Bu sıcaklarda sokak hayvanlarını düşünün, su verin...
 

Bu sıcaklarda sokak hayvanlarını da bir miktar düşünüp, su içebilmeleri için çöp kenarlarına, parklara ya da uygun gördüğümüz yerlere taslarla su bırakmamız ne kadar güzel olur.

Bunaltıcı sıcaklarda bizler evde, dışarıda rahatlıkla su bulup tüketebiliyoruz ama sokakta bulunan hayvanlar acaba su bulmak için ne kadar gezinip, su bulup içebiliyorlar.

Arkadaşlar çiçeklere, ağaçlara verdiğimiz önem kadar birazcıkta sokak hayvanlarımıza değer versek çok sevineceğim. Ben; arkadaşlarıma, komşularıma hep söyledim. Bazıları çok şaşırdılar.

'Gerçekten bu şekilde hiç düşünmemiştik, onlar nereden su bulup içiyorlar' diye bana soranlar oldu. Ben şahsen yoğurt veya dondurma kutularına su doldurup bazı yerlere bıraktım. Kışında elimden geldiğince kalan yiyecekleri çöplerin yanına bırakıyorum, bulgur, pirinç, ıslatılmış ekmekleri balkonlara bırakıyorum. Kuşlar için balkonumda dondurma kutusunda su bulunduruyorum.

Doğa bir bütündür. Sadece ağaçlar, çiçekler ve insanlardan oluşmuyor. İnsanlar olarak bu konuda da biraz duyarlı olabilirsek çok sevineceğim.

Oğluma doğa sevgisini aşılamak için, ekmek kırıntılarını taşıyoruz karıncalara. Sonrada oturup seyrediyoruz.

Teşekkürler...

Sevgili Glayör öyle bir konuyu açmışsınız ki çok sevindim. Hep su koyuyoruz uygun yerlere ama nedense insanlar ya kapları deviriyorlar ki gözümle gördüm tekmeliyorlar, ya da içine çöp atıyorlar. avucumdan su içirmeye çalışıyorum bazen onlara, nasıl çaresizler bilirsiniz? Yani bu kent yaşamı nasıl bu hale getiriyor bizleri çözemiyorum. Doğa doğa, çiçek bitki diye diye bir hal oluyoruz, bir sürü beylik cümleleri arka arkaya sıralayabiliyoruz ama bir yudum suyu esirgiyoruz, tanrı yardımcımız olsunda biz susuz kalmayalım.
İnatçı olup, kimseyi dinlemeden, yadırgayan bakışları umursamayarak susuzlara bir yudum su, bir lokma ekmek veren ve çocuklarını böyle yetiştiren sizin gibi insanlara çok ihtiyacımız var.
İyi ki varsınız, teşekkürler...

Sayın thomasina,
Size katılıyorum. Benim de su koyduğum yerlerin bazılarında kutuları göremiyorum. Ben insanların kötü olduğunu düşünmek istemiyorum, belki suları bitirmiş olup kutular da rüzgardan uçmuştur diye düşünmek istiyorum.

İnsanlarımızı gerçekten artık sevgisizlik sarıyor sanırım. Bu da belki geçim sıkıntısından kaynaklanıyordur ama bir yudum suyun kimseye zararı olmaz. Maliyeti nedir ki? Dondurma kutusu veya yoğurt kutuları muhakkak evlerimizde oluyor. Süslü tabak konulacak diye bir zorunlulukta yok. Gittikçe daha duyarsız bir millet oluyoruz.

Oğlumla kuşların olduğu yerlerde bulunursak eğer, hemen gidip simit veya poğaça alıp onlara atıp seyrediyoruz. Dizlerimdeki sorun nedeniyle balta limanı hastanesine gittim oğlum için yanıma poğaça, meyve suyu almıştım. Hastanenin önü deniz ve de içinde ekmek atılmasına alışmış bir sürü balık. Oğlum da poğaçalarını balıklara koparıp atıyor onların birbirleriyle yarışarak yemelerini seyrediyordu :) O gün çok eğlendik. Anne keşke ekmekte getirseydik diyor :)

Bizim neslimizde bir düzelme olmaz artık ama yeni nesili büyütürken hayvan sevgisini, doğa sevgisini aşılayarak büyütmeliyiz. Hayvanı ve yeşili sevmeyen bir insan kesinlikle insanı da sevmez diye düşünüyorum. Allah sonumuzu hayır etsin.

