agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 02-02-2009, 10:49   #1
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
5831 SAYILI KANUN SONRASI ORMANLARIMIZ ve 2B SORUNUNDA GELİNEN NOKTA

TEMA Vakfı Duyurusu

5831 SAYILI KANUN SONRASI ORMANLARIMIZ ve 2B SORUNUNDA GELİNEN NOKTA


1. 5831 Sayılı Tapu Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15.01.2009 tarihinde TBMM'de kabul edilmiş ve 26.01.2009 tarihinde de Cumhurbaşkanı'nca onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Toplam 11 maddeden oluşan bu kanunun uygulama ile ilgili iki maddesi çıkartıldığında geriye kalan dokuz maddenin sadece bir maddesi Tapu Kanunu ile ilgili olup, diğerleri ise dört madde ile Orman Kanunu ve ikişer madde ile de Kadastro ve Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemelerdir. Görülmektedir ki aslında bu; Orman Kanunu ve Kadastro Kanununda yapılan bir düzenleme olup Kanunun adı ile içerik ve amacı birbiriyle uyumlu değildir. Bu husus, kanun yapma (kodifikasyon) sistemine uygun değildir. Doğrusu Kanunun amacının adında yer almasıdır. Kanuna yöneltilecek şekli, ama ilk eleştiri budur.

2. Kanunun 2. maddesinde yer alan, 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesine yapılan; "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonunca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır." eklemesi kesinlikle Orman Kanununa ve Anayasanın 169. maddesine uygun değildir. Bu düzenleme ile fiilen Orman Kadastro Komisyonları işlevsiz hale getirilmekte, ormanların; uzmanlığı orman olmayan kişilerce belirlenmesine yol açılarak orman varlığının azalmasına sebep olabilecektir.

3. 5831 Sayılı Kanunun 3. maddesi ile Orman Kanununun 9. maddesine;
"3402 sayılı Kadastro Kanununa göre kadastrosuna başlanan çalışma alanlarında evvelce kesinleşmiş olan orman haritalarının kontrolü sonucunda tespit edilecek hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü hataları 3402 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre oluşan kadastro ekibince düzeltilir. Diğer vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan aplikasyon, ölçü ve çizimden kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hatalar ise kadastro müdürlüğünce mahalli orman kuruluşuna bildirilir. Bildirim tarihinden itibaren onbeş günlük süre içerisinde orman kadastro komisyonu görevlendirilir." şeklinde yapılan düzenleme ile orman kadastrosundaki muhtelif hataların düzeltilmesi hedeflenmiştir.

Burada iki tarafı keskin bir kılıç vardır. Bu kılıcın ormanlar lehine mi, yoksa aleyhine mi işleyeceği belirsizdir. Özellikle bu eklenen maddenin birinci cümlesi kesinlemiş orman haritalarındaki yüzölçümü hatalarının düzeltilmesini kadastro komisyonlarına bırakması oldukça risklidir. Bu tip yanlışlıkların düzeltilmesi mutlaka orman kadastro komisyonları tarafından yapılmalıdır. Çünkü mutlaka uzmanlığın gerekeceği bir düzeltmedir.

4. Orman Kanunun 45. maddesinde yapılan değişiklikle eskiden orman kadastro komisyonlarının yapmış olduğu kadastro çalışması bundan böyle genel kadastro ekiplerince yapılacaktır. Ayrıca benzer şekilde Kanunun 9. maddesinde yapılan bir düzenleme ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa Geçici 7. madde eklenerek orman kadastro komisyonlarınca başlanılmış orman kadastrosu faaliyetlerinin tamamlatılması görevi de yine genel kadastro komisyonlarına bırakılmaktadır. Bu, yukarıda 2. maddede açıkladığımız gibi orman kadastrosunun bütünüyle etkisizleştirilmesi ve işlevsizleştirilmesi sonucunu doğuracaktır. Elbette ki bunun ormanların lehine olduğunu söylemek mümkün değildir.

5.
5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 1. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:

"6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir."

Bu madde içerisinde geçen "fiili kullanım durumunda olanlar" hepimizin bildiği gibi "orman işgalcileri"dir. Orman Kanununa göre işgal bir suçtur. Suç işlemiş kişileri kadastro tutanağının beyanlar hanesine yazmak, suç işleyen kişileri hem ödüllendirmek, hem suç vasfını ortadan kaldırmak ve hem de yeni suçları teşvik etmekten başka bir işe yaraması düşünülemez. Bu madde açıkça orman varlığını azaltıcı nitelikte olduğundan Anayasanın 169. maddesine aykırıdır.

