Sevgili ağaçlar net üyeleri ve özellikle SN.HALİL ÖNEN için derlemiş olduğum ROA Pseudomonas fluorescens (ROA9223)
ve Bionem Pseudomonasfluorescens( TR2000)isimli ürünlerimin içerisindeki bakterinin çok değerli bilimsel araştırmaları ve yayınları. YETERLİ GELMEZ İSE DEVAM EDEBİLİRİM. Herkese Sevgilerimle
Yeterli kaynagın bulunmadıgı ortamlarda iki veya daha fazla organizma arasında ki ortamdan yararlanma üstünlügü olarak tanımlanmaktadır.
Mikroorganizmalar arasındaki rekabet C, N, Fe, O2, karbonhidrat, mikro besin elementleri, yer ve ısık için söz konusu olabilmektedir. Biyokontrol iliskide bu besin elementlerinden karbon ve demir büyük önem arzeder. Rekabet biyolojik mücadelede en sorunsuz mekanizmalardan birisi olarak basarı ile kullanılmaktadır. Rekabetçi olarak ön plana çıkan antagonistler floresan Pseudomonas’lar [/SIZE]ve Trichoderma türleridir. Özellikle
floresan Pseudomonas’ lar üstün rekabetçi özellikleri ile bitki hastalıklarıyla biyolojik savasta çok fazla kullanım alanı bulmuslardır (Handelsman and Stabb 1996).
Biyopestisitlerin avantajları
Biyopestistler dogal dengeyi koruyucudur. Biyopestistlerin, zirai mücadele ilaçlarında oldugu gibi insan ve çevre üzerinde olumsuz etkileri yoktur. Bu etmenler sorunları geçici olarak degil, kalıcı olarak çözer ve genellikle uzun vadede daha ekonomiktir.
Düsük maliyetle yüksek oranda koruma imkânı saglar. Sadece hedef alınan zararlıya karsı etkili olurlar, konukçularını arayabilme ve bulma yetenekleri vardır. Bu etmenler, dogada çogalabilme ve yayılabilme özelligine sahiptirler. Hedef zararlılarda dayanıklılık sorunu yaratmazlar. Düsük konukçu popülasyonlarında dahi varlıklarını sürdürebilirler (Öncüer 1991).
Biyopestisitler
Biyolojik mücadelede yukarıda bahsedilen mekanizmalardan bir veya birkaçını birlikte kullanarak etkili olan mikrobiyal formülasyonlara biyopestisit denir. Daha genis bir tanım yapılacak olursa; bitki hastalıkları, toprak patojenleri ve zararlılarla biyolojik mücadelede kullanılan, siderofor, antibiyotik ve hidrojen siyanid aktivitesi gibi mekanizmalarla patojen aktivitesini azaltan, patojenleri yok eden ve bitki dayanıklılıgının artmasını saglayan mikrobiyal inokulantlara biyopestisit denir. Tarımın sürekliligi açısından biyolojik kontrol gereklidir.
Biyopestisitler dogrudan antagonizmin kullanımı seklinde, dolaylı olarak da patojenlerin stres ortamında bırakılması veya öldürücü maddelerin ortaya çıkmasının saglanması ve patojenlerin bastırılması amaçlarıyla kullanılmaktadır. Biyopestisitlerin çevre ve insan saglıgı üzerine çok az veya çogunlukla hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Besin zincirine zarar vermemekte ve gıdalar üzerinde toksik kalıntı bırakmamaktadır (Çakmakçı ve Erdogan 2005).
Benzer bir çalısma da dünyada fındık meyvelerine en fazla zarar veren fındık kurdu Balaninus nucum L. (Coleoptera: Curcuilonidae)’un biyolojik mücadelesinde yapılmıstır. Bu zararlı Türkiye’de fındık ürünlerinde yaklasık olarak %30-40 ekonomik zarara sebep olmaktadır. Trabzon ilinde 1995-1997 yılları boyunca yapılan sürveylerde fındık agaçlarındaki bakterilerin morfolojik, fizyolojik, biyokimyasal ve moleküler özellikleri incelenerek su türler tespit edilmistir: B. thuringiensis, Pseudomonas fluorescens, Micrococcus luteus, Serratia marcescens ve Escherichia coli. Bu bakteriler
ile hazırlanan solüsyonlar fındık kurdunun üçüncü dönem larvaları üzerinde denenerek %100’e varan basarılar elde edilmistir (Sezen ve Demirbag 1999).
|