İzmir, Karşıyaka Fidanlıkta, bitki tanıma ve bakımı eğitimi (13 Haziran 2009)
Karşıyaka fidanlığında 13 haziranda eğitim toplantımız var. Özellilkle Karşıyakalı üyelerimizin katılmasını, çok istiyoruz.
Fidanlıktaki bitkiler hakkında bilgilenme, bitki bakımı konularında konuşmalar ve tabii sohbet... Fidanlık bizim için elimizdeki anaç sellukalardan yeni fidanlar üretecektir. Karşıyaka Orman Fidanlığı, İzmir 7. Bonsai Atölye Çalışması için gittiğimiz bir fidanlıktı. http://www.agaclar.net/forum/attachm...8&d=1240172353 1924 yılında kurulmuş olan Karşıyaka Orman Fidanlığı 2003 tarihinden bu yana İzmir İl Çevre ve Orman Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. 17.000 metrekare alan üzerinde yer alan fidanlıkta, fidan üretimi, tanıtımı ve satışı yapılıyor. İzmirden gelecekler iskeleden Bostanlı yönüne evlendirme dairesine kadar on dakikalık kısa bir yürüyüş yapabilir ya da otobüse binebilirler. Evlendirme dairesi önünde Saat 10 da buluşacağız. Fidanlığa birlikte gidebiliriz. Fidanlık cumartesi günleri saat 12.00'de kapanıyor. Katılacak arkadaşlar isimlerini belirtebilirler. Karşıyaka Orman Fidanlığı 13 haziran 2009 Cumartesi 10.00-12.00 |
Ben bir aksilik olmazsa 10.00'da fidanlıktayım. Şimdi ismini unuttum ama orada çalışan görevli bey'de bilgili ve çok şeker bir insan. Faydalı bir toplantı olacak eminim. İnşallah kucağımı doldurup çıkmam ordan:D.
|
Bende büyük bir ihtimalle oradayım.
Koyu yeşil Birol |
Koyu yeşil
Birol 4.tekilkişi (eski 'ssadece') Ben de orda olmayı planlıyorum. |
Bir aksilik olmazsa 13 haziran saat 10 da bende fidanlıkta olmak istiyorum.
|
Ben de gelirim.
|
Tamam, hatta daha sonrası için de program yapalım...
|
Ben de katılırım bir aksilik çıkmazsa...
|
merhabalar, ben de sizlere katılmak istiyorum, umarım bir aksilik çıkmaz, çünkü selluka çocukluğumun çiçeği, kokusu.Sellukayı bu sitede gördüğümde, sizlerin onu yetiştirmek için çalışmalarınızı , paylaşımlarınızı okuduğumda çok etkilendim, iyi ki varsınnız..
|
kaçmaz
sizlerle birlikte olmak hem zevk hem de bilgilenmek.
saygı dolu sevgiler |
Toplantıları hafta sonu köyde olduğum için hep kaçırıyorum. Ama bu kez köyden sadece toplantıya katılabilmek için gelmeye çalışacağım.
|
Toplantımız yarın. Karşıyaka'lı üyelerimizi görmeyi umuyoruz toplantıda.
|
Alıntı:
Selçuk Bey ile orada olacağız... |
:) Sayın Dkp, tam da Prensesinizi düşünüyordum. Acaba saksı ile mi gitsem? Saksı toprağı da aldım bugün. Ne şekilde getirir acaba Dilaver Bey? Sonrasında bir program yapalım da demişti. Elimde dolaştırırsam birşey olur mu? Ayy şimdi sorsam böyle birşey ayıp olur mu acaba, diye bol acabalı sorularla boğuşuyordum :D
|
Bizim bütün fideler bohçacı kadınlar gibi bütün İzmir'i dolaşıyor. Yetmiyor, barlarda sabahlıyor, sergilere, pastanelere, yemeklere gidiyor. Pub görmeyen fidem olmadı sanırım benim :D
Sakin ol sevgili 4.tekilkişi; artık kesin kanaat getirdim, gözüne bakmayacaksın bitkilerin. Şımarmaktan kendi doğalarını unutuyorlar. Bir hasta olmalar, çiçek açmamalar, gelişmemeler filan. Gezdir İzmir'i gitsin, bir daha fırsatı olmayacak nasıl olsa :D |
:DTuruncuHis doğru söylüyor, ne varsa topla getir, daha sonra bakarsın bir dostumuza, başka şekilde döner, belli mi olur ?
