agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 26-08-2010, 12:55   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Sperm öldürücülü antikorlar üreten GDO'lu mısırlar

Sperm öldürücülü antikorlar üreten mısırlarla dolu bir seramız var.

----------------------------------

San Diego'da küçük bir biyo-teknoloji şirketi olan Epıcyte, Eylül 2001 'de yaptığı bir çalışmayla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi. Şirket en son GDO mahsulünü yarattıklarını açıkladı -gebeliği engelleyen mısır. Gebelik bağışıklığı olarak bilinen bir durumu olan kadınlardan antikorlar aldılar ve bu kısırlaştırıcı antikorların üretilmesini düzenleyen genleri ayırdılar ve kalıtım mühendisliği yöntemlerini kullanarak mısır bitkisinin oluşmasını sağlayan mısır tohumlarına bu genleri iliştirdiler" "Sperm öldürücülü antikorlar üreten mısırlarla dolu bir seramız var" dedi, Epıcyte Başkanı Mitch hem de övünerek."

Dünyadaki egemen basın tarafından pek üzerinde durulmayan bu çarpıcı açıklamanın ardından, Epicyte stratejik bir araştırma ortaklığı ile lisans anlaşması yaptı. Bu anlaşmayı ABD'deki üç büyük genetik şirket tarımcılığı tohum evinden biri olan Dow AgroScıences aracılığıyla Dow Kimyasallar ile yaptı. O zaman yaptıkları açıklamaya göre bu ortaklığın amacı Epicyte'nin teknolojik devrimini Dow AgroSciences'ın "genetik mühendisliği mahsullerdeki gücü" ile birleştirmekti. Epicyte'nin ürün adayı antikorları, mısıra dönüştürülüyordu. Epicyte ve Dow kuruluşları gen değişimli bitkilerde antikorların açılım, sabitlik ve birikimini etkileyen etmenleri araştıran dön yıllık bir programda anlaştılar. Epıcyte aynı zamanda Novartis Tarım Keşif Enstitüsü (Syngenta) ve Baftimoredan ReProtect LLC ile gebeliği engelleyen antikor temelli mikrobisitler geliştirmek için de işbirliği yaptı."

6 Ekim 2002de CBS Haber kanalı. Kısır Tohum teknolojisinin geliştirilmesi için de canla başla çalışan ABD Tarım Bakanlığının, çeşitli mahsullerde ilaç ve ilaç bileşikleri yetiştirilmek üzere ülke çapında 32 deneme tarlasını parasal olarak desteklediğini açıkladı. ABD Hükümetinin tarla denemeleri, Epicyte'nin sperm Öldürücülü mısır teknolojisini de içeriyordu. Açıklanmayan şey ise ABD Tarım Bakanlığının ABD Savunma Bakanlığındaki bilim adamlarına deneme tarlalarındaki sonuçları iletiyor olması idi. Bunu Maryland'deki Edgevvood (Ecvud) Kimya ve Biyoloji Merkezi gibi sayısız biyolojik araştırma merkezleri aracılığıyla yapıyorlardı."

Daha önceden, gebelik engelleyici antikorların üretimi, kobay faresi yumurtalık bakterisinin kullanıldığı ultra steril, özel fermantasyon koşulları için maliyeti 400 milyon dolara kadar çıkabilen pahalı tesisler gerektiriyordu. Epicyte özel GDO'lu sperm öldürücülü mısırı yetiştirmek için 40 hektarlık alanın yeterli olduğunu ve sperm öldürücü için gerekenin çok üzerinde antikor üretileceğinden bunun birkaç milyon dolara mal edilerek maliyeti % 90 düşüreceğini iddia etti.

Yaptıkları kısa kamuoyu açıklamasında Epicyte, dünyanın "aşırı nüfus artışı" sorununa bir çözüm olarak sundukları sperm öldürücülü mısırın 2006 ya da 2007'de ticari olarak piyasaya sunulacağını tahmin etti. Basın açıklamasından sonra insan spermini öldürecek sperm Öldürücülü mısır yaratmadaki Epicyte'nin çığır açıcı başarısı ite ilgili tartışma sona erdi. Epicyte Mayıs 2004'de Kuzey Carolina (Karolayna)'dan bir biyo-teknoloji şirketi olan Pittsboro tarafından satın alındı. Daha sonra, sperm öldürücülü mısırın geliştirilmesi hakkında basında daha fazla bir şey duyulmadı ve konu unutuldu.

