agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Yabani Hayvanlar > Börtü Böcek
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 13-05-2007, 23:00   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: ege
Mesajlar: 10
Angry Akrep nasıl beslenir

merhabalar ilgimi çekti buyuk bir akrep buldum ve camdan kutu yaptım toprak koydum içinde beslemek istiyorum ama ne yer nasıl beslemek lazım bilmiyorum bilgisi olanlar paylasırsa sevinirim

jakaranda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2007, 00:23   #2
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: fethiye
Mesajlar: 157
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi jakaranda Mesajı Göster
merhabalar ilgimi çekti buyuk bir akrep buldum ve camdan kutu yaptım toprak koydum içinde beslemek istiyorum ama ne yer nasıl beslemek lazım bilmiyorum bilgisi olanlar paylasırsa sevinirim
Karasinek yer.

bilgekaan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2007, 01:12   #3
Ağaç Dostu
 
Onur G. HİTİT's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-07-2006
Şehir: İlkadım/SAMSUN
Mesajlar: 365
Galeri: 10
Özellikleri
Boy: Türe göre değişir, çoğunluk 5 cm.
Renk: Sarı, mavi, kırmızımsı kahverengi ve siyah

2,5–5 cm civarında türüne göre siyah, sarı, kahverengi, mavi olabilir. Böceklerle beslenirler. Genelde taş duvar kovuklarında, toprak deliklerde, bodrum, çatı, ahşap bina, depo, moloz yığını gibi yerlerde yuvalanırlar. Yuva ve yiyecek bulmak için binalara yaklaşır veya girerler. Ev içine girince yatakta, ayakkabı içi gibi her yerde rastlamak mümkündür. Geceleri aktiftirler. Gündüzleri karanlık ve serin yerlerde, yuvalarında geçirirler. Bahar ve sonbahar yağmurlarıyla aşağıdaki yuvalarını su basınca bina içerisine girişleri sıklaşır.
"Çok zehirlidirler. Koruma içgüdüsüyle temas edince sokarlar. İnsanlarda hayati tehdit oluştururlar."
Davranışları
Akrepler böcek yiyerek beslenirler. Yiyecek bulma ve korunma amacıyla açık noktalardan bina içlerine girerler. İç alana girdiklerinde elbise, ayakkabı, yatak gibi risk yaratan noktalarda dolaşırlar.
Yaşam Alanları
Tüm akrepler sokar ancak, çok az türleri hariç, yalnız böcek sokmasına alerjik reaksiyon verenler için tehlikelidirler. Sokma vakalarında doktora gidilmesi gerekir.
Mücadele İpuçları
Bir konutun çevresindeki akrep sayısını azaltmak için, mümkün olduğunca yerdeki yığın, döküntü ve bitkilerden kurtulmak gerekir. Ultraviyole ışık altında tüm akrepler yeşil renkte parlarlar, dolayısıyla akreplerin bulunduğu yerlerde gece yürürken, taşınabilir bu tür bir lamba faydalı olacaktır. İstila durumunda profesyonel hizmet alınması kalıcı çözüm üretmek açısından daha doğrudur.
Bu tür böceklerle mücadelede öncelikle,Otaş gibi profesyonel uygulayıcı firmalar tarafından, böcekleri saklandıkları yerlerden çıkarıcı ürünler daha sonra da kalıcı ve uzun etkili ilaçlar ile uygulamaları yapılmalıdır.Kesin çözüm için profesyonel firmaya müracaat etmek ,hem zaman kaybını, hemde daha ekonomik olarak sorundan kurtulmanızı sağlar.
AKREP SOKMALARI (SCORPIONIZM) VE AKREP ZEHİRLERİ
Akrep sokmalarında görülen semptomlar ve diğer alametler:
Akrep sokmalarının etkisi, akrebin türüne, boyuna, yaşına, cinsiyetine, saldırganlığına, mevsime, sokulan kişinin alerji hassasiyetine, yaşına, sokulan bölgenin hayati fonksiyonlara sahip organlara yakınlığına göre değişmektedir. Bilhassa kalp ve solunum rahatsızlıkları olan insanlar, akrep sokmalarından fazla etkilenmektedir. Aslında iğnenin sokulan organda bıraktığı deliğin derinliği de zehirlenmenin etkisini belli eder. Eğer iğne kemiğe denk gelmişse alttaki yumuşak dokulu kısımlara ulaşamadığından çok daha az etki bırakır. Bütün akrepler, nörotoksik (merkezi sinir sistemini etkileyen) bir zehire sahiptir. Ancak bazı ekzotik türler sitotoksik (hücreleri etkileyen) zehire sahiptir.
Akrep sokmalarında görülen semptomlar ve diğer alametler;
·Sokulan yerde 30 dakika veya biraz daha fazla süren çabuk ve şiddetli, yanma hissi uyandıran ağrı ve genelde gözle görülebilen sokulma işareti (iğne izi),
·Semptomlar, esas 30 dakika veya bazen 4-12 saat sonra görülmeye başlar ve takip eden 24 saat boyunca artarak kendini gösterir. Ağrı, belli bir bölgede olabileceği gibi, karındaki kramplar şeklinde başka bir yerde de oluşabilir.
