|
|
07-09-2006, 16:35
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
Hızlı Tren Politikası Hakkındaki Düşünceleriniz.
Sitemizle direkt olarak alakalı olmasada bir demiryolu fanatiği olarak konu hakkında yorumlarınızı almak isterim. Pek çoğumuzun bildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları son yıllarda büyük hedefler edindi. 1950lerden beri ihmal edilen demiryollarımızı atağa kaldırmak için pek çok proje üretilmeye başlandı. Ankara-İstanbul ve Marmaray başta olmak üzere; Ankara-Konya-Karaman, Ankara-Yozgat-Sivas-Kars, Ankara-İzmir, Osmaneli-Bursa-Bandırma, İstanbul-Kapıkule hızlı tren hatları ve Antalya-Alanya demiryolu bağlantısı, Van Gölü kuzey geçişi üzerlerinde çeşitli aşamalarda çalışmalar yapılmaktadır. Ankara-Eskişehir hızlı tren hattının ise 29 Ekim 2006 tarihinde yolculu ilk seferlerinin yapılmaya başlanması hedefleniyor. Siyasete girmeden devletimizin bu hızlı tren politikası hakkındaki görüşlerinizi belirtmeniz çok iyi olacaktır. Bir demiryolu fanatiği olarak bu projeleri sonuna kadar destekliyorum. Hızlı tren sayesinde insanlar pek çok şehre otobüsle gitmekten daha kısa sürede gidecek ve benim tahminime göre zamanla karayollarındaki otobüs sayısı farkedilir oranda azalacak. Aynı zamanda inşa edilecek bu hızlı tren hatlarında hızlı yük trenleri işletilerek nakliye demiryollarına kayacak ve karayollarındaki kamyon ve TIR nüfusunda da belirgin azalmalar olacak. Çünkü günümüz karayolu taşıtları bildiğiniz üzere fosil yakıtlarla çalışıyor fakat yeni inşa edilen ve edilecek tren yollarındaki trenlerin çoğu elektrikle çalışacak. Bu yüzden yol masrafları düşecek. Özel yük trenleri daha çok olacak. Nakliye şirketleri TIR çalıştıracağına tren satın alıp tren işletecek. Karayolları da zamanla rahatlayacak. |
|
|
|
07-09-2006, 20:10
|
#2 | |||
|
ağaç dostu
|
Alıntı:
Yol nerelerden geçecek ve doğal alana zarar verecek mi? Bu hepimizi ilgilendiriyor. Alıntı:
olmadan yorum yapamayız. Alıntı:
zaman alacaktır. Kısada vadede bunların olacağını düşünmek hayalcilik olur. |
|||
|
|
|
|
08-09-2006, 00:20
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
|
****** Arsakay Hocam. İstanbul ve Konya hattı en erken 2009' da bitecek. Diğerleri zaten proje aşamasında ve hepsinin açılması 2020yi bulur. Sosyo ekonomik faydalarını da 2020 ye kadar görmeye başlarız. İlk etapta İstanbul hattı tamamlanıp bir-iki senede hızlı trenler dolmaya başladığında otoyollardaki otobüs ve kamyon nüfusunun azalıp azalmadığı gözlenip ilk sonuçlar elde edilmeye başlanılacak. |
|
|
|
|
08-09-2006, 17:44
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
|
Ankara'ya sıklıkla gitmek zorunda olan birisi olarak Konya-Ankara arasının birbuçuk saate inmesi düşüncesi heyecanlandırıyor beni. Konya neredeyse Ankara'nın banliyösü olacak. Biz Konyalılar için uzun bir geçmişi vardır bu hayalin. Geçmiş Konya gazeteleri Konya-Ankara arası trenyolu inşası ile ilgili tartışmalarla doludur. Çevreye yapacağı olumsuz etkilerin neler olduğunu kestiremiyorum doğrusu. Belgesellerden anladığım kadarıyla büyük karayolları, kanallar, vs hayvanların serbestçe yer değiştirmesine olumsuz etki ediyor ve doğal yaşam alanlarına zarar veriyor. Gürültü kirliliğini de belki buna ekleyebiliriz. Ancak, demiryollarının genel olarak bu olumsuzluğa katkısı nedir, özellikle de Konya-Ankara demiryolu hattının bu açıdan değerlendirmesi yapılmış mıdır bilmiyorum. |
|
|
|
|
08-09-2006, 21:42
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
|
