agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   SIK SORULAN SORULAR / FORUM KULLANMA KILAVUZU (http://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/)
-   -   Forumda Türkçenin doğru kullanımı hakkında (http://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/1669.htm)

malina 21-05-2010 17:53

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi betito (Mesaj 642889)
http://www.akvaryum.com/Forum/foruml...la_k376664.asp

Kırmızı yazılan kurallara bakıp acaba altında örnek verilenler doğru mu yazılmış?

Yanlış olduğunu düşündüklerinizi sorsanız daha kolay olmaz mı?

betito 22-05-2010 12:34

Gereksiz bir soru sorduğumu düşündüğümden yazımı değiştirdim. :)

Dogasever 23-05-2010 12:38

"Biri mi" yoksa "birisi mi" doğru?
 
Forumda yapılan yazım hataları o kadar çok ki, bu soru yapılan hataların yanında önemsiz bir ayrıntı gibi durabilir. Ancak, ben kendi görüşümü bildirmeden önce yeni bir konu açmak istedim. Biri mi doğru yoksa birisi mi?

Birkaç örnek vereyim: Türkçe'de:

İki - ikisi
Altı - altısı
Yedi - yedisi

diyoruz ve bu doğrudur çünkü i veya ı gibi ince seslilerle veya

Ankara- Ankarası
Koru- korusu
Soru - Sorusu

gibi kalın seslilerle biten sözcüklerden sonra, -s- kaynaştırması getirerek söylüyoruz.

Ama:

üç - üçü (üçüsü değil!)
beş - beşi (beşisi değil!)
sekiz - sekizi (sekizisi değil!)
on - onu (onusu değil)
onbir - onbiri (onbirisi değil!)

dediğimiz halde

Neden "Bir" için "Biri" dememiz gerekirken bazen "Birisi" diyoruz? Anlamıyorum! Anlayan varsa bana anlatsın lütfen!

zeynep dila 23-05-2010 14:42

Sayın Doğasever,
Ben de açtığınız konuya ekleme yapmak istiyorum.

Ünlüyle biten bir sözcüğe ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde araya "n, s, y, ş" kaynaştırma ünsüzlerinden biri girer:

Yolcu-n-un
Ora-y-a
Anne-s-i
iki-ş-er

N.Hel 23-05-2010 17:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 643859)
Neden "Bir" için "Biri" dememiz gerekirken bazen "Birisi" diyoruz?

"... tanesi" anlamında sessiz harfle biten diğer sayılarda olduğu gibi "bir" için de "biri" doğru olmalı. "Raftaki kitaplardan birini (ya da üçünü) aldı." Bu cümlede "birisini" doğru olmaz diye düşünüyorum.


"Birisi" dediğimiz zaman bir kişiden, -belirsiz bir kişiden- bahsediyoruz. İngilizce "somebody" gibi. "Birisi kitabı raftan almış." Bu anlamda da "birisi" yerine "biri" ni kullanabileceğimizi sanıyorum.

Dogasever 23-05-2010 17:44

"Birisi" dediğimiz zaman bir kişiden, -belirsiz bir kişiden- bahsediyoruz. İngilizce "somebody" gibi. "Birisi kitabı raftan almış." Bu anlamda da "birisi" yerine "biri" ni kullanabileceğimizi sanıyorum.

Sn Nel
Sizinle aynı görüşteyim. Aslında bu bizim işgüzarlığımız değil mi? Nedense, "bir" sözcüğüne de bahsettiğiniz tüm amaçlar için sadece bir -i takısı yeterliyken, toplumda birçok kişi nedense bunu yeterli görmeyip, bir -s- kaynaştırmasıyla bir -i takısı daha ekliyor. Bence bu ikinci -i takısı son derece gereksiz. Birincisi zaten bu işi dil bilgisi açısından yapıyor. Herhalde halkımız bunu sırf pekiştirmek için kullandı ve alışkanlık yaptı! Dil bilgisi açısından bence doğrusu "biridir." Buradan yola çıkarsak, nasıl "üçüsü geldi" demiyorsak, "birisi geldi" de dememeliyiz diye düşünüyorum. Aynı komik duruma düşülmüş olmuyor mu? Halk arasında sadece kulak alışkanlığı olduğu için garipsenmiyor olabilir ama benim kulağımı çok tırmalıyor!