·Yanma hissi ile genellikle el, ayak, yüz ve baş derisinde görülen iğnelenme, karıncalanma ve aşırı bir duyarlılık (paraesthesia),
·Giyecek birşeyler arama, yatağa girme isteği gibi deride aşırı duyarlılık ve sesten bile rahatsızlık (hyperaesthesia).
·Bacakları bükememe şeklinde kas koordinasyon bozukluğu veya yürürken sarhoş gibi davranma, istem dışı hareketler, titreme, halsizlik (ataxia),
·Bazı türlerde (Afrika'daki Parabuthus spp. gibi) nabzın 100-150'ye çıkması (tachycardia),
·Yeme ve yutma sorunları (dysphagia),
·Konuşma zorluğu (dysarthia),
·Başağrısı, kusma ve ishal (diarrhea),
·Hastanın göz kapaklarının bükülmesi, sarkması (ptosis),
·Bebeklerde hiperaktiflik ve sebepsiz yere ağlamalar,
·İdrar güçlüğü,
·Solunum güçlüğü ve buna bağlı ölüm.
Akrep sokmalarına karşı:
·Özellikle geceleri, akrep olabilecek yerlerde çıplak ayakla dolaşılmamalı, mümkünse ayağı iyi kapatacak şeyler giyilmeli,
·Akreplere çıplak elle dokunulmamalı,
·Kamp yaparken veya açık arazide yatarken; doğrudan zeminde yatılmamalı,
·Arazide çeşitli amaçlarla taş veya ağaç kütüğü vs. kaldırırken dikkatli olmak; taş altında olabilecek bir canlıyı araştıran araştırıcının (biyoloğun) taşı kendine doğru çevirmesi (karşıya doğru değil!) gerekir.
·Bölgenin akreplerinin yüksek zehirli veya pek zararsız olup olmadıklarını öğrenmekte de yarar vardır.
Zehirlenmelerde yapılması uygun olacak tedbirler:
·İlk olarak soğuk (buz vs.) uygulama yapılmalı.
·Hyperaesthesia durumunda ağrıyı hafifletmek için hastaya bir analjezik (Aspirin, Paracetamol) verilebilir ve hemen hastaneye sevketmeli,
·Kalp ve solunum fonksiyonları takip edilmeli,
·Sistemik semptom görülen hastalar ile bilhassa çocuklar ve yaşlılar 24-48 saat süreyle müşahade altında tutulmalı,
·Hareket edilmemeli ve yara temiz tutulmalı,
·Panzehir, sadece ciddi zehirlenme durumlarında tatbik edilmeli,
·Antihistamin ve steroidler sadece panzehire karşı alerjik tepkimeler görüldüğünde uygulanmalı,
·Anaphylactic tepkimeler daima takip edilmeli ve görülürse adrenalin uygulamalı,
·Ağrı ve krampları önlemek için damar içine (intravenöz) 10 cc 10% kalsiyum glukonat IV uygulanabilir. Ancak bu da sadece 20-30 dakika süreyle etkisini sürdürür.
·Enfeksiyonu önlemek için tetanoz iğnesi yapılabilir.
·Zehir gözlere temas edecek olursa; bol su veya süt vs. gibi bir sıvı ile yıkanmalıdır.
Yapılması yanlış olacak uygulamalar:
·Sokulan yeri bıçak vs. ile yarmak, kesmek, emmek, çeşitli merhemler sürmek gibi yöntemlere başvurulmamalı veya geleneksel yöntemler "kocakarı ilaçları vs." kullanılmamalı,
·Semptomların etkisini azaltmak için alkol kullanılmamalı,
·Kuvvetli bir zehirlenmeye bağlı herhangi bir semptom veya alamet yoksa, panzehir (antivenom) kullanılmamalı,
·Örümcek veya yılan panzehirleri kullanılmamalı,
·Fazla salya salgılamayı (daha çok Afrika'daki Parabuthus türlerinde görülür) önlemek için (başka alerjik durumlara sebep olmaması için) atropin tatbik edilmemeli,
·Morfin ve morfin benzeri acıyı azaltacak şeyler kullanılmamalı; zira bunlar nabzın artmasına ve solunum güçlüklerine sebep olabilir.
AKREBİN ALGI YETENEĞİ
Çölde yaşayan kum akrepleri, küçük hayvanlar içinde en tehlikeli olanlardandır. Bu akrep türünün gözleri hemen hemen hiç görmez. Buna rağmen geceleri avlarının yerini büyük bir ustalıkla belirleyebilirler. Peki bu şaşırtıcı olay nasıl gerçekleşir?
Bu durum, akrebin sekiz ayağında da bulunan yarık biçimindeki mükemmel algılayıcılarla ilgilidir. Bu algılayıcılar, milimetrenin milyonda birinden daha küçük titreşimlere yol açan hareketleri bile belirleyebilecek kadar hassastırlar.
Akrebin yakınlarında bir yere bir kelebeğin konduğunu düşünelim. Yere konan kelebek yerde iki tip titreşim dalgası oluşturur. Birincisi saniyede 150 metre hızla ilerleyen hacim dalgalarıdır. İkincisi ise yüzeye paralel olarak saniyede 50 metre hızla yayılan "Rayleigh" denilen dalgalardır. Ava olan mesafe, bu iki dalganın akrebe ulaşma süreleri arasındaki fark tespit edilerek belirlenir.
Avın ne kadar uzakta olduğunu bilmek elbette tam bir tesbit anlamına gelmez. Bu nedenle hedefin hangi yönde olduğunun bilinmesi de şarttır.