Hızlı tren adı üstünde hızlı olmasına rağmen sadece elektrik yaktığı için 250 kilometre hızla bile seyrederken çok az bir gürültü çıkartır. Trenin yüksek hızda seyretmesi sırasında geçerken belli bir hava akımı yaratacak. Bu hava akımı en fazla bir ıslık sesi kadar bir gürültü çıkartacak. Böyle hava akımları o tren hızda tünele girerken trenin arkasında kuvvetli bir hava akımı yaratacak ve bu tünel kapısının orada durduğu varsayılan bir insanı tünelin içine çekebilecek kadar kuvvetli olabilecek (Bu vakumlanma durumunu Manş Tüneli ile ilgili bir bilgiden öğrenmiştim) Emülsiyon olarak ise sadece çevreye demiryolunun ve tekerleklerin az miktarda aşınması sonucunda çıkacak metal tozları ve yola damlayacak bir miktar yağ ve tuvaletlerden çıkan atıklar çıkacak. Hızlı tren hattında sadece yolcu trenleri de işlemeyecek. Mutlaka o hatta fosil yakıtla çalışan lokomotiflerin çektiği yük trenleri de işleyecektir. Sandığım kadarıyla yeni hat o bölgede doğal yaşamı engelleyecek bir konumda bulunmayacaktır. Bir tren yolunu kuşların sık gezindiği bir koruma alanından geçirmezler herhalde. Ülkemizde denizler haricinde serbest dolaşan büyük hayvan sürüleri pek bulunmadığı için bu konuda fazla sıkıntı yaşanacağını zannetmiyorum. Mesela Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı yapılırken canlılar hakkında çalışmalar yapılmış. Üreme dönemlerinde hayvanlara saygı gösterilmiş. Mutlaka bu projede de bu konuda gerekli önemi vereceklerdir. Bu arada biz Adapazarı Ekspresleriyle İzmit' ten İstanbul' a neredeyse 1.5 saatte ulaşıyoruz. Hızlı tren devreye girdiğinde Konya-Ankara arası 1.5 saat bile sürmeyecek. Elinize gazeteyi alacaksınız, yanında da çay ve simit. Gazeteyi bitirip, çay ve simit ikilisiyle ilgilendikten sonra bir bakmışsınız Ankara' dasınız. Bu kadar kısa. |
|
|
|
|
08-09-2006, 21:52
|
#6 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
 Şiir gibi! |
|
|
|
|
|
08-09-2006, 22:02
|
#7 |
|
Ağaç Dostu
|
Bunlar www.tcdd.gov.tr' den aldığım ilgili belgeler.  Yükleme sitesinde sorun olduğu için diğer haritaları daha sonra koyacağım. |
|
|
|
|
08-09-2006, 22:10
|
#8 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
 Yinede hızlı tren hatları çok geniş virajlar ve çok az eğimler istediği için gereksinim duydukları tünel ve köprü uzunlukları biraz fazla oluyor. Yeni Konya-Ankara hattında o güne kadar ülkemizde inşa edilmiş olacak en uzun hızlı tren tüneli bulunacakmış. Tünel uzunluğu yaklaşık 3 kilometre kadarmış. Bu yüzden inşa edilecek tünel, köprü sayısı yüzünden normal bir demiryolu inşaatından daha uzun sürecektir ama buna rağmen en geç 2010' da işletime açılacaktır. |
|
|
|
|
|
08-09-2006, 22:18
|
#9 |
|
Ağaç Dostu
|
Hızlı tren konusunda en çok endişelendiğim konulardan biri ise ailelerinin başı boş bıraktığı çocukların trenleri taşlama gibi bir zevklerinin olması. 250 kilometre hızla giden bir trene isabet edebilecek bir taş ciddi sorunlara sebep olabilir. Trenler hızlı türden olacakları için uçaklardaki gibi hava basıncı ayarlama sistemlerine sahip olabilecekler. Bir taşın o hızda giden bir trende açacağı bir delik içeride fark edilebilir bir hava değişimine sebebiyet verebilir. Trenler o hızda sağlam kalabilmeleri için mutlaka sağlam malzemelerden yapılır ama öyle güzel makinelerin ve yolcuların bir yerlerinin incilmelerini hiç istemem. Bu yüzden demiryolu muhtelif kesimlerde çok iyi kamufle edilmeli. Hızın verdiği hava akımı taşın yönünü değiştirebilir ama nemelazım. |
|
|
|
|
19-12-2008, 10:19
|
#10 |
|
Ağaç Dostu
|
Dünyamız sürat çağında. Artık herşey hızlanmalı.