Yenildiğinde erkeklerde spermi öldüren bir mısır türünün yaratacağı siyasi çalkantı nedeniyle araştırmaların gizlice devam ettiği yönünde söylentiler dolaştı. Meksikalı çiftçiler Oxaca (Ohaka)'daki Meksika mısır tohumu hazinesinin kalbine genetiği değiştirilmiş mısırların yetkisiz bir şekilde yayılmasına karşı zaten isyan halindeydiler.

Epicyte'nin sperm öldürücülü antikorlarını içeren mısırın -ki mısır Meksikalıların temel gıda maddesiydi- yaratacağı etkiyi düşünmek çok da zor değildi. "Sperm Öldürücülü bir Mısır kocanı alır mıydınız?" ya da "bir kap daha mısır gevreğine ne dersiniz, bayım? veya öldürücü bir Meksika pidesine (tortiya)?" Kellogg's Mısır Gevreği Şirketi’nin yaratıcısı, John D. Rockefeller ile birlikte neredeyse bir asır önce aynı zamanda Amerikan Soy Arıtım Cemaati'ni de kurmuşlardı.

Bir yanda artan kısırlık, tüp bebek merkezleri ve sperm bankaları, diğer yanda üremenin önüne geçen “doğum kontrol” yöntemleri… Hem yediğimiz gıdaların kısırlığa sebep olması hem de doğum kontrol hapları ve prezervatif gibi ürünlerle, üremenin ileri yaşlara ertelenmesi veya önlenmesi aslındaki kimin fikri? Sağlık Bakanlığı’nın yıllardır “aile planlaması” adı altında yaptığı, nüfus artışını yani üremeyi önleme çalışmalarının emri nereden geldi?



http://beslenmebulteni.com/besin/ind...sal&Itemid=481

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2010, 02:19   #2
Ağaç Dostu
 
the_mc's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-12-2009
Şehir: Denizli
Mesajlar: 493
cin mısırları var kızılayda bunlarda da gdo varmıdır dostum ilk rastladıgımda çin mısırı diye okumuşum.

the_mc Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2010, 09:17   #3
Ağaç Dostu
 
Kiraz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-02-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,640
Galeri: 73
Hazır tatlılarda mısır şurubu var, yağlar mısırdan, hayvanlar mısırlar besleniyor, etler,sütler, yumurtalar da mısıra bulaşmış oluyor. Sadece mısır yememek önlem değil, her şeyin içinde var bu GDO. Bulabildiğimiz (!?) kadar doğal veya organik ürünler tüketmek, hazır yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Çocuklarımızın geleceği ne halde...

Kiraz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2010, 09:59   #4
Ağaçsever
 
Estergon80's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-05-2010
Şehir: Muğla
Mesajlar: 65
Galeri: 1
Gdo konusunda araştırma yaptım hazır mısır içeriğinde mısır şurubu vs olan ürünlerden kaçınıyorum ama şu pazarda satılan ve yediğimiz mısırdamı GDO'lu? Yani hiç mi mısır yememek lazım ben bunu anlayamadım. Hazır mısırlar tamam ama bütün mısır tohumlarını mı kaybettik?

Estergon80 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2010, 10:22   #5
Ağaç Dostu
 
Kiraz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-02-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,640
Galeri: 73
Kızım mısırı çok seviyor ama pazardan bile alamıyorum. Ticari olarak yetiştirilen mısırların tamamına yakını GDO'lu tohumdan diye biliyorum. Hala doğal tohum kullananlar var ama az, büyük şehirde bize ulaşır mı bilmiyorum (organikler hariç).

Hele son yıllarda özel arabalarda değişik markalar altında bardaklarda satılan,haşlanmış, ayıklanmış, margarinli mısırlardan kesinlikle uzak durmak lazım.

