04-2011
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
|
Alıntı:
Kanyaşı otunu araştırdım ama varmı yokmu bilmiyorum daha doğrusu tam resimlerden bile olsa çıkaramadım. Ayrık otları vardı, büyüyen otlar büyük bir ihtimalle onlar. Yağmurlarda iner diyorlar! Evet yalnız değiliz, iyiki varsınız. Saygılar |
|
|
|