PDA

View Full Version : Forumda Türkçenin doğru kullanımı hakkında




Sayfalar : [1] 2 3 4 5 6

malina
20-03-2006, 14:08
Yeni gelen bazı arkadaşları Türkçe dilbilgisi kurallarına göre yazmaları konusunda uyarmak zorunda kalıyoruz. Bu iki taraf için de tatsız bir durum...

Ön uyarı: "Ben istediğim gibi yazarım" içerikli mesaj yazmamanız tavsiye edilir :)
(Not: "Tavsiye edilir" ayrıntısını ciddiye almalısınız. Sonunda gülücük olması, anlamını hafifletmesin.)









Neleri yazmamanız gerekir?

***, *** ve bu tür kısaltmalar
v yerine w
merhabalarrrrr, yardımmm, imdaattt, niye kimse cevaap vermiyoo yawww
Öncelikle hangi imla kurallarına bakıyoruz?

Tamam imla kuralları çok ama bazıları var ki yanlışlığı çok dikkat çekiyor. Topu topu üç tane :)

"de" "da" dahi anlamına geliyorsa ayrı yazılır.
Soru takıları ayrı yazılır.
"ki" eki, bağlaç olarak kullanılıyorsa ayrı, iyelik eki olarak kullanıyorsa birleşik yazılır.

Noktalama işaretlerine dikkat etmeli misiniz?

Hepsine dikkat etseniz iyi olur ama özellikle dikkat etmenizi istediklerimiz şunlar:

Cümleye büyük harf ile başlayın, anlamına uygun noktalama işareti ile bitirin.
Nokta, virgül gibi işaretlerden sonra mutlaka boşluk bırakın.
Bu boşluğu işaretlerden önce bırakmamaya dikkat edin.
" (tırnak) ve ( (Parantez) kullanırken, boşluk bırakmayın.

Başka nelere dikkat etmelisiniz?
Paragraf: Olmazsa olmaz... Ekranda uzun metinleri okumak zordur. Göz, bir süre sonra satırı takip etmekte zorlanır. Paragraf, yazı alanını bölerek, gözün takip etmesini kolaylaştıran boşluklar oluşturur...
Vurgu: Yazınızın içindeki önemli kelimeleri kalınlaştırabilirsiniz. Böylece okuyan nelerin önemli olduğunu daha hızlı anlayabilir ve daha sonra aradığını daha kolay bulabilir.
Hiç mi konuşma diliyle yazamayacaksınız?
Öyle şey olur mu tabii yazılabilir :)
Çay içmek istiyooom, kim bakıyo buraya yaa...
Forum Kahvesinde özgürlüğünüz var. Tabii özellikle bozuk yazarak, bir tür protestoya kalkıştığınız kanaatine varırsak, hoş olmaz :)
Ne yani, imla hatası yapamaz mıyım?
Tabii ki yapabilirsiniz, ben de yaparım. Ama önemli olan iyi niyettir. Yazılarınızın altında düzelt düğmesi var. Daha sonra da düzeltebilirsiniz. Yazınızı göndermeden önce "ön izleme"yi kullanarak son bir göz atmak da işe yarar...
Amacımız sıfır hata değil, (Basılı kitaplarda bile, bir çok hata çıkabiliyor) olabildiğince hatasız olmaya çalışmak...

Son uyarı:
Buradaki kurallara ısrarla uymayan arkadaşlar, (Türkçe olmayan klavye kullanmak, yurt dışında yaşamak, yabancı uyruklu olup Türkçeyi sonradan öğrenmek, okuma yazmayı çok sonra öğrenmek ve benzeri mazareti olanlar hariç) forumu okumakla yetinmek zorunda kalabilirler.

Bazı kurallar için buraya (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=64086&postcount=190)bakabilirsiniz.

Türk Dil Kurumu (www.tdk.gov.tr (http://www.tdk.gov.tr))

Yazım Kuralları

Ses, Harf ve Alfabe (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=174:Ses-Harf-ve-Alfabe&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />")
Düzeltme İşareti (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=176:Duzeltme-Isareti&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Büyük Ünlü Uyumu (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=177:Buyuk-Unlu-Uyumu&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Küçük Ünlü Uyumu (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=178:Kucuk-Unlu-Uyumu&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Ünlü Düşmesi (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=179:Unlu-Dusmesi-&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Ünsüz Uyumu (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=180:Unsuz-Uyumu&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Ünsüz Düşmesi (http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9Cns%C3%BCz_d%C3%BC%C5%9Fmesi)
Sayıların Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=182:Sayilarin-Yazilisi-&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=183:Buyuk-Harflerin-Kullanildigi-Yerler-&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Deyimlerin Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=185:Deyimlerin-Yazilisi-&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)
İkilemelerin Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=207:Ikilemelerin-Yazilisi&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)
Alıntı Kelimelerin Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=197:Alinti-Kelimelerin-Yazilisi&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)
Yabancı Özel Adların Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=186:Yabanci-Ozel-Adlarin-Yazilisi-&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Noktalama İşaretleri (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=187:Noktalama-Isaretleri-&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Hece Yapısı ve Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=208:Hece-Yapisi-ve-Satir-Sonunda-Kelimelerin-Bolunmesi&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)
Kısaltmalar (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=189:Kisaltmalar&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132<br />)

Bazı Kelimelerin Yazılışı ;

Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=184:Bitisik-Yazilan-Birlesik-Kelimeler&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)
Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=221:Ayri-Yazilan-Birlesik-Kelimeler&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)
Alıntı Kelimelerin Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=197:Alinti-Kelimelerin-Yazilisi&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)

Bazı Eklerin Yazılışı;

Soru Eki mı / mi / mu / mü’nün Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=210:Soru-Eki-mi-mi-mu-mu%27nun-Yazilisi&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)
Bulunma Durumu Eki -da / -de / -ta / -te’nin Yazılışı (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=214:Bulunma-Durumu-Eki--da---de---ta---te%27nin-Yazilisi&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132)




Onur G. HİTİT
25-07-2006, 00:11
Türkçe'ye saygı konusundaki görüşlerinize sonuna kadar katılıyorum. Biz kendi dilimize saygı göstermezsek kimseden saygı beklemeye hakkımız yok. Ayrıca, burası bir forum ve burada yazılanlar kalıcı olmakta. Burada yazılanlar, bir başvuru kaynağı niteliğinde olduğu için burada Türkçe'ye dikkat edilmesi gerekiyor.

Saygılarımla...

Oğuz Sağlam
26-07-2006, 09:28
Anlaşmamızı; anlamamızı ve anlatmamızı,
yaşadıklarımızı, "yaşıyor olduklarımızı", ileriye dönük planlarımızı anlatmamızı ve daha bunların çok ötesini mümkün kılan dilimizi sahiplenmek toplumsal sorumluluğumuzdur.

Genel olarak "forumlarda ve diğer internet ortamlarında" kullanılan bozuk, çürümüş, kelimelerine yabancı zararlılar yuvalanmış, dizilimlerindeki altın oran çalınmış "hilkat garibesi kelime dizgileri" önce kendimize, sonra karşımızdakilere ve sonuç olarak kültürümüze ve ecdadımıza saygısızlıktır.

Bu forum gibi önemli bir görevi yerine getiren, zamana bağlı olarak birikimini sürekli artırıp bütünleştirerek taşıyan, dağların zirvelerinden sucul ortamlara açılan yelpazede bir çok farklı meslek gurubu, yaş gurubu, kültürel gurup ve farklı entellektüel seviyede insanları buluşturan ortamlarda bana göre öncelik saygı, sevgi ve (dolayısıyla) dildir.

Saygı samimiyete,
samimiyet saygıya engel değildir.

Dil kişinin kendisine saygısıdır.

Saygılarımla,

malina
08-08-2006, 16:02
Bir sorun oldu ama hallettik :)

Yalnız Çınar
08-08-2006, 18:32
Konuştuğum, çevremdeki herkesle anlaşmamı sağlayan, duygularımı,düşüncelerimi ifade edebildiğim anadilimi çok seviyorum. Doğru konuşmaya, doğru yazmaya gayret ediyorum. Dilimin Doğru kullanılmasında gayretleri olan herkesi destekliyor ve kutluyorum.

ibuprofen
08-08-2006, 18:36
Türkçemiz çok güzel bir dil ve maalesef "chat" anlayışı onu mahvediyor, Türkçeyi doğru kullanmak, kullanabilmek için ne Türk Dil Kurumu olmaya gerek var ne de Türkçe öğretmeni...Çünkü zaten anadilimiz bu dil. Birazcık dikkat etsek, bunu önemsesek çok kolay ve keyifli bir iştir Türkçe konuşmak/yazmak. yeter ki isteyelim. Lütfen önemseyelim, "chat" anlayışının dilimizi yiyip bitirmesine izin vermeyelim. Teşekkürler.

Şule
08-08-2006, 20:18
Hayatımıza birdenbire girip, kendini vazgeçilmezlerimiz arasına sokan cep telefonu ve internetle dilimiz tanınmayacak hale geldi. Kontörden tasarruf, zamandan tasarruf derken, düşünceden de tasarruf eder hale geldik. Dil düşüncenin alt yapısını oluşturur. Düşüncemizin alt yapısına sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum.

nilgunarpat
08-08-2006, 20:48
Sayın Malina yazım kurallarını çok güzel açıklamış, arkadaşlar da yorumlarıyla düzgün Türkçe kullanmanın gereğini vurgulamışlar.
Ben de düzgün bir ifade ve doğru yazımdan yanayım.Bu kurallara uyan herkese ve Malinaya teşekkürler..

malina
08-08-2006, 21:51
"de/da" ve soru takıları ve "ki" konularında yanlış yapanlardan fidan dikimi isteyeceğim:)

Hiç olmazsa bu yanlışlar işe yarar :)

arsakay
08-08-2006, 22:46
Bu konu açılınca aklıma özel radyoların çoğalmaya
başladığı yıllar geldi. O yıllarda ortaya çıkmaya başlayan
yeni yetme DJ' lerin özenti konuşma şekilleri ciddi
tartışma konusu olmuştu. Yıllar geçti, radyolar ve
o DJ' lerin benzerleri arttı ama tartışılanlar unutuldu.

Biz unutmayalım. :)

spooky_spook
09-08-2006, 02:26
Malina, ben de birkaç şey eklemek istiyorum izninle, zamanında başımı ağrıtmıştı da. :)

herkez değil herkes (Bu yanlış için 8. sınıfta yeni gelen Türkçe öğretmenimiz birer sayfa dolusu herkes yazdırmıştı herkese.) :D

Benim yazım kurallarıyla tanışmam bayağı geç oldu, söylediğim gibi. Yine en çok yaptığım hatalardan birkaçı şunlardı:

yanlız, yalnış, bir kaç, herşey, birşey, makina...

Uzaaar da gider. Nasıl yerleştirdiyse beynime o hocam, hala bu kelimeleri öncelikli olarak görüyor beynim bir yazıda. :D

hasan42
09-08-2006, 02:27
Ukalalık olarak algılamamanızı isterim.

Bence dil kullanım hatalarımızın düzeltilmesini, eğer hatayı düzelten samimi ise ve uygun bir yöntemle yapıyorsa, ukalâlık olarak algılamamalıyız. Ben kendi adıma yanlışlarımın düzeltilmesini isterim.

Bu konu açıldığında hep yaptığım gibi size bir sayfanın adresini vereyim. Yazar haklı (ve de tatlı) öfkesini yansıtarak şu ünlü dahi anlamındaki de konusunu ele almış bu sayfada.

malina
09-08-2006, 10:19
Ücretsiz imla kılavuzları

http://www.inndir.com/program.php?id=5269

http://www.inndir.com/program.php?id=31598

memet
09-08-2006, 13:37
http://www.elyadal.org/ya_da.htm

dilin kullanımı konusunda hassas bir site daha...

rahimyts
09-08-2006, 15:09
Önemli ve gerekli bir konu.

İnternet Türkçesi istemiyoruz...

Duyarlılık gösteren herkesi tebrik ederim. Bu arada istemeden de olsa konunun buraya taşınmasını ve önemle izlenmesini sağlayan arkadaşa sanırım teşekkür borçluyuz :-) (internet ve özenti Türkçe ile cümleler kurmuş olan arkadaşı kastediyorum.... )

Güzel dilimizi doğru kullanmak için (daha) duyarlı olmaya devam....

malina
09-08-2006, 15:18
Biz bu işe çoktan başlatık, hatta YD forumda ne maceralar yaşadık :)

Bu yüzden ben o arkadaşa teşekkür etmeyeceğim, burada da bardağı taşıran damla olmak o kadar sevimli bir durum sayılmasa gerek :)

Plumbago
09-08-2006, 15:38
Adı üzerinde olan bir site. Bu site de diğer örnekler gibi düzgün Türkçe kullanımı konusunda duyarlı...

http://dahianlamindakideayriyazilir.com/

Yalnız Çınar
09-08-2006, 23:50
Benim de bildiğim, Türkçe konusunda hassas olan bir site var.
<<www.tdk.gov.tr>> Bilgisayar başında olduğum sürece, Türk Dil Kurumu'nun web sitesi genellikle açık olur. Bilmemekten ziyade hata yapmaktan korktuğum için. Benim için dilimi doğru kullanmak çok önemli. Gelecek kuşaklara bırakılacak en güzel miras diye düşünüyorum.

backyard
21-08-2006, 18:56
bu konuyu tekrar gündeme getirmekte fayda var

mesajlarınızın dikkate alınmasını istiyorsanız, cümlelerinizin ve kullandığınız kelimelerin anlaşılır, özenli ve türkçe'ye uygun olmasına dikkat edin

anlaşılması okuyucular için zor olan mesajların forum sayfalarında durmasının bir faydası olmadığına inanıyorum

teşekkürler

memet
21-08-2006, 19:18
Dil konusunda aklımda kalmış bir kaç şeyi yazayım dedim.
ilk okullarda,Türkçe en çabuk okuma yazmaya başlanan diller arasında,
Sözgelimi İngilizlerden den daha önce yazmaya başlıyor bizim çocuklar,ilkokulda.
Çince dokuz yaşına kadar tam olarak yazılamayabiliyor.
ingilizcede bir kelimenin yazılışını önceden bilmiyorsanız nasıl yazılacağını tahmin edemeyebilirsiniz.

