agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 09-05-2006, 11:09   #1
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
TÜBİTAK araştırdı: Gençler bilime ilgisiz

Alıntı:
TÜBİTAK araştırdı: Gençler bilime ilgisiz

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK), bin 33 kişiyle yaptığı araştırma, gençlerin bilime ilgisinin olmadığını ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, Türk gençlerinin yüzde 71’i teknolojik gelişmeler ve yeni buluşlara ilgi duymuyor. TÜBİTAK, ‘Bilimsel Okur Yazarlık’ çerçevesinde 47 il, 97 ilçe ve 68 köyde 15-24 yaş grubundaki bin 33 gençle görüşerek gençlerin bilime merakını araştırdı. Çarpıcı bilgiler içeren rapor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a geçtiğimiz ay yapılan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında sunuldu.

Araştırmaya göre, gençlerin sadece yüzde 29’luk kesimi bilimsel çalışmalarla ilgileniyor. Bu oran Avrupalı gençler arasında yüzde 38. Teknoloji ve bilimsel gelişmelere yakın olan Türk gençlerini ise en fazla tıp ve internet alanındaki yenilikler ilgilendiriyor. Çevre, astronomi ve beşeri ilimler de gençlerin ilgisini çeken diğer alanlar olarak göze çarpıyor.

Araştırma sırasında yapılan bilgi yarışması daha farklı bir durumu ortaya çıkardı. Buna göre, 10 bilgi sorusunu içeren yarışmada Türk gençleri 5 soruya doğru cevap verirken, Avrupalı gençlerin oranının 7 doğru cevap olduğu belirlendi. Raporda, Avrupalı gençlerin ‘nanoteknoloji' alanındaki gelişmeleri izledikleri, Türk gençlerinin ise genetik ve nanoteknolojiyle ilgilenmediği belirtildi. Gençlerin bilimsel konulardaki etkinliklere katılma düzeyinin düşük olduğunu tespit eden TÜBİTAK, bilimsel alanlarda az sayıda yaygın etkinlik düzenlendiğinin ve oranın düşmesinin bundan kaynaklandığının altını çizdi.

Fatih Atik, Ankara
Zaman

Çevre konularına ilgililer demek?

Hergün sitede bulununların küçük bir kısmı yazışmalara katılıyor. İlgili hal bu

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2006, 13:22   #2
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Savunmak için söylemiyorum ama ben bizim gençliğimizin
ilgi alanı açısından yabancılardan çok da farklı olduğunu
düşünmüyorum. Bir genç nelerle ilgilenirse bizde de, onlarda da aynı.
Araştırma "gençlerin bilime ilgisi" ile ilgili.
Benzer bir araştırma tarih veya siyaset üzerine
yapılmış olsa farklı sonuçlar elde edilme ihtimali var.
Aradaki en önemli fark davranışlarla ilgili bence
ve bu da eğitimle ilgili.
Kısa bir süre yurtdışında kaldım. Orada yeğenimin bir Amerikan
okulunda nasıl eğitildiğini gördüm. Sürekli katılımcı ve sorgulayıcı
eğitiliyorlar. Bizde ise tam tersi. İşte bu nedenden dolayı da
sitemize girenler bakıyor, bakıyor, bakıyor,... Yazmaya veya katkıda bulunmaya çekiniyorlar.
Bilinenleri yazdım ama az gelişmişlik bu demek zaten.
Kendini tekrar et...

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2006, 13:55   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: K.Maraş
Mesajlar: 278
Bunu sadece eğitim sistemine bağlamanın çok da doğru olmadığını düşünüyorum. Şu andaki gençlerimizi yetiştiren yetişkin insanların büyük bir kısmının eğitim seviyesinin düşük olması bence en büyük etkenlerden biri. Birey toplum içinde şekillenir. Öğretim kurumlarında bir takım bilgiler veriliyor evet. Fakat toplum henüz bu bilgi seviyesine gelmediği için, bireyin edindiği bilgiler de salt bilgi olarak kalmaya mahkum oluyor. İnternet ve tıbbın daha çok rağbet görmesi de birebir kullanım alanının bulunmasındandır. Yani toplumumuzda şu anda yarar sağlayan şeye ilgi duy mantığı var. Bir çok gencimizin ilgi duyduğu alanda eğitim alamayışı da bu yüzden.

