agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Geziler, Gezilecek Yerler, Türkiye'de önemli doğa alanları
(https)




Beğeni Düzeni4Beğeniler
  • 2 Gönderen Bilge Keykubat
  • 2 Gönderen Bilge Keykubat

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 26-02-2015, 09:59   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-10-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 11
Sarıkamış

BEYAZ, BELKİ YALNIZ AMA UZAKTA DEĞİL

Cemal Süreya “Beyaz, uykusuz, uzakta…” diye söz etmiş mısralarında; Orhan Pamuk “Uzak, yalnız, metruk” demiş onun için. Üç mevsim, dağlarından kar eksik olmayan Kars'ı anlatırken beyaz demek kaçınılmaz. Kars hala biraz yalnız da, artık uzakta değil. Ankara ve İstanbul’dan yalnızca bir buçuk-iki saatlik uçuş mesafesinde.
Kars bizi beklediğimiz beyaz haliyle karşıladı. Kenti keşfetmeyi önümüzdeki günlere bırakıp, Kars havaalanından bir taksiye binip, Sarıkamış’a doğru yola çıktık. Çıktık çıkmasına da, yolda değil de sanki beyaz bir tünel ya da dev bir beyaz tüp içinde gider gibiyiz. Ortalıkta ne bir canlı var ne de cansız; var olan yalnızca beyaz... Koşturan iki tilki görünce “oh dünyadayız” diyecek kadar...



Havaalanı ile Sarıkamış kayak merkezi arası elli kilometre. Otelimiz burada. Sarıçamlarla kaplı dağın eteğindeki otelimize vardığımızda üşümemiş olsak da, önce bir Kars çorbası içip içimizi ısıtıyoruz. Pencereden baktığımda sanki usta bir ressamın fırçasından çıkmış bir tabloyu seyrediyormuşum duygusuna kapılıyorum. Sisler içinde büyük beşik çatısı karla kaplı bir ev, yakınında çam ağaçları, sonrası hep beyaz...

Pistler

Sarıkamış pistleri de çamlarla kaplı, bu yüzden rüzgâra korunaklı, çığ tehlikesi de yok. Pistler hem usta kayakçılar hem de spora yeni başlayanlar için uygun. Buradaki karın kayak için ideal ‘toz kristal kar’ olduğunu, bu karın bir Alpler’de, bir de bizim Sarıkamış’ta olduğunu öğreniveriyoruz hemen.



1450 metre yükseklikteki kafede ilk gün Aysel Hanım’ın elinden yediğimiz gözlemeye çay eşlik ediyor. Ertesi gün küçük bir tartışma tatlıya bağlanınca cin-fanta ile kutluyoruz bu soğukta, usulca. Üçüncü gün zirve dönüşü eksi on beş derecede iki salep üst üste içiliyor ilaç niyetine!

Kaz mı? Piti mi?

Kars’ın birçok özgün yemeği var ama en iddialısı kaz eti. Burada kaz eti pişiren lokantalara ‘kaz evi’ deniyor. Unutmadan; eğer kaz eti yemek istiyorsanız Kars’a mutlaka kış mevsiminde gitmelisiniz. Çünkü siz kazları yemeden, kazların kar yemesi gerekiyor.



Bir de testten geçiyor gariplerim: 'yere konan bir oklava üzerinden atlayamayacak kadar' yağlanmaları bekleniyor. Sonra tuzlanıp, asılarak ve Kars soğuğunu yiyerek kurutuluyorlar. Daha sonra haşlanıp, tandır ateşinde kızarıyor. Pişmesi sırasında alta konulan bulgurlar da, damlayan kaz yağı ile bir güzel demlenmekte. Tadı nasıl diye sorarsanız; bu kadar emekle yapılan, Kars insanınca bu denli sevilen yemek güzel gelmez mi? Ama ben sunumuna, tadına; hele ismi ‘piti’ye bayılıyorum.

Bir esnaf lokantası olan çarşı içindeki Güneş Lokantası’ndayız. Kars yemeği ne var soruma, “Piti var ama yiyebilir misiniz bilmem?” denilince biraz çekinsem de, bilinmeyenin verdiği merak ve heyecanla “Yerim!” diyorum.



Önce önüme boş çukur bir tabak konuyor, yanındaki tabakta yufka ekmeği var. Garson yardım etmek istese de, yan masaya yaptığım küçük dikizime güvenerek kendim yapmak istiyorum. Yufka ekmeğini ikiye katlayıp elimle şeritler halinde kesiyorum. Şeritleri lokma kadar parçalara bölüp önümdeki boş tabağa dolduruyorum. Sonra çinko bir kupa içinde ‘piti’ geliyor. Bu, kuzu eti ve nohuttan oluşan, safranla tatlandırılmış, sıcak, sulu, nefis bir yemek. Önce suyu ile yufka ekmeklerini ıslatıyorum. Ekmeklerden biraz yiyip, kupada kalan yemeği üzerlerine boca ediyorum. Bir yemeği usulüne uygun pişirmek kadar usulünce yemek de önemli.

Piti üstüne sert burma kadayıfını da yedik, şimdi sokaklardayız.

Kars çarşısı biraz düş kırıklığı yaşatsa da Kars kaşarı, delikli gravyer, çeçil peyniri ve kara kovan balı satan dükkânların bolluğu ve temizliği gözümü, ürünlerin damağımda bıraktığı eski lezzetler ruhumu besliyor.

Kars'ta Baltık Mimarisi

1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Kars kırk yıl Rus işgali altında kalmış......DEVAMI.....

KAYNAK: APELASYON E DERGİ

Bilge Keykubat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-02-2015, 10:01   #2
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-10-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 11
Reyhan Bayındır GÖNENÇ ten harika bir Sarıkamış yazısı .....

Bilge Keykubat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
apelasyon, gastronomi, gezi, sarıkamış, turizm


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 08:09.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024