6.
5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 2. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:
"Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz."
Orman hukukunda kadastrosu yapılmış yerlerde ikinci kadastro men edilmiştir. Bu Kanun ile, yine bu Kanun gereği yapılacak olan uygulamanın ikinci kez kadastro çalışması sayılmayacağı şeklinde bir kanun hükmü oluşturulması, kişiye veya belli bir zümreye mahsus yasal düzenleme oluşturmak anlamındadır. Bu, Anayasamızın 2. maddesindeki "Hukuk Devleti" ve 10. maddesindeki "kanun önünde eşitlik" ilkesine açıkça aykırıdır.

7.
5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 4. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:

"Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. Bu işlemler sırasında, orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hatalar, yukarıdaki üçüncü fıkrada belirtilen usul ve esaslara göre düzeltilir."

Burada 5. maddede açıkladığımız hususlardan kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine fiili kullanıcıların adının yazılması hukuksuzluğu bir adım öteye daha taşınarak fiili kullanım durumlarına göre "ifraz ve/veya tevhit" de yapılabileceği düzenlenmiştir. Bu, fiili işgalcilerin işgal ettikleri alanları tapu parseline çevirme işlemidir. Yine 5. maddede açıkladığımız gibi orman varlığını azaltıcı mahiyetteki değişiklik kesinlikle Anayasanın 169. maddesine aykırıdır. Bu fıkrada orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hataların da bu esaslara göre düzeltileceği hükme bağlanmıştır. Aynı gerekçeyle bu düzenleme de Anayasaya aykırıdır. Üstelik bu işlemler daha önceki tescil durumları hiçe sayılarak yapılacaktır. Devlet dediğimiz varlığın temel işlevlerinden birisi olan tapu sisteminin ve güvencesinin bu hükümle tartışılır hale getirilmesi son derece sakıncalıdır.

8. 5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 5. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:

"Bu madde kapsamındaki kadastro, ifraz ve tescil işlemleri, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın yapılır."

Görüleceği üzere kadastro, ifraz ve tescil işlemlerinde İmar hukuku ve toprak koruma hukukunun geçersiz kılınması, açıkça yapılan bu düzenlemelerin plan hukukunun dışında tutulması demektir. Bu madde; bir yönüyle toprak mülkiyetini düzenleyen 44. ve tarım ve mera hukukunu düzenleyen 45. maddesine aykırılık teşkil ederken, diğer yandan da Anayasamızın planlama ile ilgili 166. maddesine aykırıdır.

Sonuç olarak; 5831 sayılı Kanun 2B olarak tanınan sözde orman vasfını kaybetmiş, gerçekte ise kaybettirilmiş ama hala orman hukuku ve rejimi altında olan orman arazilerinin satışını kolaylaştırmak için yapılmış bir düzenlemedir. Elbette bu Kanun bir satış kanunu değildir, ama arkasından gelecek ve açıkça Anayasaya aykırı olarak satışı içerecek olan Kanunun uygulamasına zaman ve imkan kazandırmak için çıkartılmıştır.

Bu Kanun; Anayasanın 2 (Hukuk Devleti), 10 (kanun önünde eşitlik), 44 (toprak mülkiyeti), 45 (tarım ve meraların korunması), 166 (planlama) ve 169uncu (ormanların korunması) maddelerine açıkça aykırıdır.



Saygılarımızla;
Toprağına Sahip Çık !
TEMA Vakfı

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-02-2009, 19:38   #2
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
ORMAN SAYILAN ALANLARDA
HALKIN İZNİ OLMADAN KARAR
ALINAMAZ
22.03.2007 gün ve 26470 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
"Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik"in 4/c, 4/d, 4/o, 4/ö, 4/r, 9/1, 12/1, 13/2-A, 17, 68, geçici 2/2, geçici 2/6, geçici 2/7 maddelerinin;
kamu yararına aykırı ve orman varlığını azaltmaya yönelik düzenlemeler olduğu öne
sürülerek iptali ve Yönetmeliğin dayanak maddelerinden biri olan 6831 sayılı Orman
Yasasının 16. maddesinin 1.fıkrasının, Anayasaya aykırı olduğundan bahisle
Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istemi ile açtığımız davada yasanın değişmeden
önceki hükmü esas alınarak ormanlık alanlarda kesin izin verilen mevcut turizm
tesisleri, ancak verilen izin çerçevesinde ve proje kapsamında ormanlık alanda faaliyette
bulunabileceklerdir.
Bu tesislerin, herhangi bir biçimde ilave proje yapmak suretiyle; tür, sınıf ve Kapasitelerinde artışa gitmelerine olanak sağlayan dava
konusu Yönetmelik hükümleri, 6831 sayılı Orman Yasasının (17/6/2004-5192/1 md. ile
değişik) 17. maddesinin 3. fıkrasının amacına aykırılık teşkil etmektedir.
Açıklanan nedenlerle; davaya konu Yönetmeliğin 4. maddesinin (c) bendindeki
"çevre kullanım alanı" ibaresi ile 4. maddesinin (r) bendindeki "düzenli
depolandıkları tesisleri" ibaresinin, geçici 2/6 ve geçici 2/7 maddelerinin iptaline, davanın
Yönetmeliğin 4. maddesinin (d), (o), (ö) bentleri ile 9/1, 12/1, 13/2-A, 17, 68, geçici 2/2
maddelerine ilişkin kısmının reddine, dava kısmen ret, kısmen iptal ile sonuçlanmıştır.