|
Ben de lithops, adenium, baobab tohumları getireceğim. Bu toplantının hayalini kurup Sevgili Cemboa'dan almıştım :D Misafire pastaneden alınmış kuru pastaları ikram etmek gibi olacak -Turuncuhis de böyle tabir etmişti- ama ben acemiyim, affolunsun, inşallah bir gün kendi bitkilerimin tohumlarını, çeliklerini dağıtmak nasip olur :)
Yarın görüşmek üzere... İyi geceler. |
Valla benim son rezaletimden sonra sadece pastaneden ikram yapmayı son derece zarurui görüyorum :D
Şimdiden sıraya girdim kardeşim. Birer tohum alırım ama eli boş geleceğim ben. |
Alıntı:
|
Toplantıdan geldim çektiğim resimleri paylaşayım dedim..
|
5 Eklenti(ler)
Karşıyakadaki eğitim toplantısından.
|
4 Eklenti(ler)
Eğitimden devam.
|
Ben bu kadar cekebildim. Eğitim sonrası sohbet çok güzeldi, ( Mine hanım konuşmamakla suçlasada:D Bazen söz gümüş sükut altın oluyor ) resimleri başka arkadaşlar çekti, umarım onlarda paylaşırlar cektiklerini.
|
Sevgili 4.tekilkişi
Konuştuğumuz kaktüs resmini bahce resimlerime ekledim.Hoşçakalın. |
Karşıyaka Fidanlığı
5 Eklenti(ler)
Eklenti 86520
Sn. Figen BOZDAĞLI' bizi bilgilendirdi (kah güneş altında) Eklenti 86521 Kah gölgede...( sıcaklık 32-33 derece ) Eklenti 86522 Figen Hanım Mantar meşesini tanıttı bize. Eklenti 86523 Çok ilginç bulduk hepimiz..Dokunmak istedik.. Eklenti 86524 sıra ile dokunduk..hissettik bu muhteşem mantarı... |
Karşıyaka Fidanlığı
3 Eklenti(ler)
Eklenti 86526
Bonzai tutkunları (Memet + Jada) iyi bir örnek buldular mı...etten duvar örüverdiler hemen etrafında... Eklenti 86527 Seraları da gezdik.. Eklenti 86528 Ama hava çok sıcaktı..Sera daha da SICAKK..Bazen zor attık kendimizi açık havaya... Çok güzel bir gündü :) Bizi bilgilendiren Sn.Figen Bozdağlı'ya ve bizleri biraraya getiren Sn. Memet Bey'e ve de tüm katılımcılara gülen yüzleri, sıcacık dostlukları için çok teşekkürler.. |
Açıkçası ağaçların ilgimi bu denli çekeceğini düşünmemiştim; arkadaşlarla birarada olmak bahanesiyle geldiğimi sanıyordum. Çiçek bitti şimdi de ağaca merak saldım; çok iyi oldu :D
Bilgilenmek adına keyif aldığım bir toplantı oldu. Sonrasındaki sohbete diyecek lafım zaten yok. Sevgili dilhana'nın raportör gibi not alıp, fotoğraflaması ayrıca ilgimi çekti :) 4.tekilkişi'nin hem tohum vermesi hem de edebiyatçı olması ve yaş ortalamamızı düşürmesi adına, katılımı hoştu (kendisine de sormak lazım tabi) Sonrasındaki sohbete yeni arkadaşlarla yeni cümleler eklemek, toplantının en önemli sonucu fikrimce. Her durum sonlu olabilir ama fikir üretimi ve nakli sonsuz bir derya. Düzenleyen ve katılan herkese teşekkür ederim. |
Sevgili TuruncuHis, sanki duygularımı yazmışsın ..:D
|
Sizler gibi doğa,ağaç,yeşil tutkunu değerli kişileri tanıdığım için mutluyum.Biraraya gelmemizi sağlayan,resimleri ekleyen,içten dostluğunu yansıtan tüm arkadaşlara,bize fıstık çamı,sakız ağacı,mantar meşeşi ile ilgili bilgiler veren Figen hanıma kucakdolusu sevgiler,teşekkürler..
|
Ne kadar güzel bir etkinlik yapmışsınız, emeği geçen herkesi kutluyoruz. Orada bulunduğunuz anların resimlerini bizlerle nasıl paylaşatıysanız, bizler gibi uzak diyarlarda olanlar içinde edindiğiniz bilgileri de paylaşmanızı umuyor ve diliyoruz.
