Sn Syılmaz,
Büyük şirketlerin hisse değerlerine yön verecek büyüklükte hisseler malesef büyük balıkların elinde, (borsa diliyle) küçük balıklar yön veremezler siz de iyi bilirsiniz. Kaldı ki tüketicinin anlık bir tepkisi borsaya hemen yansıyamaz. Yani büyük spekülatörler müdahale edecek ki anında yansısın hisse senetlerine bu durum. Tüketicinin tepkisi, hisse senetleri üzerinde orta veya uzun vadede ortaya çıkacak bir etki yaratır. NOT: Eğer büyük balıkların elinde konuyla ilgili hisseleri varsa, bu durumu öğrendiklerinde yapacakları şey küçük balıkları ürkütmemek için hisseleri fark ettirmeden azar azar ve sessizce boşaltmaktır. Bir de açığa satış diye birşey var ki o tam içler acısıdır küçük yatırımcılar için (borsayla ilgiliyseniz siz de iyi bilirsiniz zaten). |
Alıntı:
Alıntı:
Yine de borsa da geleceği tahmin etmeye çalışmak her zaman için müneccimlik yapmaya benzer diye düşünüyorum, kağıdın hareketini takip etmeye devam edeceğim. |
Borsayı etkileyecek kadar gelişmiş bir toplum alt yapısına sahip olduğumuza inanmıyorum.
Güldüm. Mesele kağıdın hareketi de değil, gıdada oynanan oyunlar ve sağlık. Nereden nereye getirdiniz konuyu. |
Alıntı:
|
Anlaşılan şirket kağıdın geri gitmesini bir süre geciktirecek kontra önlemi önceden düşünüp bakanlıkla aynı gün açıklama ve gerçekte bir işe yaramayıp aksine kendilerini batıran bir rapor yayınlamayı hesap etmiş :)
Böylece gayet analitik bir şekilde hisse değerini koruyup bakanlıktan gelecek başka şirketlere ait yeni duyurular içinde kaybolarak durumlarını muhafaza edecekler. Böyle şeyler zaten ilk birkaç gün konuşulup hızla tüketildikten sonra gündem yapıcılar tarafından kolayca başka taraflara yönlendirilirler. Malum, çarklar böyle işliyor. Haa, toplum, gıda güvenliği vs. ne mi olacak? O da neymiş, geçiniz! |
Halkın arz-talep dengesini etkileme üzerinde, dolayısıyla borsadaki bir şirketin var olma sebebi ile birebir alakası var. Ama burada bu borsa konusunun, konu ile alakası olmadığını düşünüyorum.
|
O cephede ne olmuş diye bakınca gördüm;
Alıntı:
|
Alıntı:
Serbest piyasa ekonomisinin geçerli olduğu (tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi) bir ülkede ekonomik kaygılar, toplum sağlığının önüne geçer mi? Geçer, doğru değil ama gerçek bu. Gerçeği acımasız gösteren bir piyasa ise olayı istediği gibi göstermek isteyen medyadan daha iyi bir referanstır benim için. Alıntı:
Arz-talep dengesi ve hisse fiyatlarının nasıl oluştuğuna girerim ama işte o zaman konu başlığı dışına çıkmış olurum. |
Siz herşeyi bildiğinizi, hem de herkesten çok bildiğinizi ispat etmeye çalışmayı bırakırsanız konu başlığı dışına çıkmamış olursunuz merak etmeyin.
|
Alıntı:
Bence siz meseleyi kişiselleştirmeyin, konu dışı gereksiz yazmak zorunda kalmayayım. |
Geçenlerde tvde bir aşçı bayan krema konusunda " piyasada satılan hemen hiç bir krema sadece süt kreması değil, içeriğine bakarsanız bir sürü katkı maddesi var. Ben sadece bir markanın içeriğinde %100 süt yazısını gördüm" demişti.