Merhaba. Ulaşımı ülkemiz ekonomisi için çok önemli 08.09.2006'dan beri değinilmemiş bir konuyu canlandırmak gereğini duydum. Çağımızda herşey hızlandığına göre, trenlerimizin de hızlanması gerekir. Ama benim esas merak ettiğim husus, İstanbul ile Bursa arasında neden tren hattı olmadığı. Ulaşımın çok yoğun olduğu bu iki büyük şehrimiz arasında şimdiye kadar tren hattı yapmak neden kimsenin aklına gelmemiş? İstanbula, İzmir-Balıkesir-Bursa hattı ile gelen meyve, sebzeyi ve diğer malzemeleri Bir düşünün Bursa-İstanbul dolayısıyla İzmit-İstanbul trafiği ne kadar rahatlardı. Neden bu zamana kadar kimse düşünememiş? Siyaset yapmamak için daha fazlasını soramıyorum. Saygılar |
|
|
|
|
19-12-2008, 10:41
|
#11 |
|
Ağaç Dostu
|
Gazete arşivlerini tarayıp tren kazaları haberlerini incelersek sorunun cevabı ve kaynağı da ortaya çıkar... |
|
|
|
|
19-12-2008, 11:20
|
#12 | |
|
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Sn. Baldaş, Yazdığınızı tam olarak anlayamadım. Alıntı:
2-Birileri kasıtlı olarak kaza haberlerini abartıp insanları trenden soğutuyor. Hangisi? Saygılar |
|
|
|
|
|
19-12-2008, 12:23
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
|
Bu sorunun cevabını gerçekten bilmiyorum. Tek bildiğim demiryollarınını geliştirilmesi için bir süre önce bir gayret içine girildiği ve konuyla paralel olarak trenyolu kazaları haberlerinde belirgin bir artış olduğu... Hangi ülke demiryollarının gelişmiş olmasını istemez ki ? Bir kere devlet açısından ekonomik, daha çevreci, daha hızlı, güvenli, ucuz say say bitmez...Aynı şekilde havayolları çok daha güvenli ( benim gibi fobisi olanlar harici tabi ) |
|
|
|
|
19-12-2008, 20:25
|
#14 |
|
Ağaç Dostu
|
Artık bu ülkede olup bitenler beni tam bir komplo paranoyağına döndürdü... Hızla trene belediye otobüsüne biner gibi herkes kendisinin de bineceğini sanıyorsa yanılıyor. Uçaktan bile pahalı olacağı aşikar... Bu durumda -yani uçakla rekabet edemeyeceği için DDY'da özelleştirimesi oldu bittiye geliverecek. Benim bildiğim, hizlı tren projesinde daha hedefin % 20'sine gelindiğinde harcanan para 700 trilyondu... Deneme seferinden bu yana sesi çıkmayan hızlı trene daha ne kadar para harcandı meraklısı araştırırsa bulur bulmasına da özelleştirmede bu paranın ne kadarı geri döner bunu bulamaz. Diyelim özelleştirildi. -Bu arada başka şirketlerinde bu alanda faaliyet göstermesine, rekabetin oluşmasına izin verilir mi bilmem artık...- Daha bütçe yılı başında işletme faaliyete geçmeden zarar edeceği kesin olan DDY işletmesine yılda 10 milyar dolardan fazla para ayrılır... Yani devlete yükü ağırdır. Ancak, şuna inanıyorum ki maliyeti düşük teknolojik destekle çamaşır makinasından, buzdolabına, otomobilinden, ağır vasıtaya; uçak tribünlerinden ağır silah yapımına kadar geniş bir üretim yelpazesine dönüşebilecek yeteneği ve vasıflı elemanı olan bu kuruluş ne yazık A. Menderes'in ünlü Marshal yardımları yüzü suyu hürmetine Atatürk'ün '10 Yılda demir ağlarla' örmekle övündüğü yurt karayollarına kurban edildi... T.