18-04-2006, 19:54 | #61 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 10-04-2006
Şehir: k.maraş
Mesajlar: 5
|
olaya biraz da bilimsel bakmanız dan taraftaryım meşe diyip yüzeysel değerlendirmeyin meşenin ülkemizde 28 çeşidi yetişebilmekte ve hepsinin ayrı ayrı ekolajık istekleri var.ve her türün yetşime ve olgunlaşma ve tohum süreleri farklı bir fidan yetiştirme teknigeri olarak düşüncem.... |
18-04-2006, 22:14 | #62 |
agaclar.net
|
Hazır konu açılmışken, meşelerle ilgili bilgileri hazırlamaya yardım eder misiniz? Yılmazla iletişime geçebilirsiniz... |
19-04-2006, 14:35 | #63 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ülkemizin hemen her bölgesinde türlerine bağlı olarak yayılış gösterir. 25m boya ve 2m çapa erişebilen geniş tepeli ağaçlardan, 3-5 m boya sahip çalılara kadar değişen türleri vardır. Yaprakları da formları gibi değişkenlik gösterebilir, loplu, dişli ya da düz kenarlıdır. Ülkemizde 747.856 hektar koru ve 4.984.149 hektar baltalık meşe ormanı bulunmaktadır. "Palamut" adı verilen silindirik meyveleri bir kadeh içinde yer alır. Odunlarının anatomik özelliklerine göre kırmızı meşeler, ak meşeler ve herdem yeşil meşeler olmak üzere üçe ayrılan meşelerin 18 türü bulunmaktadır. Bunlardan önemli olanları; Saplı meşe (Q, robur, Y), Sapsız meşe (Q, petraea, Y), Saçlı meşesi (Q, cerris, Y), Kasnak meşesi (Q, vulcanica, E,T), Pırnal meşesidir (Q ilex, N). Meşe(Quercus robur/pedunculata) Bitki özellikleri: Koyu yeşil yapraklı, kalın gövdeli meşe ağacını hemen herkesin tanıması gerekir. Genellikle ormanlık bölgelerde yetişir. Bileşim: Yüksek oranda tanen(catechin taneni) Toplama ve hazırlama: Drog olarak, genç dalların kabukları kullanılır. İlkbaharda, gövde özsuyu yükseldiğinde, bilek kalınlığını geçmeyen genç dalların kabukları soyulur. Kabuklar kıyılarak gölgede kurumaya bırakılır. Tam anlamıyla kuruduktan sonra da ince kıyılarak kullanıma hazır hale getirilir. Ülkemizde 20 kadar meşe türü vardır ve hepsi de hemen hemen aynı etkinliğe sahiptir. Kullanım alanları ve biçimleri: Tanen içerikli drogların arasında en etkili ve kullanımı en yaygın olanı meşe kabuğudur. Tanen, mukozayı sıkıştırır ve iltihaptan arındırır. İshali durdurur ve bağırsakları güçlendirir. Bu başlangıç noktalarından yola çıkıldığında, onun pek çok amaç doğrultusunda kullanılabileceği görülür. Ağız içi ve dişeti iltihabında, meşe kabuğu kaynama suyuyla yapılan ağız çalkalamaları çok iyi sonuçlar verir. Tanen maddesi mukozayı sertleştirir ve böylece bakterilerin ve virüslerin yaşama alanını yok eder. Sertleşen mukoza, bir süre sonra, yerini yeni oluşan sağlıklı mukozaya bırakır. Tanen, bağırsakları da aynen böyle etkiler. Yani, bağırsaklarda mayalanma başlatan bakterilerin yaşam alanları yok edilince, mayalanma ve ishal olayı da son bulur. Meşe kabuğunun etkin maddesi tanen, deriyi her bakımdan tedavi edebilir ve ona hiçbir zarar vermez. Egzamalarda ve akıntılı çıbanlarda, yanıklarda ve açık baldır yaralarında uygulanacak kompresler çok iyi sonuçlar verir. Bu kompresler sargı beziyle sabitleştirilir, ama sargı bezini çok sıkmamak ve kompresin üstüne herhangi bir plastik parçası örtmemek gerekir. Yaranın