ReaL
21-08-2006, 19:27
Yazıldığı gibi okunun bir Dil'imiz var.

Ancak; bazı kelimelerin yazılışı ne kadar bilgili olursan ol insanı tereddüte düşürüyor...

Örnek;

Doğrusu: Kocaeli'nden
Yanlışı: Kocaeli'den

Bunun tersini bilip ne kadar da ısrar etmiştim oysa... :p

Ayakkabısı var mantığı ile hareket edersek; Buzdolabısı var olmalı değilmi???

:p

malina
21-08-2006, 19:35
*** real,

biz çok ayrntıdan vazgecdik okunr bidil ossun iztiyoz. herkezede dikknat et diyorz ama etmiyyolar **** umursanmıyo... :)

ReaL
21-08-2006, 19:47
*** real,

biz çok ayrntıdan vazgecdik okunr bidil ossun iztiyoz. herkezede dikknat et diyorz ama etmiyyolar **** umursanmıyo... :)


Bu arada pek de güzel yazmışsın eline sağlık, baya uğraşmış olmalısın... Mesajı aldım... :p

Ancak; 3-4 günlük üye olmama rağmen dikkat ettim de, bu site de Türkçe'nin kullanılması o kadar da kötü değil...

Zaten ilk mesajımda da bunu belirtmiştim...

Başka siteleri görünce burası ohooo sanki TDK nın sitesi...

Kötü alışkanlıkları olan arkadaşlar bir nebze doğru Türkçe kullanımı ile ilgili uyarıyı dikkate alır ise hem kendileri ve çevreleri de kazanır...

-----

(Bu arada sizin balkona bakıyordum da imrenmedim değil... )

nilgunarpat
21-08-2006, 19:51
Sayın Malina, gerçekten çok pratik bir zekanız var. Burada istenilen Türkçeyi iki cümlede anlatıvermişsiniz, kısaca ve anlaşılır.. :)))

Şule
21-08-2006, 20:09
Aslında Real haklı. Gerçekten de en iyi Türkçe kullanılan forumlardan biri. Arada bir kaç tane çıkıyor ama, dilimizi bu şekilde kullanmalarını edindikleri alışkanlıklara bağlıyorum. Ve alışkanlıklar değişebilir. Türkçeyi düzgün bir şekilde kullanan bu kadar insanın arasında kaldıkça da, istemeseler de değişecektir bu alışkanlıkları.

Ormandaki bir ağaç için, ormandaki herhangi bir ağaç olmak yeterlidir. Kalabalık yapıp ormanı orman yapmak yeterlidir. Ama bonsai adayı bir ağaç için ağaçlar içinde en güzeli, en orjinali olmak gereklidir. Bunun için de budanmayı, tellenmeyi göze alırlar. Bizler de insanlar içinde herhangi bir insan olmamak için yapılan uyarıları dikkate almalıyız.

Dilimizi doğru bir şekilde kullanmanın en başta kendimize yararı vardır. Düzgün bir Türkçeyle kendimizi ifade ettiğimizde, "anlaşılamıyorum" gibi cümleleri kurmamıza da artık gerek kalmayacaktır.

moryelss
21-08-2006, 20:17
merhaba;ben forumun en yeni üyesiyim(sanırım) biraz yabancılık çekeceğe benziyorum ama sanırım arkadaşlar bana bu konuda yardımcı olurlar.
sanal alemi pek sevmem bana gerçekçi gelmez ama görüyorum ki bu forum bazı fikirlerimi değiştirecek umarım benide aranıza kabul edersiniz
saygılar

ReaL
21-08-2006, 20:35
Yine de benden eskiymişsin... :p :p :p

Hoşgeldiniz...

Çiçek, ağaç sevmiyorsan hiiç burda durma...

:p

malina
21-08-2006, 20:52
Merhaba moryelss :)

Seni de aramıza kabul ederiz :) Hoşgeldin.

ReaL
21-08-2006, 21:55
Evet Beni de aralarına kabul ettiklerine göre....

:p :p :p

Çok güldüm...

Aman kimse üzerine alınmasın ben arada bir böyle kendi kendime gülerim...

gallus
21-08-2006, 23:48
Kötü alışkanlıkları olan arkadaşlar bir nezbe doğru Türkçe kullanımı ile ilgili uyarıyı dikkate alır ise hem kendileri ve çevreleri de kazanır...
ben mi yanlış biliyorum? nezbe değil de nebze mi olacak?
bir de büyük harf konusundaki düşüncenizi alabilir miyim.noktalardan sonra büyük harfle başlamak bana zor geliyor. sadece özel ismleri büyük harfle yazıyorum. bu konuya da dikkat etmemiz gerekirse seve seve bunu da yaparım.

ReaL
21-08-2006, 23:57
ben mi yanlış biliyorum? nezbe değil de nebze mi olacak?
bir de büyük harf konusundaki düşüncenizi alabilir miyim.noktalardan sonra büyük harfle başlamak bana zor geliyor. sadece özel ismleri büyük harfle yazıyorum. bu konuya da dikkat etmemiz gerekirse seve seve bunu da yaparım.


On parmak yazıyorum, yanlışlıkla yazım hatası olmuş...

Bildiğin doğru, "Nebze" olarak yazılır....

Ben buranın yöneticisi değilim, benim için hiç farketmez, sadece düşüncelerimi belirttim, iyi Türkçe kullanmak gelecek nesillere aktarabileceğimiz en kolay ve en iyi mirastır...

Zaman zaman hepimiz imla hatası yapabiliriz, bu sayfada anlatılmak istenilen hani ATV deki "Avrupa yakası" dizisinde selin var ya :p (Gerçi o na da pek yakışıyor o şekilde konuşmak :p ) o tür yazımdan uzaklaşmak....

Noktalama işaretsiz ve sık sık paragraf yapılmayan bir yazıyı okumak güçtür ve tekrar tekrar okumak gerekir hoş bunu da kimsenin yapacağını sanmıyorum, bakılır geçilir...

Sizin bileceğiniz bir şey... Önerim; bence olabildiğince iyi Türkçe ve İmla Kurallarına uyulması...

Bundan herkes kazançlı çıkar...

Yanlış anlamadım, yanlış anlamayınız... ;)

gallus
22-08-2006, 00:02
Haklısın. Özellikle bağlaçlar ve noktalama işaretleri çok önemli. Yoksa okunması ve anlaşılması çok güç bir hal alıyor yazılanlar.


bu arada siz farketmediniz belki ama ben de bir iki yanlış yaptım hemen düzelttim:D

ReaL
22-08-2006, 00:06
Farkettim... :p

Şeyde boncuk bulmuş gibi sevindiğimi göstermek istemedim... :p

egökkuş
22-08-2006, 18:17
Bu başlık altındaki yazıları okumak gerçekten heyecan verici. Etrafımdakilerin imla hatalarını utana sıkıla düzeltmeye çalışırken onların vurdumduymazlığı bu konuda kendimi hep yanlız hissetmeme neden olmuştu. Ama öyle olmadığını görüyorum.

Sağol malina.

serbenna
31-08-2006, 12:14
Geçen gün bir Amerikalı ile tesadüfen msn'den sohbetleştik. Cümlelerine öyle dikkat ediyorduki imla hatası yapmamaya özen gösteriyordu. Daha önceki yıllarda yaptığım sohbetlerde de benzer şeylere şahit olduğum için onların bu konuda dikkatli olması beni dilimiz konusunda daha hassas olmam konusunda daha duyarlı olmamı sağladı.

Dilimiz büyük bir nimet ve sanal alemde birçok vatandaşımız malesef dilimizi yanlış kullanıyor ve her geçen gün artan kısaltmalarla bir yozlaşmaya doğru gidiyoruz. Bu forum başlığı ise bu duruma olan karşı feryadımıza bir nebze olsun ferahlık getirdi. Elinize sağlık, çok teşekkür ederim..

malina
01-09-2006, 08:22
Türkçe: Türklere rağmen hálá yaşıyor!


TÜRKİYE’de cep telefonunuzdan bir Türk arkadaşınıza Türkçe kısa mesaj gönderirseniz, bunun normal mesajın iki katına faturalandığını biliyor muydunuz?

Ben bilmiyordum, dün Sabah’taki bir haberden öğrendim.

Gerçekten ilginç bir durum!

Kendi ülkesinde, kendi dilinden mesaj yazdığı için cezalandırılan bir halk!

Eğer mesajınızı İngilizce, Fransızca gibi Batı dillerinde yazarsanız hiç sorun yokmuş.

Gazetedeki haber GSM operatörlerinin 100 bin dolarlık bir ek yazılım kullanarak bu sorunu çözebileceğini de anlatıyor.

Bu ülkede Sanayi Bakanlığı’nın "Tüketiciyi Koruma Genel Müdürlüğü" var. Telekomünikasyon Kurumu var.

Bunların başkanları, genel müdürleri, uzmanları, memurları, sekreterleri, makam otomobilleri var.

Ama cep telefonu kullanıcılarının "kısa mesaj yoluyla dolandırılmaları" demek ki bunların ilgi alanına girmiyor!

Onlar işlerini yapmadıkları için kendi ülkemizde, kendi dilimizle kısa mesaj yolladığımız için hep birlikte kazıklanıyoruz!

Bazen etrafımda olup bitene bakıyorum ve şöyle düşünüyorum: Bu Türkçe ne kadar güçlü bir dilmiş ki, bizlere rağmen hálá varlığını sürdürebiliyor!

Mehmet Y. YILMAZ / Hürriyet (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5012804.asp?yazarid=148&gid=61)

memet
01-09-2006, 11:03
başta ben olmak üzere, zaman zaman yazım hataları yapıyoruz.Ama en azından alışmışım birkere böylede yazarım demiyorum..
"ve" yerine "we" yazmak -klavyede- bir kolaylık sağlıyor,iyi ama bu kadar acele nereye gidiyoruz.
Hiçbir şey hatalı yazmakta ısrar etmenin gerekçesi olamaz..

ReaL
01-09-2006, 23:30
Doğru ve güzel yazım konusunda bir çok siteye taş çıkartır burası...

Bir çok değil rakip bile pek az çıkar...

Uyarıların da bir faydası olduığunu sanıyorum...

MehmetEmin
02-09-2006, 01:09
Bu siteyi bugün gördüm, forumlardaki birkaç yazıyı okuduktan sonra tam alıp başımı gidecekken, Türkçe konusunda site yöneticilerinin titizliklerini gördüm, üye olmaya karar verdim.

Bu yüzden, ilk iletimi bu konu başlığına göndermek geldi, içimden.

Zaman bulur, sitenin içeriğindeki diğer yazıları okursam, elbette duygularımı, düşüncelerimi, merak ettiklerimi, bilgi ve bilgisizliklerimi diğer iletililerimle paylaşırım.

Esasında ben, Türkçe konusunda sanıldığı kadar tutucu biri değilim.

Yazım yanlışlarını da çok fazla önemsemem ama özellikle bir kelimenin Türkçe karşılığı veya Türkçeleşmiş bir karşılığı varsa sırf ilginçlik ve “bilgiçlik” olsun diye yabancı kelimelerin kullanılmasına, kullanılması için ısrar edilmesine çok bozuluyorum.

İster berber dükkânı olsun, ister yiyecek ile ilgili dükkânlar veya diğerleri; son zamanlarda gördüğüm tabelalarda bile Türkçe bir kelimeyi örneğin “yeşil” için “yeshill”i kullananlara bir kat fazla bozuluyorum.

Ben bozuldukça da dilimiz iyice bozuluyor sanki.

Hakkımızdan hayırlısı, umarım bu heves uzun sürmez.
Saygılarımla.

Yalnız Çınar
02-09-2006, 11:18
Genel konusu Türkçe olmamasına rağmen, genelde site forumlarına yazanların anadillerine bu kadar hassas olmaları, hatta sizin gibi tesadüfen sitemize girmiş arkadaşlarımızın sırf Türkçe'mizin güzel kullanılıyor olması yüzünden sitemize üye olmaları ne kadar güzel, ne büyük onur.

Bu sitede olmaktan çok keyif alıyorum...