O güne kadar süt kremasının içeriklerine ne de olsa sütün yağı diye bakmamıştım. Sonra incelemeye başladım. Her markanın satıldığı büyük bir markette başladım içerik okumaya. ( neyse ki gözlerim sağlam, okuyabiliyorum şimdilik) Sek, Tikveşli, Mis, Yörsan... hepsinin içeriğinde bir sürü katkı maddesi yazıyor. Sadece bir markanın içeriğinde sadece %100 süt yazıyordu, o da Pınardı. O gün güvenimi kazanmıştı Pınar. Şimdiyse güvendiğim dağlara kar yağmış hissindeyim. Bize yıllardır ev ortamında bile tavuk kestiğimiz bıçağı ve kesme tahtasını iyice sterilize etmeden et kesmememiz anlatıldı. Bunu bizler biliyorken, onlarca uzman çalıştıran büyük şirketler özrü kabahatinden büyük bu açıklamayı nasıl yapabiliyorlar anlayabilmiş değilim. Bir de tavukla etin aynı bıçakla kesilmemesi gerekiyorken dana- tavuk karışımı ürünler de bu durum nasıl oluyor? Halkının sağlığını korumak devletin en baş görevi olmalıdır. Cezalar olabildiğince yüksek olmalı ki, iş ahlakına sahip olmayanların, en azından ceza korkusuyla yanlış yapması önlenmeli. Hoş biz her konuda olduğu gibi önce alevlendirir, bir sene süründürür, olayın sıcaklığı geçtikten sonra "hiç suçu yokmuş" diye mahkeme kararı çıkarırıp, kahramanlar yaratmayı pek severiz. |
Alıntı:
|
Bir de '' eser miktar ''ne demek ? Bunun bir ölçüsü var mı? Alt limit, üst limit gibi...
|
Alıntı:
Eser miktardan anlamamız gereken bu herhalde, kesin yargı kullanılmış bu ifadede. 'Binde bir oran' :confused: |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Benim için ise orada kesin bir yargıya sahip olduğunuza dair bir anlam var. Siz o halde, baştan ne yazdığınızı unutmayın ve kendi fikrinize sağlam sahip çıkın ki, daha sonra, yanlış anlaşılma olmasın diye tekrar açıklayayım ya da o yazıyı okuyan herkes bu ifadenin sözün gelişi olduğunu, anlatmak istediğimin önemsenmeyecek miktarda olduğunu anlar gibi sözlerle kendinizi tekrar ifade etmek zorunda kalmayın.
Bir de çok güzel anlamazlıktan gelseniz de, anladığınızdan eminim. Konu eser miktardan neyi kastettiğiniz değil de kendi kendinize yargıya varıp, Bakanlık kararına göre bu listede açıklanan Pınar markasını,' Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor. ' diyerek, kesin yargı kullanarak savunmanız. 'Ayrıca Pınar haklıdır demiyorum ama kendisine cevap hakkı verilmeden tipik bir linç kampanyası başlatılmasını anlamıyorum. Önce bir neyin ne olduğu kesinleşsin. Belki de cidden karıştırmışlardır ama elde ki rapor bunu kesin olarak ispatlamaz. Suçlayabilmek için önce kesin olarak ispatlamak lazım.' Bu yargı size ait. Pınar firması, halkın sağlığı ile oynayacak sonra açıklama mı yapacak, rapora rağmen? Rapor kesin ispat değil demek ki sizin için. Evet sayın kendinden çok emin üyeler, diye seslenirken siz kendinizden çok emindiniz. Ne oldu sonra? Yanlış anlaşılma olmasın diye tekrar açıklayayım, şirketin böyle bir açıklaması yok. Dün gece yaptığım kendi varsayımım (belki de aynı tezgahta işlenen tavuk eti ile karışmıştır) birden şirket böyle bir açıklama yaptı şeklinde algılanmaya başladı. diyerek, kendi söylediğinizi siz de hatırlayamaz hale gelmiş gibi göründüğünüzün farkında mısınız? |
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
2) Haberde geçen raporda ne oranda kanatlı eti olduğu yazmıyor. Binde bir karışım mı yoksa bildiğimiz tavuk eti ile dana etini karıştırmışlar mı belli değil. Önce yazmıştım yine yazıyorum. Aynı tezgahta işlenmekten kaynaklı binde bir (mesela yani, kesin zannetmeyin şimdi) karışımla, %50-50 karışımı aynı kefeye koyuyorsanız, kendi mantığınızı sorgulayın. 3) Şirkentin geçmiş yıllarda Bağımsız Yabancı (SAI Global) denetim firmalarına yaptırdığı ve A grade derece aldığı belgelerde var. Ben ortada kesin bir delil göremiyorum. Alıntı:
Alıntı:
|
'Mesele de en başından beri benim için Pınar'ın haklılığı ya da haksızlığı değil, bilip bilmeden yapılan yorumlar olmuştu.'