Cumhur Tonba 24-05-2010 03:23

Önce bu iki kelimeye (biri ve birisi) etimolojik (kökenbilim) olarak bakalım.

biri>> (zamir)
bir + i >> bir:isim kökü, -i: isimden isim yapma eki

bir+i+s+i >> (zamir)
bir:isim kökü
-i:isimdem isim yapım eki
-s-:kaynaştırma harfi
-i:iyelik (aitlik) eki

Anlam yönüyle bakacak olursak;

Her iki kelime de canlılar için (hayvan,bitki,insan) kullanılabilir;ancak "birisi" sözcüğü yaygın olarak canlılar için kullanılmaktadır.

Örnekler:
biri>>>

1 . Bir tanesi:
"Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti."- M. Ş. Esendal.
2 . Bilinmeyen bir kimse:
"İhtimal, hırsız Eşref'in hayranlarından biriydi."- O. S. Orhon.
3 . Yüklem durumunda olan bir ad tamlamasının belirtileni olarak kullanıldığında belirtenin hor görüldüğünü anlatan bir söz:
"Kendisi vaktiyle arabacının biri idi."- .


birisi>>

Herhangi bir kimse:
"Birisi sezecek olsa kim bilir ne dedikodular çıkarılırdı."- E. Bener.

iş314 07-11-2010 01:18

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 637704)
Ama dilimize yerleşmiş ve dilimizin yapısına uyan Doğa ve Örneğin gibi sözcüklerle neden uğraşılıyor? .

Doğa ve Örneğin. Tabiat ve Misal. Birincisinde züppelik var. İkincisi daha bizden.

Güler 07-11-2010 05:24

Bizler Tabiat ve Misal'i kullanıyoruz ama genç nesil Doğa ve Örneğin'i tercih ediyor.
Bence züppelik değil.
İçine Nature veya example gibi kelimeler serpiştirilirse züppelik olur gibi düşünüyorum.

MeyveliTepe 11-11-2010 21:24

Bu sözcüklerin hepsi kullanılabilir ve yerine göre biribirlerinin de alternatifi olmayabilirler. Metnin konusuna, uslûba, gidişata, kime yazıldığına ya da söylendiğine göre bazen "tabiat" iyi gider, bazen de "doğa" :)

aygün 11-11-2010 22:48

Atatürk' ün TDK' yı kurmadaki amacı, dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak, arı bir dile dönüşümünü sağlamaktı ki; kurtuluş savaşıyla başlattığı bağımsızlık hareketi, tek boyutlu bir hareket olma özelliğini asla taşımadı.

"Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır." Sözüyle mücadelenin siyasi, ekonomik, ve kültürel boyutlu olduğuna dair vurgusunu farketmek gerek.

Nitekim, cumhuriyeti kurduktan sonra savaş yorgunu bir ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların yetersizliğinin ardına sığınılmadan, hızla gerçekleştirilen yeniliklerden ve ülkeye kazandırılan bir dizi kurumdan TDK, yalnızca biridir.

Hangi konuda olursa olsun; bilimsel dayanağı olmayan bir eleştirinin bana göre hiç bir değeri olamaz.

"doğa" ve "örneğin" sözcüklerine değinmek gerekirse türedikleri sözcükler incelendiğinde; kökenlerinin yine Türkçe sözcüklerden oluştuğunu görürüz.

Biri "doğmak", diğeri ise "örnek" sözcüğünden türemiştir ki; ikisi de öz be öz Türkçe sözcüklerdir.

Buna karşın, "tabiat" ve "misal" ise arapça kökenlidir ve kültür etkileşiminin bir sonucu olarak dilimize yerleşen sayısız yabancı sözcükten sadece iki tanesidir.