Çöl akrebi milyonlarca yıldır kum üzerindeki en ufak titreşimleri dahi algılayabilecek hassasiyette sistemlere sahiptir. İnsanlar ise uzun yıllar içinde bilim alanında edindikleri birikimler sonucunda titreşim sensörleri yapabilmişlerdir.
Akrebin bacakları yaklaşık 5 cm. çaplı bir daire üzerinde yere basar. Dolayısıyla avın yaydığı Rayleigh dalgasının akrebin ava en yakın bacağına ulaşmasıyla, en uzaktaki algılayıcıya varması arasında 5 milisaniye (saniyenin iki yüzde biri) kadar bir fark olur. Algılayıcılardan biri, Rayleigh dalgasını belirlediğinde, sinir hücreleri akrebin sinir sistemi merkezine bir sinyal yollar. Bu uyarıcı sinyal, karşı taraftaki üç ayaktan gecikmiş olarak gelen dalgaları algılayan sinire de ulaştırılır. Ancak bu üç bacaktan gelen sinyaller bastırılarak sinir sistemi merkezine anında ulaştırılmaz.
Böylece her defasında erken gelen sinyale kaynak oluşturan ayak ile diğer taraftaki üç ayağın konumu değerlendirmeye alınır. Bu konumsal değerlendirmeyle dalganın kaynağının yönü belirlenir.
Eğer uyarıcı sinyal ile baskılanan sinyallerin ayaktaki algılayıcılara ulaşması arasındaki fark saniyenin beş yüzde biri kadarsa, sinir sistemi merkezi her iki sinyali de gecikmesiz olarak aynı anda algılar. Bu ise akrep için, harekete geçme ve "saldırı için mükemmel tasarlanmış silahlarını kullan" anlamına gelir.