Eleştiri ve yorum yapanlar arasından kimin ne bildiğini, neyi bilmediğini ölçmek adına, yazı yazan kimseyi teste tabi tutma hakkına sahip değilsiniz. Benim için de söyleyecek hiç bir söz yok. Benim cevap veremedi sanmasınlar diye kaygılarım da yok. |
Sn Syılmaz
Çok samimi olarak yazıyorum: Ben bu haberi foruma atarken hiç bir yorum ve ekleme yapmadan koydum. Daha sonra iddialı laflarınız ve hararetli savunmanızla, istemeseniz de raporla teşhir edilmiş bir şirketi savunma denecek derecede korumaya aldınız ki bu aşamada bence daha nötr bir rota seyretmeniz gerekirdi. Doğal olarak bu iddalı ve neredeyse bakanlığın teşhir ettiği şirketleri savunurcasına kendinizden son derece emin çıkışlarla ve beyanlarla gerek benim gerek diğer üyelerin tepkisini aldınız. Sonra yumuşama yoluna gittiniz ve yorumlarınızı "olabilir, varsayıyorum, belki" gibi terimlerle sonlandırmaya başladınız ama artık iş işten geçmişti. Konunun dışına fazla çıkmadan size nacizane önerim: bence herkesten önce siz bilip bilmeden ve kendinizden çok emin olup da aslında emin olamayacağınız bir konuda bu kadar çok hararetli atıp tutmayın derim. Bakanlık sadece Pınarı teşhir etmedi, daha birçok firma var o listede. Neden siz bizleri suçladığınız şekilde sadece Pınarı koruma/savunma vari bir tutuma giriyorsunuz ki? Bu linç kampanyası değildir, "Türkiye'de Gündem" konusudur. Dediğim gibi: aslında açılan konu hiç yorum ve ekleme yapılmadan sadece bakanlık haberi aynen aktarılarak yapılmıştı! Bunu yaparken de amacım halkın haberdar olmasını sağlamaktı. Herkese iyi geceler. |
Alıntı:
Konuya yazdığım ilk mesaj. Alıntı:
Ama siz başta kesin hüküm koymuşum sonra olabilir gibisinden dönüş yaptığımı söylüyorsunuz. İşte ilk mesajım yukarıda. Şimdi sizin bu yaptığınız bana iftirada bulunmak değil mi? Alıntı:
Tartışmanın temelini oluşturan 3. mesajıma bakalım bir de, Alıntı:
Birden yumuşadın, ne oldu gibisinden tahrikler başladı. Hiçbir şey olmadı arkadaşlar, ilk mesajı yazdığımda ne düşünüyorsam hâlâ aynı düşünüyorum. Devamında ki mesajlarda da tepkimin özünü oluşturan düşüncemi koruduğum gayet net, kuşkuya mahal bırakmayacak kadar açık. İlk mesajlarımda ki sert ifadeleri özleyip aynı şekilde devam etmek isteyen üyeler var ise bana özelden yazabilirler, isteyenle istediği seviyeden tartışabilirim. :mad: |
Alıntı:
''_Sizi insanlığa davet ediyorum.'' ''_Bende arka mahalledeki boş arsaya'':rolleyes: |
Harbi sulandı iyice ve skece döndü konu :)
Sağlık bakanlığının raporuna dayanarak yapılan ve bakanlık sayfasında teşhir edildiği söylenen bir haberi aynen aktarmak suretiyle çoluğu çocuğu olanları bilgilendirelim diyoruz, adı Linç kampanyası oluyor, Eğer bu doğru haberse, standartlara, TSE'ye, ISO'ya, WHO'ya aykırı bir husus, kabul edilemez diyoruz, adı "eser madde" olabilir ve kabul edilebilir oluyor, Yanlışsınız, bence böyle böyle diyorum, tartışıyorum... adı konuyu kişiselleştirmek oluyor, Bu kadar iddialı ve hararetli olmayın ve içinde olmadığınız ve aslını bilemeyeceğiniz bir mevzu hakkında bu kadar savunmaya varan derecede ve üyeleri rencide edici şekilde konuşmayın diyoruz, bu seferde istediğiniz seviyeye inerim tartışırım deniyor... Hey Allahım yaw, harbi skece döndü. Seviyeymiş...! Hangi seviyelere inebileceğiniz beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor, ben kendi seviyemi bilirim ve korurum. Seviyemi korumak için de size bundan sonra sadece "Beğen" seçeneğiyle cevap vereceğim, siz buyrun devam edin dilediğiniz gibi. İyi geceler. |
Başından beri konuyu takip ediyorum, tam yazayım diyorum konu başka yerlere gidiyor.Şuan sayın Sakaki'nin başlattığı bu konuyu sayın syılmaz'ın bu kadar savunucu davranması sebebiyle tüm forum neredeyse pınar düşmanı kesildi. Duymayan bile duydu.(hatta buna sağır sultan bile derler)Sayın syılmaz bu kadar savunmaya geçmese pınar günü kurtarmıştı aslında.Geçmiş yıllarda popstar diye bi yarışma vardı.Jüri üyeleri hangi yarışmacı için tartışmaya girseler o yarışmacı o akşam tavan yapardı, ama her jurinin çok iyiydi dediği ise son sıralarda kalır bazen elenirdi.Neden bu örneği verdim, bu kadar tartışma yapılınca bizim ülkede "bişeymi var, bak şimdi merak ettim, alla alla koca firmaya baksen,.." söylemlerine dönüşüyor.Bi şekilde aklının köşesinde kalıyor.Aksine üstüne basan olmasaydı, bu sabah herşey unutulurdu.
