agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 18-12-2009, 12:33   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-12-2009
Şehir: Antalya
Mesajlar: 22
Havran Barajı, İnboğazı Mağarası ve Yarasalar

Geçen hafta Ankara'dan Antalya'ya gelirken yolda okumak için birşeyler almıştım yanıma. Gündüz seferiyle ve tek başıma seyahat edeceğim için olmazsa olmazdı bu birşeyler okuma gerekliliği. Bir kitap, bir dergi ve otobüste dağıtılan gazete yeterliydi aslında ancak, seyahat ettiğim otobüs şirketinin "Yolculuk" adında dergisinin olduğunu görünce ön cepte, onunla başlamaya karar verdim. Gerçekten emek edilmiş ve içinde okunası birçok şeyin olduğu bir dergi olduğunu anladım yaprakları çevirdikçe ve okuduğum bazı yazılardan küçük notlar aldım siteye koyabilmek için. Daha sonra yanıma aldığım Atlas dergisinde de aynı konunun işlendiğini görünce kesinlikle yazmam gerekli dedim kendi kendime.

Balıkesir'in Havran İlçesi'nde açılmasına az süre kalan Havran Barajı sınırları içinde kalan İnboğazı Mağarası'nın çoğumuzun bilmediği önemli bir sakini varmış: Yarasalar. Öyle mahallelerde ya da çatı aralarında gördüğümüz gibi değil; Türkiye'nin en büyük ikinci kolonisini oluşturan, 10 değişik türden yaklaşık 20.000 yarasadan bahsediliyor burada...

Habere konu olan olay ise Havran Barjı'nın sularla dolmasının ardından İnboğazı Mağarası da sular altında kalacak, mağara sakini yarasalar için inşa edilen yeni yapay mağaranın durumu, yarasaların akıbeti ve taşıma işinin tekniğine uygun olup olmadığı hususundaki fikir ayrılıkları.

Hani olaylara dar pencereden bakmaya alışkınlığımızla "aman canım yarasaysa yarasa, sudan daha mı önemli..." gibi sözlerin söylenmiş olduğuna hiç şüphe etmeden, bir yarasanın çevresine ne gibi yararı olabileceğini düşündüm. Bilgilerim ve tahminim beni yanıltmadı ve yine halen "tarım ülkesi" olma özelliğini kaybetmemeye çalışan canım yurdumun canım tarımcılarının (çiftçi, kabzımal, müsteşar, ekonomist, akademisyen...) umursamazlığı da şaşırtmadı.

Efendim bildiğiniz gibi Balıkesir ülkemiz zeytin üreticiliğinin öncü yörelerinden. Yine okuduklarımdan edindiğim bilgilere göre bu koloni, bir gecede, aralarında zeytin zararlılarının da bulunduğu 50 ila 100 kg arası böcek yiyerek çiftçinin en büyük yardımcılarından birisiymiş.

İki dergideki, iki tarafın (DSİ ve bazı Akademisyenler) değerlendirmeleri ve anlattıklarıysa konuyle ilgili tam ve net bir sonuç çıkarılmasını zorlaştırıyor. DSİ yetkilileri yarasaların taşınması için mevsimsel, çevresel ve ekosistemsel çalışmaların başlatıldığını, yapay mağaraya yarasa gübresi yerleştirildiğini vurguluyor. Yarasaların kış uykularına yatmalarından, beslenme alışkalıkları ve üreme zamanı gibi nedenlerden dolayı zaman sorunu olduğunu yadsımıyor.

Diğer taraf ise yapay mağarada araştırma yapmak istedikleri halde kendilerinin geri çevrildiğini, yapay mağarada yarasaların yaşam koşullarını oluşturulmadığını ve İnboğazı Mağarası'ndan tam kış uykusu öncesi, yanlış bir zamanda kovalandıklarını ve bunun nüfusta kayıplara neden olacağını vurguluyor.