1-CİĞERLER Akreplerin karınlarında sekiz adet nefes deliği bulunur. Bunlardan sadece biri açık olsa bile akrep hiç zorlanmadan nefes almaya devam eder. Güçlü ciğerleri sayesinde iki gün suyun altında rahatlıkla kalabilir.
2- GÜÇLÜ ZIRH
Vücudunu bir zırh gibi saran kabuğu, onu yalnız düşmanlarından değil, radyasyondan bile koruyacak kadar dirençlidir. İnsan vücudunun radyasyona direnci 600 rads dolayındadır. Oysa akreplerde bu direnç 40.000 ile 150.000 rads'a kadar yükselir.
3- ZEHİRLİ MIZRAK
Akreplerin bazen insanı bile öldürecek derecede olan kuvvetli zehirleri vücutlarının arka tarafında bulunan mızrakları vasıtasıyla düşmanlara aktarılır.
4- KISKAÇLAR
Akrebin kıskaçlarının görevi, kurbanlarını iğnesiyle sokmadan önce etkisiz hale getirmektir. Ayrıca kıskaçlar vasıtasıyla kumu kazıp yer altına gizlenebilirler.
5- BEYİN
Akrep başından kuyruğuna kadar uzanan 15 sinir düğümünden oluşan bir beyin yapısına sahiptir. Beynin bu yapısı hayvanın süratli karar alma, refleks ve gerekli emirlerin organlara ulaştırılması için büyük bir avantaj sağlar.
6- AYAKLAR
Ayaklarındaki alıcılar hayvanın her türlü hareketi, sesi ve titreşimi algılamasını sağlamaktadır. Bu alıcılar o kadar hassastır ki, akrep, yakınındaki bir canlının kumda oluşturduğu titreşimleri, saniyenin 1/1000'i kadar olağanüstü bir sürede algılayabilir.
Ayaklardan gelen sinyalleri işlemden geçiren 8 sinir hücresi adeta bir komite gibi toplanıp, her defasında avın yönünü ortak bir kararla belirlemektedir.
Bu belirleme nasıl gerçekleşmektedir? Bunun için sinir hücreleri her seferinde bir toplantı yapmakta, verileri belirlemekte ve sonuca mı ulaşmaktadırlar?
Böyle bir toplantının olmadığı, sinir hücrelerinin sadece protein, yağ ve sudan oluşan varlıklar olduğu, bir akla ve şuura sahip olmadıkları açıktır.
Bu mekanizma milyonlarca yıldan beri, yaşamış her akrepte aynıdır.



ALINTI: http://www.osman.com.tr/Akrepler.htm

Onur G. HİTİT Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-05-2007, 20:52   #4
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: ege
Mesajlar: 10
teşekkür ederim bilgekaan ve onur G.HİTİT arkadaslarım

jakaranda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-07-2007, 11:40   #5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-03-2007
Şehir: gaziantep
Mesajlar: 164
Arkadaşlar ,
dün beni akrep soktu , behçedeki koltuğun yastığını düzeltmek isterken elimi 2 yastık arasına soktum ve akrep anında büyük bir acı vererek sol elimi soktu . Hastaneye gidene kadar kolumdan başlayarak yavaş yavaş sol tarafım uyuşmaya başladı . Devlet Hastanesin de 2 adet iğne yaptılar ve şu anda iyiyim ama sol kulmda kaslarımda yinede ağrı var . Lütfen bu sıcak yaz günlerinde dikkatli olalım kuytu yerleri kontrol etmeden dokunmayalım.

ceviz ağacı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-07-2007, 12:17   #6
Ağaç Dostu
 
habibe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-02-2007
Şehir: kocaeli
Mesajlar: 1,653
Galeri: 33
Ceviz ağacı çok geçmiş olsun. Akrepler eve neden gelirler? Dün kardeşim anlattı evde 1 tane akrep bulmuşlar. Şimdi uyumaya dahi korkar oldu.

habibe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-07-2007, 12:30   #7
Doğadelisi
 
Billur Korkmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 277
Galeri: 67
Büyük geçmiş olsun Cevizağacı..