Kısacası büyük bir çoğunlukla ilgilerimizi toplum yönlendiriyor. İnanıyorum ki; bir sonraki nesil ilgilenmek için daha fazla bilim dalı seçecek. Çünkü millet olarak gelişmeye yeni başlıyoruz. Gelişimimizi tamamladığımızda da "Onlarda şu kadar, bizde niye bu kadar?" diye de araştırmalar içinde olmayacağız.

Şule Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2006, 14:11   #4
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi sule
Bunu sadece eğitim sistemine bağlamanın çok da doğru olmadığını düşünüyorum. Şu andaki gençlerimizi yetiştiren yetişkin insanların büyük bir kısmının eğitim seviyesinin düşük olması bence en büyük etkenlerden biri.
Burada sizce de bir paradoks yok mu? Yani gençleri yetiştiren insanların eğitimsiz olduğunu söylüyorsunuz ve diyorsunuz ki bu en büyük etken! Başında ise sorunu eğitim sistemine bağlamak doğru değil diyorsunuz. Sonuç olarak eğiticiler de aynı sistemde eğitildiler zaten!!!

Tıbba olan ilgiye gelince. Tıbba olan ilgi neredeyse sadece kozmetik düzeyde bence. Kaldı ki bu ilgi nerede kendisini belli ediyor merak ediyorum. Hangi bilimsel tıbbi yayın takip ediliyor? Gazetelerde çıkan saçma sapan köşe yazılarını okuduktan sonra bizim bile karşımıza çıkıp ahkam kesenler var. Kaldı ki bilimsel yayın okumayıp bunlara inanan hekim arkadaşlarımız bile oluyor.
))

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2006, 14:29   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: K.Maraş
Mesajlar: 278
Bizi yetiştirenler derken aile çevremizi kastetmiştim. Ana,baba,akrabalar, komşular... Bunlar arasında hiç okul yüzü görmemiş, okuduğu okulu yarım bırakmış insanlar da oluyor. Bu sebeple aile içinde bireyler arasında bilgi bakımından uçurumlar oluyor. Birey bildikleriyle amel edecek olsa, burnu büyümüş oluyor; toplumun bildikleriyle hareket edecek olsa, boşa okumuş oluyor. Yani bir nevi çatışma durumu. Bu çatışma ne kadar azalırsa birey de o kadar rahat hareket edebilecektir.

Bir şeye ilgi duymak illa ki profesyonel anlamda ilgiyi gerektirmez. Toplumumuz her zaman bilimsel gelişmeleri dergiden, gazeteden takip etmiyor. Bunun için daha çoook uzun yolumuz var. Hiç okul yüzü görmemiş ananem bile hastalıkları yüzünden televizyonda sağlık haberleri takip ediyor. Bir yerde şeker hastalığı hakkında bir şey duysa, anlamasa da dinliyor. Bu sebeple herkes çocuğunu doktor olmak üzere yetiştiriyor. Tıpla ilgili bir dergi okuduğunda bu sebeple kimse yadırgamıyor. Aynı kişi eline astronomiyle, genetikle, kozmolojiyle ilgili bir dergi alıp da okusun. Bakalım aynı tepkiyle karşılaşabilecek mi?
Kozmetiğe olan ilgide de durum böyle. O bilgiden kendine bir fayda sağladığı için ilgileniyor.

Şule Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2006, 15:57   #6
ağaç dostu
 
Giriş Tarihi: 10-01-2006
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 2,589
Galeri: 2
Yazdıklarınızın birinci paragrafında ifade ettikleriniz de yine eğitimle ilgili.

