16-01-2011, 00:21 | #1 |
Temiz Besin
|
Köy Enistitülerinden, Permakültür Eğitimlerine..
KÖY ENİSTİTÜLERİ 1940-1946 arasında köy enstitülerinde 15,000 dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve üretim yapılmıştı. Aynı dönemde 750,000 yeni fidan dikilmişti. Oluşturulan bağların miktarı ise 1,200 dönümdü. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santralı, 16 su deposu, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km. Yol yapılmıştı. Sulama kanalları oluşturularak enstitü öğrencilerinin uygulmalı eğitim gördüğü çiftliklere sulama suyu öğrenciler tarafından getirilmişti Kapatıldığı 1954 yılına kadar Köy enstitülerinde 1308 bayan ve 15,943 erkek toplam 17,341 köy öğretmeni yetişmişti.[8] Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu ve Dursun Akçam gibi önde gelen yazarlar ve düşünürler bu okullarda yetişmişlerdir. http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6...Genel_bilgiler Okullar tarıma elverişli arazisi olan köylerin yakınlarında kuruldu. Amaçlarından biri de köylülerin alternatif tarım tekniklerini öğretmekti. Arıcılık bilinmeyen köylerde arıcılık, bağcılık bilinmeyen köyde bağcılık öğretiliyordu. Enstitüye atanan öğretmen gittiği köyde okul binasını köylülerin yardımıyla yapabilecek kadar inşaat bilgisi de öğreniyordu. Köy enstitüsünü bitiren bir öğretmen sadece bir ilkokul öğretmeni olmuyor aynı zamanda ziraatçilik, sağlıkçılık, duvarcılık, demircilik, terzilik, balıkçılık, arıcılık, bağcılık ve marangozluk konularını da uygulamalı olarak öğreniyordu. Enstitülerin hepsinin kendisine ait tarım arazileri, atelyeleri vardı. Bu sayede öğretmenler kendi okullarını gittiği köyde köylülerin işbirliği ile inşa ediyor ve devletin okul yapmasına gerek kalmıyordu.[10][11] Hasanoğlan Köy Enstitüsü, diğer köy enstitülerini kuran köy enstitüsü öğrencileri tarafından inşa edilmişti.[12] Köy enstitülerinden mezun olan öğretmenlere yetiştirildikleri branşa ve gönderilecekleri köye göre 150 parçaya varan alet ve edevat veriliyordu. Öğretmenler bu alet ve edevat ile köylülerin de yardımıyla köy okulunu inşa ediyor ve köylülere hem modern tarım tekniklerini hem de okuma yazmayı ve hatta müzik aletleri çalmayı öğretiyordu.[6] Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanlığı döneminde dünya klasiklerini Türkçe'ye tercüme ettirmişti. Köy enstitüleri öğrencileri her sene 25 tane klasik romanı okumakla yükümlüydü. Bu sayede zeki köy çocuklarından engin entellektüel birikimleri olan aydınlar oluşuyordu. Bu aydın köy öğretmenleri en az bir tane müzik aletini çalmasını da öğreniyordu. Aşık Veysel köy enstitülerinde müzik derslerinde öğrencilere bağlama çalmasını gösteriyordu.[13] Sabahın erken saatlerinde uyanan öğrenciler kızlı ve erkekli zeybek ve halk oyunları oynayarak sabah sporlarını da yapmış oluyorlardı. Daha sonra kahvaltı ardından zorunlu okuma saati vardı. Kahvaltıyı kendilerinden önce kalkıp fırında ekmek pişiren öğrenci arkadaşları hazırlıyordu.