Sevgi ve saygılarımla esenlikler diliyorum.

egökkuş
06-09-2006, 11:22
başta ben olmak üzere, zaman zaman yazım hataları yapıyoruz.Ama en azından alışmışım birkere böylede yazarım demiyorum..
"ve" yerine "we" yazmak -klavyede- bir kolaylık sağlıyor,iyi ama bu kadar acele nereye gidiyoruz.
Hiçbir şey hatalı yazmakta ısrar etmenin gerekçesi olamaz..

ve yerine we yazmak klavyede nasıl bir kolaylık sağlıyor?

memet
06-09-2006, 11:39
aslında başta bende düşündüm neden bunu yapıyorlar diye .. iki harf klavyede yanyana..chat hızını arttırıyor heralde...

egökkuş
06-09-2006, 16:58
cep telefonu için v yerine w kullanmak bir kolaylık olabilir. v yazmak için 8 tuşuna bir kaç kez basmak gerekirken w yazmak için 9 tuşuna bir kez basmak yeterli.

memet
06-09-2006, 17:40
evet, chat diline alışınca bu bir tür ilginçlik gibi kabul ediliyor sanıyorum..

faris
07-09-2006, 11:02
Administratör ve Moderatör kelimelerinin ne anlama geldiğini bilmiyorum. Bu kelimeler yüzünden anlama güçlüğü çekiyorum. Bu kelimelerin Türkçe karşılığı yok mu acaba?

malina
07-09-2006, 11:04
Var da nereden değiştireceğimi bulamadım, hala arıyorum :)

backyard
07-09-2006, 22:52
galiba kullanıcı gruplarından değiştiriyorsun

ŞÜKRAN
08-09-2006, 08:27
Herkese günaydın,

Evet bende Administratör ve Moderatör gibi kelimelerle karşılaşınca ilk etapta zorluk çekmiştim. Daha sonra başka yerlerden araştırıp öğrendim. Çok fazla forumlara katılmadığım için herhelde bu kelimelere yabancıyım.
Sitemize Bir SÖZLÜK bölümü eklersek hem bu şekildeki ifadelerin hemde ağaçlarla ilgili diğer bilmediğimiz kelimelerin anlamlarına daha çabuk ulaşabiliriz.

Ayrıca türkçenin doğru kullanımı ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyet için de ayrıca teşekkür ederim. Çünkü zamanla bu tür kısaltmalar ve terimler, sözlcükler alışkanlık haline gelip türkçeye yerleşmeye başlıyor.

Hoşçakalın.

aybala
08-09-2006, 09:20
Administratör ve Moderatör kelimeleri için bir üyemiz daha uyarmıştı. Çok yakında değişecek. :)

Teşekkürler

faris
08-09-2006, 09:35
Herkese günaydın,

Evet bende Administratör ve Moderatör gibi kelimelerle karşılaşınca ilk etapta zorluk çekmiştim. Daha sonra başka yerlerden araştırıp öğrendim. Çok fazla forumlara katılmadığım için herhelde bu kelimelere yabancıyım.
Sitemize Bir SÖZLÜK bölümü eklersek hem bu şekildeki ifadelerin hemde ağaçlarla ilgili diğer bilmediğimiz kelimelerin anlamlarına daha çabuk ulaşabiliriz.

Ayrıca türkçenin doğru kullanımı ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyet için de ayrıca teşekkür ederim. Çünkü zamanla bu tür kısaltmalar ve terimler, sözlcükler alışkanlık haline gelip türkçeye yerleşmeye başlıyor.

Hoşçakalın.
"Administratör kimdir, ne iş yapar, Moderatör kimdir, ne iş yapar?" gibi sorulara neden olduktan sonra bu kelimelerin ne anlamı var değil mi?

Mesela Site Sorumlusu veya Grup sorumlusu gibi isimler olsa benim gibi anlama özürlüler için kolaylık olurdu. Hem de Türkçe konusundaki hassasiyet yakıştırmalarının bir anlamı olurdu :)

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim; yukarıdaki mesajınızda bende ve hemde kelimelerini doğru kullanmamışsınız. Doğrusu "ben de" ve "hem de" şeklinde olacak :)

Çok ukala olabiliyorum bazen. Huyum kurusun. Değiştirmeye çalışıyorum ama bakalım ne olacak.

ŞÜKRAN
08-09-2006, 10:59
Uyarınız için teşekkürler.

ŞÜKRAN
08-09-2006, 11:01
Sevgili aybala,
Sözlük kısmı ile ilgili yorum yapmadınız.
Olsa güzel olmaz mı?
Sevgiler.:confused:

faris
08-09-2006, 11:21
Uyarınız için teşekkürler.
Ben bana kızmanızı bekliyordum. Ama uyarım için teşekkür ettiniz. Peki biraz daha küstahlaşayım o zaman :)

türkçe değil, Türkçe olacak.
türkçeye değil Türkçe'ye olacak.

aybala
08-09-2006, 11:23
Sözlük kısmı ile ilgili yorum yapmadınız.
Olsa güzel olmaz mı?


Site içinde "Terimler sözlüğü" (http://www.agaclar.net/index.php?id=243&first_item=0)gibi bir çalışma düşünmüştük. Hazırlanması zaman alıyor.
Yukarıdaki tür yabancı kelimeler için bunların Türkçe karşılığını kullanmak en ideali. Bunlar için sözlüğe gerek olmamalı, doğrudan Türkçesi yazılmalı yani.

Teşekkürler

tatil nasıl geçti :)

arsakay
08-09-2006, 11:25
Merhaba Şükran,
yazdıklarınız dikkatimizden kaçmış değil :)
Aramızda tartışıyoruz.

ŞÜKRAN
08-09-2006, 11:45
Tatil iyi geçti.
En güzeli de oğlumla bol bol vakit geçirme fırsatı buldum.
"Güzeli de " derken de ayrımı değil mi karar veremedim. Bunu da farise sormak lazım herhalde.:D

aybala
08-09-2006, 11:49
doğru yazmışsın :)
ayrıca
farise değil faris'e :)

arsakay
08-09-2006, 12:00
Şükran olsam sizi döverim :D

ŞÜKRAN
08-09-2006, 12:03
Sende mi Bürütüs.:p

faris
08-09-2006, 12:04
"...ayrımı değil mi karar veremedim." cümlesi de yanlış.
Doğrusu şöyle olacak:
"... ayrı mı, değil mi karar veremedim"

(Ulan bu kadar küstah olmak zorunda mıyım acaba?)

aybala
08-09-2006, 12:52
Sende mi Bürütüs.:p

Şimdi öyle bir cümle yazdın ki sevgili Şükran :)
Eminim faris bunun üzerinde onlarca mesaj yazıp buradaki de nin ayrı yazılınca hangi, birleşik yazılınca hangi anlama geldiğini anlatacaktır.

Ben doğrusunun " Sen de mi Brutus! " olduğunu söyleyip bırakıyorum...:)

aybala
08-09-2006, 13:06
İtiraf ile karışık bir nostalji yapayım.

Yıllar yıllar önce, internet dünyasının bir köşesinde bir site ile rastlaştım ve oraya yazmaya başladım. Sonra sitedeki birkaç eski üye beni imla hatalarım konusunda uyardı. İsmi lazım değil yine oradan biri "yazılarımı bu imla hataları yüzünden okumaya değer bulmadığını ve asla okumayacağını" söyledi.

İnsanoğlu eleştirilmek istemiyor tabi. Hemen "ama napim derken ne yapayım yazmak komik değil mi?" "hem ben edebi bir şey yazmıyorum ki" gibi savunmalar geliştirdim kendime...haklıydım da aslında.

Sonra zaman içinde bu hatalar bana da tabiri caizse batmaya başladı. Gidip eski mesajlarımı düzeltmeye başladım vs... Bunu mesajlarım okunsun diye değil, kendim ve Türkçe için yaptım...Türkçeyi bozmaya hakkım yoktu.

İnsanlık hali, hala yanlış yazdığım oluyor. Ama fark edince/ettirilince hiç gocunmadan değiştiriyorum.

Buradaki şifre bence " Türkçeyi doğru konuşup yazmayı takıntı haline getirmek ve asla taviz vermemek."

faris Bey ağlamayın :)

faris
08-09-2006, 21:22
Şimdi öyle bir cümle yazdın ki sevgili Şükran :)
Eminim faris bunun üzerinde onlarca mesaj yazıp buradaki de nin ayrı yazılınca hangi, birleşik yazılınca hangi anlama geldiğini anlatacaktır.

Ben doğrusunun " Sen de mi Brutus! " olduğunu söyleyip bırakıyorum...:)
Onlarca mesaj yazmaya gerek yok. Şükran'ın bana kızıp, "küstah adam" falan diyeceğini düşünüyordum. Ama o, bunu görmezden gelip incelikle bana teşekkür ediyor. Bu nedenle tek mesajla yetineceğim :)

"Sende mi Brutus?" cümlesini okuduğumda, Sezar'ın bir eşyasını bulamadığını ve kayıp olan bu eşyanın Brutus'te olup olmadığını merak ettiğini anlıyorum.
Örneğin, Sezar Brutus'e soruyor: "Kitabım sende mi Brutus?"

"Sen de mi Brutus?" cümlesini okuduğumda ise, Sezar'ın Brutus'un yaptığı bir hareketten dolayı şaşkın olduğunu ve buna inanamadığını anlıyorum.
Örneğin, Sezar Brutus'ü karşısında gördüğünde ona soruyor: "Sen de mi onlardansın Brutus?"

Böyle şeyler işte...

aybala
08-09-2006, 22:25
Faris Bey açıklamalarınız için teşekkür ederiz.
Bir başka konuda da fikrinizi almak istiyorum.

"Sen de mi Brutus! "
"Sen de mi Brutus? "

Sezar bu cümleyi senatoda Brutus tarafından bıçaklandığında şaşkınlık ve dehşet içinde söylemiştir. Bu cümle soru cümlesi gibi görünse de Sezar'ın bu cümleden cevap beklentisi yoktur. Bu yüzden cümle sonunda "!" olmalıdır diye düşünüyorum.

backyard
08-09-2006, 22:48
bence sen ?!? kullan
katmerli olur :)

Karga
08-09-2006, 23:00
Konuya doğrudan giriş yapıyorum ama, benim bildiğim:

Cevabını bildiğimiz yahut karşılığını beklemediğimiz sorularda, '' ?.. '' işareti kullanılır.

Sayın backyard 'ın yazdığı :

'' ?! '' işaretinin kullanılabilirliği tartışılabilir. Hoş, '' ?.. '' işareti kullanımı da tartışılabilir. :)

'' ?! '' işaretinin Türkçe 'de kullanıldığını hiç görmedim.

Kullansa kullansa, noktalama işareti '' uzmanı '' ( ! ) Hadi Uluengin kullanır. :)

Sayılarımla...

malina
08-09-2006, 23:35
Cevabını bildiğimiz yahut karşılığını beklemediğimiz sorularda, '' ?.. '' işareti kullanılır.

Sanırım " ! " kullanılır yazacaktınız...

Karga
09-09-2006, 00:05
Sanırım " ! " kullanılır yazacaktınız...

Hayır, yanlışlık yok. :)

Yanlışlık bende var. Hatta, uyku mahmurluğu var.

Yukarıdaki mesajımda yazdığım cümleyi şu şekilde düzeltiyorum:

Konuya doğrudan giriş yapıyorum ama, benim bildiğim:

Cevabını bildiğimiz yahut karşılığını beklemediğimiz sorularda da, soru işareti kullanılır.


Türkçe 'de böyle ( ?.. ) bir noktalama işareti yok ve biraz zorlama ile '' üretilmiş '' bir noktalama işareti.

Ünlem işaretinin hangi durumlarda kullanıldığı malumunuz.

Sanırım " ! " kullanılır yazacaktınız...

Mesela, yukarıdaki alıntı yaptığım cümlenin sonuna ünlem konulabilir. Hatta, cümlede soru eki olmasa da, ( bence ) soru anlamı var ve soru işareti konulabilir / konulur.

'' Sen de mi Brütüs '' cümlesinde, Sezar 'ın şaşırdığını varsayarsak, cümlenin sonuna ünlem konulabilir.


Bu cümlenin Latince 'sinin sonunda ünlem işareti var. Türkçe çevirisinde ise, soru anlamı kazanıyor. Bazı cümleler içerisinde soru eki bulundurmasına rağmen, soru anlamı taşımayabilir. Ama bu cümlede soru anlamı da var ( gibi ). ( Yoksa sadece ben mi soru anlamı çıkarıyorum? :) )

Bence, '' Sen de mi Brütüs '' cümlesinin sonuna kesinlikle soru işareti konulur. Kararımdan dönmem. :)

'' ?.. '' işareti çok ütopik oldu; farkındayım. :)


Neyse...

Zor ve çetrefil bir konuya girdik. Benim zekam ve bilgim ve hafızam fazlasını kaldırmayabilir. :)

Saygılarımla...

Not: Resmi yahut edebi bir yazıda, '' ?.. '' işaretini katiyen kullanmam. Aslında hiçbir yazıda kullanmam ama, bazen dalgınlıkla yahut el alışkanlığıyla kullandığım oluyor, kabul ediyorum. :) ( Bu son cümlede dolaylı tümleç eksikliği var. :) )

faris
09-09-2006, 08:48
Faris Bey açıklamalarınız için teşekkür ederiz.
Bir başka konuda da fikrinizi almak istiyorum.

"Sen de mi Brutus! "
"Sen de mi Brutus? "

Sezar bu cümleyi senatoda Brutus tarafından bıçaklandığında şaşkınlık ve dehşet içinde söylemiştir. Bu cümle soru cümlesi gibi görünse de Sezar'ın bu cümleden cevap beklentisi yoktur. Bu yüzden cümle sonunda "!" olmalıdır diye düşünüyorum.
Bunu bilmiyorum Aybala... İmla klavuzuna bakıp araştırmaya üşeniyorum şu anda. Bu konuya ilk kez dikkat çektiğinde, cümle sonuna ünlem işareti koymuşsun. Bu nedenle ben de, ünlem ve soru işareti arasında kaldım ve tercih hakkımı soru işaretinden yana kullandım.