http://www.peyzajmimoda.org.tr/genel/

sukranayalp Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-02-2009, 20:18   #3
Yeni Üye
 
güller's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 10
Halkın izni olmadan mı? Mesela beykoz ormanlarına kentler siteler villalar yapılırken bana kimse bi şey sormadı ki veya dragosta kesilen ağaçları da.

güller Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-02-2009, 15:35   #4
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Alıntı:
ORMAN SAYILAN ALANLARDA HALKIN İZNİ OLMADAN KARAR ALINAMAZ
Sn. sukranayalp çok doğru söylemiş.

Ama şöyle de bir durum var. Bizim insanımız cebine para girmeyecek hiç bir işle ilgilenmez. Doğal alanların yok olması, çevrenin mahfolması ve ormanlarımızın yok olması onu ilgilendirmez.

Gelişmiş ülkelerde herkes kendini kanunun doğru uygulanmasından sorumlu olarak görür ve rastladığı her kanunsuzluğa karşı mücadele eder. Mücadele ederken öyle top tüfek kullanmaz ama şikayet eder. Şikayet ettiği makam da şikayetin doğruluğunu araştırıp derhal duruma müdahale eder. Cezasını verir. Mahkemeler de bizdeki gibi onlarca yıl sürmez.

İşte bunun için onların ülkesi yemyeşil, yolları çukursuz, hastaları helikopterle taşınıyor, orduları daha modern ve insanları daha refah ve mutluluk içinde.

Bu güzellikleri hak etmek için ne mi yapıyorlar? Çok şey değil, karşılığında vatandaşlık görevlerini yapıyorlar. Yani kanunlara uymayanları kanunlara uydurmak için şikayet haklarını kullanıyorlar.

Bizim halkımız ise gücünün farkında değil, hep birilerinin çıkıp kendisinin yapması gereken görevleri bir başkasının yapmasını ister.

Yola tükürenleri uyarmaya çekinir, durak harici duran otobüs şöförünü uyarmaz, kırmızı ışıkta geçen arabalara aldırmaz masıl olsa polis var der, Okul toplantılarına, bina yönetim toplantılarına katılmaz, herhangi bir sivil toplum örgütüne kayıt olmaz, Bananecidir, Kendi başına gelmeyen toplumsal felaketlere karşı duyarsızdır.

Daha yazacak çok şey var ama. . .

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-02-2009, 16:05   #5
Ağaç Dostu
 
BalıkcıSerdar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
Oğuz Bey tekrar merhaba

"Aklın yolu birdir" diyen neyi kastetmiş anlayan varsa beri gelsin. Sen bir yandan, "Orman sınırları içerisinde kalıyor" diye vatandaşın 30-40 yıllık tapusunu iptal et, bir yandan da "Orman vasfını kaybetmiş (aslında kaybettirilmiş)" diye hiç yoktan rant kapısı aç, birilerine (ki bu birilerinin yaptıkları iş aslında cezai müeyyide gerektirir) aferin iyiki zamanında ormanı açmışsın buda mükafatı diye sunarak haksız kazanç sağla.

Burada mantık ormanı korumaksa, tamam tapu iptaline bile eyvallah, peki o zaman "orman vasfını kaybetmiş" ibaresi ne demek oluyor, orman vasfını kaybettirilmiş yeri önce boşaltta, ondan sonra fazla değil 2-3 yılda orman oralara yürüyor mu yürümüyor mu gör. gerçi bundan sonra ki bir hükümette gelir onlara tapu iptal davası açar eline sağlık.