Ben uzun yıllardır gıda firmalarında çalıştım ve halen çalışıyorum.Şuan uluslararası bir gıda firmasında çalışmaktayım.Geçmiş yıllarda pınarda çalıştım, firma hakkında sizden/lerden fazlaca bilgi sahibiyim.Tecrübelerime ve yaşadıklarıma istinaden konunun başından beri bazı arkadaşların söylediklerine karşılık sayın syılmazın sunduğu tezlerin hiçbirine katılmıyorum.Bazı konuları malumunuz gereği açıklayamam ama madalyonun arka yüzü hiçte güzel değil, onu bilin. - Hiçbir İSO ve HACCP belgesine sahip gıda firmasında aynı tezgahta dana ve hindi eti kesilmez. - Kesim yapılan ekipmanların tümü kendine has alanda kullanılır, binaları ve üretim alanları farklıdır.İyi yıkanmamış, bulaşığı kalmış, bunlara kimseye inandıramazlar.Ekipmanlarda yıkama işlemi bittikten sonra yapılan durulama suyunun atık deterjan kontrolü onayı labaratuvar tarafından verilmediği sürece başka üretime geçilemez.Burda kalıntı et parçasından bahsediliyor ??? - Eğer karışım üretimi için ruhsat alınmışsa %70 dana eti %30 tavuk eti gibi o üretimin yapılacağı alan diğerlerinden ayrı olmalıdır.Bu alanda %100 dana eti üretimi yapılamaz.Öbür tarafta yer kalmadı, burada üretiverdik olmaz. - Her büyük firma sağlık bakanlığının isteği doğrultusunda her ürettiği üründen parti başına numune ayırıp, son kullanma tarihine kadar arşivler.Yani bugün ürettiğin 10 ton %100 dana eti sosisten açılmamış bir paket/koli stoklarsın. İleride bişey olursa numunen olsun.Son kullanma tarihi geçtiği günlerde bunları imha edersin. - Eğerki sen kendi labaratuvarında yaptığın testlerden emin değilsen veya ekipmanların tüm testleri yapmana imkan tanımıyorsa dış tarafsız labaratuvarlarda testler yaptırabilirsin.Bunda son ürettiğin ürünü gönderirsin, hiçbir firma son kullanma tarihi gelmesine yakın bi ürünü teste göndermez, çünkü bu ürünler son kullanma tarihine gelene kadar zaten piyasada tüketilmiş olurlar, bunun için boşuna para vermezler.Pınar böyle düşünmemiş sanırım, vermedikleri ücretleri nerede harcadıkları belli oldu, kalite için herşey mübahtır. - Her numuneden kendi iç bünyendeki labaratuvarda inceleme yaparsın, sonuçlarını arşivlersin.Eğer ürün sorunluysa tüm partiyi imha edersin veya son dönemlerdeki gibi üretimin başındaki sorumlu formeni veya yöneticiyi işten atarsın, ürünü bi şekilde piyasaya sürersin.Nasılsa koskoca holdingin ürününü inceleyecek bi bakanlık olmaz.Herkeste güvenle tüketiyor. - O kadar kolay mıdır ki bi bakanlık böyle büyük bir holdingin, böyle kalite emaresi olmuş bi markanın ürünü içinde etiketinde gösterdiğinden farklı olarak bulduğu şeyi halka ibra ederken hiç düşünmeden hareket etmiştir.Kaç defa üzerinden geçmişlerdir acaba, bu testler doğrumu, böyle bi firma bunu yapabilir mi diye.Bence çokça kez.Bakanlık ilk testlerde sorunla karşılaşınca hemen deklare etmez, firmaya dönüp "... bi sorun var ürününüzde, aynı partiden numune gönderin, incelemeyi tekrarlayalım" der.Piyasadan aldıkları ürünle sizin aynı partiden ürününüzü karşılaştırırlar.Bu esnada foyası ortaya çıktığı için gidecek numune arşivlenmiş üründen değilde genelde özenle hazırlanmış, üzerine eski tarih attırılarak paketlenmiş ürün olur.