Aslında bana kalırsa, forum ortamında yazılan mesajlarda imla işaretleri konusunda çok fazla titiz olmaya gerek yok. Örneğin, Backyard mesajlarında hiç imla işareti kullanmaz ama yazım / kural hatası da yapmaz. Aynı şekilde, Attila İlhan'ın şiirlerinde de hiç imla işareti yoktur ama bu, onun Türkçe'yi doğru kullanmadığı anlamına gelmez.

Bence asıl önemli olan, basit birkaç kurala uymak ve kelimelerin yazılış biçimlerini anlama zorluğu oluşturacak şekilde çarpıtmamak. Cümlenin sonuna ünlem konulacakmış konulmayacakmış, pek de o kadar önemli değil.

"Ön izleme yap" butonuna basıp yazılanların tekrar okunmasıyla rahatlıkla çözülebilecek meseleler bunlar. Yazılanların yıllarca burada asılı kaldığı ve yüzlerce insan tarafından okunduğu düşünülürse, mesajlara biraz daha fazla özen gösterme zahmetine değer bence :)

aybala
09-09-2006, 10:19
Cümlenin sonuna ünlem konulacakmış konulmayacakmış, pek de o kadar önemli değil.

Anlama zorluğu ise sorun, imla işaretleri bu zorluğu kolaylaştırma gerekliliğinden doğmuş olsa gerek. Yani yazılarda ses tonu yoktur. O yüzden yazıları anlamak için bu imla işaretleri, yazanın ses tonu olur.

mesela biri
"Sizin benimle uğraşmaktan başka işiniz yok mu?" yazmış. Sonunda soru işareti olduğuna göre benim bu kişiye bu sorunun cevabını yazmam gerekir. Yani başka işimiz olup olmadığını anlamak istiyor olabilir.

eğer
"Sizin benimle uğraşmaktan başka işiniz yok mu!" olarak yazsaydı ben buradan
"Bu kişi bana kızmış, daha fazla üstüne gitmemeyim." mesajını alırdım.

Ayrıca (...) yerine (..) aynı anlamı vermeye bilir.

Herkes kuralları keyfine göre değiştirirse, kuralın ne anlamı olur değil mi? Kurallar, yazım hızımızı tabletlerdeki çivi yazısına da dönüştürse esnetilmemelidir.

Bu arada zaman içinde : ) işaretini de imla işareti olarak kabul edebilir. Neyse...

arsakay
09-09-2006, 10:41
Sayenizde merak edip noktalama işaretlerini
yeniden okumaya başladım.
Unuttuğum çok kural varmış.

Soru cümlelerinin sonunda ünlemi ben de kullanıyordum ama
okuduklarım arasında bunu yazan tek bir yer bile bulamadım.

hasan42
09-09-2006, 10:49
Noktalama işaretlerinin doğru kullanımı konusunu açtığınız iyi oldu. Dahi anlamındaki de ve -de eki gündemi o kadar meşgul etti ki diğer yazım sorunları gölgede kaldı. :p

Ben '' Sen de mi Brütüs '' örneğinde olduğu gibi, ünlem ya da soru işaretinin kullanımının kişinin kasdettiği şeye bağlı olduğunu düşünüyorum. Bence yerine göre ikisi de doğrudur.

Benzer bir kullanımı “değil mi” ifadesinde de görüyoruz. Diyelim ki sakin, ılık, yıldızlı bir gecede, bir bahçede sevdiğiniz birileriyle çay içiyorsunuz . O ortamın sizde oluşturduğu duyguyu ifade eden “Ne kadar güzel bir gece değil mi” cümlesi bence bir ünlem işareti ile sonlanmalıdır.

Noktalama işareti icadı konusunda Karga kardeş’e kısmen katılıyorum ama hayatın getirdiği, önceden kestirilemeyen pek çok duygu, davranış ve düşünce şekilleri var ve bunların hepsini yazıya dökecek sayıda “resmi” noktalama işaretimiz yok henüz. Bu da insanları yeni işaretler üretmeye zorluyor sanki. Örneğin, sizi şaşırtan, çözemediğiniz bir olayın sizde uyandırdığı duyguyu yazıya dökmek istiyorsunuz. Bunu !? veya ?! ile pratik bir şekilde ifade ediveriyorsunuz. Yüzcüklerin kullanımı da benzer bir ihtiyaçtan doğmadı mı?

Noktalama işaretlerinin hiç kullanılmaması da bir eksiklik ortaya çıkarır bence. Eski Osmanlı metinlerini inceleyenler bu eksikliği çok iyi görebiliyorlar.

Bu noktalama işaretleri konusunun daha fazla işlenmesi iyi olacak. Ben, kendi adıma, bunları kullanırken tedirginlik duyuyorum ve öğreneceğim çok şeyin olduğunu biliyorum.

aybala
09-09-2006, 11:03
TDK,
1. Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur.
2. Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur.
3. Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır.
demiş.

Yani, soru cümlelerinin sonunda şu durumlarda (!) kullanılır diye bir kural yok. Kurduğumuz cümleye vermek istediğimiz anlamı biz belirliyoruz. Soru soruyorsak (?) işareti, yukarıdaki vurguları yapmak istiyorsak da (!) kullanmalıyız. Ya da bir yazının sonunda hangi işaret varsa onun kullanımı ile ilgili durumları sorgulamalıyız.

İmla kurallarını ve işaretleri herkesin bilerek uygulaması bu nedenle önemli. Herkesin bu şifreleri doğru okumasına yarıyor. Sonunda (!) olan bir cümleyi cevaplamak durumunda olmadığını anlayabiliyor.

backyard
09-09-2006, 11:30
ben artık bunu kullanmaya karar verdim
olmuş mu ¿

backyard
09-09-2006, 12:02
noktalama işaretlerini bilmek gerekiyor
diğer yazım kurallarını da
kelimelerin kullanımlarını da
cümle yapılarını da
çünkü bir dil ancak ona hakim olduğumuzda zenginleşir

hangi yazardı bilmiyorum yazdığı kitaplarda duygusunu daha iyi ifade eden noktalama işaretlerini türkçe'de olmadığı halde kullanıyor (mesela noktalı soru işareti, ya da noktalı virgüllü nokta gibi - yanlış hatırlamıyorsam)

ve bu konuda o kadar hassas ki, çalıştığı yayınevi onun için klavyeye ayrı tuşlar yaptırmış

ancak çok iyi bildiğimiz bir konu üzerinde serbest dolaşım hakkımız olabilir/olmalı
çünkü bu serbest dolaşım zarfında anlamı çarpıtmayacağımızı biliriz

bir de ecevit'in yazdığı bir paragrafa rastladım
onu alıntılayım buraya

Virgülsüz konuşabiliyoruz da neden virgülsüz yazamıyalım hele Türkçe öyle güzel öyle geniş olanaklı bir dil ki yalnız virgül değil nokta bile kullanmadan insan biraz özen gösterirse meramını rahatça anlatabilir

sözcüklerin tümcedeki yerlerini değiştirerek vurgulamaları bile belirleyebilir

halk şiirinde virgül de nokta da satır başlarında büyük harf de yoktur ama her dize kolayca anlaşılır.

Karga
09-09-2006, 12:02
Yani, soru cümlelerinin sonunda şu durumlarda (!) kullanılır diye bir kural yok. Kurduğumuz cümleye vermek istediğimiz anlamı biz belirliyoruz. Soru soruyorsak (?) işareti, yukarıdaki vurguları yapmak istiyorsak da (!) kullanmalıyız. Ya da bir yazının sonunda hangi işaret varsa onun kullanımı ile ilgili durumları sorgulamalıyız.


Noktalama işaretleri, her ne kadar yazan kişinin inisiyatifine kalmış olsa da, içerisinde soru eki ve soru anlamı olan bir cümlenin sonuna da, ünlem işareti koymak biraz '' garip '' oluyor.

Herkes kuralları keyfine göre değiştirirse, kuralın ne anlamı olur değil mi? Kurallar, yazım hızımızı tabletlerdeki çivi yazısına da dönüştürse esnetilmemelidir.

Yukarıdaki alıntıladığım yazınıza göre:

'' Sen de mi Brüstüs '' cümlesinin sonuna, soru işareti konulur. :)

Ayrıca, kurallar değişmediği sürece, hep esneyecektir.


Attila İlhan'ın şiirlerinde de hiç imla işareti yoktur ama bu, onun Türkçe'yi doğru kullanmadığı anlamına gelmez.

Şiirde noktalama işareti kullanıp - kullanmamakla, düz yazıda ( nesir ) noktalama işareti kullanıp - kullanmamak arasında dağlar kadar fark var.

Bazı şairler, şiirde noktalama işaretlerinin '' gereksiz '' olduğunu düşündüklerinden ve şiirin okunma biçimini okuyucunun belirlemesini istediklerinden dolayı, şiirlerinde noktalama işareti kullanmazlar. Ayrıca, bu bir tarz meselesidir.

Buna karşılık Tevfik Fikret, şiirlerinin kendi arzuladığı gibi okunmasını beklediği / istediği için, Tevfik Fikret şiirlerinde bolca noktalama işareti ile karşılaşıyoruz.

Son olarak, şiirde noktalama işareti kullanılmaması, şiirde anlatılmak istenen duygunun üzerini örteceğini sanmıyorum.

Saygılarımla...

arsakay
09-09-2006, 12:29
İhtiyacım doğrultusunda (dili katletmemek şartıyla)
noktalam işaretlerini yazıl kuralından farklı kullanmakta
sakınca görmüyorum.

Çoğu zman zaten farketmeden yapıyoruz.

Örneğin:


Buna karşılık Tevfik Fikret, şiirlerinin kendi arzuladığı gibi okunmasını beklediği / istediği için, Tevfik Fikret şiirlerinde bolca noktalama işareti ile karşılaşıyoruz.


(/) işaretinin kullanım kuralları arasında burada olduğu gibi
kullanılmasıyla ilgili bir kural yok.
Oysa ben de benzer biçimi çok kullanırım.
Dikkat ettim Aybala sen de kullanmışsın.
Demek ki belirleyici olan biraz da ihtiyaç.

aybala
09-09-2006, 13:03
Bazen,

Ne yapayım değil de na'pim!?
Ne haber yerine na'ber?
Dağılın yerine da'aalın!

gibi vurgular da yapıyorum

Sanırım dikkat edilecek nokta, belirlenmiş bir işareti kurallarına riayet etmek. Kurallar zaman içinde pratik kullanıma göre yenileniyordur. Kuralları ihtiyaçların belirlediğine ben de katılıyorum. Yanlış bilmiyorsam imla işaretlerinin yanlış kullanımı ile ilgili bir kanuni müeyyide zaten yok.

hasan42
09-09-2006, 14:02
Yanlış bilmiyorsam imla işaretlerinin yanlış kullanımı ile ilgili bir kanuni müeyyide zaten yok.
:) Bu sitede bundan emin değilim. :p

some_at
09-09-2006, 14:16
zzzzzzzzzzzz

Karga
09-09-2006, 14:18
( ... ) çünkü bir dil ancak ona hakim olduğumuzda zenginleşir

Bana göre ise, bir dil ancak ve ancak yazarak gelişir.

Shakespeare ‘in, İngilizce’ye kazandırdığı bir çok kelime var. Peki ya bizde?

İngilizce ‘deki kelime sayısı 300.000 dolaylarında gezinirken, Shakespeare ‘in kendi üretmiş olduğu kelimelere kucak açabiliyor.


Bizde ise bu kural tam tersi doğrultuda, dili kısırlaştırıp, güdükleştirme üzerine kurulu bir '' düzen '' işliyor.

Burada, cevabı oldukça basit olan bazı sorular sorabiliriz:

Niçin dünyaca tanınmış bir yazar çıkarmıyoruz?

Neden Yaşar Kemal dünyaca tanınan bir yazar olamıyor? O anlatım gücüne rağmen, neden tanınırlığı az?

Cevap çok basit: Dil fakir.

Bunun ülke politikası ile ilgisi de var; lakin, birincil sebep dilin fakir olması.

Söylentilere göre, Türkçe ‘de otuz bin kelime var. Lakin, bana pek inandırıcı gelmiyor. Benim nazarımda, on bin kelime ya var, ya yok. Bu ‘’ on bin ‘’ kelime içerisinden Arapça ve Farsça kelimeleri de çıkarırsak, elde kalır üç – beş bin kelime.

Yaşar Kemal, bir röportajında şöyle söylüyordu:

‘’ Düşündüğünü anlatabilmek için en sıcak, en yürekten, sevgi dolu bir dil gerek. Dilin kalıplaşmışı hem çok tehlikeli, hem de bulunmaz bir ustalıktır. Kimi sözcükler çok kullanılmış, pörsümüştür. O sözcüğün dirilmesi, özsel gücüne kavuşması için yaratıcı söz ustasının eline geçmesi gerek. Bizdeki kötü sinema Türkçe’si birçok sözcüğü kullanılmaz hale getirdi, öldürdü. Bu ölü sözcükler, eski görkemine varmak için ustalarını bekliyor. Bir usta, fersudeleşmiş her sözcüğü alır, taptaze yapar, yerine koyar. ‘’
Yaşar Kemal ile Söyleşi / Feridun Andaç

Yukarıdaki yazıdan şunu anlıyorum:

Yazar artık, yazı eylemini ikinci plana atıp, eski kelimeleri gün yüzüne çıkarmak için uğraşıyor.

