agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 11-08-2008, 17:57   #1
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Hiç merak ettiniz mi? Acaba elinizdeki tapu geçersiz mi?

Merhaba,

Başına gelmeden anlayamadığımız şeyler vardır ya, işte bu onlardan.

Mesela elinizdeki tapuya rağmen bir gün orman idaresi size burası daha önce ormandı diye dava açabilir mi?

Evet açabiliyormuş. Çünkü Yargıtay kararları diye bir güç onlara istediklerini veya yaptıkları yanlışları düzeltme imkanı veriyor. Şimdi dikkat edin orman iddiası ile açılacak davalarda zamanaşımı da yok. Evet şaşırmayın YOK.

Yani diyelim onbeş yıl önce hatta 20 yıl önce bir yer aldınız. Tapusu ,herşeyi var. Bir gün orman idaresi burası 1950 lerde ormanmış diyerek dava açabiliyor.
Böyle şey olmaz demeyin olur. Yargıtay kararları böyle bir uygulamaya izin veriyor.

Peki ben de yargıtaydaki o kocaman hakimlerimize vatandaş olarak soruyorum. Bu ne biçim insaf ? Bu ne biçim karar?

1950 lerde zaten her yer orman değilmiydi. Hatta şu an sizin oturduğunuz binalar evleriniz arabalarınızı parkettiğiniz alanlar. Vs.

Peki ikinci bir soru. Aşağıdaki Yargıtay Kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1, maddesine aykırı değil mi?

Alıntı:
Yargıtay 20, Hukuk dairesi 12,07,1993 gün ve 1992/11625 esas 1993/6200 karar sayılı içtihatında "Kesinleşmiş tahdit sınırları dışında kalmış olsa dahi,eylemli durumda orman niteliğini koruması halinde taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinin kabulu gerekir."
demiş.

Bu karara dayanarak işlerini zamanında gerektiği gibi yapmayan ormancılar, kaç yıl geçerse geçsin ve tapulu olsun olmasın, her yere dava açabiliyorlar.

Bu kanunlara aykırı değil mi? Evet aykırı. Peki neden düzeltme gereği duyulmuyor da, bir sürü dava açılmasına meydan verilip insanlar mağdur ediliyor?

Yanlış ve haksız kararlar yüzünden İlla birileri gidip ülkesi aleyhine dava açıp kazansın diye mi ? Kaldı ki birkaç dava açılıp kazanılmış kararınızı düzeltmek için daha neyi bekliyorsunuz ?

Saygılar


Düzenleyen Oğuz Karsan : 05-01-2009 saat 13:01
Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-08-2008, 12:39   #2
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Yıllar önce ilçemiz planlanırken çıkan bir yasayla, ilçe merkezi ve bir köyün arasında kalan babadan kalma tapulu arazisine hazine tarafından dava açılan bir yakınım, bu alanın tarım arazisi olduğunu kanıtlayıp davayı kazandı.
Benin anneanem,12 dönüm tapulu tarlasının yanında bulunan,
50 dönüm tarlası olan, ilçenin yarısına sahip bir zenginin,
anneannemin tarlasını dava ederek kendi tarlası olduğunu iddia etmesine rağmen tarlanın kendine ait olduğunu ispatlayabildi.
Bu verdiğim iki örnek, biri bir garibanın devlete karşı,diğeri bir garibanın zengine karşı haklılığını yargı yoluyla ispatladığının canlı kanıtı...

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-09-2008, 18:41   #3
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba,

Sn eskimo örnekleriniz çok iç açıcı.

Ancak ülkemizin birçok kurumunda olduğu gibi, Adalet ve hukuk sistemimizde de bazı işlemeyen noktalar var. Bunu zaten kimse inkar etmiyor.

Ancak düzeltme vaadi ile her başa gelen parti önce hukuku eline alıp düzeltme yapma bahanesiyle hükmetmek istiyor. Ve başarılı da oluyor. Bu günlerde basından örneklerini çok sık izleyebiliyoruz.

Benim esas merak ettiğim, birçok konuda Amerika, İngiltere, Almanya, Belçika ve diğer gelişmiş ülkeleri yakalamışken, bir ülkenin gelişebilmesi ve varlığını sürdürebilmesi için en hayati unsurlardan biri olan hukuk ve eğitim de neden ortaçağı yaşıyoruz? Bunun sebebi nedir?

Hızla gelişen dünyayı yakalamakta ve anlamak için gerekli olan hukuk ve eğitim sisteminde değişim ne zaman yapılacak?

Birkaç münferit olay dışında halkın hukuğumuz ve adaletimize güveni kalmamıştır. Her ne kadar siyasilerimiz ve hukuğu kullanarak işlerini yürütenler, her sıkıştıklarında hukuğun üstünlüğüne güvenimiz tamdır deseler de, kendi menfaatlerine dokunulduğunda ne adalet ne hukuğu tanımamaktadırlar.