[13] Bu bakımlardan köy enstitüleri yaparak öğrenim konusunda dünyada benzeri görülmemiş bir örnek oluşturmuş ve birçok akademik inceleme ve araştırmaya örnek olmuştur. http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6...BCleri#Dersler PERMAKÜLTÜR Permakültür tasarımının temel amacı; bitki, hayvan ve insanları üretim amaçlı bir araya getirerek, bakımı kolay, istikrarlı, kendi kendine yeten bir düzeni “mümkün olan en küçük alanda” oluşturmaktır. Kaynak kullanımına bağlı olarak çevremiz ile ilgili daha kapsamlı düşünmeyi ve buna yönelik uygulamaları içerir. Bunları yaparken de doğadaki örneklerden ilham alır. Permakültürün ana teması ürün yetiştirilen ekolojik alanlar tasarlamaktır. kaynak:wikipedia 1940 lı yıllarda Permakültür, Köy Enistitülerinde fazlasıyla yapılmış diye düşünüyorum. |
10-02-2013, 21:40 | #2 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Bugünün eğitim çıkmazlarının temellerini, o gün o kurumları kapatan zihniyet atmıştır. Bugün eğitime getirilen ve bilimi de, çağdaşlığı da karartan, tasfiye eden, yok sayan gericiliğin, dünya klasiklerini müstehcen bulan bağnazlığın temelleri, o gün o adımla atılmıştır. O nedenle o gün, Köy Enstitüleri’nin kapatılmasını öneren ABD’nin ve onun himayesinde, güdümünde gelişip, “Bir örümcek sabrıyla sistemin kılcal damarlarında dolaşacaksınız” diyenlerin gelinen noktada payı büyüktür. Köy Enstitüleri?nden Bugüne - Gerçek Gündem “Köy Enstitüleri, Cumhuriyet’in kesilmiş şahdamarıdır. Kaybedilen sadece bir eğitim sistemi değildir. Kaybedilen, dik durmasını öğrenmiş Anadolu insanıdır” “40 bin köye 40 bin okul Savaş bitmiş halkım yoksul Anam kalmış yetimle dul Yürü Kızılçullum yürü Harçlar kardık kürek çektik Akça binalar yükselttik Yüz binlerce fidan diktik Yürü Pazarören yürü Bu yerlerde güller biter Göz ağrım gözümde tüter Kula kulluk artık yeter Yürü Cilavuzum yürü Arap at, tiftik keçimiz, Dersliğimiz çiftliğimiz Ruhi Su’yla, Veysel’imiz Yürü Hasanoğlan yürü Boz giysiler kazma kürek Karlı toprak devirerek Karanlığa tükürerek Yürü Kepirtepem yürü Savaş açlık kıtlık demek Günde 70 gram ekmek Karanlığa ışık gerek Yürü Savaştepem yürü Bu Yazıyı Yutkunarak Yazdım - Gerçek Gündem |
18-04-2013, 15:17 | #3 |
Ağaç Dostu
|
KÖY ENSTİTÜLERİNİN 73. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ BERGAMA'da KUTLANDI: Bergama’da yaşayan Köy Enstitüsü mezunları ve gönülleri Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 73. yılı nedeniyle Bergama Belediyesi'nin düzenlediği etkinlikte bir araya geldi. “Köy Enstitüleri sistemi dünyaya örnek bir eğitim ve öğretim sistemiydi” diye konuşan Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, “Köy enstitüleri o dönemde okuma yazma bileni olmayan köylerin aydınlanması ve kalkınması için kurulmuştu. Eğitimin yanında ziraat, resim, müzik, spor eğitiminin de verildiği enstitülerden mezun öğrenciler, yetiştirdikleri öğrencilerin yanında köylüleri de eğittiler” dedi. Köy Enstitüleri 73. yaşında Köy Enstitüleri unutulmadı Bergama’da yaşayan Köy Enstitüsü mezunları ve gönülleri Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 73. yılı nedeniyle Bergama Belediyesi'nin düzenlediği etkinlikte bir araya geldi. Köy Enstitüleri’nin Türkiye’nin aydınlanmasında önemli roller üstlendiğinin belirtildiği toplantıda, mezunlar bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. Eski anıların canlandığı, yaşanan deneyimlerin paylaşıldığı toplantıda katılımcılar ‘Köy Enstitüleri’ belgeselini hep birlikte izledi. Toplantıda zaman zaman duygusal