İkinci paragrafta yazdıklarınıza gelince.
Amatörlükle profesyonel arasındaki ayırım
amatörlükte yaptığınız işte para kazanımı sözkonusu değildir,
profesyonellikte ise para kazanırsınız.
Burada konumuzla ne kadar ilgisi var bilemiyorum.
Sonuç olarak ben de ağaçlarla, bitkilerle amatör olarak ilgileniyorum
ve bilgi edinmeye çalışıyorum. Bunu yaparken de konunun uzmanı,
tecrübeli kişilerin bilgisini alıyorum. Gazete köşelerinde yazan
kim olduğunu bilmediğim kişilere vb itibar etmiyorum.

Diğer yazdıklarınızın birkısmı konu dışı olmakla beraber doğru
ama bir uyarıda bulunayım sadece kendi yakın çevrenize bakarak
düşünmeyin. 14 yıllık hekim olarak söylüyorum. Toplumun
hemen her kesimiyle muhatab oldum ama bugüne kadar meslekdaşlarım
dışında gerçekten bilimsel bir tıp dergisi okuyan kimseyi görmedim.
Kaldı ki bizler bile takip edemiyoruz. (tıp dergi ve kitapları çok pahallı)
)

arsakay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2006, 21:45   #7
Yeni Üye
 
demirkan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-05-2006
Şehir: Ankara - İstanbul - Adana
Mesajlar: 11
Kalitesiz öğrenciye Isyan

Kalitesiz Öğrenciye İsyan

Türkiye'nin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Şengör, diyerek İTÜ'deki öğretim üyeliğinden ayrılmaya karar verdi. Şengör Hoca, kalitesizliğe şu örneği gösterdi: ABD'li uzmanı dinlemeye 4, Hülya Avşar'ın paneline 600 öğrenci geldi.

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, eğitim sistemi, toplumun duyarsızlığı ve eğitimsizliği konusunda açtı ağzını yumdu gözünü... Üniversiteler de dahil olmak üzere ordu dışında bütün kurumların bilimsellikten yoksun olduğunu ileri süren Şengör, üniversiteden ayrılma kararı aldığını ama Rektör Prof. Dr. Faruk Karadoğan'ın ısrarı nedeniyle yıl sonuna kadar İTÜ'de devam edeceğini söyledi. Haziran'da emeklilik hakkını kazanacak olan Şengör, üniversiteyi bırakınca yurtdışına da gitmeyeceğini, evde çalışacağını söyledi.

Türkiye'nin durumunu en iyi anlatan örnek

Şengör'ün umutsuzluğa kapılmasına bir şekilde Hülya Avşar neden olmuş. Üniversitelerde de toplumun çok büyük bir bölümünde de entelektüel kaygının yok olduğundan şikayet eden Prof. Şengör, Avşar olayını şöyle anlattı: "İTÜ, Amerika'dan çok değerli bir bilimadamını konferansa davet ediyor ancak aynı gün ve saatte Avşar'ın da üniversitemizde bir paneli oluyor. Amerikalı meslektaşımı 4, Avşar'ı ise 600 öğrenci dinliyor. Türkiye'nin durumunu anlatacak en güzel örnek budur."

Oğlum askeri okula gitmek istiyor

En iyi üniversitelerden biri olan İTÜ'de bile öğrenci kalitesinin inanılmayacak ölçüde gerilediğini belirten Şengör, Türkiye'de diploma almak için üniversite eğitiminin yapıldığını söyledi. Şengör, kalite yoksunluğunu, öğrencilerinden örnek vererek anlattı: "işimizin abc'si gibi sayılan bir şey vardır. Deniz tabanındaki yayılma hesabında, zaman ile hızı dikkate alarak hesap yaparsınız. İTÜ gibi bir okulda öğrenci, zamanını bildiği bir veride hızı hesaplayamıyor. Bunun anlamı artık düşünmeyi de unuttuğumuzdur. Beş master öğrencim oldu. Onları boğmamak için sık sık sınav yapmayacağımı söyledim, ilk dönem bitti, ikinci dönemin ortasında sınav yaptım ve hepsi de sıfır aldı. Nedenini sorduğumda, haftada 10 saat ders aldıklarını, ayrıca bir işyerinde çalıştıklarını söylediler. Yurtdışında ise öğrenci haftada 6 saat ders alır ve her gün araştırmaya yöneltilir. İTÜ'de durum bu, varın gerisini siz düşünün."