Konuyu bilgili ve yetkin insanların yorumlarına bırakmadan önce, aklıma takılan sorulara gelelim. Çiftçimiz yabani hayvanların ürünlerine olan yararı veya zararı hakkında ne kadar bilgililerdir ve bu konuda eğitim çalışmaları yürütülmektedi midir? Bu yarasaların zeytin üretimine doğrudan ya da dolaylı faydaları acaba bilimsel bir şekilde araştırıldı mı, ölçüldü mü, eğer araştırıldıysa bilimsel platformlarda yayımlandı mı; en önemlisi de çiftçiye anlatıldı mı?.. Ülkemizde yönetim erki, sadece tarım değil, diğer bütün siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik alanlarda akademisyen, ekonomist, sosyolog, işçi, çiftçi tüccar ve bunların temsilcileri, odalarıyla; ne zaman kollektif bir çalışma yürütebileceklerdir? Bu ilerde bir gün gerçekleşecek mi, yoksa çoğu konuda olduğu gibi hep ihtilaflarla ve çatışmalarla, ben bilirim, ben yaptım oldu diye mi geçecek.

Sorular uzar gider... Ama son olarak o yöre üreticilerinin de fikirlerini ve yaklaşımlarını almak isterim (özellikle de Havran Barajı'nın çiftçiye ve ekonomiye sağlayacağı katkılar konusunda).

2 tane dergide konuyu okumakla ahkam kesiyormuş gibi görünmek de istemem =] Sade vatandaş olarak bilgilerinize sunmak istedim.

Saygılar, sevgiler...

Eklenen Resimler
 
Buladan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-02-2010, 11:37   #2
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. Buladan,

Bu konu yıllardır dillerde, Yarasaların çiftçimize faydalı olduğu da kesin. Havran Barajı nedeniyle su altında kalacak mağaralarının yerine, biraz yukarıya büyükçe suni bir mağara yapıldı. umarım işe yarar.

Yarasaları ben de severim hatta bazen evimin içine kadar gelip giren iki yarasam var diyebilirim. Yüksek tavanın ulaşamadığım yerinde tutunan örümcekleri yiyerek bana yardımcı oluyorlar. Yazın herkesin başına bela olan sivrisinekler benim bahçeme gelemiyorlar. Herhalde Yarasaların da bu işte rolü vardır .

Sadece Yarasalar değil, Puhu kuşu ve Baykuşlar da bu bölgede çok. Ama köylü vatandaşlarımız, uğursuzluk getiriyor bahanesiyle bu hayvanları bilinçsiz bir şekilde yok ediyorlar. Konuyla kimse ilgilenmediğinden yazmak ihtiyacı hissettim

Saygılar


Düzenleyen Oğuz Karsan : 27-04-2010 saat 17:23 Neden: Eksik çıkan harfler eklendi.
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-02-2010, 12:34   #3
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-12-2009
Şehir: Antalya
Mesajlar: 22
Sayın Oğuz Karsan,

Teşekkür ederim, yanıtınız için. Sanırım pek merak uyandıran bir konu olmadığındandır yanıtlanmayışı...

Bu haberi sizlere aktarmamdaki amaç, aslında "neyi, ne kadar biliyoruz" gibi içsel bir soruydu bi yerde. Havran bölgesinde yaşamıyorum, zeytin de üretmiyorum, barajdan direk yararlanacak da değilim... Ama burada yaşayan, üreten kişilerden en azından bir görüş almak istediğimdendir, haberi paylaşma sebebim.

Köyü bilirim, köy yaşamını da, insanlarını da... Kendi akrabalarımdan hâlâ onlarcası şehir merkezine yarım saat mesafede olan köyümde yaşıyorlar, üretiyorlar... Bir köylü için bir yarasanın, ya da baykuşun ölmesinin pek bir anlamı olmadığını da bilirim, onlar için bunun kaygı verici birşey olmadığını da... Çünkü habersizdir, çünkü anlatılmamıştır, çünkü öyle inanmıştır (baykuşun uğursuz olduğu inancı gibi) çünkü kimse söylememiştir ona şu elindeki teksaçma ile vurduğun kuş, meyvelerine dadanan böcekleri yiyor diye; veya söylemesini becerememiştir. Kışın sobasında yakmak için kestiği ağacın, tarla yapabilmek için yok ettiği ormanın 20 sene sonra kendisini nasıl etkileyeceğini tahmin edemiyor. Çünkü hayatta kalmaya çalışıyor aslında, mücadelesinde bir kentli gibi kaygıları olmaması çok doğal. Çoğumuzun malesef içinde bulunduğu ruh haliyle "günü kurtarmaya" çalışıyor çünkü. Bunları yapanlar ise azınlıkta kalıyor şehirlerde... Yani köyünü, doğayı bırakıyor kendi kaderiyle. Oysa ki bilinçlenenler koruyor, satmıyor, peşkeş çekmiyor, üretiyor, vermiyor toprağını, ormanını betona çevirecek olanlara...

