15-02-2011, 09:10 | #1 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-02-2011
Şehir: antalya
Mesajlar: 29
|
arazim orman arazisine geçti?
1935 yılında devlete vergisi ödenen. 1957 yılında orman ile davalaşılan fakat dava dosyası ortadan kaybolan en son kadostro işleminde orman arazisine geçirilen yayla yerlerimin geri almam mümkün mü? |
15-02-2011, 09:35 | #2 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
Çok zor ama zaman aşımına da uğratmayın, en azından davanızı açın. Bu forumda sizin gibi Orman ile davalı arkadaşların tecrübeleri vardı onları araştırın ve sizin durumunuza uyabilecek olanların yaşadıklarını-tecrübelerini değerlendirin. Avrupa İnsan Hakları'na kadar yolu var, yeterki zaman aşımından hak sahipliğinizi kaybetmeyin. İşinizin zor, yorucu ve uzun süreli olabileceğini şimdiden belirteyim, kolay gelsin. |
15-02-2011, 11:33 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Relic sizin durumunuzda bizim arazilerimizde var.Bizim arazilerin farkı önce orman olduğu için kamulaştırılmış daha sonrada orman vasvını yitirmiş olduğu düşünülüp 2b kapsamına alınmış olması.Biz şimdi dava açmaya hazırlanıyoruz madem orman değil neden aldınız geri iade edin diye.Sizde arazilerinizin şuan ki durumunu araştırın belki 2b olabilir. |
16-02-2011, 15:39 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Arkadaşlar, uzun ve yıpratıcı hukuk savaşından malesef yenik çıktım. Tapusuyla T.C.Tapu dairesinden aldığım ve almadan önce de sordum halde, Orman diye dava açtılar bütün hukuksuzluklarına rağmen bir şey yapmdım. Adeta çete sanki, Devletin bir yerlerdeki çetesi. Hakimi var, Orman memuru var. Bilirkişiler zaten Orman mühendisleri, Yargıtay 20. hukuk dairesi var. Evraklar ellerinde. Neyi isterlerse değiştirebiliyorlar. Hangi haritayı isterlerse istedikleri renge boyayabiliyorlar. Şimdi söyleyin bakalım Ormanlarımız neden ve kimin yüzünden yanıyor?. Bu sorunun cevabını bulduğunuzda Ormanlarımız da kurtulup gelişmiş lkelerdeki gibi çoğalabilir. Yoksa kanun kukuk hepsi boş laf. Hangi hukuk ve kimin kanunu? Not: bu yazdıklarım iddia değil gerçeklerdir. Her söylediğimin belgesi vardır. İsteyen gelsin baksın dosyalar dolusu yazı ve haritası duruyor. Saygılar Düzenleyen Oğuz Karsan : 01-03-2011 saat 12:13 Neden: Mükerrer yazıyı silmek için |
17-02-2011, 07:40 | #5 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-02-2011
Şehir: antalya
Mesajlar: 29
|
teşekkür
yorumlarınız için teşekkürler. sanırım bu işten vazgeçtim. çünkü devletin ezen çarklarından önce ekaribin çarklarına takıldım. tamamen ormana ayrılmış hektarlarca bozkırlarımızdan davayı kazandığım surette bana 3 dönüm vereceklerini söylediler. ormana bırakmayı bana vermeye tercih ediyorlar. bende huzurumun kaçmaması için tez elden bu işten vazgeçtim. üstelik gözde bir kayak merkezine 10 km olan bu güzide yerleri. hepinize iyi günler... |
17-02-2011, 08:02 | #6 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
Alıntı:
Durumunuza çok üzüldüm. Hele "kadastrocu-haritacı" olarak, Tapu Kadastro Meslek Yüksek Okulu'nda bize ilk öğretilen "Üçüncü Şahısların Korunması" ilkesine ters bir şekilde arazinizin elinizden alınmasıi devlet memuru olarak benim bile devlete güvenimi sarsmadı desem yalan olmaz. Hayır insanın zoruna ne gidiyor biliyor musunuz? O arazi ormandan çıkartılıp (şöyle ya da böyle) tapu verilirken devlet neredeymiş, o işlemler sırasında uyuyan devlet görevlilerinin hiç mi suçu yokmuş? Bu hatanın ceremesini sadece size (hemde üçüncü şahısken ve de üçüncü şahısların korunması ilkesi varken) kesmek Allah'tan reva mı? Hayırlısı olsun, mühim olan can sağlığı deyip geçeceğiz mecburen. |
|