Sevgili Glayör
Allah sayımızı arttırsın diyeceğim... Öyle içimi sızlatan bir konu açmışsınız ki... İki senedir içinde yaşadığım kentte, inanın kedi köpek sayısı parmakla sayılacak kadar az:(
Bunu nasıl başardılar! bilmiyorum ama sokaklar onlarsız çok sevimsiz:(hem de çook...:(

Bir tuhaf olduk toplumca. Arabamızı pisleten kuşlara sinirleniyoruz, kentlerde kuş istemiyoruz. Sokakta köpek görmek istemiyoruz pisler ve saldırgan hepsi çünkü! Kediler de olmasın hiç bir yerde! Bu sözüm ona modern kentlerde yalnızlığımızla nasıl yaşayacağız, bilmiyorum. Sabah kalkınca duyduğumuz kuş sesleri, bahçede çocuklarımızla oynayan köpek yavruları, anne yazık eve alalım mı diyen kucağında kedi yavrusuyla ağlayan merhamet dolu çocuklar artık yalnızca kitaplarda kaldı. Yazık acıyorum halimize, bizden sonra gelen nesillere. Çok ama çok yardıma ihtiyacımız var, vay halimize....

Bir kızılderi atasözü vardı "Dünyada hayvanlar olmasaydı, insanlar yalnızlıktan ölürdü" diye.
Çok karamsar olmayalım arkadaşlar, iyi insanların sayısı da oldukça fazla.
Ben etrafımda görüyorum, özellikle esnaf, kapısının önünde devamlı su kabı bulunduruyor, belli yerlerde su kapları var ve devamlı dolu.
Belki İzmir'de durum böyledir, bilemiyorum.
Hayvan dostlarımızın sayıları da hayli fazla ve küpeleriyle salına salına dolaşıyorlar.
Dilerim heryerde, bir arada ve sağlıklı yaşama imkanı bulurlar.

Hayvan dostlarının olduğunu bilmek, İzmir için sevindiri bir haber. Darısı İstanbul'un başına.

Bizim mahallemizde kışa girmeden 5-6 köpek grup halinde gezerlerdi. Kimseye zararları yoktu. Hırsız avına mı çıkıyorlardı bilmiyorum, bazı geceler birilerinin peşine koşup havlıyorlardı :) Şimdi bir tane bile yok. En son Mart ayıydı sanırım gördüğüm.

Mahalle kedilerimiz var. Annemin mahallesinde de bizde de mümkün olduğunca ilgilenmeye çalışıyoruz. Dün oğlumun yemeğinden, köpük taslardan birini doldurup kedilere götürdüm. İftar öncesi ve dizlerimde menisküs olduğu halde, merdiven inip çıkmak (üstelik 4. kattayım) yasak ama içim sızlıyor hayvanları çöplerin içinde görünce. Elimden geldiğince onları beslemeye devam edeceğim. Köpekleri yok ettiler sanırım seçim öncesi.

Lütfen sizler de sokak hayvanları ile ilgilenmeye devam edin. Belki insanlar birbirinden görerek, onlarda yapar düşüncesindeyim.

Sevgili ide burası yeri değil ama gönderimi aldın mı?

Gelmedi henüz Sevgili Glayör, merakla bekliyorum;)

Doğrusu duyarlılığınız için teşekkürü hakediyorsunuz .
Şuraya da bir gözatın:
http://www.agaclar.net/forum/kuslar/4400.htm

Not: Konuyu evcil hayvanlar bölümünde açmışsınız:D

Uyarınız için çok teşekkür ederim Sayın hassoman,

Bu sayfayı açmadan önce Sayın malina'ya yazmıştım forumda bir yer açabilir mi düşüncesiyle. Cevap alamamıştım, önceden açıldığı içinmiş demek ki. Dosya altı dosyalar açıldığı için sanırım gözden kaçırdım. Sitemizin o kadar güzel geniş bir yelpazesi var ki, tek kelimeyle koularımız harika. Ben de bu sitenin acemilerindenim :(

Bu sayfa diğer sayfaya aktarılabilir mi Sayın malina :( Şimdiden teşekkür ederim.