anlar da yaşandı. “Köy Enstitüleri sistemi dünyaya örnek bir eğitim ve öğretim sistemiydi” diye konuşan Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, “Köy enstitüleri o dönemde okuma yazma bileni olmayan köylerin aydınlanması ve kalkınması için kurulmuştu. Eğitimin yanında ziraat, resim, müzik, spor eğitiminin de verildiği enstitülerden mezun öğrenciler, yetiştirdikleri öğrencilerin yanında köylüleri de eğittiler” dedi. Köy enstitülerinin çok önemli bir eğitim ve aydınlanma hamlesi olduğunu vurgulayan Gönenç sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Köy Enstitüleri’nin açılmasıyla birlikte uzun yıllar bağnaz ve karanlık düşüncelerin esiri olmuş Türk Halkı, çağdaş bir toplum olma yolunda büyük ilerleme kat etmiştir. Büyük Atatürk ve arkadaşlarının, ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun kırsal alanda yaşadığı ve aynı oranda da okuma yazma bilmeyen bir toplumu kısa zamanda okuryazar yaparak yeni rejimin ruhunu ve düşüncesini köylere de ulaştıracak bir devrim hareketini başlatmak en büyük hedeflerindendi. 73 yıl önce; eğitimin öncelikle köylerden başlaması gerektiğini düşünerek, kırsal alanı kalkındırmayı, köy insanını eğiterek bilinçli bir üretici durumuna getirmeyi amaçlayarak kurulan Köy Enstitüleri aynı zamanda doğaya, insana, yaşama duyarlı ve saygılı, üretimden yana, Anadolu aydınlanmasını günümüze taşıyan kuşakları yetiştirmeyi hedeflemiş bir Cumhuriyet projesi olarak hayata geçirilmiştir” . Köy Enstitüleri’nin 73. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Başkan, aldığı eğitim ışığıyla çevresini de aydınlatan tüm eğitimcilere şükranlar sunduğunu belirtti, etkinliğe katılan öğretmenlere günün hatırası olarak kitap hediye etti. (Yukarıda ki fotoğrafta en üstte ki siyah paltolu (açık kapının önünde ki) amcam olur ve benim hem siyasi yönden hem de doğa dostu olarak yetiştiren kişidir). Bu köy enstitüsü öğretmenlerinin hepsi de, köyler'de köylüleri hem bilinçli çifçilik konusunda hem de genel kültür konusunda bilinçli ve aydın bir nesil yetiştirmek üzere eğitiyorlardı. Kapitalist Emperyallerin bu köy enstitülerini kapattırmaları tesadüf değil'dir. |
18-04-2013, 15:27 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Zeytinyağlı yiyemem aman, Basma da fistan giyemem aman, Senin gibi CAHİL'e EFENDİM diyemem aman. şeklide ki türküyü bilmeyen yoktur. Kapitalistler tarafından ÖZELLİKLE yazdırılan ve POPÜLER hale getirilen bu türküde ki, SENİN GİBİ CAHİLE EFENDİM DİYEMEM AMAN derken; Atatürk'ün, KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİ'dir, şeklinde ki sözüne atıf yapılmıştır. (Köylüler, halk arasında cahil olarak algılanır). Kapitalistler, köylü-çiftçi sınıfının ilerlemesini asla istemez. Çünkü hem o ülkenin tarım yönünden kendilerine bağımlı kalmasını hem de insanların eğitimsiz kalması ile köleleştirmenin daha rahat yapılması amaçlarlar. Düğünler'de bu türkü ile göbek atarken hep bunları düşünmek gerek. (!) Kapitalistler hem türküler ile hem de siyaseten her türlü şekilde ülkemize müdahale etmişlerdir. Köy Enstitülerinin kapatılması tamamen Emperyal bir hamledir. Adamlar boşuna kapattırmadılar bu Enstitüleri. Düzenleyen ayazkentli : 06-04-2014 saat 22:25 Neden: Harf hatası düzenleme. Diyemem "Giyemem" olarak düzeltildi. |