Hukuk sistemimiz insanı değil, önce devleti korumaya yönelik yapılandırılmış olduğundan, devlet kademelerine oturabilenler sanki hukuk üstü olmakta ve dokunulmazlıklarını sürdürebilmektedirler. Bu güne kadar makamlarında yaptıkları yanlışlıklardan dolayı yargılanabilen ve ceza alanların sayısı bu koruma zırhından dolayı yok denecek kadar azdır.

İşinizi yanlış yaptığından dolayı bir müdürü, müsteşarı vb. gibi birini şikayet etseniz bile 4483 sayılı memurlar ve diğer kamu görevlerinin yargılanması hakkındaki kanunda belirtilen safhaları geçip, işini yapmayan veya yanlış yapan görevliyi yargılatmak siyasi gücü ve parası olanlar dışında neredeyse imkansızdır.

Her kurum veya amir memurunu koruma ve kollama görevi üstlendiğinden yazışmalar ve soruşturmalar usulen yapılan işler haline gelir. Ve asla netice alamazsınız yaptığı yapanın yanına kar kalır. Birçok memurun yaptıkları işi savsaklamaları, adam kayırmaları, kanunların uygulanmasını engellemeleri ve küstahlaşmaları bu yüzdendir.

Hantal, adalet dağıtabilmekten uzak, ayrıca, dağıtılan adaletin geç ve pahalı olmasından dolayı hakların kaybolduğu bu karışık ve anlaşılmaz hukuk düzeninde vatandaşımızın büyük bir bölümünün hak aramaktan vazgeçtiği de bilinen bir gerçektir. Bu gerçeğe rağmen mahkemelerimiz talebe cevap vermekten çok uzaktır. Hele işi yargıtaya düşenler bazen davanın konusunu bile unutmaktadırlar.

İnsan devlet çekişmesinin en çok yaşandığı alan olan Tapu dairelerinde ve ormanlarımızda da kesin bir devlet baskısı sürmektedir. İstatistikler de bunu doğrulamaktadır.

Kendi verdiği tapuya geçersiz birkağıt muamelesi yapar hale gelen devlet, gelişen dünya düzeninde insana ve haklarına saygı ve insani hakların dağıtımınını yapamamasından ötürü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde en çok ceza kesilen ülkelerden olmamıza sebep olmaktadır.


Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2008, 20:07   #4
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı.

Merhaba,

Bir alıntı.

TAPULARI ORMANDIR DİYE İPTAL EDİLENLERE MÜJDE!
Köktepe Türkiye’ye karşı (Başvuru no: 35785/03)
Strazburg, 22.07.2008

Sicil Memuru Basın Duyurusu
YARGI DAİRESİ
Strazburg, 12.07.2008

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bugün Köktepe-Türkiye davası ile ilgili kararını yazılı olarak açıkladı. (Başvuru no: 35785/03)
Mahkeme beşe iki oyla olayda müracaat sahibine ait alanın kamu alanı sayılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1.maddenin 1nci fıkrasının ihlali olduğuna karar verdi.

Mahkeme Sözleşmenin 41. maddesinin uygulanması konusu hakkında bir karara varılmaya hazır olunmadığını belirtti. (Kararın yalnızca Fransızcası mevcuttur.)

1.Temel Olgular
Halil İbrahim Köktepe 1955’te doğmuş ve Çanakkale (Türkiye) ‘de yaşayan bir Türk vatandaşıdır.

1953’te Hazine, Çanakkale’de bir bölüm kamu arsasını özel kişiye satmıştır. 26 Temmuz 1993’te müracaat sahibi Arazi Kayıtları Genel Müdürlüğünce çıkarılan belge ile araziyi üstüne tahsis etmiştir. Bu arada Ağustos 1990’da Orman Komisyonu kamu orman alanını belirlemiştir ve söz konusu arazinin bir bölümün de bu sınırların içinde yer aldığı açıklanmıştır.

17 Ağustos 1996’da müracaat sahibi Çanakkale Bölge Mahkemesine kamu orman alanının yeniden sınırlandırılması konusunda yargı denetimine başvurdu.
Nisan 1998’de yayınlanan uzman raporu söz konusu arazinin kamu orman alanı içinde bulunmadığını göstermektedir. Haziran 2000’de başka bir grup uzman tarafından hazırlanan yeni rapor söz konusu arazinin bir kısmının kamu orman alanı içinde bulunduğu sonucuna varmıştır.

Bölge Mahkemesinin 16 Kasım 2000’deki kararında Bölge Mahkemesi diğer benzer davalarda alınan kararlar ve ikinci rapordaki bulgular ışığında müracaat sahibini başvurusunu iptal etti. Temyiz Mahkemesine yapılan itiraz ve mahkeme kararını düzeltme için yapılan başvuru talebi de iptal edildi.
Müracaat sahibi, Aralık 2005’te kendisine verilen bir yıl üç aylık hapis cezasının ertelendiğine dair iki kez tebligat almıştır. Bu tebligatların ilki izin almaksızın arazinin temizlenmesi ile ilgiliyken ikincisi de bu temizlenmiş arazinin üzerinde buğday üretiminin yapılması ile ilgidir.