Benim gibi düşünen ne kadar çok insan varmış. Çok duygulandım, çok teşekkür ederim. Yüreklerinize sağlık...

Bu konunun açılmasına çok sevindim. Sevgili Glayör çok teşekkür ederim size. Ben de burda hayvanlara bırakılmış su görmüyorum hiç. Geçen apartmanın yan tarafına su dolu kap koydum. Birisi atmış sanırım. Atanın da bizim en alt kattaki kiracı olduğunu duydum. Tekrar su dolu kap koyup uyardım.Bir daha atan olmadı kapı. Bizim dükkanın önüne bazen kedi, köpek gelir. Hemen pet bardağa su koyarım. Şapur şapur içerler. Ne kadar mutlu oluyorum onları seyrederken bilemezsiniz.Hatta geçen de bir köpek kapının önüne geldi. Ben de poğçalar vardı hemen köpeğe verdim. Hepsini yedi. Sonra da suyundan içti.Biz eşimle hayvanları çok seviyoruz. Bebeğimiz olunca da hayvanları sevmesini öğreteceğiz.
Sevgili Ülker eee orası İzmir. Aynı şeyi Bodrum da da yapıyor insanlar. Her yerde hayvanlar için sular mamalar var. Herkesin elinde köpek geziyorlar. Çok hoşuma gidiyor. Keşke burda da aynı sevgiyi verseler hayvanlara.

Dün çok kötü bir olay yaşadık.:(

Balkondaydım çiçeklerle uğraşırken sert bir çarpma sesi duydum arkasından acıyla bağıran bir köpeğin sesi. Hızla geçti taksi. Direksiyonda oturan sürücünün içi yandı mı bilmiyorum insanın içini parçalayan o bağırtılardan.

-Eyvah!!! Nasıl da çırpınıyor canım ya. Ya bu araba.. Hiç başını bile çevirmeden devam etti yoluna derken yolda yürüyen bir vatandaş

- İnsanlığın yitirildiği anlar bu anlar. Hiç mi vicdan kırıntısı kalmamış nasıl yürüyüp gitti" dedi.

Ama işin ilginç yanı o sözleri söylerken kendisi de yürümeye devam ediyordu.

Kızım geldi yanıma ağlıyordu. Çocuklar koştu köpeciğin yanına. Kızım

- Anne canı yeterince yandı zaten. Çocuklar yakmaz değil mi canını" dedi.

Hemen bir veterinere götürmek lazım, ağlamayla olmaz dedim hafif tıkanmış nefesimi zorlayarak. Koşa koşa dışarı çıktı kızım. Çocukların sesi yankılandı kulaklarımızda

- köpek ölmüş:(

- Ezildi

- Ölmüş

Ona yer hazırladılar usulca. En azından ölümüne sebep olan insan gibi duyarsız değiller dedim. Çocukların "rahat yaşayamadı, ama rahat uyusun itilip kakılmadan, çöplüklere atılmadan" dercesine gömüşleri karşısında.

:(hiç fark etmiyorki insanda olsa umursuzlar vicdan ve merhametleri alınmış galiba bazı insanların.İnsandan insan yaratmak aslında tüm sokak hayvanlarının amacı.Azıcık duyarlılık bir dolu ihtiyaca karşılık vericek halbuki...Benim hala ümidim var...

Dün akşam evde bir gürültü koptu. Köpeğimiz su kabının başında çılgın gibi havlıyordu. Nedir diye gidip baktık. Köpeğin su kabından su içmeye çalışan bir peygamber devesi. Hayvan susuz kalınca bahçeden eve girmiş, köpeğin suyunu bulmuş. Köpeği "bu cici bızbız" diye sakinleştirip peygamber devesini alarak dışarı çıkardık :)

Demek ki onları da düşünmek gerekecek.

Bu Gün Bir Can KURTARIN...!
 

Kediler 48 saatten fazla susuz kalamazlar !