hava almasına özen gösterilmelidir. Aşırı el ve ayak terlemesine karşı yapılan el ve ayak banyoları çok başarılı olur. Basura karşı da oturma banyoları yapılabilir. Meşe kabuğu çayı: 1-2 çay kaşığı dolusu ince kıyılmış meşe kabuğu, 1 bardak suya eklenir, 4-5 dakika hafif ısıda kaynatılır, 6-8 dakika demlendikten sonra süzülür ve tatlandırılmaz. İçten tedavilerde günde 2 bardak çay yeterlidir. Gargara ve çalkalamalar, 2-3 saat ara ile gün boyunca yapılabilir. Yan etkiler: Önerilen dozajlar aşılmadığında, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. |
|
19-04-2006, 20:43 | #64 |
Ağaç Dostu
|
Bugün komşu teyzeyle muhabbet ederken yaraları 2 günde iyileştiren mucizevi bir ilaçtan söz etti. Annesinden öğrenmiş, annesi de annesinden... Fıstık sakızı, bir ağacın kabuğundan bir parça(ağacın adını bilmiyordu ama bu yazıyı okuyunca meşe olabilir diye düşündüm) zeytinyağı ve bir parça mum kaynatılarak bir merhem hazırlanıyormuş, yaralara sürülüyormuş, iz bırakmadan iyileştiriyormuş. |
29-07-2006, 22:25 | #65 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-06-2006
Şehir: Kayseri
Mesajlar: 116
|
meşe bonzaileri
buyrun internetten derlediğim meşe bonzaisi fotoğrafları: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 8. resme dikkatinizi rica edeceğim, gövdesinin içi boşalmış hali ile yılların yorgunluğunu, taze ve parlak yapraklarıyla gençliği ve yaşama sevincini sergiliyor. Düzenleyen ibuprofen : 29-07-2006 saat 22:28 Neden: 8. fotoğraf için yorum. |
30-07-2006, 23:34 | #66 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Elbette siz de balkonunuzda ayçiçeği yetiştirebilirsiniz. Hele bodur varyeteleri var ki inanmazsınız. Süs bitkisi olarak kullanılan bodur varyetelerin tohumlarını tohumculardan, hipermarketlerin bahçe kısmından alabilrsiniz. Diğer ayçiçeğinin tohumunu ise sonbaharda çerezcilerden kavrulmamış ayçekirdeği alarak temin edebilirsiniz. Ancak yaz sonu alın ki yeni üründen taze tohum olsun. Ancak şimdi geç kaldınız. Bunları seneye ekecekssiniz. Rüzgardan korumak için etrafına basit bir rüzgarkıran perde koyabilirisniz. Bu arada yeni gelen arkadaşlar kısmında kendinizi tanıtırsanız seviniriz. |
|
04-08-2006, 10:27 | #67 |
Ağaç Dostu
|
Meşe tohumu ekimi
Ekim derinliği fidanların yaşama yüzdesi ve boy artımı üzerinde etki yapar. Meşe türlerine göre değişmekle birlikte ortalama 3-4 cm derinlikte yapılan ekimler genelde iyi netice verir. Ekim işlemi Ekim ve kasım aylarında yapılmalıdır. Meşeler genelde ışığı seven ve etrafında hiç bir ağaç bulunmadığı zaman azmanlaşma eğilimi gösteren ağaçlardır. Yani geniş bir taç ve dallanma gösterirler. Dolayısıyla sık ekim veya dikim yapılmalıdır. Ekimde dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da tohumların böcek ve kemiricilerden korunmasıdır. Bunun için tohumlar mazot benzeri maddelere muamele edilerek ekilmelidir. Yere düşen ilk meşe tohumları genelde boş ve kurtludur. Yere düşen ilk tohumlar temizlendikten sonra ikince seferde düşen tohumlar toplanmalıdır. Tohumların üzerinde her hangi bir delik olmadığına dikkat edilmelidir. Tohumlar hemen ekilmeyecekse ağzı bir kap içeresinde buzdolabında + 4 derecede ilkbahara kadar