(daha anlatacak çok şey varda burada bunları konuşmak, suçluları özür diletmek yerine beni suçlu duruma sokarlar)Sonuç tabiiki olumludur.Tezatta kalan bakanlık 3. numune ister, bu numunede özenle hazırlanır ve gönderilir.Sonuç pozitif olunca bakanlık sorunsuz raporu düzenler, gönderir.Bakanlık tek testle "aha yakaladım, şimdi gösteririm ben sana dünyanın kaç bucak olduğunu..." tarzıyla hareket etmez.Eğer bu kadar deşifre ortamına geldiyse bakanlığın elinde sağlam test sonuçları olmadan konuşmaz. - Hoş ben bu ülkede öyle güçler gördümki bakanlık 2 gün sonra açıklama yapar "biz raporları karıştırmışız, pınar temizmiş" derse şaşırmam. - Yukarılarda okudum sanırım Mehmet beydi, mesai ücretleri ile ilgili bi not düşmüş, haklı.Yaşar firmasında çalışan arkadaşlarım bunu hergün dile getirirler ve geçmişte bende yaşadım, fazla çalışma mesai ücretlerini vermezler.Mesai yapılmasın derler ama yaptırdıklarında ücretini ödemezler. - Bu arada belirtmek isterim ki borsayla yakından ilgilenirim, hisseler alır satarım, temettü dağıtmakta saygın görünen firmanın holding çatısı altındaki diğer imkb hisselerindeki yaptıklarını incelemenizi isterim, örneğin dyoby, pınsu gibi. - syılmaz sizin kağıtlar arasında pınar veya yan kuruluşlarının kağıtlarımı var bu kadar savunuyorsunuz bu densizleri ? yoksa rakip firmalardan birinin kağıdı varda sırf tartışma yaratmak için, konuyu gündemde tutmak içinmi bu kadar uzattınız veya inat ediyorsunuz ? - Malesef gıda konusunda içinde yıllarca yaşamama rağmen halen terettütler yaşamaktayım.İyi marka iyi paradır, iyi marka kalitedir, kalite yenir ı-ıh artık yenmez.En iyi olanı artık yok.Hayvanı kendim kesip yerim deseniz bile hayvanın yaşama şartlarını inceleyin mutlaka yemlerinde bi katkı - hormon vardır, GDO'lu yem yemiştir. - Gıda işinde çalışsanız inanın hazır olarak hiçbirşeyi çocuklarınıza almak istemezsiniz.O sebeple yazacağım o kadar çok şey var ama bir o kadarda engelleyen sebepler.Tek önerim gıda konusunda hassas ve titiz olun. Not : Amacım kimseyi kırmak değil doğruların bilinmesi.Ama benim gördüğüm, yaşadığım doğru diye yazdıklarımı çürütecek özel hazırlanmış belgeler, mutlaka yarın piyasaya çıkacaktır. |
Alıntı:
Pınar'ı savunmuyorum. İster haklı olsun, ister haksız olsun hiç beni ilgilendirmiyor, zaten sucuk sosis salam gibi ürünleri tüketmem. Hazır gıda ürünlerinden de elimden geldiğince uzak dururum. Neden tepki gösterdiğimi bu kadar yazmama rağmen hâlâ anlatamadıysam, bundan sonra da anlatamayacağım için tekrar tekrar yazmama gerek yok. |
Alıntı:
|
Az önce haberlerde dinledim. Firma bakanlık raporunun doğru olduğunu, eski üretimlerden kalıntı geçtiğini bundan sonra gerekli özeni göstereceklerini söylemiş.
|
Sayın syılmaz size katılıyorum.