LÜTFEN KAPIMIZA BİR KAP SU KOYALIM...!

evde besledigimiz dostlarımız cok şanslı benek gitti ve kayboldu 21 güne yakın ve ben ozaman fark ettim geldigindeki perişanlıgın onda verdigi korku panik zaman zaman gece nöbetleri bizler ne yapmıştıkta o her kucak gördügünde arsızca koşup sarılan oturdugumda kucagımda uyuyan kızım şimdi bana bile temkinli yaklaşıyor ya hic sevgi görmemiş sokak hayvanları onlar ne yapsın her köşe başından kovulan bir parca lokma icin saatlece dolaşan ve bir kısmı karşıdan karşıya gecerken araba altında kalan
evet en yakın yerlere su kabı ve evden artan artıkları cöpe degilde bir kaba konsa hic biri ac kalmaz cok zayıflar hastalar cogu 2 3 yaşını görmüyor benek kızım şu an 10 yaşında cok şükür ama sokaktaki bir kedinin 10 yaşını görmesi mümkünmü _?

Ben de ara sıra yemek vermesem önlerine bir gram yiyecek atan yok şu kedilerin. Bir de utanmadan babama imalı imalı laf etmişler rahatsız oluyoruz gibilerinden. Kedi pisliği oluyormuş her taraf! Şunca yıldır etrafta bir tane kedi pisliği görmedim, kimsenin görmesi de mümkün değil. Zavalıcıklar bu aptal insanlardan çok daha akıllı, ortalık yere pisler mi hiç? Bizim insanlarımız bile bulduğu yere tükürüp sümkürürken bu hayvanlara atılan iftiraya bakın.

2-3 günde bir besliyordum 9-10 tane kediyi, toplayıp attılar mı zehirlediler mi bilmem, 3 tanesi kaldı. Allah bu vicdansız insanları açlıkla, susuzlukla sınasın diye dua ediyorum.

Nariel, aynı duayı ben de etmiyor değilim, ama Ramazan'da bunlar zaten bir ay boyunca bütün günü aç geçiriyorlar, hiç mi kafalarına dank etmiyor diyecem de kafa yok ki düşünsünler! Ama iğrenç bir riyakârlıkla hepsinin dilinde aynı ezber cümle; "Allah, Ramazan'da açların halinden anlayalım ve tokluğumuzun kıymetini bilelim diye bizi açlıkla imtihan ediyor" !!!

Sokak köpekleri için kasaptan et alırken birine Ramazan orucunun aç ve susuz olan bütün canlıların -sadece insanların değil- halini anlayalım, anlayalım da var olan olmayana elindekinden imkânı nisbetinde versin diye tutturulduğunu söyledim, bana dediği cümle şu; "Abla bir sürü insan açlıktan ölüyor köpekleri mi düşüneceğiz!" Ben de dönüp; "Peki siz o aç insanlar için ne yapıyorsunuz?" dediğimde tıkandı kaldı. Çünkü biliyorum bu nutukları atarken hepsi önü alınmaz bir bencillikle kendisi için yaşamakta, insanlar açlıktan ölüyor laf-ü güzaf!

"Kainatın kanserli hücresi insanı Allah ıslah etsin" Ramazan'da böyle dua edeceğim, kalplere azıcık merhamet azıcık da akıl, fikir Allah'ım, bu kadarcığı bile o kadar çok şeyi değiştirecek ki!

Dilara Köseoğlu aında bir arkadaş harika bir çalışma ile evinin etrafına yerleştirdiği tüm su kaplarına birer de yazı iliştirdi. En azından bu su kaplarına "alerjisi" olan ve nedense onları toplayarak çöpe atmaktan keyif alan bir takım insanlara da mesaj veriyor. Siz de evinizin, kapınızın önündeki su kaplarına böyle mesajlar yazarak be...lki bu insanların içlerinde bulunan bir parça vicdan kırıntısını harekete geçirebilirsiniz....
:rolleyes:

Sokağımızda hemen her kapının önünde kediler için su kabı olur. Bunlar da akşamları yemek için bizim kapıya gelenler.

Kedilere su koyduğumuz dondurma ve yoğurt kaplarını, plastik toplayıcılar almasa ne güzel olacak.
Bir de ayaklarıyla önce suyu devirmiyorlar mı?

Yazık değil mi? Pazar günü İzmir 39 derece.