Akrep ve yılan sokmasına dair aşağıdaki bilgilerden faydalandım.. Tabi bir gün bizim de başımıza gelmesi olası ve önceden ne yapmamız gerektiğini bilmeliyiz..

"Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim İkizceli, özellikle yılan ve akrep sokmalarında, sokulan bölgenin kesilip kanın emildiğini hatırlatarak bunun son derece yanlış olduğunu söyledi.

Yrd. Doç. Dr. İkizceli, emme işlemini yapan kişinin ölümle burun buruna gelebileceği uyarısında bulunarak şöyle dedi: "Sokulan bölgenin kesilip emilmesi, yaralıya fayda sağlamadığı gibi bu işlemi yapan kişinin hayatını tehlikeye sokar. Zehir, sokulan kişinin dokusu arasında kalıyor, kana geçmiyor. Bu nedenle kanın emilmesi fayda sağlamıyor. Aksine, emilen bölgeden ağız yoluyla alınan zehir, dil altından doğrudan kalbe gidiyor ve dolaşımı etkiliyor. Çok hızlı anafilaktik reaksiyon gelişebilir. Bu da ani ölümlere neden olabilir.''

Filmlerde yılan ve akrep sokmasında kan emilmesi yönteminin gösterildiğini ve bu durumun bir kahramanlıkmış gibi halka yansıtıldığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. İkizceli, halkın bundan olumsuz etkilendiğine dikkat çekti.

Yrd. Doç. Dr. İkizceli, olası yılan ve akrep sokmalarında hemen buz tedavisi uygulanmasını ve en kısa zamanda sağlık kuruluşuna başvurulmasını önerdi."

www.thehealthnews.org/tr/news/

Billur Korkmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-11-2007, 23:45   #8
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-10-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 8
akrep besliyeceksen en uygun sana imparator akrep besle derim ayrıntılı bilgi aşağıda
Bilimsel adı: Pandinus imperator

Fotoğraf www.cites.org sitesinden alıntıdır.


Yaşam alanı: Afrika yağmur ormanları

Renk: Genellikle parlak siyahtır. Çok nadir de olsa mavi ve koyu yeşil olanları mevcuttur.

Boy: Yetişkinlerinin boyu 20 cm ye ulaşabilmektedir.

Cinsiyet: Cinsiyet tespitinin bir kaç yolu vardır fakat en net ve garantili olanı akrebin altınca bulunan ve V hatfine benzeyen çıkıntılara(ingilizcede pectine diye geçiyor) bakarak anlaşılır. Erkeklerde bu çıkıntı dışa doğrudur ve daha belirgindir. Dişilerde ise biraz daha düz ve daha az belirgindir. Fotoğraftan daha rahat anlayabilirsiniz, soldaki erkek, sağdaki dişi.


Fotoğraf www.aqua-terra-vita.com sitesinden alıntıdır.

Barınma: İmparator akrepler sosyal hayvanlardır yani birden fazlası bir arada yaşayabilirler. Fakat çiftleşme dönemlerinde terraryumda yeterince dişi akrep yoksa erkek akrepler arasında bazı agresif davranışlar yaşanabilir. Bir adet imparator akrep için 40cmx30cmx25cm (en-boy-yükseklik) alan yeterlidir. Birden fazla akrep için akrep başına 18 litrelik alan yeterlidir. Terraryumun zemininde Torf (organik humus adıyla da bulabilirsiniz koçtaşın bitki malzemeleri bölümünde çok uygun fiyata bulunmaktadır 10L=3Ytl) kullanılabilir, kazmayı seven hayvanlar oldukları için Torf bu ihtiyaçlarını gidermeleri için elverişlidir.

Aydırlanma: İmparator akrepler geceleri aktif olan bir hayvanlar oldukları için her hangi bir ışığa ihtiyaçları yoktur. Akreplerin üstü zararlı Uv ışınlarından korunmak için özel bir tabaka ile kaplanmıştır, akrepler bu tabaka sayesinde Uv lambanın altında fosforlu yeşil rengini alırlar. (aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz) Bu yüzden çoğu akrep bakıcısı Terraryumda Uv lamba kullanır. Akrepler Uv florasanın ışığını ve kırmızı ışığı göremezler. Bu iki yöntemle aydınlatma yapılabilir ve zararlı değildir. Diğer ışıklandırmalar hoşlarına gitmeyeceği için hayvanı strese sokabilir.