Sevgilerimizle... |
Alıntı:
El cevap: Evet harika bir toplantıydı. Çiçekler, ağaçlar, yeni arkadaşlıklar... Hepsi o kadar heyecan verici ki benim için. Sizleri tanımış olmak hepsinden öte. Eve döndüğümde bir akrabanın düğünü için hazırlıklar başlamıştı, evdeki misafir sayısında artış vardı. Ben bütün bunlara rağmen gördüğüm herkese toplantının nasıl geçtiğini anlattım, ordaki suskunluğuma inat konuştum konuştum konuştum :) Kimse beni dinlemiyordu, belki de bunu bilmek beni konuşturuyordu bilemiyorum. Ne anlattığımı çok dinlemeselerde eminim anlatışımdaki çoşkuyu sezmişlerdir. Bu bile yeter :) İlk toplantıda DA gözlemlediğim şey şuydu: Sizler çok normal insanlar değilsiniz :D ve zaten olmayın da! Herkes normal, galiba delilere ihtiyacımız var. Açıkçası ilk toplantıya bir sürü soru işaretiyle gelmiştim kafamda: Nasıl geçicek acaba, beni nasıl karşılayacaklar? Çok bıcırık kalır mıyım yanlarında? Ya da ne bileyim böyle şeyler işte. Belki siz de yaşamışsınızdır. Hani forumdaki ortam son derece samimi, keyifli ama ya toplantıda yani gerçek hayatta büyü bozulursa? Dırın dın dırın! Toplantı sırasında ve sonrasında şaşkındım. Beklediğimden fazla samimiyet görmüştüm üstelik bir aylık bir üyeydim, üstelik kullanıcı adımı dahi bilmeyenler vardı, tabi benim bilmediklerimi hiç saymayayım, bunlara rağmen içinizden biriymişim gibi hissettirdiniz daha ilk toplantıda. Dünkü toplantımızda (artık o bizim toplantımız) ifade etmeye çalıştıklarımın tümü pekiştirilmiş oldu. Ve ekstraları da var. Her şey ama her şey eşsiz güzellikteydi. La la la... Ne kadar mutlu bir tablo çiziyorum :) (Aslında karamsar, içe dönük yazılarım olur. Yazı dediysem eşe dosta çiziktirilen şeyler). Bu toplantılarla birlikte galiba ruhuma da bir haller oluyor :D Birşeyi belirtmek istiyorum ama o şeyi belirtecekken en doğru cümleyle başlama telaşım oldu, savdım onu direk giriyorum. Konuşkan biri değilim. Bunu çok sonra farkettim. Aslında ben halimden gayet memnundum ama çevremdeki herkesten, "niye hiç konuşmuyorsun Zeynep?" sorusunu duyuyordum. "Dinliyorum" cevabı ise bu soruya ait olamazmış gibi anlaşılmıyordu. Bu işte bir gariplik var dedim ve düşündüm. Ben niye konuşmuyorum ya! diye kendimle çok kavga ettim, bir faydasını göremedim. Sonra da kendimi böyle kabul ettim gitti. Yeni arkadaşlıklar içine girmenin hevesiyle bu suskunluk düşüncesi yine beni aldı. İşte öyle.... Bu mesaj uzar gider gibi geldi bana, artık bir yere bağlamak gerek: Konuşmuyo olmam lütfen amaçsızca öylece yanınızda oturuyorum, çekiniyorum gibi algılanmasın. Sizlerle orda birlikte oldum, tanıştık gülüştük, yaşanılan beyin fırtınasında uçuştuk (birşeyler birbirine giriyor derken aslında daha iyi bağlanıyormuş). O topluluğun içinde olmak istiyorum. Kendimi sizden ayrı görmek istemiyorum. Ya da toplantılara katılmış olmam geçici bir heves (hiç) değil. Sizinle birlikte her türlü organizasyonun, oluşumun içerisinde olmak istiyorum tabii ki siz de beni yanınızda görmek isterseniz susmuş halimle. Bu biraz kendimi ifade ediş mektubu oldu ama sanırım ihtiyaç duydum. Gözleriniz beni affetsinler... |
Çok kıskandım.
Bensiz içinize de oturmamış, gezmiş, öğrenmişsiniz. Şaka bir yana, özenerek baktım. O gün verilen kısa bilgileri bizimle paylaşırsanız, azıcık rahatlayacağım. |
Ben de katılmayı çok isterdim ama olmadı. Yazdıklarınızla ve fotoğraflarınızla görmüş kadar oldum.