Ayrıca, Eylül 2007’de Orman Bakanlığı, müracaat sahibinin söz konusu olan araziyle ilgili ve işbu arazinin Hazine mülkü olarak kaydedilmesi ile ilgili olan davasının iptali üzerine harekete geçme kararı almıştır. Bakanlığın geçersiz yasalarla ilgili talebini göz önüne alarak, Türk mahkemeleri arazinin üçüncü bir kişiye devredilmesini önlemek amacıyla Arazi Kayıtları’nı düzenlemiştir. Konu ile ilgili işlemler halen beklemektedir.

2.Prosedür ve Mahkemenin Hazırlanması
Başvuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 17 Ekim 2003 tarihinde yapıldı. Halka açık oturum 22 Nisan 2008’de Strasburg’da İnsan Hakları Binasında gerçekleştirildi.
Karar aşağıda adı gecen yedi yargıçtan oluşan komitece verilmiştir:
Françoise Tulkens (Belçikalı), Başkan
Anotella Mularoni (San Marinalı)
Vladimiro Zagrebelsky (Italyalı)
Danute Jociene (Litvanyalı)
Dragoljub Popovic (Sırp)
Ireneu Cabral Barreto (Portekizli)
Rıza Türkmen (Türk)
3. Kararın Özeti

Şikâyetler

1. maddenin 1. fıkrasına (mülkiyetin korunması) dayanarak müracaat sahibi kendi arazisinin karşılığında her hangi bir ödeme yapılmadan kamu orman alanı ilan edilmesinden şikâyetçidir.

Mahkeme Kararı

Madde 1 Fıkra 1
Mahkeme, ilgili makamların tartışmalı arazinin kamu ormanı olduğu yönünde adli karara vardığını göz önünde bulundurmuştur. Müracaat sahibinin malının elinden alınmaya çalışılması kamu çıkarları adına doğal ve orman alanının korunması sebebiyledir.

Mahkemenin görüşüne göre çevrenin korunmasıyla ilgili endişeler ki özellikle bu konu hakkında bir mevzuat mevcut ise, ekonomik zorunluluklardan ve hatta bir takım temel haklardan (mülkiyet hakkı gibi) sonra gelemez.

Mahkeme, müracaat sahibinin tartışmasız olarak zamanında da tarım arazisi olarak tasnif edilmiş olan tartışmalı araziyi edinirken, herhangi bir itimatsızlıkta bulunduğuna dair kanıt olmadığını not etmiştir. Ayrıca Mahkeme şuna da işaret etmektedir ki, Köktepe’nin elinde geçerli bir mal senedi mevcuttur.
Ayrıca, Müracaat sahibi tarım arazisini satın aldığı ve mal senedi olduğu halde, toprağı işleme, biçme ve arazi üzerinde herhangi bir işlem yapabilmesi olanaksızdır. Bu sebeple araziyi kullanma olasılığı yoktur. Sonuç olarak arazinin kamu orman alanı olarak tasnif edilmesi müracaat sahibini mülkiyet hakkından doğan varlıklarından mahrum etmektedir.
Mahkeme, özellikle, sınırlandırmanın sabit doğası, durumun çözümü için dâhili bir kanuni çözüm olmadığını, müracaat sahibinin mülkiyet hakkından tam olarak faydalanabilmesinin zayıflatıldığını ve zarar tazminin olmadığını belirtmiştir.
Dolayısı ile Mahkeme, müracaat sahibinin genel çıkarların gereksinimleri ve mallarından barış içinde faydalanabilme hakkının korunması arasında adil dengeyi bozan bireysel ve ölçüsüz bir yüke tahammül etmekte olduğunu göz önünde bulundurmaktadır. Ayrıca Türk Hükümeti zarar tazmininin noksanlığını haklı çıkarabilmek için kabul edilebilir şartları delil olarak iktibas edememiştir.
Bu sebepten dolayı, Madde 1, Protokol no.1 ihlali gerçekleşmiştir.
Yargıç Cabral Baretto ve Türmen muhalif görüşlerini beyan etmişlerdir. Görüşler karara eklenmiştir.
Mahkeme kararına şu internet sitesinden ulaşılabilir. (http://www.echr.coe.int)
Basın İrtibatları
Adrien Meyer (tel: 00 33 (0)3 88 41 33 37)
Tracey Turner-Tretz (tel: 00 33 (0)3 88 41 35 30)
Sania Ivedi (tel:00 33 (0) 90 21 59 45)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 1959’da 1950’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi üzerine çıkan anlaşmazlığı aşmak üzere Avrupa Konseyi Üye Devletleri tarafından Strasburg’da kuruldu.

Herhalde orman müdürlükleri daha dikkatli dava açarlar. Hakimler de daha dikkatli karar verirler.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:45.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024