Fotoğraf www.aqua-terra-vita.com sitesinden alıntıdır.

Isı: Terraryum içi ideal sıcaklık 26-28 °C derece civarıdır.

Nem ve su ihtiyacı: Bağıl nem %75 olmalıdır. Nem ihtiyacını karşılamak için günde 1-2 defa terraryuma su sıkılmalıdır. İmparator akrepler su ihtiyaçlarını yedikleri besinlarden karşılasalarda nadiren su içerler. Hem su ihtiyaçları için hemde ortamı nemlendirmek açısından teraryumda içlerine girdikerinde boğulmayacakları derinlikte bir su kabı bulundurulmalıdır.

Beslenme: Hamam böcekleri, kurtçuklar, larvalar başlıca besinlerini oluştururlar. Bunların dışında bütün böceklerle ve yetişkin olanları çeşitli kemirgenlerle beslenebilirler. 1 İmparator akrep için haftada 3-5 hamam böceği yeterli olacaktır. Besin değerini yükseltmek açısından haftada bir verilecek olan hamamböceklerinden birine kalsiyum tozu dökülmelidir. Eczanelerde satılan kalsiyum granülleri toz haline getirilip bu amaçla kullanılabilir.

Temizlik: Terraryumdaki böcek artıkları haftada bir yapılacak temizlikte fazla bekletilmeden temizlenmelidir bekletilmesi durumunda parazitler oluşabilir. 4 ayda bir terraryumun zemin malzemesi temizlenmeli **** değiştirilmelidir.

Zehiri ve etkisi: İmparator akrep diğer akrepler gibi zehirlidir. Ama zehirinin etkisi diğer akreplere göre çok daha düşüktür. Issırılma durumunda ıssırılan bölgede hafif şişlik ve az miktarda ağrı oluşur bu ağrı ve şişlik 10 dk kadar sürmektedir. Arı sokmasına karşı alerjisi olmayanların endişelenmesine gerek yoktur. Fakat arı sokmasına alerjisi olanlarda farklı etki gösterebilirler.

Son bir kaç söz: İmparator Akrepler ev ortamında çok rahat bakılabilecek keyifli hayvanlardır. Rahatlıkla ele alınabilirler fakat bu işlemin fazla yapılması akrebi trese sokabilir. Sadece gerekli durumlarda ele alınması hem ıssırılma ihtimalini ortadan kaldırır hemde akrep açısından da stressiz rahat bir yaşam sağlar.

Herkese tavsiye ederim kesinlikle hoşlanacağınız bir pet olacak...


bilgi alıntıdır saygılar


Düzenleyen grosea : 13-11-2007 saat 22:08
grosea Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2007, 00:18   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Çıkıntılık yapmak istemem ama, evcil olanların dışında kalan hayvanların türü ne olursa olsun evde besleme güdüsünü doğrusu anlamıyorum. Rahat bırakın hayvancıkları doğal ortamlarına, doğada rastlarsak izleriz; ayrıca belgeseller ne güne duruyor?..

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2007, 00:36   #10
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Grosea, forumun sayfa yapısını çok bozan büyüklükte olduğu için, bazı resmilerinizi sildim. Tekrar boyutlandırıp, Ekleyebilirsiniz.

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2007, 07:18   #11
Ağaç Dostu
 
karaselvi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-09-2007
Şehir: denizli
Mesajlar: 464
Galeri: 12
Banada bulsanıza şundan bende beslemek istiyorum. Parası neyse veririz.
Tohum bankası var. Birde hayvan bankası kurmak lazım fazla hayvanlarımızı paylaşalım.

karaselvi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2007, 13:48   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi karaselvi3 Mesajı Göster
Banada bulsanıza şundan bende beslemek istiyorum. Parası neyse veririz.
Tohum bankası var. Birde hayvan bankası kurmak lazım fazla hayvanlarımızı paylaşalım.
9 nolu hücredeki "rahat bırakın hayvancıkları" uyarım pek bir işe yaramamış anlaşılan.