Öyle olunca daha çok özendim orada olmuş olmaya. |
Dkp'nin bana hediye ettiği mum çiçeğinin adını "aşk" koydum. O kadar kıymetli ki benim için. Gül Batur'un hikayesini ilk okuduğumda da çok etkilenmiştim,ağlamıştım. Ve Dilaver Bey bana çiçeği verdiğinde iki elimle sarılmaktan ona, sevgili Dilaver Bey'in elini sıkacak elim kalmamıştı teşekkür için. Şimdi düşününce ayıp etmişim gibi geliyor. Kusuruma bakmayın lütfen. İnşallah Aşk'a çok iyi bakıp, ben de arkadaşlarla paylaşırım iki tek yaprak bulunan kuru bir dalını. Hikayedeki Mesut'un göğsüne bastırdığı aşkın simgesi olarak...
Çok şey söylemek istemenin verdiği bir durgunlukla bunca ifade edebildim mutluluğumu. Mum çiçeği hikayelerinde bizim de hikayelerimizi okursunuz artık :) Hikayemiz sizinle başlayacak... Çok teşekkür ederim tekrar. |
Karşıyaka toplantısı, Figen hanımın fidanlık hakkındaki kısa bilgisi ile başladı
Fidanlığın bir hayırsever tarafından, fidanlık olarak kaldığı sürece mirascıların hiç bir hak talep edemiyeceği, şeklinde bağışlamasını anlattı. Böyle hayırsever insanlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Şehrin en güzel yerinde böyle değeri paha biçilemez yeri bağışlamak herkesin yapabileceği bir şey değil. Sonra bir fıstık çamının nasıl yetiştirildiğini öğrendik, kozalağın içinden çıkarılan fıstıklar suya atılıyor, suyun üzerine çıkanlar atılıp, altta kalan aktif tohumlar ise torbalara ikişer adet dikliyor. Çimlenme sonrası iyi olan sürgün kalıyor, diğeri sökülüyor. Sonra yılda 12 kez ilaçlanarak sağlıklı hastalıksız bir fidan yetiştirliyor. Bu yetiştirilen fidanların en iyi müşterisi ise belediyeler oluyor. Daha sonra Mantar meşesi hakkında bilgilendik. Mantar meşesi 25 yıllık olduğunda ağacın gövdesinden kabuğu alınıyor, ( resimlerde kabuğun alınmış hali var ) alınan kabuğun endüstri alanındaki kullanım yeri ise o kadar çok ki, aracların motor contasından tutun yangın elbisesi, astronot giysisi, tünel içi kullanımı (süspansiyon için) kısaca yanmadığı için yangın ile ilgili herşeyde ve esnek yumuşak olduğu için suspansiyon görevi görebilecek heryerde kullanılıyor. Ağaç daha sonra yeniden kabuk yapıyor. Sakız agacı hakkındada bilgilendik, sakız agacından çizilerek sakız alındığını, celikten yetiştirilmesinin çok zor olduğunu tohumdan yetiştirilmesinin daha kolay olduğunu anlattı Figen hanım. Daha sonra çok çeşitli, ismini tek tek yazamıyacağım bitki isimleri ve kullanım yerleri hakkında bilgiler aldık. Benim şu an için aklıma gelenler bunlar. |
Sevgili 4.tekilkişi
Bazen söz gümüş, sukut altın oluyor ( Daha öncede kullandığım için iyiki öğrenmiş bu lafı başka bir şey dediği yok demesin diğer arkadaşlar konuma uygun olduğu için tekrarlıyorum ) Benimde fazla konuşmadığım söylen sede bu, zaman, durum ve kişilerle ilgili dir. Toplantı sonrası sohbetler o kadar güzel oluyorki, sevgili turuncu his in anlatımlarını dinlerken konuşmayı aklıma bile getiremiyorum.:D Sevgili Mine zaten bizlerin yerine gülüyor.:D:D Onun için biz az konuşanlar arada caktırmadan kaynıyoruz.:D ( Gerci sevgili Mine arada cakıyor ve lafı sokuyor ama olsun.:D:D ) Sevgili dilhana nın açık sözlülüğüne ve anlatım diline tek kelime ile bayıldım. Sevgili acemifusun, jada ve ismi bir türlü aklıma gelmeyen ( cok özür diliyorum kendisinden ) arkadaşla tanıştığıma çok memnun oldum. Bizleri bir araya getiren Ağaçlar nete ve Sayın memet e çok çok teşekkür ederim. |
Evet evet... Dediğiniz gibi kişiler ve ortam... Turuncuhis ve Mine Hanım'ın üsluplarına hayranım :D ve herkesle ilgili çok iyi tahliller yapmışsınız. Aynen katılıyorum.