Osmanlıca, başta arapça ve farsça, sonraları (sanırım kapitülasyonlardan sonra) fransızca kökenli sözcüklerin de etkisiyle öz Türkçe olma özelliğinden uzaklaşmış, deyim yerindeyse karma bir dile dönüşmüştü.

TDK' nın uzunca bir zamana yayılan ve dil bilimcilerin katkılarıyla gerçekleştirdiği çalışmalar, dilimizi özgürleştirmek adına yapılmıştır.

Unutulmamalıdır ki; diline yabancılaşan bir toplum, aslında kendine yabancılaşmaktadır ve aklı başıda hiç kimse o toplumun özgür olduğu iddiasında bulunamaz.

Ve........Dilini önemsemek, doğru, düzgün ve etkili kullanma duyarlılığını göstermek; kendine, değerlerine ve toplumuna değer verenlerin çabasıdır.

Asla züppelik gibi basit ve yüzeysel değerlendirmelerle tanımlanamaz.

Cumhur Tonba 14-11-2010 21:01

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi iş314 (Mesaj 713395)
Doğa ve Örneğin. Tabiat ve Misal. Birincisinde züppelik var. İkincisi daha bizden.

http://www.agaclar.net/forum/showpos...4&postcount=55

Merhaba iş314
İlk olarak verdiğim Link'e bir göz atarsanız sevinirim. Yukarıda misalini verdiğiniz kelimelerin birçoğunu arkadaşlarımız kullanıyor. Örneğin; kimi doğa derken, kimi tabiat diyor. Tabii ki öz türkçe konuşalım. fakat dilimize yerleşmiş kelimeleri bir anda çıkarıp atabilir miyiz? Bir kelimenin yerleşmesi için uzun yıllar geçmesi gerekiyor.
Ben bu büyük ailedeki hiç bir arkadaşımın züppelik olsun diye o kelimeleri kullandığını zannetmiyorum. agaclar.net sitesine de yakışmayan bir kelime olduğunu belirtmek isterim.

aygün 15-11-2010 01:00

Sayın Cumhur Tonba merhaba...

Alıntı yaptığınız üyenin o mesajına duyduğum tepkiden yola çıkarak yazmıştım ben de. Bir yanlışlık mı var, bana mı öyle geldi?

Çünkü ortak bir nokta da bulunduğumuza göre cevabınız mesajını eleştirdiğiniz üyeye gitmeliydi diye düşünüyorum.

Dilimize yerleşmiş sözcüklerin bir kalemde silinip atılmasının gerektiği şeklinde algılanacak bir cümlem olmadığı gibi iddiam da yok. Kaldı ki; bu ha diyince olabilecek bir şey de değil zaten. Gerekli olup olmadığı tartışılabilir doğal olarak. Yazının odaklandığı konu bu değil.

Dediğim gibi, alıntı yaptığınız üyenin söz konusu mesajına bir tepkiydi.

Yalnız, mesajınızda bir link göremedim.

İyi bayramlar...

Cumhur Tonba 15-11-2010 10:25

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi aygün (Mesaj 715846)
Sayın Cumhur Tonba merhaba...

Alıntı yaptığınız üyenin o mesajına duyduğum tepkiden yola çıkarak yazmıştım ben de. Bir yanlışlık mı var bana mı öyle geldi?

Çünkü ortak bir nokta da bulunduğumuza göre cevabınız mesajını eleştirdiğiniz üyeye gitmeliydi diye düşünüyorum

Aygün Hanım, sizden çok çok özür diliyorum. Hata ile sizin isminizi yazmışım. Bilmem beni affedebilecek misiniz? Gece sabaha arşı 4,54 de düzeltecektim. Tam yazdım site error verdi. Bir daha açamadım. Şu an uykudan kalktım ve inanın elimi yüzümü dahi yıkamadan bu mesajı yazıyorum.
Saygı ve sevgilerimle. Dilerim affedersiniz.