Çıkar için, 5 kuruş daha fazla kazanmak için nelerin feda edildiği ortada ona diyeceğim yok. Fakat açıkçası ben Bakanlıklar'dan yapılan açıklamalara da çok güvenmiyorum. Her türlü zararlı maddenin haddini aşan biçimde kullanılmasına rağmen gıda kodeksini değiştirmeyen, yoğurdun, sütün, sucuğun, yumurtanın,çikolatanın, salçanın, konservenin, domatesin vs. aklınıza gelecek her türlü besinin yetiştirilmesi veya üretilmesi aşamasında üreticilere katı kurlallar koymayan ve denetim mekanizmasını hiç çalıştırmayan Bakanlıklara hiç güvenim yok. Çok güvenilir ve doğru işler mi yapıyorlar? Daha nice firmalar var, bir iki taneyi açıklamakla iş bitmez. Önce üretim aşaması için tedbirler almalılar. İsmi açıklanan firmalardan Apikoğlu ve Pınar'ın (Sayın nevsune'nin aktardığı) açıklamaları şahsen beni tatmin etti. (Bu arada ben 15 yıldır salam,sucuk,sosis yemedim, mutfağımı da sokmadım). Zaten üzerinde eser miktarda olabilir diye yazıyor, dna kalıntısını bile var anlamına geliyormuş. Bu linç kampanyasını da hoş bulmuyorum. Anlayıp dinlemeden... Dediğim gibi, hiç bir Bakanlığa güvenmiyorum. Kaldı ki Bakanlık madem açıklama yapmak istiyor, ürünlerin içinde bulduğu kanatlı et miktarını da yayınlasın, ne kadar yani? Dna kalıntısı mı yoksa %50simi kanatlı et içeriyor. Açıklama bilimsel olacaksa bu ayrıntılara ihtiyaç var. Son olarak siyasetin de bu işlerin bir parçası olduğunu Türkiye'de hiç akıldan çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Menfaat ve çıkar çatışmaları olduğunda çoğu kurum ve kuruluş bir kalemde harcanır. Çok örneklerini gördük, görüyoruz. "İleri demokrasiyi" iliklerimize kadar yaşadığımız şu günlerde hangi kamu kurumunun, neyi, ne amaçla yaptığı tam bir bilinmezliktir. Ülkede güven kalmamıştır. Muhalif sesleri kamu ya da özel olsun her türlü dümen çevirip susturmak bir alışkanlık olmuştur. Tabi ki bunlar kişisel görüşlerim.. İyi günler dilerim. |
Alıntı:
Adalet herkese lazım, mahkeme kazara birini öldürene ayrı ceza verir, ağır tahrik altında birini öldürene ayrı ceza verir, sebepsiz yere cinayet işleyene ayrı ceza verir. Sonuçta üçü de cinayettir ama üçünü aynı kefeye koymak adalet değildir. |
Alıntı:
10 sene öncenin en büyük holdinglerinden biri bazı gıda markalarına benim kanalına reklam vermezsen, ürünlerinde domuz eti bulduk diye yayın yaparız şeklinde şantaj yapmıştı. 10 sene öncenin İMKB 100'de hatta İMKB 30'da yer alan sözde Türkiye'nin gözbebeği şirketlerinin ne dolandırıcılıklar yaptığı, nasıl battıkları, beraberinde onbinlerce küçük yatırımcıyı nasıl mağdur ettiği ortadadır. Birçok hükümetin kendi adamlarını nasıl kayırıp sıfırdan zirveye çıkardıkları, zirvedekileri de nasıl yerle yeksan edip ortadan kaldırdığı da ortadadır. Memlekette siyasetçisinden, işadamına, bürokratından, alt kadamede ki devlet memuruna kadar üçkağıtçılık, hırsızlık, yolsuzluk o kadar bünyeye işlemiş ki. Açıklama kimden gelirse gelsin, kim neyle suçlanırsa suçlansın önce bir acaba derim. Bu işin arkasında ki asıl amaç ne diye bir düşünürüm. Çoğu insan malesef hiç düşünmeden, acaba bu açıklamalar samimi mi? Ne kadar bilimsel? Asıl amaç ne? Hiç düşünmeden peşin hüküm vermeyi sever. Pınar hilekar ya da değil, konu benim için hiçbir zaman bu olmadı, nasıl her denileni sorgulamadan bu kadar kolay peşin kabul ediyorsunuz dedim. Çoğu üye toplum sağlığıyla oynayan bir şirketi neden savunuyorsun diye sorgulamaya başladı. Benim yazdıklarımdan bunu anlayan üyelere anlatabileceğim hiçbir şey yok. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 17:19. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024