Peki ne için?

Dilin zenginleşmesini sağlayıp, dolaylı olarak da anlatımını zenginleştirmek için.

Ki Yaşar Kemal, bazı sanat çevrelerine göre, anlatım zenginliği olarak Homeros ‘tan sonra, ikinci sırayı alır.

‘’ Dil faşistliği ‘’ konusunda ise, ismi, Yaşar Kemal ‘den önce gelecek başka birini tanımam.



Virgülsüz konuşabiliyoruz da neden virgülsüz yazamıyalım hele Türkçe öyle güzel öyle geniş olanaklı bir dil ki yalnız virgül değil nokta bile kullanmadan insan biraz özen gösterirse meramını rahatça anlatabilir

sözcüklerin tümcedeki yerlerini değiştirerek vurgulamaları bile belirleyebilir

halk şiirinde virgül de nokta da satır başlarında büyük harf de yoktur ama her dize kolayca anlaşılır.


Sayın Ecevit ‘in dediği gibi, halk şiirinde noktalama işaretleri olmamasına karşın, şiirde anlatılmak istenen duygu ve düşünce anlaşılmaktadır. Lakin, şiir ile nesir arasındaki farklar?

Şiirde noktalama işareti kullanılmaması, pek ( hiç ) sorun olmayabilir.

Düz yazıda noktalama işareti kullanılmaması ise, okuyucu için büyük bir sorundur. Hele ki, yazı sesli olarak okunuyorsa...

Ayrıca, bazı anlam karmaşalarına da yol açacağı gün gibi ortada.

Bir de, acaba ‘’ yazamıyalım ‘’ mı olacak, yoksa ‘’ yazamayalım ‘’ mı? :)

...

Bazıları, dilin yaşayan bir varlık olduğunu anlamalı; masa başında bir dil üretilemeyeceğini öğrenmeli; dilin hiçbir yere gitmeyeceğini, gitse bile konuşmamaktan, yazmamaktan gideceğini öğrenmeli vs. vs.

Dünya üzerinde en yaygınlaşan ‘’ yapma dil ‘’ Esperanto ‘dur. Bir rivayete göre, dünyada 1.6 milyon kişi bu dili konuşabilmektedir.

Esperanto ‘nun ‘’ icadı ‘’nın üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, halen tanınırlılığı yoktur.

Buradan da anlaşıldığı üzere, masa başında dil üretilmez / üretilemez.

Bu konuların çetrefil yahut muallakta olmasının bir nedeni de, herkesin bu konu üzerinde ( kati suretle ) bir bilgisinin olması ve konuya hakim bir kişinin çıkıp, ‘’ Bunun doğrusu budur! ‘’ dememesidir.

Konu üzerinde uzmanlaşmış ve konuya hakim kişilerin ‘’ gerekli ‘’ açıklamaları yapmaması sonucu, meydan Sayın Ecevit ‘e, bana ve benim gibilere kalmıştır.


Konunun biraz dışarılarında seyredeceğim ama, şunları söylemeden de edemeyeceğim:

Hakkı Devrim, köşesinde dilin ‘’ doğru ‘’ kullanılmasına yönelik bazı yazılar yazıyor. Lakin, iş yazı yazmaya gelince, işin hiç de göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkıyor. ( Hakkı Devrim ‘i beğensem de, bu konulara hakim olduğunu sanmıyorum. Çünkü, ne dil bilimi, ne de fonetik üzerine ihtisas yapmadığını biliyorum. İlla ki, ihtisas yapmak gerekmez ama... )

‘’ Dil elden gidiyor ‘’ diye nutuk atanların, bu konu üzerine kitaplar yazanların, iki kelimeyi bir araya getiremeyip, taş çatlasa 200 kelime ile konuştuklarına şahit olduktan sonra, bu konu hakkında kimin bilgi sahibi olduğu ( benim için ) tam bir muamma.

Bana göre, ufak tefek hataların pek önemli yok. Bir yazıda, düşünce ve duygu yazıyı oluşturan öğelerin yüzde ellisini oluşturuyorsa, imla ve noktalama da diğer yüzde ellisini oluşturuyor.

Şuana kadar okuduğum ve takip ettiğim kadarı ile, yüzde yüze en yakın isim Çetin Altan.

Çetin Altan dedim de, aylar önce okuduğum ve zihnimin aydınlık yanında kalan bir yazı aklıma geldi:

http://www.milliyet.com.tr/2005/04/01/yazar/altan.html

Saygılarımla...

Karga
09-09-2006, 14:33
Çoğu zman zaten farketmeden yapıyoruz.

Ama ben farkındayım. :)

Örneğin:

'' Buna karşılık Tevfik Fikret, şiirlerinin kendi arzuladığı gibi okunmasını beklediği / istediği için, Tevfik Fikret şiirlerinde bolca noktalama işareti ile karşılaşıyoruz. ''

(/) işaretinin kullanım kuralları arasında burada olduğu gibi
kullanılmasıyla ilgili bir kural yok.
Oysa ben de benzer biçimi çok kullanırım.
Dikkat ettim Aybala sen de kullanmışsın.
Demek ki belirleyici olan biraz da ihtiyaç.

Taksim işaretinin ( eğik çizgi ) kullanımı kurallarla belirlenmiş olsa da, ben, anlamı dolaylandırmak için benzer anlam içeren kelimelerin arasına da taksim işareti koyuyorum.

Ayrıca, yazarken çok ( fazla ) virgül kullandığımı da biliyorum. Bu virgülleri de yanlışlıkla değil, tamamen bilinçli olarak kullanıyorum.

Saygılarımla...

hasan42
09-09-2006, 14:38
Söylentilere göre, Türkçe ‘de otuz bin kelime var. Lakin, bana pek inandırıcı gelmiyor. Benim nazarımda, on bin kelime ya var, ya yok. Bu ‘’ on bin ‘’ kelime içerisinden Arapça ve Farsça kelimeleri de çıkarırsak, elde kalır üç – beş bin kelime.


Söylentiler doğru değil Karga Kardeş. Türkçedeki kelime sayısı yüzbinin üzerinde.
http://tdk.org.tr/sozluk.html

backyard
09-09-2006, 15:15
okumak düşünmek kendini yazarak ifade etmek bunların hepsi işin içinde

rakamsal olarak ingilizce'nin ya da türkçe'nin kaç kelimeye sahip olduğunu bilemiyorum

ancak gündelik hayatta iki dilde de kullanılan kelimelerin çok az olduğunu biliyorum

ayrıca ilginç bazı şeyler öğrendim
belki farkında olmadığımız en azından benim farkında olmadığım bir konu türkçeyi oldukça iyi öğrenmiş bir arkadaşla sohbet ederken gündeme geldi

atasözlerinin zenginliği
her duruma uygun bir atasözümüz var ve bunlar hala kullanımda
ingilizce'de günlük konuşma dilinde kullanılan atasözleri neredeyse yok gibi
bu tespiti yapan kişiye her gün atasözü öğrettim :)

bazı kelimelerin türkçe karşılıkları yok bazılarının ise ingilizce karşılıkları
belki bunun da kültürle ilgisi vardır

bence yaşar kemal'in bahsettiği ölü kelimeler, eski kelimeler değil
anlatmak istediği ya da arzu ettiği, günlük konuşma dilinde derdimizi anlatmak için yetindiğimiz 100 kelimenin sayısını arttırmak

ve "yazamayalım" :)

arsakay
09-09-2006, 15:42
Bana göre ise, bir dil ancak ve ancak yazarak gelişir.


Bir dil sadece yazarak gelişmez.
İngilizce'den bahsediyorsunuz.
Her yıl İngizlice sözlüğe yüzlerce kelime ekleniyor ve
bunun en önemli sebebi bilim.
Yani yapılan icatlar ve keşifler nedeniyle kelime türetiyorlar.
Eğer biz icat etmiş olsaydık bugün "çip" diye bir kelime
kullanıyor olmazdık.

Bir de anlamadığım nokta (/) işaretini
bilinçli olarak kullandığınızı söylemeniz,
(?) işareti ile ilgili düşüncenizle çelişiyor.
Yanılıyor muyum? [size bir imada bulunmuş da değilim :) ]

faris
09-09-2006, 15:43
ben de artık yazdığım mesajlarda kısa bir süre için virgül mirgül gibi noktalama işaretlerini kullanmamaya karar verdim :)

backyard
09-09-2006, 16:06
kötü yola sevkedilmiş olma da :)

faris
09-09-2006, 16:32
merak etme sen :)
kötü yola sevketme çabalarıyla başa çıkabilecek yaştayım ayrıca noktalama işareti kullanmadan da anlatılmak istenenin anlatılabileceğini iddia ettiğim için bunu fiilen ispatlamak gibi bir niyetim de var

memet
09-09-2006, 16:35
Tutunamayanlar romanında Oğuz Atay'ın da böyle denemeleri var.
Bir iki sayfalık tek bir cümle gibi....

aybala
09-09-2006, 16:41
Kelimeleri notalara, noktalama işaretlerini de es, diyez, bemol... lere benzetebiliriz.

Elbette notaları yan yana dizerek çalınabilecek bir şeyler yazarsınız. Peki bu melodi, ne kadar keyif verir ?

Merak ettim şimdi, bu işaretler kullanılmadan yapılmış bir müzik var mıdır?

backyard
09-09-2006, 17:14
sanırım küçük iskender'in boşluk ve noktalama işareti kullanmadan yan yana yazdığı bir yazısı vardı 666 kitabının içinde ( ya da başka bir kitaptı tam hatırlayamadım)
okunması oldukça zordu ama komikti

müzikte ise buna yakın belki doğaçlama örnek verilebilir (sadece belki)
işte bir alıntı daha
Doğaçlama sırasında müzisyenler, melodilerin ritimleriyle oynarlar, vuruşlar biraz daha erken veya geç başlatılır veya vurulan bir nota bir kere yerine birden fazla çalınabilir. Benzeri şekilde bir nota başlatılır sonra yumuşatılır, sonra tekrar inanılmaz garip bir ses artışıyla yükseltilebilir. Bazen bütün cümleler ritmi belirginleştirmek için değişik şekillerde yerleştirilir. Bu "ritmik yerdeğiştirme" olarak bilinir. Bu teknikler -pop müzikten etkilenmiş olmasına rağmen- hala Afro-Amerikan kökenli ilahilerde kullanılmaktadır.
http://www.blogcu.com/cibrank/243837/

faris
09-09-2006, 17:37
benimhatırladığımkadarıylaoğuzatay'ınpınarkür'ünve küçükiskender'inbenimşuandayaptığımabenzeruygulama larıvarbenbutürdenemelerisınırlarıaşmaçabasıolarak görüyorvetürkçe'ninkatledilmesiolarakdeğerlendirmi yorum.

faris
09-09-2006, 17:45
eğer yazar anlatmak istediğini bu şekilde yansıtabildiğine inanıyorsa buna kim karışabilir öyle değil mi (burada soru işareti olacak)

backyard
09-09-2006, 17:57
sondakiyorumnedenseayrıçıkmışamabenbitişikyazmıştı m
ilginç
denedim ama düzeltemedim
neden taktıysam :)

Karga
09-09-2006, 18:23
Bir dil sadece yazarak gelişmez.
İngilizce'den bahsediyorsunuz.
Her yıl İngizlice sözlüğe yüzlerce kelime ekleniyor ve
bunun en önemli sebebi bilim.
Yani yapılan icatlar ve keşifler nedeniyle kelime türetiyorlar.
Eğer biz icat etmiş olsaydık bugün "çip" diye bir kelime
kullanıyor olmazdık.

Hala ve inatla, bir dilin yazarak gelişeceğini söylüyorum. :)

Yazmaktan kastım; benim burada yazmam değil, yazı adamlarının yazması ve yazarken de dili zorlaması.

İngilizce sözlüğe eklenen o yüzlerce kelime yazıya aktarılmadığı zaman, zamanla yok olacaktır.

Yazı yoksa, dil yok.

Düşündüklerini, duygularını, gördüklerini vs. yazmamış / yazamamış toplulukların dilleri zamanla yok olmuştur. Bunun tarihte bir çok örneği var.

Bir de anlamadığım nokta (/) işaretini
bilinçli olarak kullandığınızı söylemeniz,
(?) işareti ile ilgili düşüncenizle çelişiyor.
Yanılıyor muyum? [size bir imada bulunmuş da değilim :) ]

Taksim işaretini bilerek kullanıyorum. Yalan söylemek gibi bir gereksinmem yok ki yalan söyleyeyim. :)

Soru işareti konusunda kendimle çelişiyordum, bu doğru. Lakin, bir önceki sayfada gerekli düzenlemeyi yaptım. Artık çelişmiyorum.

Saygılarımla...

Not: Bu yazdığım yazılar, benim edna '' düşüncelerimden '' ibaret. Bu '' düşünceleri '' kimseye dayatmak gibi düşüncem asla yoktur. Herkes, ne yapması gerektiği konusunda özgürdür.

arsakay
09-09-2006, 21:03
Hala ve inatla, bir dilin yazarak gelişeceğini söylüyorum. :)

Yazmaktan kastım; benim burada yazmam değil, yazı adamlarının yazması ve yazarken de dili zorlaması.