|
Birol beyin güzel anlatımlarına ek olarak ;benim de aklımda kalan bazı ayrıntılar var.Karşıyaka Fidanlığı'nın arazisi bir levanten vatandaşımıza ait olup,onun Cumhuriyetimize hediyesiymiş.Fidanlık 1924de kurulmuş,70 dönüm alana sahip,Mustafa Kemal Atatürk'ün fidanlığı ziyaret ettiği söyleniyormuş.Fidanlıkda her yıl 130 000 fıstık çamı üretiliyormuş,fideler 1 yaşını geçtikten ,dayanıklılık azandıktan sonra satışa sunuluyormuş.Fıstık çamının kozalakları normalde kapalı olup,güneşte bekletildikden sonra açılıp,içindeki fıstıklar çıkartılabilirmiş.Sakız ağacının özellikle Çeşmede yaygınlaşması için,Çeşme ve Alaçatı Belediyeleri orada yaşayan ev sahiplerine ; bahçelerinde sakız ağacı yetiştirme zorunluluğu getirmiş.Ağaçtan sakız almak için;senede sadece 3defa ağacın gövdesine şiş batırılıyormuş.Ülkemize mantar meşesi Abdülhamit döneminde,padişahın Avrupaya yaptığı ziyarette kendisine hediye edilmiş.Portekiz en çok mantar meşesine sahip Avrupa ülkesiymiş.Sevgili Birol beyin de dediği gibi;ağaç 25 yıllık olduktan sonra kabuğu soyulabiliyor,o kabuk alındıktan sonra da 9 yıllık aralarla tekrar kabuk alınabiliyor.Torbalı'da devlet fidanlığında yılda 30 000 (sayı aklımda yanlış kalmış olabilir,lütfen düzeltin)mantar meşesi fidanı üretiliyormuş.
|
Birol bey ve 4.tekilkişi,
Cümleleriniz için kendi adıma teşekkür ederim. Hayat, adaletsiz gibi görünen bir denge üzerine kurulu. Sadece adalet üzerinden bakarsak denge, sadece denge üzerinden bakarsak adalet yok gibi görünüyor. Bu taraftan bakıldığında ne benim saçım gibi kızıl lisanım muteber, ne sizin sükutunuz altın. Hepsi birarada güzel, dengeli ve adil. Özellikle sevgili 4.tekilkişi; ilk mesajın üzerine birşeyler söylemek istedim ama halet-i ruhiyemin tahakkümü altında idi elim dilim...Sadeti şu ki; burada isen aramızdasın. Sarfedilen kelimelerin ve katılım süresinin sayısal değeri üzerinden ölçümleyerek bir kabul koşulu oluşturmak derinlikli bir seçim olmaz. Nicelikle cebelleşirken niteliğe körleşiriz o zaman. Zaten sen, o, diğeri ve BİZ diye birşey yok; hepimiz varız. Bir gruplaşma, eliminasyon niyeti içerisinde değiliz. Amacımız birarada kalabilmek ve hepimiz olabilmek. HEPİMİZ için, hepimize tek tek ihtiyaç var. Sen ne kadar kabulluysen her birimiz o kadar kabulluyuz. Birimizin diğerine göre önceliği olup olmadığını sorgulamadım bile hiç bu grupta. Amacımızla katılır, bağlanırız. Gerisi çok bireysel. Hoşgeldin... |
Hoşbuldum :)
Ayşe Hanım, (hanım bizim anamız!) :dilli:
Turuncuhis çok teşekkür ederim. Selluka gibi kapatmak üzereydim yapraklarımı. Cümleleriniz gece gece iyi hissettirdi bana kendimi. Bir sonraki toplantıyı iple çekiyorum. Kimse ayın 28 inde beni başka bi yere beklemesin :D Bu çetenin bir üyesi olmak çiçeklerimle beraber bana da iyi gelecek gibi :)) İyi ki varsınız. Hepiniz... |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 17:14. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024