Kiraz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2010, 10:17   #6
Temiz Besin
 
Nergis's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 143
Galeri: 15
Yeşiller Partisi Tarım Çalışma Grubu’ndan Hakan Ozan Erzincanlı, patlamış mısır yapmak amaçlı satılan mısırların genetiği değiştirilmiş olduğu konusunda halkı uyardı. Ancak unutulan bir şey vardı...


GDO’lu gıdaların biz fark etmeden hayatımıza girmeye başladığı gerçeğine dikkat geçen Hakan Ozan Erzincanlı şunları söyledi:

“Süpermarketlerde bulunan patlatmalık tüm mısır paketlerinin üzerinde menşei Arjantin yazıyor. Biliyoruz ki Arjantin’in bitkisel üretiminin %75′i genetiği değiştirilmiş tohumlarla gerçekleşmekte ve mısır ekim alanlarının % 84’ünde genetiği değiştirilmiş tohumla üretim yapılmaktadır. Arjantin’ in GDO’suz olarak ürettiği % 16’ lık kısmı Türkiye’ ye gönderdiğini ummak saflık olur.

KALİTE İÇİN GENETİĞİYLE OYNANIYORMUŞ

TÜBİTAK’ta mısırların GDO’lu olduğuna dair analizlerin de yapılmış olduğuna dair iddialar var. Bu analizlere göre mısırların aynı büyüklük ve kalitede olabilmesi için genetiği ile oynanıyormuş. Ağustos ayında yayınlanan Resmi Gazete’ye göre 26 Eylül’den itibaren GDO’lu ürünleri etiketinden görmek ve istemiyorsak tüketmemek hakkımız var. Ancak şu anda marketlerde bulunan mısırlar bu geçiş sürecinde GDO’ lu olabiliyor.”
Özellikle çocukların severek yediği patlamış mısırların yatay gen transferi, GDO kökenli yiyecek alerjileri, GDO geliştirmede kullanılan işaret genleri ve antibiyotiklere direncin artması, GDO’ lardan elde edilen gıdalardaki toksin birikimi, GDO’ larda ve tüketicilerdeki metabolizma değişikleri gibi insan sağlığına olumsuz etkileri olmasının muhtemel olduğu bildiriliyor.

HANGİ MISIRLAR GDO'LU?


Söz konusu açıklama yerinde bir açıklama ancak GDO'Lu olan mısırlar sadece patlamış mısırlar değil. Piyadaki Mısırların yüzde 99'u GDO'ludur. Üstelik ülkemizde Amerika kıtasından ithal edilen mısırlardan mısır unu, musur şurubu, glikoz, früktuz gibi tatlantırıcılar ile mısırözü yağı elde edilmektedir. Yani tıpkı soya ve kanolada olduğu gibi özetle mısır içeren herşeyden zuak durmak gerekiyor.




http://www.gidahareketi.org/Patlamis...32-haberi.aspx

Nergis Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2010, 10:25   #7
Temiz Besin
 
Nergis's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 143
Galeri: 15
Türkiye önlem almazsa 2030’larda Türkiye’de kadının doğurganlığı sıfırlarlara kadar inecek Türkiye’de erkeklerinin spermleri tümüyle yok olmakla yüzyüze kalabilecektir.



Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer açıklamasında şu görüşleri dile getirdi: “Genetiği değiştirilmiş tohum üreticileri, ithalatçıları ve satıcıları Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği (Türkted) çatısı altında örgütlenmiş bulunuyorlar.

Üyeleri İstanbul, Antalya, Adana, İzmir ve Konya gibi tarım ve sahil şehirlerinde faaliyet gösterdikleri halde bu derneğin 1991’de Ankara’da kurulmuş olması çok önemli bir ayrıntıdır.

Çünkü Ankara, ülke yöneticilerini genetiği değiştirilmiş sağlıksız kısır tohumlara yöneltmek için yapılacak lobicilik için en uygun adrestir.
Bu derneğin üyeleri ve yönetiminde dünya çapında adları “şeytani şirkete” çıkmış olan ABD'li ve İsrailli dünya tohum devlerinin de bulunması oldukça düşündürücüdür.