İngilizce sözlüğe eklenen o yüzlerce kelime yazıya aktarılmadığı zaman, zamanla yok olacaktır.

Doğru da çip kelimesini yazarlar değil
daha çok bilimadamları kullanıyor.
Ama inat olunca birşey diyemem tabi :)


Yazı yoksa, dil yok.

Düşündüklerini, duygularını, gördüklerini vs. yazmamış / yazamamış toplulukların dilleri zamanla yok olmuştur. Bunun tarihte bir çok örneği var.



Taksim işaretini bilerek kullanıyorum. Yalan söylemek gibi bir gereksinmem yok ki yalan söyleyeyim. :)

Yalan söylediğinizi iddia eden kim?

Soru işareti konusunda kendimle çelişiyordum, bu doğru. Lakin, bir önceki sayfada gerekli düzenlemeyi yaptım. Artık çelişmiyorum.

Tebrik ederim.


Saygılarımla...

Not: Bu yazdığım yazılar, benim edna '' düşüncelerimden '' ibaret. Bu '' düşünceleri '' kimseye dayatmak gibi düşüncem asla yoktur. Herkes, ne yapması gerektiği konusunda özgürdür.

Bu kondan sıkılmış olmam nedeniyle muhatab alınmadığım sürece
uzak durmaya karar verdim :))))

ReaL
09-09-2006, 21:13
Bir dil sadece yazarak gelişmez.
İngilizce'den bahsediyorsunuz.
Her yıl İngizlice sözlüğe yüzlerce kelime ekleniyor ve
bunun en önemli sebebi bilim.
Yani yapılan icatlar ve keşifler nedeniyle kelime türetiyorlar.
Eğer biz icat etmiş olsaydık bugün "çip" diye bir kelime
kullanıyor olmazdık.

Bir de anlamadığım nokta (/) işaretini
bilinçli olarak kullandığınızı söylemeniz,
(?) işareti ile ilgili düşüncenizle çelişiyor.
Yanılıyor muyum? [size bir imada bulunmuş da değilim :) ]


Yorum içinde yorum... İşte budur...

Bu konu Türkçe'nin iyi ve doğru kullanımından ziyade bir sohbet ortamına dönüştü...

Aslına bakar isek, bir yerde iyi de oldu...

Böylelikle üyelerıin birbiriyle bir şekilde kaynaşmasına ve Türkçe'yi doğru kullanmasına bir vesile oluyor...

Yanılmıyorsam, benim de ilk yorumum Bu konu başlığına idi...

Devam, devam...

:)

hasan42
10-09-2006, 09:40
Konu ne güzel tartışıldı, değil mi! İlginç bakış açıları sergilendi. Ancak, herhaldeağaçlarnetsitesindebundansonraböyleyazılac ak veya artık noktalama işaretleri kullanmayacağız demeyeceksiniz. Ortada belirlenmiş kurallar var ve istemesek de, zorlansak da o kurallara uymak ve onları uygulamak zorundayız. Bunun tersi karmaşa olur.
Bu arada, sanırım artık siteye her mesaj gönderdiğimde kendimi bir sınava girmiş gibi hissedeceğim, çünkü yazım kuralları konusunda herkes öyle duyarlı hale geldi ki, her mesaj bir sınav kâğıdı gibi olacak. Türkçe öğretmenim Nursel Eren'in kulakları çınlasın! :p

malina
10-09-2006, 10:15
Konuyu toparlayayım:

Forumda yazışırken, Türkçe kullanımıyla ilgili olarak bunlara dikkat etmelisiniz
***, *** ve bu tür kısaltmalar yazmayın
"de" "da", soru takıları ve "ki" ekini imla kurallarına uygun yazın

Okumayı kolaylaştırmak için de bunlar gerekiyor:
nokta, virgül gibi işaretlerden sonra boşluk bırakın
paragraf yapmayı unutmayın
cümledeki tüm kelimelerin, ilk harflerini büyük yaparak yazmayın
yazının tamamını büyük harf yazmayın

Yani yazmanıza engel olacak kadar kendinizi kasmayın :) Türkçeyi doğru kullananlar, diğerlerine örnek olacaklardır.

"de" "da", soru takıları ve "ki" eki yazımında sorun yaşamayanların, çoğunlukla diğer kurallara uyduklarını gözlemliyorum. Öncelikle bunu başaralım.

malina
25-09-2006, 11:35
Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu'na baktım. ( www.tdk.org.tr (http://www.tdk.org.tr) )

türk, türkçe, fener, istanbul, sevinç, diye arattım. Kimileri büyük kimileri küçük harfle cevaplandı. Türk, Türkçe, fener, İstanbul, sevinç. Bu demektir ki Türk Dil Kurumu'na göre dedikleriniz doğru değil.

http://www.tdk.org.tr/yazim/default.asp?soz=t%FCrk&page=0&B1=++++Ara (http://www.tdk.org.tr/yazim/default.asp?soz=t%FCrk&page=0&B1=++++Ara)++++ (türk)



Türk kelimesini yazınca çıkan sonuçları aşağıya kopyalıyorum.

Türk
Türk aksağı
Türk biberi
Türk Cumhuriyetleri
Türk eli
Türk kahvesi
Türk meşesi
Türkçe
Türkçeci
Türkçecilik,-ği
Türkçeleşme
Türkçeleşmek
Türkçeleştirme
Türkçeleştirmek
Türkçesi
Türkçü
Türkçülük,-ğü
Türkeli (ilçe)
Türki
Türkistan
Türkistanlı
Türkiyat
Türkiye
Türkiye
Türkçesi
Türkkâri
türkkıyması
türkkupası
Türkleşme
Türkleşmek
Türkleştirme
Türkleştirmek
Türklük bilgisi
Türklük,-ğü
Türkmen
Türkmence
Türkmenistan
Türkoğlu (ilçe)
Türkolog,-ğu
Türkoloji
Türkolojik,-ği
türkü
türkücü
türkücülük,-ğü
türküleme
türkülemek
türküleşme
türküleşmek
türküleştirme

malina
25-09-2006, 13:06
Aslında bu konuyu tartışmanın yeri burası değil ancak cevap yazmak zorundayım.


Forumda Türkçe ile ilgili yazıştığımız yer burası, yani doğru yerdesiniz :)

Cümle ortasında "türk", "türkçe" kelimelerini küçük harfle yazarken hiç endişe etmeyelim, çünkü bu şekilde türklüğü küçültmemiş oluyoruz.
Çünkü, alman, fransız, arap da aynı şekilde yazılıyor.

Bu tür kullanımlar siyasi düşünceler ile ilgili değil, dilbilgisi ve genel yazım kuralları ile ilgilidir.


Ben dahil burada fikir belirtenlerin Milliyetçi bir tutumla davrandığını sanmıyorum.

Sizin baktığınız yerlerde bu kelime cümle başında ise doğal olarak büyük yazılacaktır

Bunu yazmadan şu linke (http://www.tdk.org.tr/yazim/default.asp?soz=t%FCrk&page=0&B1=++++Ara)tıklayıp baktınız mı?

minka
10-10-2006, 18:47
Merhaba,
Tam olarak konuyla ilgisi olmasa da;son yıllarda dilimizde yabancı dillerin istilası(diyelim) ile ilgili bir belgeseli sizinle paylaşmak istedim.Belki izleyenleriniz olmuştur.

Yabancı Tabela Kirliliğiyle İlgili Belgesel
Yabancı tabela kirliliğiyle ilgili bir belgesel var. Belgeselden çok bir sunum niteliğinde olan bu izlenceyi KANAL B hazırlamış. Güzel ve etkileyici bir sunum. Mutlaka izleyin. Dosyayı indirebileceğiniz bağlantı:
http://rapidshare.de/files/14850383/y_t_belgeseli.rar.html

sedaors
11-10-2006, 00:40
Genel olarak Türkçe'ye dikkat edilmesi hoşuma gitti. Tabiiki arada ufak hatalar olabilir. Önemli olan bu hataların yerleşmemesi. Bu siteye üye olan herkesin en az 11 sene Türkçe dersi aldığını düşünürsek, bozuk bir Türkçe'nin bu 11 seneyi boşuna okumuş duygusu verdiğini söylemek yanlış olmaz. Belki coğrafyayı,fiziği günlük hayatta kullanmayabiliriz. Ama Türkçe hayatımızın içinde. Belki çocukluğumdan beri kitaplara düşkün olduğumdan pek hata yapmıyorum. Hızlı yazdığım zaman hatalarım oluyor tabii. Her yeni kuşak okumayı unutuyor.

mirsat
11-10-2006, 10:20
Türkçe yazım ve imla kurallarına göre mesaj atılması iyi bir şey. Noktalama işaretleri bana göre gerekli bazı noktalama işaretleri yapılmadığı zaman anlatılan denk düşmeyebiliyor. Yapabildiğimiz kadar noktalamalrı kullanmalıyız. Diğer bir kaç forumda da dikkat edildiği için yazım epey düzeldi. Güzel bir şey düzgün yazmak. Selamlar.

minka
15-10-2006, 01:37
Merhaba,
Türkçe'nin kullanımı ve dil sorunları ile ilgili birkaç site adresi...

http://www.turkischweb.com/Tuerkce/seite4.htm
http://www.ege-edebiyat.org/modules.php?name=News&file=article&sid=182
http://www.bilkent.edu.tr/~ets/kitap.html

Bu konuda,gazeteci-yazar Feyza Hepçilingirler'in kitapları gerçekten eğitici ve eğlendirici..

minka
15-10-2006, 14:53
İnternet yazışmalarında Türkçe karakter sorununa belki bir çözüm olur...:)Türkçe karakter çeviricisi...

http://www.turkcekarakter.com/

fmt79
18-10-2006, 12:17
Aksaray'ın fikrine katılmıyorum. Bilgisayarı biz icat etmedik ama 'computer' demiyoruz. Yani en azından ben demiyorum, bazıları inatla kullanıyorlar. Burda önemli olan icat edip etmemek değil, kullanabileceğimiz eş anlamlı ve Türkçe **** Türkçe'ye öteden beri girmiş kelimeler varken inatla saf ve saf yabancı kelimeleri kullanmamak.

Karşılıkları dilimizde varken neden yabancı kelimeleri kullanırız?

Data = Veri
Solvent = Çözücü
Monitor = Ekran
Mouse = Fare
Button = Düğme
Text = Metin (Türkiye'nin Yıldızları'nı izlemişseniz duymuşsunuzdur)
Paper = Makale
Media = Basın
Mobil telefon = Cep telefonu
Mobile = Hareketli
Free Kick = Serbest vuruş
Shot = Vuruş
Corner = Köşe vuruşu
Handicap = Özür, kötü özellik
Expertise raporu (Ekspertiz raporu) = Bilirkişi raporu
Adaptation (Adaptasyon) = Uyum
Structure (Strüktür) = Yapı, bünye
Complate (Komple) = Tüm, tam, bütün
Radiator (Radyatör) = Petek
Department (Departman) = Şube, bölüm, daire
Relax = Gevşemek, rahatlamak
Ambiance (Ambiyans) = Ortam
Flu = Bulanık
Fantastic = Hayal ürünü, olağan üstü
Mystic (mistik) = Gizemli
Editor = Yayıncı, düzenleyici
Supervisor = Denetleyici, danışman
Best model = En iyi manken
Realise etmek = Kavramak, fark etmek, gerçekleştirmek
Static = Hareketsiz, durgun
Balance (Balans) = Denge
Fast food = Hazır yemek
Restaurant = Lokanta
Anti-aging = Yaşlanmayı geciktirici
Jogging = Yavaş koşu
Stile (stil) = tarz
Ambulance = Cankurtaran
Transfer = Aktarma(k),
Transplantasyon = Organ nakli
Harmony = Uyum, ahenk
Synchronization (Senkronizasyon) = Eş zamanlılık
Season (Sezon) = Dönem, mevsim
Guard (Gardını almak) = Savunmaya geçmek
Bodyguard = Koruma
Mix = Karışım
Mixer (Mikser) = Karıştırıcı
Cash (keş) = Nakit
Deep freeze (Dipfriz) = Derin dondurucu
Pardon = Afedersiniz
Trend = Eğilim, akım
Sympathy (Sempati) = Yakınlık, sevgi
Sympathetic (Sempatik) = Cana yakın, sıcak kanlı, sevimli
Advertorial = Tanıtıcı, açıklayıcı
Naturel = Doğal
Nu (Nü) = Çıplak
Acceptance (Akseptans) = Kabul
Particule (Partikül) = Zerre
Best seller = En çok satan
Differantial (Diferansiyel) = Ayırıcı
Puzzle (pazıl) = Bulmaca, Yapboz (Bu kelimeyi hatırlayan var mı?)
Driver (Drayvır) = Sürücü
Printer = Yazıcı
Scanner (skaynır) = Tarayıcı
Focus = Odak
Circulation (Sirkülasyon) = Dolaşım
Coach (Koç) = Çalıştırıcı
Speculation (Spekülasyon) = Söylenti, aslı olmayan, kuram
Provoke = Kışkırtmak
Provocateur (Provakatör) = Kışkırtıcı
Express = Hızlı
Direct (Direk) = Doğrudan
Challenge = Meydan okumak, davet etmek

ŞÜKRAN
18-10-2006, 12:37
Bunun en büyük nedeni benim mesleğimle ilgili olarak söyleyebilirim ki, kullandığımız bilgisayar programları ve yazılımların ingillizce olmasıdır. Yardım menüleri ve kullanım menüleri ingilizce olunca zamanla insanın belleğine(hafızasına) yerleşiyor.
Hani gurbetcilerimizin çocukları konuşurken sıkıştıkları zaman veya hatırlayamadıkları zaman alışkanlıkları ile yarı türkçe yarı yabancı dil konuşurlar ya. (menünün türkçesine bir bakayım. Daha önce aklıma gelmedi. Yoksa bu türkçe midir? Ne zaman bu konuya mesaj yazsam allak bullak oluyorum. Yazdığım her kelime üzerine düşünmeye başlıyorum:)

Oğlum daha 5 yaşında olmasına rağmen silmek yerine arada delete diyor.
Bilgisayarda oyun oynarken hafızasına yerleşmiş. Ben dikkat etmiş olsam böyle olmazdı. Ama bilgisayarda yanlış bir şey yazınca delete bas diyoruz. Sil diyemiyoruz.
Bir kısım kelimelerde özenti ile fazla kullanıldığı veya daha havalı oluyor fikri ile özellikle tercih ediliyor.
Türkiyede ki yabancı bazı firmaların mallarının boykot edimesi olaylarıda firma isimlerine bakıyorsun yabancı zannediyorsun. Meğerse türkmüş.
:confused:

tiya
23-10-2006, 01:51
TÜRKÇE'NİN DOĞRU KULLANILMASI

Merhaba, buradaki ve diğer forumlardaki yazışmaları olabildiğince okumaya çalıştım.