17-02-2011, 08:05 | #7 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
Alıntı:
Size de naçizane tavsiyem, siz davanızı açın, kaybedeceğinizi bilerekte olsa davanızı açın. Hak sahipliğiniz kaybolmasın tek. Belli mi olur, bu memlekette ne aflar çıkıyor, belki birilerini aradan çıkarmak için çıkarılan aflardan biri sizi de aradan çıkarır. Evet, sizin için belki üzücü-yorucu olacak ama "keşke" demekten iyidir bence. |
|
17-02-2011, 12:20 | #8 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-02-2011
Şehir: antalya
Mesajlar: 29
|
davayı kazanacağımı umuyorum çünkü 1945 kadastro kanunundan önce vergisi yatırılmış. fakat ben besleme bir evladın çocuğuyum ve amaç o yerleri bana vermektense ormana bırakmak bunu yeni anladım ve vazgeçtim teşekkürler. |
17-02-2011, 13:36 | #9 |
Ağaç Dostu
|
Gerçi siz vazgeçmişsiniz ama önemli bir konu olduğu için yazma gereği duydum. Anladığım kadarıyla sizin mirasbırakanlarınız ile ilgili uyuşmazlığınız da var. Yani henüz doğrudan hak sahibi siz değilsiniz, aileniz. Arkadaşlar ilke olarak dava açılması gerektiği konusunda görüş bildirmişler ve haklılar. Ancak, taşınmazın kadastro ile devlete geçtiğini belirttiğiniz için öncelikle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/c maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığını araştırmanız gerekir. Geçmiş olması büyük olasılıktır. İlgili madde, kadastronun kesinleşmesinden sonra 10 yıl geçtikten sonra artık kadastro öncesi bir nedene dayanarak dava açamayacağınızı âmirdir. Yani önceye ilişkin dava açma hakkınızı ortadan kaldırmaktadır. Zamanaşımından farklıdır. Büyük hak kayıplarına yol açan bu madde ne yazık ki halen yürürlükte. Defalarca Anayasa Mahkemesine gitti, ne yazık ki değiştirmediler, tek çare Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi! Fikir değiştirir, dava açmaya karar verirseniz her şeyden önce bu maddeyi gözönüne almalı, diğer her şeyi sonra değerlendirmelisiniz. gece Hukuka önce devletin, hassasiyet gösterip uyması gerektiğini düşünen forum kişisi |
01-03-2011, 12:32 | #10 | |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Alıntı:
Üzüntümü paylaşacak şekilde yazdığınız için teşekkür ederim. Bu gibi olaylardan alınması gereken dersin şu olduğuna inanıyorum. 1- Hukuk, sadece güçlülerin işine yarayan bir malzemedir. 2- Devlet en güçlüdür. Öyleyse hukuk devletin işine yarar. 3- İşini yapmayan devlet memurlarıda devletin korumasındadır. Hukuk işlemez. 4- Ormanlar bu şekilde korunamaz. Hukuktan daha da önemli saydığım mesele Ormanların korunmasıdır ki, o da bu şekilde yapılamaz. Siz vatandaşın tapulu arazisine el koyun sonra ondan Ağacı ve Ormanı sevmesini bekleyin. Bu nasıl mümkün olabilir?. Ayrıca herkes benim gibi hakkını hukukla aramaz. Kasten çıkartılan Orman yangınları artıyor ve böyle giderse daha da artacak. İşlerini yapmadıklarından dolayı işlemeyen bir sistemden nemalanan bir kesim var. Öyle az kişi de değil. Siyasileri, arazi rantçılarını, orman çalışanlarından bazılarını da katarsak sayı yüz binleri geçer. Hukukun içinde bilirkişilik veya başka işlerden nemalananları unuttum. Bir de 20. hukuk dairesi var. Kayıtsız şartsız orman memurlarının lehine ve hukuksuzluk pahasına AİHM den cezalar almamıza hep bu gibi sözde ormanı korumaya çalışan insanlar sebep oluyorlar. Ama verdikleri hukuksuz kararlar yüzünden aldığımız cezaları hepimiz ödüyoruz. Yakılan ormanlar da cabası. Bu arada İçinde halk sözcüğü geçen partimiz, Tapulu ve kadastro geçen arazilere devletin 10 yıldan sonra dava açmasını yasaklayan kanunu Anayasa Mahkemesine göndererek sözde halkçılık yaptığını sanıyor. Taze başkanı da 2B meselesinde mülkiyet sorununu çözeceğiz diyor. İNANAYIM MI...???? Saygılar |
|
|
|