bekletilebilir. Meşe tohumları fazla bekletilmeye gelmez. Meşe ile söğüdü karışlaştırmanız doğru değil. İki türün ekolojik istekleri tamamen farklıdır. Meşenin yaşam bölgesinde söğüt türlerini göremezsiniz çünkü yüksek miktarda toprak nemi ister. Bu yüzden dere vejatasyonunda kendilerine yer bulurlar. Diğer yandan meşe türleride kurak ve karasal (Doğu Karadeniz meşesi Quercus pontica nemli ve yağışlı alanlarda görülür) mıntıkalara adapte olmuş türlerdir. Dere kenarlarında gelişim gösteremezler. Söğüt türlerinin çok daha hızlı büyüdüğünü net bir şekilde söyleyebilirim. Ama meşe türleride bir çok hayvana besin sağlar. Her ikisinin yararlarını göz ardı edemeyiz. |
06-10-2006, 10:32 | #68 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 03-08-2006
Şehir: ankara
Mesajlar: 35
|
Beni mazur görün ama birşey soracağım . Bence meşe ağaçlarına hayranım bahçeme bir fidan dikmiştim gözüm gibi bakıyorum gerçi apartman çocukları sağolsunlar orasını burasını kırdılar ama yine de inatla yetişti . Şimdi başka bir ağaçtan yaklaşık 20 adet tazecik tohumlar topladım. Bunları yetiştirmek ve çevreme dikmek istiyorum. Bu tohumları şimdi mi ekmek gerekir. Yoksa baharı beklemelimiyim ? Yazılarınızı okudum ama çıkamadım işin içinden. |
06-10-2006, 17:16 | #69 |
Ağaç Dostu
|
Ne zaman topladınız onları bilmiyorum ama işi garantiye almak için en iyisi 15 gün daha bekleyip yeni tohumlar toplayın ve bir kaç gün içinde o tohumları ekin. Çünkü Meşe palamudu Ekim-Kasım aylarında olgunlaşır. Daha önce toplanan tohumlar olgunlaşmamış olabilir. Topladıktan sonra da ekmek için fazla bekletmeyin. |
19-10-2006, 12:17 | #70 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 19-10-2006
Şehir: ankara
Mesajlar: 1
|
***, Ankara'da olupta, meşe palamutu ihityacı olanlara duyuru: Ankra Üni. Fen ve Mühendislik Fak. kampüsünde sahalarla kütüphanenin arasındaki ağaçlarla kaplı küçük yolda yüzlerce var! torbalarınızı toplayıp gelin! |
25-10-2006, 09:50 | #74 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
30-10-2006, 10:23 | #80 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
|
Karamürsel Yalakdere de Elektrik teknisyenliği yapan Boşnak Mustafa 10 dönümlük bir arazide Meşe ormanı oluşturmaya başladı. Evvelki yıl başladığı bu iş için bahçesindeki Meşe ağacının palamutlarından yararlanıyor. Geçen hafta da yine 1000 kadar palamut dikti. Önceki yıllarda diktikleri ise 1 metre kadar oldu. Boşnak Mustafa çok çalışkan birisi. Yine bahçesinde organik tarım yapıyor. Domates ,Patlıcan,Pataters,Yer Fıstığı,Salatalık yetiştiriyor. Bahçesini bir görmelisiniz. Etrafı ise Kasımpatları,Kadifeler le kaplı. Rengarenk. |
23-11-2006, 19:07 | #81 | |
meraklı
Giriş Tarihi: 10-07-2006
Şehir: istanbul ümraniye
Mesajlar: 18
|
Alıntı:
teşekkürler. |
|
23-11-2006, 19:16 | #82 |
meraklı
Giriş Tarihi: 10-07-2006
Şehir: istanbul ümraniye
Mesajlar: 18
|
istanbul'da oturanlar yıldız parkında da bol miktarda bulabilirler meşe palamudundan... |
30-11-2006, 07:49 | #83 |
Ağaç Dostu
|