Abd’li Monsanto’nun yanısırı yine ABD’li Pioneer, İsrailli Hazera, Şilili SQM, Alman KWS, Güney Kıbrıs’tan AMC/AGRIMATCO, Cheetos, Lay’s, Ruffles, Doritos, Rocco, Al a Turca gibi cips markaları ile tanıdığımız Abd’li PepciCola’ya ait Fritolay, Fransalı Limagrain, Yunanlı Golden Westseeds, İsviçreli Syngenta gibi birçok yabancı tohum tekeli ile benzer yerli tohum pazarlamacıları ortak bir amaç için bir araya gelmişler ve bu amaç; Türkiye’yi ve Türk tohumunu kurtarmakmış(!)

Gerçeği toplumun anlayacağı bir dille özetlersek amaç; Türk florasını ve tohumunu genetiğini değiştirerek kendi adlarına tescil etmektir.
Gerçek amaç; mısır, soya, kanola, ayçiçeği, buğday, pamuk, domates, hıyar, biber, fasulye, bezelye, patlıcan, kabak, kavun, karpuz, ıspanak gibi insan ve insanlık için vazgeçilmez ortak mirası, mülkiyetlerine geçirmek.
Küresel kuraklık masalıyla zihinleri kirletilen insanlık şimdi “susuz tohum” masalıyla pazarlanan iğdiş edilmiş, kısırlaştırılmış ebter tohumlarla kıyamet öncesi “gıda kıyameti” ile karşı karşıyadır.

Susuz bir yaşam mümkünmüş gibi susuz toprakta yetiştiği iddiasıyla çiftçisiyle, akademisyeniyle, siyasetçisiyle, satıcısıyla, teknik elemanıyla ve tüketicisiyle bir ülke topyekûn aldatılmakta ve geri dönüşü imkânsız bir musibete sürüklenmekte.

Geliyorum diyen belânın tacirleri, “Dünyada birçok ülke GDO’lardan yüksek gelir elde ediyor. Türkiye’de ise düşünmeden, insan sağlığını olumsuz etkiliyor diye karşı çıkılıyor. Biz, bir zamanlar matbaaya da karşı çıkmıştık. Türkiye’de bir an önce bu konuda altyapı hazırlanmalı” şeklindeki gerçek dışı beyanlarla halen her 100 kişiden 25’nin kısırlaştırıldığı ülkemizin çok yakın gelecekte hemen herkesin kısırlaştırıldığı bir toplum olması için çalıştığının farkındalar mı acaba?
GDO savunucuları GDO’lu ürünlerin “kanıtlanmış bir olumsuz etkisi yok” iddiasındalar. Hâlbuki farelerde yapılan deneylerde her nesilde artan ve 4. nesilde yüzde yüz kısırlaşma etkisi yaptığı ispatlanmıştır. Tohum mirasına konmaya çalışan GDO’lu hibrit tohumu üreticisi firmalar ve dernekleri mâdemki bu kadar iddialılar, o halde patron ve yöneticileri gönüllü denek olsunlar ve laboratuarlarda kendilerinde deneyler yapılsın. Şayet zararsızsa bizde kendilerini destekleyelim. Ya da ebediyete kadar sussunlar.

Çok iyi bilinmelidir ki Türkiye önlem almazsa 2030’larda Türkiye’de kadının doğurganlığı sıfırlarlara kadar inecek Türkiye’de erkeklerinin spermleri tümüyle yok olmakla yüzyüze kalabilecektir. Bunun sorumlusu ebter horum üreticileri kadar buna izin veren siyasetçiler ile gerçeği toplumdan gizleyen bilim çevreleri olacaktır.”

http://www.gidahareketi.org/Turkiye-...74-haberi.aspx

Nergis Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2010, 22:58   #8
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Sperm öldürücü mısır,
kadın doğurganlığını azaltan gıdalar fikri hiç fena değilmiş doğrusu.
))
İnsan milleti Dünya'ya kazık çakacığını falan mı sanıyor...
Bu dünya üzerinde insandan önce Milyonlarca yıl insandan başka canlıların yaşadığı gibi insandan sonra da başka canlıların yaşacağı fikrini neden kabul etmezler...
Bir gün yok olacağız...

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:55.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024