Memlekette can güvenliği yokki mal güvenliği olsun.

Yine beni siyasi konulara bulaştırıyorsunuz ucundan kıyısıdan, teessüf ederim

BalıkcıSerdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-02-2009, 17:04   #6
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. BalıkcıSerdar,

Malesef ülkemizin kanunları yetersiz ve birbiriyle çelişen mantıksızlıklar ile dolu. Ama birileri bunu eleştirecek, sesini duyuracak ve yanlışlıkların düzelmesini sağlayacak ki o kişiler de biziz.

Ülke meselelerine duyarlı olup, çareler üretmeye çalışmak siyaset değil bence vatandaşlık görevidir. Ama bunu yaparken ucundan da olsa biraz siyasete bulaşabiliriz. Önemli olan fikirlerimizi kendi çıkarlarımız için değil,ülkemiz için, üretebilmek. Bunu diğer ülkelerin insanları mı yapacak? Hayır, tabi ki biz yapacağız.

Ülkemizde yanlış yapılan ve kötüye giden her meseleye müdahale etmemiz lazım. Başka türlü düzeleceği yok. Siyasiler kendi çıkarlarını ülke çıkarlarının önünde tuttukları için birçok şeyin yürüyüp yürümemesi onları pek ilgilendirmiyor. Siyasi kimlikleri işlerini yürütmeye yetiyor.

Aşağıdaki yazı ülkemizdeki durumu anlatmak için birebir diye düşünüyorum.



Alıntı:
Prof.Özcan Köknel, " Çatışan Değerlerimiz " adlı kitabında şöyle bir örnek vermiş:

Soru: " Erkek kedi bir ağaca çıkmış ve inmek bilmiyor. Kediyi o ağaçtan indirmek için ne yaparsınız? "

Şıklar:

1) Ağaca Tırmanırsınız.

2) Merdiven dayayıp tırmanırsınız.

3) "Gel pisipisi" diye seslenirsiniz

4) Dişi bir kedi getirirsiniz.

5) İtfaiyeyi çağırırsınız.

Değerlendirme:

1) Ağaca tırmandıysanız; cesur ve girişkensiniz. İyi bir "satış temsilcisi" olursunuz.

2) Ağaca merdiven dayadıysanız; hedefe hangi yöntemle ulaşacağınızı planlayabiliyorsunu z. İyi bir "halkla ilişkiler müdürü" olursunuz.

3) "Gel pisipisi" diye seslendiyseniz, saflık derecesinde iyimsersiniz. Ne yaparsanız, yapın, sakın kendi işinizi kurmayın.

4) Dişi bir kedi getirdiyseniz; kendi işinizi kurup çok başarılı ve ünlü olabilirsiniz.

5) İtfaiye gibi kurtarıcı görevlileri aradıysanız; sorumluluğu başkalarına atmayı beceren "iyi bir üst düzey yönetici" olursunuz.



Bu alıntıya ek yapanlar olmuş:

6) Ağacı kesersiniz, böylece başka kedilerin çıkmasını da engellemiş olursunuz: Sizden mükemmel bir " kamu yöneticisi " olur.

7) "Bana ne" deyip yolunuza devam edersiniz. Sizden çok iyi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olur.

8) Kendiniz dişi kedi kılığına girip ağacın altında cilve yaparsınız.Magazin medyası peşinizi bırakmaz, şöhret olursunuz.

9) Kediyi silahla vurursunuz ve ağaçtan düşer. Amaç kediyi ağaçtan indirmek değil miydi? Sizden çok iyi bir paşa olur netekim.

10) Yüksekçe bir yere çıkıp çevrede biriken topluluğa kedileri ne kadar sevdiğinizi anlatırsınız. Sizden çok iyi C.P başkanı olur.

11) Kediye bağırıp,çağırıp hakaret, tehdit ederek ,indirmeye kalkarsanız sizden çok iyi A.P'ye genel başkan olur..
Nasıl ülke insanımızın durumunu iyi tahlil etmemiş mi?

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-02-2009, 20:30   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,962
Galeri: 266
Yasalar muhakkak önemli ancak uyğulama ( **** uyğulamama ) dahada önemli.
Şu anda şehir plancısı Sn Oktay Ekinci'yi Habertürk kanalinda izliyorum. İstanbul için 2B nin önemini, seçimle ilintili yorumlarken 4 milyon nüfüsü ilgilendirdiğini ve bununda kararlarında belirleyici olacağını söylüyor.
Yakın ( kişisel ) çıkarlar toplumumuzun en öndeki krıteridır.

k0900 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:21.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024