Yerlere dökülmüş halde daha ilk defa dikkatimi çekti bende merak ettim belki bilmediğimiz bir şeyi öğreniriz diye. Meşe yapraklarının altında bulunan bu şey nedir. Mantar gibi bir yapısı var. Hatta yaprağa yapıştığı yerde kök gibi tutungaçları bile var. Çabucak yapraktan ayrılabiliyor ve bu özelliği ile bitkinin bir parçası olmadığı kesin. Hafif dişlerimle ezdim sanki tanenli bir madde ısırmış gibi bir izlenim verdi tadına baktım ama toz gibi o da. Şimdi bunun ne olduğunu bilen var mı? |
05-12-2006, 00:21 | #84 |
Ağaç Dostu
|
Memeli pas diye mantari bir hastalığa benziyor. Meşeler konukçu olabilir. Çünkü genelde armut ve elmada görülüyor... Tedavisi benim bildiğim yok. Bulaşık dalları tamamen kesseni, hatta ağacı gövdeden budasanız bile konukçu bitkide kışı geçiriyor ve maalesef ağacınızın ilk sürgününü vermesiyle gelip bulaşması bir oluyor... |
27-02-2007, 21:53 | #85 |
Ağaç Dostu
|
Meşe ektiğim saksılardan bir saksıda 3 adet meşe fidanı çıktı. Daha önce de başka bir saksıda çıkmıştı ama o kurudu. Yeni çıkanların durumu fena değil. Çatı altında sera biçimli olduğu için erken çıktılar herhalde diyorum. Bir tanesi yaklaşık 10 cm civarında diğer ikiside onu yakalamak üzere. Diğer saksılarda bir hareket yok. |
18-09-2007, 10:49 | #86 |
Ağaç Dostu
|
Günaydınlar Ağaç Dostları...Meşe Plamudu ile ilgili bir kaç sorum vardı..Sabahları işe giderken servis bekleme yerinde meşe palamutları bulunmakta ve hergün dökülen palamutları toplayıp biriktirmekteyim.TEMA sitesinden öğrendiğim Meşe dikimi ile ilgili bir konuda; Meşe ve Meşe Ağaçlandırılması Kaynak:www.tema.org.trMeşe ağacı ülkemizde en yaygın olarak bulunan bir ağaç türüdür. Bölgenizde bulunan meşe ağacı Ekim aylarında tohumlarını döker. Bu tohumları (palamut) toplayın ve su dolu bir kovaya koyun. Suyun üstüne çıkacak bozuk tohumları ayıklayın. Kalan tohumları 1,5 ölçek mazot, 8,5 ölçek su karışımına atıp çıkarın. Bu işlem tohumlarınızı çok lezzetli bulan fare, böcek ve kuşlardan koruyacaktır. Ekim; en az 60 x 80 cm. Ebadında 35-40 derinlikte işlenmiş alanda, üçgenin köşelerine 5-8 cm derinlikte 3 adet tohum YAN konularak yapılır. Tohumlardan çıkan fidanların, bakım, sulama ve koruma işlemleri mutlaka yapılmalıdır. Yukarıda Ekim için şu bilgi dikkatimi çekti 3 tane yanyana konulmalı diyor.sizce neden?Egem Ağaçlandırma vakfı ve diğer Tema gibi kurluşların aldığım bilgi doğrultusunda Dağ Yürüyüşü (Trenkkin) ,Dağcılar,İzciler ve paraşütçilerin de dahil olduğu bir çok doğa savaşçıları Kuruluşlarda bulunan "Tohumları",paraşütçüler havadan yüzeye serpecek,dağcılar ve diğerleride yolculuk sırasında yine yüzeye bırakacaklarmış.peki bırakılan bu tohumların çıkma şansı nedir arkadaşlar? Kendim bu tohumları gelecek hafta Doğa Yürüyüşüne çıktığımda zıpkınla toprakta yer açıp TEMA nın anlattığı yazı biçiminde mi yapmalıyım 3 adet 45 derece eğik veya yatay şekilde? Not:Elinizde doğaya gönderilicek tohum varsa dağ yürüyüşüne çıktığımda sizler için bırakabilirim Ağaç Dostları.Meşe Palamudu bilgisi olanlar varsa daha geniş dikimle ilgili bilgilenmek istiyorum. Teşekkürler (Wah,doe) Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce onlara tütün ikram ederiz. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar. |
18-09-2007, 11:54 | #87 | ||
Ağaç Dostu
|
Sevgili Yürüyen Bulut, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Alıntı:
Sorunun cevabı, yazınızda var. Bakın şöyle diyorsunuz. Alıntı:
Not:Verilen ölçülere katılmadığımı belirtmeliyim. Derinliğe itirazım yok. Bir taraftan toprağın bu şekilde hazırlanması, diğer taraftan da tohumun hazırlanması, bunlar insanlara eziyet etmek için tavsiye edilimiyorsa, sizin zıpkınla açtığınız deliklere bırakacağınız tohumların çimlenme olasılığını siz takdir ediniz. Tabii bir de: "Tohumlardan çıkan fidanların, bakım, sulama ve koruma işlemleri mutlaka yapılmalıdır." deniliyor. Gerçi siz, tohumlardan çıkan fidanların ne kadarının büyüyebileceğini, sormuyorsunuz. Lütfen darılmayınız. Sormasanız bunları anlatmayacaktım. Tohumlar sağlamsa, şans sıfırdan, her zaman büyüktür. Sitenizde "Toplamış Olduğunuz Şeftali - Kayısı - Erik - Vişne ve Kiraz Çekirdeklerini 3 Gün Gölgede Kuruttuktan Sonra Poşete Koyup ... Şubesine Gönderiniz." şeklinde bir duyuru var. Tohumlar bu şekilde temin edilmişse şans yoktur demek zorundayım. Nedenini hemen söyleyeyim. Bu duyurudaki meyvelerden, herhangi birinin çekirdeği, üç gün içinde, gölgede, yeteri kadar kurumayacaktır. Üç gün sonra naylon poşete konulduğında nemli tohumlar bozulacaktır. Ha, unuttum, bu konu sitemizde bir başlıkta konuşuluyor. "Her Çekirdek Bir Ağaçtır" Ne yazık ki her çekirdek bir ağaç değildir. Düzenleyen Yücel Özlem : 18-09-2007 saat 12:17 Neden: Alıntıları işaretlemek. |
||
18-09-2007, 12:43 | #88 |
Ağaç Dostu
|
Bizde Bursa Ekibi olarak tohum toplayacağız ama bunlar sadece meyve tohumları değil. Meşe palamudu tohumlarıda bunun içinde. Fakat Yücel Bey doğaya ilgisi iyice azalmış olan insanlarımıza bunu bu şekilde anlatırsak, bu çalışamaya hiç başlamayalım o zaman. Evet çimlenmeme olasılığının olmama gibi bir ihtimali var, ama bir tarfatan da çimlenebilirler. Bir tane bile çimlense bizim için kardır. Bu düşünceye bu kadar olumsuz bakmanızı bende pek tasvip etmiyorum. Saygılarımla.... |
18-09-2007, 18:07 | #89 |
Ağaç Dostu
|
Sebahattin Bey, Her çekirdek bir ağaç değildir. Çekirdekler ancak uygun şartlarda ağaç olabilir. Sitede ellerindeki tohumu çimlendiremeyen, fidanı büyütemeyen bir çok arkadaşımız, bu uygun şartları sağlama veya uygunsuzluğun nerede olduğunu bulup giderme savaşı veriyor. Üzülmeyin, Bakın çınar tohumu nerede filiz vermiş. Ankara taşı kaplı bir alanda derzin içinde yeşermiş. Bir çınarın, bir kokarağacın, bir akçaağacın kaç tane tohum verdiğini biliyor musunuz? Bu çınarcık da Ankara sokaklarına dökülen milyarlarca tohumdan bir tanesi. Ya geri kalan tohumlar... Siz, tasvip etmeseniz de durum böyle. Ben bu sitede özellikle de ağaçlar konusunda doğruların konuşulması gerektiğine inanıyorum. Bilgi anlamında bir yanlışım varsa, işaret edersiniz, ben de severek düzeltirim. Sevgiler. Düzenleyen Yücel Özlem : 18-09-2007 saat 22:02 Neden: Yazım yanlışı. |
18-09-2007, 18:19 | #90 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-02-2007
Şehir: BURSA
Mesajlar: 268
|
Evet birşeyler yapılacaksa en doğrusu yapılmalı sadece biz elimizden geleni yaptık gerisi toprak ana'ya kalmış demek biraz haksızlık olur. Doğru tohumu dikmessek nasıl yeşerebilir ki? Atladığımız yerler var bu bir gerçek. |
Etiketler |
dikim, meşe, tohum, yardım |
|
|