Tartışılan konular güzeldi ve yerinde yanıtlar verilmişti. Farklı noktalara değinmek istiyorum:

"Sanırım" sözcüğü çoğu insan tarafından hiç düşünülmeden kullanılan sözcüklerden yalnızca biri. "Sanmak" fiilinin, geniş zaman çekimi, 1. tekil şahıs. Türkçe'nin "kısır" bir dil olduğunu düşünenlerin bu sözcüğü kullanırken biraz düşünmelerini öneririm. Yazdığınız "sanırım"lı cümlelerinizde "bence, bana göre, kanımca, galiba, zannediyorum, sanıyorum" sözcüklerinden bir tanesini bile kullansanız "yan cümlecik"in "Ğ" ile araya girdiğini de fark edeceksiniz. Üşenmeyip yazdıklarınıza göz atın. Ne çok kullandığınızı, üstelik yanlış olarak, göreceksiniz.

Birleşik ya da ayrı yazılan "ki" : Kullandığınız kelimenin sonuna "ler-lar" eki getirin. Taşıyorsa birleşik, taşımıyorsa ayrı yazılacak demektir. Örnek:Tabii ki(buraya "ler-lar" koyamazsınız.) Seninki (ler alır.)

Konu ilginizi çekecek mi, bilmiyorum. İstek olursa devam ederiz.

Şeker Bayramı'nız kutlu olsun.

malina
23-10-2006, 10:17
Söz verdiği halde toplantıya gelmiyor mu? Su havzalarının korunmasıyla ilgiliydi, unutmuş olmalı... DSİ'den Ahmet Bey de gelecek!
Onun ki en çok tanışmak istediği insanların başında gelir!


Onunki (ler alır) ama burada ayrı yazılması gerekir...

Yazdığınız "sanırım"lı cümlelerinizde "bence, bana göre, kanımca, galiba, zannediyorum, sanıyorum" sözcüklerinden bir tanesini bile kullansanız "yan cümlecik"in "Ğ" ile araya girdiğini de fark edeceksiniz.

Anlayamadım :)
Örnek verir misiniz?

tiya
23-10-2006, 12:16
Onunki (ler alır) ama burada ayrı yazılması gerekir...



Anlayamadım :)
Örnek verir misiniz?


"sanırım küçük iskender'in boşluk ve noktalama işareti kullanmadan yan yana yazdığı bir yazısı vardı 666 kitabının içinde ( ya da başka bir kitaptı tam hatırlayamadım)
okunması oldukça zordu ama komikti"

Tam yerine oturmasa da ilk bulduğum "sanırım"lı cümle Backyard'ın iletisi oldu.

Sanmak, geniş zaman, 1.Tekil şahıs: Süreklilik bildirir. İleri sürdüğünüz düşüncenin doğruluğundan emin değilseniz, kuşkunuz varsa, "galiba" veya "sanıyorum" kullanılmalıydı.

Dilimizin zenginliğini sağlayan nokta, bir duyguyu, düşünceyi, eylemi anlatmak için birden çok sözcük olmasındandır. Tek başına bir tek "sanırım"la dili kuruturuz. Çeviri eserlere dikkat ediniz, bir sayfa içindeki "sanırım"ları kırmızı kalemle işaretlediğinizde gelincik tarlasına döndüğünü göreceksiniz.

Açıkçası beni çok rahatsız ediyor.

malina
23-10-2006, 15:32
"yan cümlecik"in "Ğ" ile araya girdiğini

Burasının anlamamıştım

tiya
23-10-2006, 17:21
Burasının anlamamıştım

Öğrencilerime "söyleyeceğinizi yazı anlatsın. Her yazdığınızın peşinden gidip açıklama fırsatınız olamaz" derim. Eksiltili cümleyi ben kurmuş oldum.


Nasıl anlatsam , buradan yani, bilemiyorum.

Bir ara "ğ" kullanımını kaldırmak istemişlerdi. Bilgisayarda kullanılması zor oluyormuş diyerek. "yağdığını, yazdığını, geldiğini" sözcüklerindeki gibi. "Sanırım" kullanıldığında tek bir cümle ile söylemek istediğini anlatıyor görünürsünüz oysa anlam kaymaları oluşur. Bu, "ekonomik yazım" değil, kuru bir söylem olur.

Sanırım beni seviyorsun?----- Beni sevdiĞini sanıyorum.-- Galiba beni seviyorsun. (soru ve kuşku anlamı taşıyor.)

En iyisi siz doğal düşünüp "sanırım"lı cümle kurun, ben üzerinde fikir yürüteyim. :=))

memet
23-10-2006, 21:37
Tiya açıkçası sanırım ve ğ ile ilişkili bu yazıları bende kavrayamıyorum..
yani ğ girince ne oluyor...

newadam
22-11-2006, 20:17
Dil canlı bir varlıktır, kontrol edilemez! Sadece gelişimini yönlendirebilirsiniz. O yüzden üzerinde çok fazla durmamak gerek :) Ayrıca dilde kendisine has enaz çaba yasası olduğundan bozuk söylemler de her zaman olacaktır... Serzenişte bulunduğumuz ***, msj, *** gibi kullanımların cep telefonu ya da net ortamında bolca kullanılması da bundan :)

tiryak
23-11-2006, 00:08
Bu konu başlığına bugün tesadüf ettim ve üşenmeden ilk sayfadan itibaren okudum. Aslına bakarsanız siteye neden bu kadar hayran kaldığımı bugün bir kere daha anladım.:)

İnternet ortamında rahatsızlık hissettiğim konulardan biri burada dile getirilmiş, hatta bir nevi düşünce ve duygularıma gönderilen iletilerde tercüman olunmuş, teşekkürler.

Son yıllarda ülkemizde internet kullanımı ciddi derecede yaygınlaştı, bu bir gerçek.

Fakat maatteessüf güzel dilimizi doğru kullanmaya gösterilen itina da giderek azaldı. O derece ki "boshwer", "efet", "gidiorm", "geliorm", "editleme", "apgreyd" gibi daha örneklerini çoğaltabileceğimiz kelimelerden oluşan uydurukça bir dil konuşulmaya başlandı. Hatta bu kelimelerle yazışmak bir ayrıcalık ya da bir kabiliyet olarak görülür oldu.

Oysa ki asıl meziyet dilimizi bozmadan, asli halini muhafaza ederek konuşmak ve yazışmak değil mi!

Bu konuda sarf ettiğiniz çabalar takdire şayan. Dilerim ki çalışmalarınız sanal alemdeki genç kitleye bir örnek teşkil eder ve bu tarzdaki oluşumların çoğalmasına vesile olur.

Tiya açıkçası sanırım ve ğ ile ilişkili bu yazıları bende kavrayamıyorum..
yani ğ girince ne oluyor...
Bu kısmı ben de anlamadım. "Ğ" ile bahsi geçen konu ile bağlantı kuramadım, açıklık getirirseniz sevinirim. :):)

ŞÜKRAN
23-11-2006, 08:41
Tiyak öncelikle ağaçlar nete hoş geldin demek istiyorum.
Sitede Türkçenin kullanımına özen gösterilmesi konusunda, gerçekten haklısın.
Bu konuya dikkat ediyoruz.

İnternet dilindeki bu kısaltmalardan ben de hiç hoşlanmıyorum.
Önceden bu kısaltmaların yanlışlıkla yazıldığını zannediyordum. Meğerse öyle değilmiş:)
İmla kurallarına da elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum.
Senin gibi genç arkadaşların bu konuda duyarlı olması çok güzel.
Aramıza hoş geldin.
Sevgiler.

tiryak
23-11-2006, 11:58
Hoşbulduk, teşekkür ederim.

tiya
23-11-2006, 18:35
Merhaba herkese, anlaşılmayan "sanırım ile "ğ" bağlantısını bir dilbilimci daha net açıklayabilirdi. Necmiye Alpay dışında tüm beğendiğimiz yazarların da bu hataya düşmeleri açıkçası beni umutsuzlaştırıyor.

Elimden geldiğince açıklamaya çalışayım:

Sanırım---- Sanmak fiili---- Geniş zaman---- 1. Tekil şahıs

Günümüzde bu sözcük "bana göre, kanımca, zannediyorum, galiba, zannımca" gibi sözcüklerin yerine kullanılıyor ve dilde ekonomiye gidildi sanılıyor. Görünüşte öyle gibi. Ama bu "ekonomik yazım "değil, dilin kısırlaştırılmasıdır. Aynı hata "üzgünüm" sözcüğüyle de işleniyor. Oysa dilimizde (Türkçe veya değil) üzüntüyü ve özür dilemeyi hatta bunların derecelerini anlatan başka sözcükler de var. Bir tek "üzgünüm" müteessir olmayı, ya da af dilemeyi tam anlamıyla karşılamaz.

"Sanırım"a dönersek. Dikkat edin bu sözcüğü kullandığınızda yan cümleyi-cümleciği ortadan kaldırıyorsunuz. (Geniş zaman kipi ile, şimdiki hatta gelecek zaman kipleri de karışıyor.) Yan cümlecikler, içinde "yumuşak g" barındıran sözcüklerle başlar. Ardından gelen sözcükteki doğal "ğ"den söz etmiyorum.

Sanırım yağmur yağacak cümlesini ele alalım:

Doğrusu: Galiba yağmur yağacak? Soru ve emin olamama

Yağmur yağacağını sanıyorum. Yine kuşku belirtiyor.Yağmak sözcüğü "ğ" alarak kullanılıyor.

Sanırım yağmur yağacak. Yüklem gelecek zaman olmasına karşın "sanırım" sözcüğüyle emin olma durumu, hem de "şimdi" değil, "her zaman" emin olma durumunu gösterir.

Konu eskise de söz veriyorum daha iyi bir örnek bulursam foruma yazacağım.

newadam
23-11-2006, 19:39
ğ sesine bu kadar takılmayın çünkü türkçenin kendisinde böyle bi ses yok. Aslına bakarsanız türkçenin büyük ünlü uyumundan başka bir kuralı da yok :) diğerleri sonradan oluşturulmuş zoraki kurallar olduğundan havada kalıyor...

malina
23-11-2006, 20:25
"Sanırım"a dönersek. Dikkat edin bu sözcüğü kullandığınızda yan cümleyi-cümleciği ortadan kaldırıyorsunuz.

Sanırım yağmur yağacak.

Yağmur yağacağını sanıyorum.

Bu iki cümlede de "yan cümle/cümlecik" var mı?

tiya
23-11-2006, 23:21
Sanırım yağmur yağacak.

Yağmur yağacağını sanıyorum.

Bu iki cümlede de "yan cümle/cümlecik" var mı?


Hayır yok.;) İyi bir örnek değildi çünkü.

ŞÜKRAN
24-11-2006, 07:36
Hayır yok.;) İyi bir örnek değildi çünkü.


Sevgili malina teşekkürler.
Metni bir kaç kere okudum. Yan cümle arıyorum.:mad:
Anlamadığım bir şey var diye tekrar tekrar okudum.
Sevgili tiyaka siz sormasaydınız ben hala arıyor olabilirdim.:(

iloniatutuklun
24-11-2006, 08:42
7yıldır nette gördüğüm (bence)en güzel ve faydalı sayfayı buldum sanıyorum.özellikle türkçe yazım ve ifade konusundaki tavırdan çok ümitlendim memnun oldum.sayfada emeği olanlara sevgi,saygı,sağlık ,huzur diliyorum.

ŞÜKRAN
24-11-2006, 10:09
7yıldır nette gördüğüm (bence)en güzel ve faydalı sayfayı buldum sanıyorum.özellikle türkçe yazım ve ifade konusundaki tavırdan çok ümitlendim memnun oldum.sayfada emeği olanlara sevgi,saygı,sağlık ,huzur diliyorum.