İş 314 e göndereceğim link de buydu.
http://www.agaclar.net/forum/showpos...4&postcount=55

aygün 15-11-2010 12:33

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Cumhur Tonba (Mesaj 715907)
Aygün Bey, sizden çok çok özür diliyorum. Hata ile sizin isminizi yazmışım. Bilmem beni affedebilecek misiniz? Gece sabaha arşı 4,54 de düzeltecektim. Tam yazdım site error verdi. Bir daha açamadım. Şu an uykudan kalktım ve inanın elimi yüzümü dahi yıkamadan bu mesajı yazıyorum.
Saygı ve sevgilerimle. Dilerim affedersiniz.

İş 314 e göndereceğim link de buydu.
http://www.agaclar.net/forum/showpos...4&postcount=55

Lütfen, şimdi de ben üzüldüm. Olabilecek şeyler bunlar, önemli değil.
De, benim de bir keresinde bir üyemize yaptığım gibi, şu 'Bey' i de 'Hanım' yapsak tam olacak :)

Sağlcakla kalın.

Cumhur Tonba 15-11-2010 21:31

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi aygün (Mesaj 715943)
Lütfen, şimdi de ben üzüldüm. Olabilecek şeyler bunlar, önemli değil.
De, benim de bir keresinde bir üyemize yaptığım gibi, şu 'Bey' i de 'Hanım' yapsak tam olacak :)

Sağlcakla kalın.

Hata üzerine hata buna derler Aygün Hanım.
Artık buralardan uzaklaşıp biraz ortalıkta gözükmemem lazım. Engin hoşgörünüz için minnettarım.

(Tüm düzeltmeler yapılmıştır)

aygün 15-11-2010 22:36

Utanmaya başlıyorum ama:o

Keşke tüm hatalar böyle masumane olsa Cumhur Bey, ve herkes bu denli nazik...

İnanın bazılarının yanında sizinkinin esamesi duyulmaz. Anlayışsızlıklar, kabalıklar
ukalalıklar....O yüzden lütfen müsterih olun...

pria 16-11-2010 09:19

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Güler (Mesaj 713401)
Bizler Tabiat ve Misal'i kullanıyoruz ama genç nesil Doğa ve Örneğin'i tercih ediyor.
Bence züppelik değil.
İçine Nature veya example gibi kelimeler serpiştirilirse züppelik olur gibi düşünüyorum.

1976'larda İstanbul Üniversitesinde bir prof. hocamız vardı..Üst sınıf öğrencileri bizi hep uyarırdı o hoca hakkında..''Sakın...yazılı sınavları yanıtlarken süreç kelimesini kullanmayın..vetire veya process kelimelerini kullanın ama asla süreç kelimesini kullanmayın..yoksa sıfırı basar'' derlerdi..Mezun olana kadar o hocanın sınavlarında sınav sonunda yanıtlarımızı kontrol eder;yanlışlıkla yazdığımız öztürkçe kelimeleri siler,yerine arapça,farsça veya ecnebi dillerindeki karşılıklarını yazardık..
İşte böyle bir öztürkçe düşmanlığı vardı bu hocamızın..

Yukarıdaki yazıyı okuyunca bu anılar geldi aklıma..

skavaklik 19-11-2010 02:03

katılıyorum.fakat eskiden kullanılan kelimeleri kullanmazsak eskiyi nasıl okuyacağız?

Planet 22-11-2010 21:34

Merhabalar.Forumda yeni üyeyim.Başka forumlara da üyeyim.Her zaman dikkat ettiğim şey güzel türkçemizi en güzel şekilde kullanabilmek.****** bir çok kişi yazı dilinde de günlük konuşma dilini kullanabiliyor.Biz ne kadar iyi kullanırsak sanırım bize özenenlerde o kadar türkçe kullanımında ilerlemeye meyillenirler.Saygılarımla.