Bizler modern hayatın çarkları arasında çırpınıyoruz. Kendime de pay çıkarıp suçumu kabul etmeliyim. Tepkisiz, ilgisiz, eylemsiz oturduğum için... Suçu paylaşmalıyım; ormanlarımız, topraklarımız satılırken, yurtdışından gıda ve et ithal edecek noktalara gelene kadar, en azından sormadığım için...

Saygı ve sevgilerle

Buladan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-06-2010, 10:16   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Sn Buladan bu önemli konuda başlık açtığınız için öncelikle teşekkürler. Ben de bu olayı ilk duyduğumda cinlerim tepeme çıkmıştı. Günaşırı, ülkenin herhangi bir yerinde benzer bir ekolojik kıyıma izin verildiğini hatta bizzat devlet tarafından bu cinayetlerin işlendiğini görüyoruz. Birkaç ay önce yarasaların ortadan kaybolduğuyla ilgili bir haber okumuştum. Haber linkini veriyorum. bugün yeniden araştırdığımda yarasaların yeniden ortaya çıktığı, yapay mağarada DSİ tarafından görüntülendiğine dair yeni bir haber okudum. Ama çok acı bir durum var. Sadece 2000 yarasa tespit edilmiş. '0 bin yarasadan 2 bin tanesi kalmış. Geriye kalan binlerce yarasa nerde peki?

Yarım insan ömründeki barajlar için milyonlarca dönümlük doğal alanlar yok edilmeye, habitatlar bozulmaya, canlı türleri yok edilmeye, petrolden daha değerli olan verimli tarım alanları, ormanlar yok edilmeye devam edecek. Bu barajların yapımında harcanan petrolü, çimentoyu, demiri, toprağı vs. ve bunların elde edilmesi için yaratılan doğal kirliği de düşünürsek iliğimize kadar alınan vergilerin nasıl hunharca harcandığını belki anlamış oluruz.

Baraj yapımları için yok edilen, doğal sit alanlarını, antik yerleşimleri görseniz içiniz acır. Zeugma gibi Dünya harikası bir antik kenti suya gömdüler. Şimdi sırada Hasankeyf var. Munzur' da ise baraja gömülmek istenen sadece doğal alanlar değil, orada yüzlerce yıldır yaşayan Alevi kültürü de bundan payını alacak.

Geçen gece apartman bahçemizin üzerinde dolanan yarasayı görünce nasıl sevindim anlatamam. Bu başlığı yeniden hatırlamamı sağladı.

Kaybolan yarasaların haberi:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=97

Yeniden fotoğraflanan yarasalar:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=97

Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-03-2011, 18:42   #5
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-12-2009
Şehir: Antalya
Mesajlar: 22
Sn. Kedi Tırnağı,

Öncelikle tüm agaclar.net ailesinden uzun zamandır foruma katılamamayışımdan dolayı özür dilemek istiyorum.

Ardından açtığım, bu "gereksiz görünen" konuya ilgi gösterip yazdığınız için size de teşekkürlerimi sunuyorum.

Hani, belki bunca zaman sonra, o bölge insanlarından bir üyemiz konuyla alakadar olup, şu-bu şekilde değişimler oldu diye bizi bilgilendirir umuduyla ve tekrardan insanların görebilmesi umuduyla bunları yazıp; bir haber alabilme heyecanıyla tekrardan gündeme getirmek istedim konuyu..

Gerçi ülkemizin gündemi hızla ve hedefsizce çalkalanırken bu konunun ne kadar önem arz ettiği tartışma konusu olabilecekse de, yine de yazmak istedim..

Sevgi ve saygılarımla...

Buladan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:19.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024