Günümüzde bırakın yabani hayvanları evcil hayvanlara bile sahip olmanın ve onları beslemenin, yetiştirmenin kuralları yasalarla, yönetmeliklerle düzenlenmiştir.
Agaclar.net'in bir üyesi olarak diğer üyelerin de başta insan hakları olmak üzere diğer hakların yanı sıra Hayvan Haklarını da kabul etmelerini ve gereğini yerine getirmelerini beklemek hakkımdır diye düşünüyorum ve bu sitenin temel ilkelerinden biri de budur sanıyorum.

Agaclar.net üyelerinin hangi psikolojiyle yabani hayvanları evlerinde beslemeye kalkıştıkları beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren bu yabani hayvanların doğal ortamlarından alıkonularak evlerde bakılmaya çalışılmasıdır.
Bu nedenle yabani hayvanları evde besleme anlayışın ahlâki yönünü gözetmekle birlikte dünyada ve bizde kabul görmüş olan Hayvan Hakları'ndan sözetmek istiyorum..

Paris’te UNESCO merkezinde 15 Ekim 1978 tarihinde törenle ilan edilmiş olan Hayvan Hakları Bildirgesi şöyle der:

-Tüm hayvanlar eşit doğar ve eşit yaşama hakkına sahiptirler.

- Vahşi hayvanlar kendi doğal çevrelerinde yaşama ve çoğalma hakkına sahiptir. Eğitim amacıyla bile olsa vahşi hayvanlar özgürlüklerinden mahrum bırakılamaz.

- Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.


Bizde de 24.6.2004 tarihinde kabul edilmiş olan Hayvanları Koruma Kanunu 'nun 4/f Maddesi'sine göre Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır.
8.Maddesi'sine göre de Bir hayvan neslini yok edecek her türlü müdahale yasaktır.

Bir ülkedeki haklar bütünü o ülkenin uygarlık ölçütünün ne düzeyde olduğunu gösterir. Bu nedenle tekrar söylüyorum. Bu hayvancıkları rahat bırakın...

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2007, 16:46   #13
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-10-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 8
bu hayvanların hiçbiri altını çiziyorum hiçbiri doğandan toplanmamıştır eğer doğru yerden satınalırsanız doğadan toplanmadan değil kültür olarak yetiştirildiğini anlarsınız{ilk ataları bile yavru olarak alınır yetiştirilir ki bu normal petlerde de sözkonusudur}{ha doğadan toplayan var buna karşıyım}{hem zaten doğadan yakalanmanın çok sakıncalı yanları var mesela bakteriyel enfeksiyon gibi sorunlar çıkabilir ve ne de olsa esarete alışmamış bir hayvanı o kadar yıldan sonra hapsetmek doğru birşey değildir}
Alıntı:
"rahat bırakın hayvancıkları
evet haklısın yüzyıllardır özgürlükleri elinden alınmış kuşların,balıkların akvaryum ,kafeste beslenmeleri çok güzel rahat bırakma oluyor ayrıca belirtmek isterim diğer evcil hayvanlar fabrikalarda üretilmiş yemlerle beslenirken bu tür egzotik hayvanlar yine kültürden yetiştirilmiş tenobrio molitor{un kurdu} veya blaptica dubia{arjantin yağmur ormanı hamam böceği} ile beslenir ki genel olarak en temel besinleridir her türlü böcek te verilebilir yani sana nasıl diyim diğer petlere nazaran daha rahat bir yaşam sürüyorlar nem oranı,ısı,sıcaklık hepsi göz önünde bulundurulunca doğal hayattan tek farkı küçük bir alana sahip olmaları ve o da belediğiniz hayvanın büyüklüğüne göre rahat edebileceği kadar geniş tutulabilir
not: p.imparator satan tanıdığım vardır wild catch değil kendi büyütmüştür sub-adult olup fiyatını yazmak istemiyorum ama uygun yerini falan hazırlamadan bu işe girişmeni tavsiye etmem
not: abi tartışma yaratmak istemiyorum ya kusura bakma sen yanlış anlamışın sözümün özü bunlar doğadan toplanmıyo çoğu kişi bilmese de bu konuda dünya bayağı ilerde yani artık üretimler yapılıyor ben bile üretebilcek niteliklere sahibim{nitekim türkiyedeki ilk g.rosea çiftleştircek olan insanlardanım} yanlış anlama senin temas ettiğin nokta doğadan toplanma aman yanlış anlaşılma olmsaın