Hhatice 22-11-2010 22:13

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi aygün (Mesaj 715034)
Atatürk' ün TDK' yı kurmadaki amacı, dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak, arı bir dile dönüşümünü sağlamaktı ki; kurtuluş savaşıyla başlattığı bağımsızlık hareketi, tek boyutlu bir hareket olma özelliğini asla taşımadı.

"Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır." Sözüyle mücadelenin siyasi, ekonomik, ve kültürel boyutlu olduğuna dair vurgusunu farketmek gerek.

Nitekim, cumhuriyeti kurduktan sonra savaş yorgunu bir ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların yetersizliğinin ardına sığınılmadan, hızla gerçekleştirilen yeniliklerden ve ülkeye kazandırılan bir dizi kurumdan TDK, yalnızca biridir.

Hangi konuda olursa olsun; bilimsel dayanağı olmayan bir eleştirinin bana göre hiç bir değeri olamaz.

"doğa" ve "örneğin" sözcüklerine değinmek gerekirse; türedikleri sözcükler incelendiğinde, kökenlerinin yine Türkçe sözcüklerden oluştuğunu görürüz.

Biri "doğmak", diğeri ise "örnek" sözcüğünden türemiştir ki; ikisi de öz be öz Türkçe sözcüklerdir.

Buna karşın, "tabiat" ve "misal" ise arapça kökenlidir ve kültür etkileşiminin bir sonucu olarak dilimize yerleşen sayısız yabancı sözcükten sadece iki tanesidir.

Osmanlıca, başta arapça ve farsça, sonraları (sanırım kapitülasyonlardan sonra) fransızca kökenli sözcüklerin de etkisiyle öz Türkçe olma özelliğinden uzaklaşmış, deyim yerindeyse karma bir dile dönüşmüştü.

TDK' nın uzunca bir zamana yayılan ve dil bilimcilerin katkılarıyla gerçekleştirdiği çalışmalar, dilimizi özgürleştirmek adına yapılmıştır.

Unutulmamalıdır ki; diline yabancılaşan bir toplum, aslında kendine yabancılaşmaktadır ve aklı başıda hiç kimse o toplumun özgür olduğu iddiasında bulunamaz.

Ve........Dilini önemsemek, doğru, düzgün ve etkili kullanma duyarlılığını göstermek; kendine, değerlerine ve toplumuna değer verenlerin çabasıdır.

Asla züppelik gibi basit ve yüzeysel değerlendirmelerle tanımlanamaz.

Sevgili Aygün çok güzel açıklamışsınız .Bu cümleleri okuduktan sonra hala diretmek bence hayinliktir.

Çok güzel Türkçe konuşmak ayrı birşey bunu yazıya dökmek ayrı birşey .Çok iyi biliyorum ki pek çok üye yazmaktan bu yüzden çekiniyor .Aslında ilk yazdığım mesajlara bakıyorum da ne kadar çok hata yapmışım .

Zamanla yaza yaza gelişiyor .Bu yüzden arkadaşlarımız yazmaktan çekinmesinler .Hatalı yazılarını daha sonra dönüp düzeltebilirler .

En çok dikkatimi çeken özel isimlerin büyük harfla yazılamaması ,Hele Türk ,Türkçe yazarken kullanılan küçük harfler mutlaka düzeltilmeli

aygün 22-11-2010 22:19

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi skavaklik (Mesaj 716731)
katılıyorum.fakat eskiden kullanılan kelimeleri kullanmazsak eskiyi nasıl okuyacağız?

Sayın skavaklik,

Öztürkçe sözcüklerin kullanılması, dilimizin yaşaması ve gelişmesi açısından gerekli ve doğrudur. Bu bütün diller için böyledir, sadece dilimiz için değil.

Fakat zaten yeni sözcükleri tanırken, benimserken eski sözcüklerin karşılığı olarak alıyoruz. Çünkü eski sözcüklerin de zaten bir anlam tanımlaması mevcut.

Ayrıca yeni bir sözcüğün toplum tarafından kabullenilip kullanılması belli bir süreçte gerçekleştiğinden eski sözcüklerle birlikte kullanılır ki; bu iki sözcüğün de eş anlamda olduğu gerçeği sürekli hatırlanır.