Şengör, okullardaki kalitesizliğe örnek gösterirken oğlunun talebini hatırlattı: "Alman Lisesi'nde okuyan oğlumu İTÜ, ODTÜ ve Bilkent cezbetmiyorsa ve Hava Harp Okulu'nda alacağı eğitimin daha iyi olduğunu düşü nüyorsa durum gerçekten vahim."

Bilgi birikimimiz Afrika düzeyinde

Türkiye'de toplumun alternatif bir dünya yarattığını ve gerçek dünya ile iletişim kurmadığını söyleyen Şengör, toplumun bazı konulara duyarsızlığından yakındı: "Hani sık sık 'Gölcük depreminden ders aldık mı?' diye soruyorsunuz ya, biz hiçbir şeyden ders almayız. Depremle ilgili herkesin anlayabileceği çok basit bir kitap yazdım. Bu kitabı benim insanım alıp okumadı. Biz bir şeyden ders alır mıyız? Türkiye maalesef Asya düzeyinde bile bir bilgi ve entellektüelliğe sahip değil, ancak Afrika ile boy ölçüşebiliriz. Türkiye dünyayla sadece ordusuyla yarışabilir."

Depremini bekleyen İstanbul'un jeolojik durumunu yansıtan ilk haritanın 1919 yılında Werner Paeckelmann tarafından hazırlandığını hatırlatan Şengör şöyle dedi: "1938 ve 1960 yıllarında da biz birer harita hazırlıyoruz ama Paeckelmann'ın haritası kadar kapsamlı olamıyor. Bugün yeniden İstanbul'un kapsamlı bir jeoloji haritasını çıkarmak için çalışmalar yürütülüyor. Yıl ne? 2006... Yorumu artık siz yapın."

İnternethaber

demirkan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-05-2006, 23:07   #8
Ağaç Dostu
 
Sebahattin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2006
Şehir: Türkiye
Mesajlar: 365
Malesef

Hocam çok haksız demek isterdim ama ..
Malesef durum hocam ın anlattığı gibi

Sebahattin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2006, 22:54   #9
Ağaç Dostu
 
Baki Berk Kayalar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-03-2005
Şehir: İzmit
Mesajlar: 762
Galeri: 73
Doğru dürüst olmayan eğitim sistemi, ezbercilik, çekilen kopyaları görmezden gelen eğitimciler, para ile ders geçirten eğitimciler, gençlerin fazla batılılaşması, eğitime yeterince verilmeyen önem oldukça bu tablo pek değişmeyecek.

Baki Berk Kayalar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-01-2009, 01:43   #10
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
ilgi-bilgi ve saire...

Evet, gençler hala ilgisiz, "öyle olması gerektiği için!" ama, çünkü yetişkinlerin onlara sundukları, sunabildikleri hayat içerisinde bilim'in yeri yok ve olmaması için yetişkinler gereğini ve hatta fazlasını yapıyorlar.

Unutulmamalı ki, çocuklar bizim istediğimiz gibi değil, yetiştirdiğimiz gibi davranırlar.
Gençlerin bilim karşısındaki ilgisizliklerine suçlayıcı bakış açısıyla bakamıyorum, şöyle bir aynaya, trafiğe, TV ve bilgisayar ekranlarımıza, yaşadığımız yerlere, sokaklara, doğaya ettiklerimize bakın.
Bilime mi tapacaktı bu ortamda doğan ve yetişen gençler?
"Olan, olması gerekendir" sözünün doğruluk payı hiç mi yok yani!
Ama karamsar olmaya da gerek yok, inanın bu gençlerin bazıları, her şeye rağmen bilime ve hatta sanata ve hatta hatta spora çok ilgililer ve diğerleri de gençliklerinde olmasa da yetişkinliklerinde, belki de yaşlılıklarında yanlışlarını görecekler, belki itiraf edemeyecekler ama mutlaka görecekler, zira güneş balçıkla sıvanmıyor.

gece
"gece, ne kadar karanlık olsa da güneşin doğacağına" inanan forum üyesi!


Düzenleyen gece : 08-01-2009 saat 02:06
gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 05:19.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024