Düzenleyen grosea : 13-11-2007 saat 22:26
grosea Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2007, 21:57   #14
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-10-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 8
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi memet Mesajı Göster
Grosea, forumun sayfa yapısını çok bozan büyüklükte olduğu için, bazı resmilerinizi sildim. Tekrar boyutlandırıp, Ekleyebilirsiniz.
tamam ben düzeltirim teşekkürler

grosea Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2008, 20:34   #15
herpetolog
 
montivipera's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-01-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 57
Akrep Sokması.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ceviz ağacı Mesajı Göster
Arkadaşlar ,
dün beni akrep soktu , behçedeki koltuğun yastığını düzeltmek isterken elimi 2 yastık arasına soktum ve akrep anında büyük bir acı vererek sol elimi soktu . Hastaneye gidene kadar kolumdan başlayarak yavaş yavaş sol tarafım uyuşmaya başladı . Devlet Hastanesin de 2 adet iğne yaptılar ve şu anda iyiyim ama sol kulmda kaslarımda yinede ağrı var . Lütfen bu sıcak yaz günlerinde dikkatli olalım kuytu yerleri kontrol etmeden dokunmayalım.
Merhabalar,

Acaba hastanede ne iğnesi yaptıklarını hatırlıyor musunuz? Hatırlarsanız yazabilirseniz sevinirim.

montivipera Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-01-2009, 00:18   #16
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 03-01-2009
Şehir: adana
Mesajlar: 214
Arkadaşlar son yazı yazılalı 1 yıl olmuş ama olsun ben devam ettireyim. Hastanede yapılan iğne sanırım avil+dekort iğnesidir diye tahmin ediyorum. İkinci olarak kendi tecrübemi yazayım. Beni yeni taşındığım evde akrep sokmuştu ( 9. katta üstelik). O bölgedeki akreplerin öldürücü olmadığını bildiğim için doktora gitmedim. fakat soktuğu kolda çok garip bir ağrı yapıyordu. Soktuğu noktaya domatesin yarısını koyunca ağrı sadece soktuğu yerde kalıyor. Domatesi çekince tüm kola yayılıyor. Bu şekilde 3-4 saat elimde domatesle durdum evde, sonra geçti. Ayrıca kayınvalidemde arı alerjisi var. Aynı domates uygulamasını yapınca sadece sivilce gibi bişey oluyor. Bu konuda pratik bilgi olsun diye yazıyorum. Belki birinin işine yarar. Tecrübeleri paylaşmak lazım.

katsu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-01-2010, 20:45   #17
Ağaçsever
 
Kaan903's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-12-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
Merhaba,
Bir filmde izlemiştim, akreplere karşı pencere önlerine lavanta koyuluyordu. Bu yöntem akrepleri eve sokmamak için ne kadar gerçekçi bilen var mı
Yoksa kanı emerek zehiri çıkarmak gibi bu da mı yalan

Kaan903 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-01-2010, 13:28   #18
Ağaç Dostu
 
berduray's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-04-2007
Şehir: bodrum
Mesajlar: 3,153
Galeri: 72
Yaşadığım yörede akrep kaynıyor...Köylüler sümüklü böceği kavanoza koyup, üzerine zeytinyağı ilavesiyle bekletip, sokmalarda bunu sürüyorlar.

Domates ve tavada pişirilmiş yumurta da sardıklarını gördüm , hatta incir yaprağı, sütü sürüyorlar...

Ne kadar bilimsel bilemeyeceğim , ama burada gelenek böyle...

Ben küçük kızlarım olduğu için hemen tavuk edindim...affetmiyorlar...

berduray Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 15:55.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024