Öz Türkçe sözcüklerin kullanılması demek eskilerin aniden ortadan kalkması anlamına gelmez. Bu mümkün olmadığı gibi gerekli de değildir.

Kaldı ki; her yeni sözcük de toplum tarafından benimsenecek diye bir kesinlik de yok.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım şekildeki bir dil kullanımı eskileri anlamayı neden zorlaştısın ki?

Dilini özenli ve bilinçli kullanmaya çalıştığı sürece herkes eskiyi de yeniyi de anlamada belirttiğiniz anlamda bir zorlukla karşılaşmayacaktır bence.

aygün 22-11-2010 22:29

Sevgili hHatice, çok teşekkür ederim.

Evet, hepimizin hataları mutlaka vardır. Bu daha çok konuşma diliyle yazı dilinin karıştırılmasından kaynaklanıyor.

Dediğin gibi, ancak bu hataların üzerine giderek ve isteyerek düzeltebiliriz. Sonuçta herkes dilbilimci olamaz ama en azından daha duyarlı davranmayı başarabilir. Bu da kültürümüze, değerlerimize saygının ve bu anlamda sorumluluğun gereğidir.

Güler 22-11-2010 23:03

Umarım; bu güzel ve faydalı yazışmaları üyelerimizin çoğu okur. Okurlar da cümlelerine başlarken selam, merhaba bile derken küçük harf yerine büyük harfle başlarlar.

Nedendir anlayamıyorum, pek çok üyemiz ki bunlar arasında öğretmen, üniversite mezunları da var, yazdıkları yazılarda cümle sonuna nokta koydukları halde hiç boşluk vermeden küçük harfle devam ediyorlar.
Bizler bunları daha ilkokulda öğrenmedik mi?

Sitede özel mesajla uyarı yazıyoruz ama dikkat eden üyemiz o kadar az ki. Ben bunların bilinmediğinden değil de önemsenmediğini veya yazılan yazıyı tekrar okumadan gönderilmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.

Vakit bulan arkadaşlar, lütfen yeni üyelerin kendilerini tanıtım yazılarını zaman zaman okumaya çalışın.
Bana hak vereceğinize inanıyorum.

geneesiyor 13-12-2010 12:59

Uyarı tazelensin istedim!
Yöneticileri kutluyorum.

malina 16-12-2010 16:11

Türkiye’nin en büyük sorununu açıklıyorum


Özgür BOLAT
Hürriyet

Güler 16-12-2010 16:39

Noktadan sonra büyük harfle başlamadın mı ? Al sana Dannnnn.
Soru eklerini ayrı yazmadın mı? Bu sefer sana iki kere dannn, dannnn....olsa acaba aklımıza yer eder mi? Nasılsa silahlanacağız.

Benol Hazaroğlu 16-12-2010 18:23

Evet hatalarımız var kabul ediyorum.Doğru teşhis yazdıklarımızı o an şevkle yazıyoruz ve okumadan gönderiyoruz.Birazcık hoşgörü.

aygün 16-12-2010 18:35

Popüler kültürün ki; en güçlü silah olan medyanın da desteğini almasıyla gelinen bu noktada biz öğretmenlerin çabası korkarım ki havanda su dövmekten öteye geçemiyor.

Mini minnacık çocukların hayallerini manken, dansöz bir de Polat Alemdar süslemekteyken,
anneler babalar geleceğin Pele' sine kavuşup rahat bir yaşam sürme düşünün peşine takılmışken; kimin umurunda -de, da ya da noktadan sonraki büyük harf !

Durum budur. :(

malina 16-12-2010 21:23

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Benol Hazarolu (Mesaj 727397)
Evet hatalarımız var kabul ediyorum. Doğru teşhis yazdıklarımızı o an şevkle yazıyoruz ve okumadan gönderiyoruz. Birazcık hoşgörü.

En az alınması gereken insanlar, en çok alınıyor... :)


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 17:05.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024