18-04-2013, 20:54 | #5 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-03-2010
Şehir: konya
Mesajlar: 304
|
[QUOTE=ayazkentli;1140978]Zeytinyağlı yiyemem aman, Basma da fistan diyemem aman, Senin gibi CAHİL'e EFENDİM diyemem aman. şeklide ki türküyü bilmeyen yoktur. o türkü ile o kan emici Kapitalistler; Türk halkına zeytinyağ yerine GDO lu mısır yağı yedirmiş. Basma, fistan yertine kot satmıştır. YÜCE atatürk' ün kurduğu Sümerbank' ı kapattırmışlardı. Bende bu vesile ile Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümünü kutlar,sevgili Nergis,pria ve ayazkentli' ye teşekkür eder saygılarımı sunarım. |
20-04-2013, 14:34 | #6 |
Ağaç Dostu
|
KÖY ENSTİTÜLERİNİN KALDIRILMASI MECLİSTE TARTIŞILIRKEN; KALDIRILMASIN DİYEN KONUŞMACI; "Efendiler, bu okullara ve çocuklara kıymayalım. Bu okullar, önce öğrencilerin, sonra ailelerin, yakınlarının ve geldikleri köylülerin uyanmasına neden oluyorlar" der. KALDIRILMASINI İSTEYEN KONUŞMACI; Arkadaş çok doğru söylüyor. Çok yerinde bir saptama yapıyor. Bunlar kendilerinden başka çevrelerini de uyandırıyorlar. AMA BEN BİNDİĞİM EŞEKLERİN BENDEN DAHA AKILLI OLMASINI İSTEMİYORUM. BU NEDENLE KALDIRILMALIDIR, der ve alkışlarla KALDIRILIR. Dünya görüşü bu düzeyde olanların iktidarda olduğu dönemlerde; Halkın akıllanması, bilinçlenmesi ve düşünmesi istenmez. Bu nedenle düşünme yollarını açan FELSEFE ve MANTIK dersleri kaldırılır. Kitaplar okul meydanlarında yaktırılır. Basılmamışlar ...BOMBA kabul edilip toplatılır. Kitap okuyan; düşünür, sorar ve sorgular. Bu toplumu üzerine binilecek eşek gören zihniyettekileri rahatsız eder. ZİRAAT MARŞI: Sürer, eker biçeriz güvenip ötesine Milletin her kazancı milletin kesesine Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine Toprakla savaş için ziraat cephesine. Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz Bu yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz. İnsanı insan eden ilkin bu soy, bu toprak En yeni aletlerle en içten çalışarak Türk için yine yakın dünyaya örnek olmak Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat, alın ak Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz. Kuracağız öz yurtta dirliği, düzenliği Yıkıyor engelleri ulus egemenliği Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türk benliği Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz Biz yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz. (1940). Not: Yukarıda ki fotoğrafta en üstte ki 4 kişiden biri olan ve kapalı kapının önünde, duvar kenarında duran, köy enstitüsü öğretmenlerinden biri olan Cevat Turan isimli öğretmenimizden alıntı'dır. |
06-08-2013, 12:19 | #7 | |
Ağaç Dostu
|
Merhaba, Alıntı:
Ben de sizin gibi düşünüyorum. Ülkemizi kalkındıracak insanları yetiştirecek öğretmenlerin engellenmesi ile zoraki geri bırakıldık. Köylüler uzun süre ilkel tarım yapmak zorunda bırakıldılar. Sadece tarım değil, Her konudan geri kaldık. İlk Uçak ve araba fabrikalarının da kapatılmasını düşünün. Ve bu ufku olmayan birkaç yöneticinin talihsiz kararı veya tesadüf değildi. Hakiki olarak dış mihrakların yurt içindeki hain ve fırsatçıları kullanarak yönettikleri çok başarılı bir oyundu. Saygılar. |
|
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|