Özal'da demiryollarının kimlik kontrolunu kolaylaştırdığı için demirperde ülkelerince tercih edildiğini söylemişti. Yani hür ve demokrat ülkeler karayolcu, komünist blok demiryolcuydu... Bu yanlış politikaların vebalini öksüzlüğüne rağmen ayakta kalmakta direnen DDY'nın kötü yönetiliyor olmasına bağlamak insafsızlıktan başka bir şey değildir... Yapılacak iş bence şudur. DDY çağın gereklerine uygun hızlı trenini hizmete sokar ve özel sektöre de, 'buyrun siz aramızda görmek istiyoruz, karşımıza rakip olarak çıkın' der... Ha bu arada eskiden 10-12 saat çeken Ankara'dan İstanbul yolunun 3 saatte aşılacağını öğrenince aklıma şu fıkra gelmişti. Onu paylaşayım sizlerle: Şehrin valisi, bir köyün yanı başında geçecek olan demiryolunun inşaatını görmek için şantiye mahallindedir. Köylülerden biri de olanı biteni bir kıyıdan seyretmektedir. Vali köylünün yanına gelir: - Sen şehire nasıl gidiyorsun? - Eşeğim var. Onunla giderim beyim.. Vali eini köylünün omuzuna koyar ve gururla: - Şu demiryolu inşaatı bitip seferler başlayınca trene atladığın gibi bir saat içinde şehirde olacaksın. Umursamaz bir şekilde dudağını büker köylü. Vali şaşkınlıkla: - Ne o beğenemedin mi, diye sorar. Başını kaşır bizim köylü: - İyi de beyim geri kalan 7 saatte şehirde ben ne halt edeceğim... |
|
|
|
|
28-12-2008, 21:21
|
#15 |
|
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Tren ile ulaşımın uçaktan pahalı olup olmayacağını bilemem ama rekabetin piyasada ucuzluk getirdiği bilinen ve görünen bir gerçektir. Eğer TRT1'den başka televizyon olmasaydı veya THY'dan başka havayolu olmasaydı acaba ne olurdu? Bu gün ülkemizin her yerine otobüs fiyatına uçak ile gidebiliyorsak bunun nedeni bol havayolu firması olması ve tabi ki rekabettir. Ama ülkemizin 50'li ve 60 'lı yıllarına şekil verenler, dış düşmanlarımız yönlendirmeleriyle ilerlememizi çabuklaştıracak olan demiryolu ile taşımacılığı özendirmek yerine dış bağımlılığa yol açacak karayolu ile taşımacılığa yönlendirildiler. Bu yüzden ilk başta ucuz görünen ama yıllar ilerledikçe amortisman ve parça, lastik girdileriyle en pahalı taşımacılık sistemini seçmemiz bence yapılan en büyük yanlıştı. Diğer zararı ise, şimdi içinde bulunduğumuz petrolde dışa bağımlılığımıza sebep olan yakıt sarfiyatıyla mali krizler yaşamamıza sebep olunmuştur. Halbuki, tren ağı geliştirilip yaygınlaştırılabilmiş olsaydı, 1- Yıllar içinde milyar dolarlar harcanarak yapılmak zorunda kalınan, otoyollara gereksinimiz olmayacaktı. Otoyollara harcadığımız dolarlar ile ne kadar trenyolu döşeyebilirdik? 2- Toplu taşımacılık geliştirilebileceğinden, İnsanımız gelişmiş ülkelerde olduğu gibi işlerine toplu taşım araçlarıyla gidebileceklerinden araba sahbi olmak zorunda hissetmeyecekti. Halen ithal etmek zorunda kaldığımız milyonlarca araç ithal edilmeyecekti. 3- Şehirlerde meydana gelen park ve trafik keşmekeşi olmayacağından araçlar sıkışık trafikte boşa yakıt harcamayacağından, çok kıymetli dövizimizi petrole değil, ülkemiz için gerekli olan başka kalemlere kaydırabilecektik. 4- Egzos gazlarının sebep olduğu hava kirliliği olmayacaktı ve şehirlerimiz daha temiz hava solunur yerler olacaktı. 5- En önemlisi de yüzbinlerce insanımız trafik kazalarında ölmeyecek veya sakat kalmayacaktı. Olası tren kazalarında trafik kadar kurban vermeyeceğimiz de muhakkak. Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Saygılar. |
|
|
|
 |
|
|
Linear Mode