Önce hoşgeldiniz demek istiyorum.
Anladığım kadarı ile ilk mesajınız.
Yeni üyelerin kendini tanıttığı bir forumumuz var. http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=157
Orda kendinizi tanıtırsanız çok daha iyi olur.
Sizi aramızda görmekten mutlu olduk.
Sevgiler.

tiryak
24-11-2006, 10:19
"anladık sanırım"
"anladığımızı sanıyorum"Sanıyorum ** burada doğru olarak kullanılan ikinci şık. Doğru anlamış mıyız?

tiya
24-11-2006, 11:09
"anladık sanırım"
"anladığımızı sanıyorum"
Sanıyorum ki burada doğru olarak kullanılan ikinci şık. Doğru anlamış mıyız?

:D Evet. Üstelik kendi cümleniz de ("ki" fazla ama olsun) doğru yazılmış. Oh, sonunda anlayan çıktı. Teşekkürler Tiryak.;)

tiryak
24-11-2006, 12:07
:D Evet. Üstelik kendi cümleniz de ("ki" fazla ama olsun) doğru yazılmış. Oh, sonunda anlayan çıktı. Teşekkürler Tiryak.;)
Rica ederim. Mesajımdaki metni düzelttim, uyarı için ben teşekkür ederim.;)

Haddim değil ama bir düzeltme de ben yapmak istiyorum.


"cümleniz de" Buradaki "de" bitişik yazılması gerekiyor.:D

malina
24-11-2006, 12:38
Oh, sonunda anlayan çıktı. Teşekkürler Tiryak.

Bir şey doğru anlatıldığı halde anlaşılmıyor ve sonunda bir anlayan çıkıyorsa bu ifade doğrudur ama siz başından bu yana yanlış ifade ediyorsunuz...

Yan cümlecik diye tanımladığınız şeyin anlaşılmadığı #121 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=46684&postcount=121) numaralı mesajdan bu yana söyleniyor.

"Sanırım"a dönersek. Dikkat edin bu sözcüğü kullandığınızda yan cümleyi-cümleciği ortadan kaldırıyorsunuz. (Geniş zaman kipi ile, şimdiki hatta gelecek zaman kipleri de karışıyor.) Yan cümlecikler, içinde "yumuşak g" barındıran sözcüklerle başlar. Ardından gelen sözcükteki doğal "ğ"den söz etmiyorum.

Sanırım yağmur yağacak cümlesini ele alalım:

Doğrusu: Galiba yağmur yağacak? Soru ve emin olamama

Yağmur yağacağını sanıyorum. Yine kuşku belirtiyor.Yağmak sözcüğü "ğ" alarak kullanılıyor.

Sanırım yağmur yağacak. Yüklem gelecek zaman olmasına karşın "sanırım" sözcüğüyle emin olma durumu, hem de "şimdi" değil, "her zaman" emin olma durumunu gösterir.


Yan cümlecik diye anlatmaya çalışmak yerine, bir kelimenin aldığı takılar olarak anlatsanız bu sorunlar yaşanmayacaktı.

Sanırım yağmur yağacak
Yağmur yağacağını sanıyorum

Sanırım beni seviyorsun
Beni sevdiğini sanıyorum

Sanırım bu iş beni sıkmaya başladı
Bu işin beni sıkmaya başladığını sanıyorum

"yağmak, sevmek, başlamak" fiilleri, cümle "sanırım"la başladığı zaman "ğ" kullanımı gerektirmiyor. Oysa doğru cümle yapısında "ğ" harfini kullanıyoruz.

Bunun nedenleriyle ilgili söyledikleriniz yukarıda yazdıklarınızda yer alıyor.

Özetle, yanlış kelimelerle anlatırsanız anlaşılmazsınız.
Verdiğiniz örnek de bu konuda seçilecek en kötü örnek olmuş.

Yağmur yağacağını sanıyorum

"ğ" harfi sorunu yaşarken, içinde sorun yaşadığımızdan başka "ğ" bulunmayan bir örnek seçmeniz gerekirdi :)

newadam
24-11-2006, 13:52
Şimdi de K yüzünden Ğ olması gerekirken Y olan örnekleri incelemeye başlasak diyorum :)

malina
24-11-2006, 14:01
Burada bir olayı netleştirmeye çalışıyoruz. Espri yapmanız pek hoş olmamış.

newadam
24-11-2006, 15:31
Yooo daha önce yazdıklarım gibi bu da bir espri değildi... Günümüzde kimi k ler ğ olurken şimdilerde y olma eğilimindeler... Bu gece yemeğe gidecek olduğum için detaylı örneklemeleri yarına bırakıyorum... Saygılarımla naçizane Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni... Ayrıca istemeden neden olduğum espri düşüncesi için de özür dilerim. Hızlıca bir örnek verecek olursan yemeğe derken biz eskilerin kullanımı şimdilerde yemeye olarak kullanılıyor. Görüldüğü gibi bu değişim daha çok ince kler için geçerli oluyor.Örnek biraz acele oldu ama daha detaylı örnekler bulacağımdır :)

tiya
24-11-2006, 22:57
Hayır, ayrı yazılmalı. Çünkü oradaki "de" "dahi" anlamında. Yani "cümleniz dahi doğru yazılmış" demek istemiştim. Yine de teşekkürler.

tiryak
25-11-2006, 16:16
Hayır, ayrı yazılmalı. Çünkü oradaki "de" "dahi" anlamında. Yani "cümleniz dahi doğru yazılmış" demek istemiştim. Yine de teşekkürler.
Haklısınız, doğru yazılmış.
Oysa ben orada gizli özne var gibi algılamıştım, demek ki yanlış anlamışım.

Yücel Özlem
14-12-2006, 20:47
Arkadaşlar kusuruma bakmazsanız bir şey söylemek istiyorum. İstirham ederim; kendini beğenme gibi algılanmasın.
Şimdi; ağaçlandırma çalışmalarında ağaç değil FİDAN DİKİLİR ve TOHUM EKİLİR. Ağaç dikme genelde peyzaj düzenlemesi olarak ve belediyelerin kısa sürede sahalarda yeşil görüntü oluşturmak için yapılan uygulamalardır.
...
Eyvallah Yılmaz kardeş... Dediğin gibi bu ufak ayrıntılar ağaçlandırmanın temelidir. Sahada işçinin yanında, muhtarın, köylünün yanında fidan ek dersen...olmaz. Çünkü insanlarımız fidanın dikilip, tohumun ekileceğini biliyor. Ve sen bu konularda dikkatli olmazsan, bu insanlarla birşey yapamazsın. Kimse takmaz, daha fidanın dikileceğini bilmiyor derler.


http://www.agaclar.net/forum/newreply.php?do=newreply&p=5140

- Sevgili cedrus libani ilk mesajında fidan için dikilir; tohum için de ekilir ifadelerini kullanıyor.
-İknci mesajında da bu farkı vurguluyor.
- Sanırım doğru kullanım böyledir.

- Oysa forumda dikmek ve ekmek fiillerinin bir diğeri yerine kullanıldığına rastlıyoruz. Bu ayrıntıya dikkat edilmesi ifade güzelliği açısından doğru olur diye düşünüyorum. Bu düşüncemi sizlerle paylaşmak istedim.

malina
14-12-2006, 22:28
Oysa forumda dikmek ve ekmek fiillerinin bir diğeri yerine kullanıldığına rastlıyoruz.

Bir çok konuda (can sıkmak pahasına) doğru olanı tekrarlayıp duruyoruz. Lütfen gördüğünüz yerlerde, uygun bir dille siz de uyarın :)

uyar11
15-12-2006, 04:00
Sevgili arkadaslar,

Bu konuyu bastan asagiya okudum. Hepinizin, konunun hassasiyeti, onemi ve gerekliligi yonunde hemfikir oldugunuza inaniyorum.
Avrupada yasayan bir yurttasiniz olarak ayni duygulari ve kaygilari tasidigim icin dir ki buraya yazma geregini duyuyorum.

Avrupanin en serbest ulkelerinden biri olan Hollanda ve bu ulkenin en yogun nufusunu, ayrica butun dunya milletlerinden de ayri ayri insanlari ve beraberinde kulturlerini de barindiran, Amsterdam sehrinde yirmi yila yakin, bir Turk ve Musluman olarak, esim ve bes cocugumuzla birlikte yasam mucadelesi veriyoruz.
Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru sanatina benzetirim bu mucadelemizi.
Kitreli suyun üst yüzeyine damlatılan renkler olarak gorurum kendimi.
Boyam oyle sabit oyle iyi olmali ki karismamali diger reklerle ama bir ahenk icinde olmali.
Geridonusumu yoktur ebrunun tipki bir yasam gibi. Her ebru bir digerinden farklidir, yasadigimiz anlar gibi.
Ve, ve birgun ebru kagida alinir. (Devaminin yorumunu sizlere birakiyorum)

Guzel yazmak ve konusmak bir sanat olmus, oysa cok olagan birsey olmaliydi. Tipki gunumuzde durustlugun marifet olmasi gibi.
Peki nedir bunlara sebep?, neden boyle olmusuz?, suclu kim?

Cok ozur dileyerek, konuyu okurken farkettigim ve bana, eski bir atasozumuz olan “Ele verir talkimi, kendi yutar salkimi” hatirlatan bir konuyu yazmadan da edemiyecegim.
Herbirimizin imzasi sayilabilen ve bize hitap edilirkende encok kullanilan uyelik isimlerimize bir bakalim ve alinmadan once yazdiklarimizi ve savunduklarimizi iyice bir dusunelim.

Hepinize saygilar ve sevgiler,

Huseyin Uyar.
Uyar11

malina
15-12-2006, 12:27
İnternete bağlandığım ilk günlerde, bir kullanıcı adı gerektiğini öğrendim.

Ne seçeceğimi bilemiyordum.
Masanın üstünde duran, o sırada okuduğum (çok beğendiğim, hala en çok sevdiğim kitaplar listemde ilk üçe giren) Malina (http://www.ideefixe.com/Kitap/tanim.asp?sid=IJNYVLMTCM2AHBQO0T8K)'ya gözüm ilişti. Onu seçtim...

uyar11
15-12-2006, 16:09
Sevgili malina,

Umarim yazdiklarima kimse alinmaz.
Yazmamdaki amac kimseyi suclamak **** yermek degildi.
Ama yinede merak ettigim bir sey var, eger o kitabin adi Malina degilde Ahududu olsaydi yinede hosuna gidermiydi?

Sebahattin
16-12-2006, 19:50
Uyar11 çok güzel yazmış,
İnternet ülkemize geldiğinde (ya da ülkemizde kullanılır olmaya başladığında) bir çok kavram ve kelime direk Türkçe karşılığı bulunmadan kullanıcıların diline girdi. Türkçeleştirilmiş kelimeler ihtiyacının ne farkında olan ne de uğraşan vardı. Belki de buna zaman yoktu. Bilgisayar kullanımı ile birlikte bazı yabancı kelimeler kullanıcılar tarafından yadırganmadan kullanılmaya başladı halen de öyle. Zaten internet ve bilgisayar kullanıcılarının zaten belli düzeyde yabancı dil bilmeleri gerekiyordu. Bu yüzden internet dünyası ve ingilizce (yabancı diller ve kavramlar) birbiri ile sıkı ilişki içindeler.
Bence bazı üyelerin kullanıcı isimleri de farklı kültürlerden esinlenmeler neticesinde oluşmuş. Bu bence normal bir durum. Üye listesine kabaca baktım da % 10-20 civarında direk yabancı kelimelerden oluşmuş kullanıcı adı var. Bir miktar da melez kelimeler ya da kullanıcı adları var. Ama çoğunluk türkçe adlarda ve çok güzel isimler var. Ama keşke 'Türkçe Kullanıcı Adları' kullanılsa ya da mecbur olsak. Böylece farklılıklarımızı yansıtabilmek veya kendimiz ifade edebilmek için kendi dilimizin zenginliklerini keşfetmek çabası gösterirdik. Çok da güzel bir örnek olurduk ve belki çok ilginç sonuçları olabilirdi.
Kimse alınmasın, eleştiri yapmak amacı ile de yazmadım sadece biraz sesli düşündüm.
Saygılarımla...

Sebahattin Sargın
16-12-2006, 20:01
sevgili hocam yalnış düşünüyorum belki
ama bu konu en başından engellenmeliydii şu an benim jenerasyonum arasında
bu tip yabancı kelimler kullanmak o kadar popüler ki bunu engellemek malesef ki imkansızz.Umarım bu böle gitmez...

Fakat böyle gidecek gibi görünüyor

malina
16-12-2006, 20:15
Ama yinede merak ettigim bir sey var, eger o kitabin adi Malina degilde Ahududu olsaydi yinede hosuna gidermiydi?

Hoşuma gitmesinin nedeni adının Malina olması değil ki, orada kitap olarak hoşuma gittiğini yazmıştım.
Sanırım "Hoşunuza giden kitabın adı ahududu olsaydı, kullanıcı adı olarak yine de onu seçer miydiniz?" demek istiyorsunuz...

Türkçe konulu bir başlık altında, anlaşmak için, "ne demek istedin" diye sormak zorunda kalmamız ilginç tabii :)

Merak ettim, de/da ve soru takılarını neden ayrı yazmıyorsunuz?

Sebahattin
16-12-2006, 21:53
Sebo 17, adaşım,
Sen hassasiyet gösterirsen o da yeter. Birileri başlamalı ve örnek olmalı değil mi? Bir iken on, on iken yüz olur değil mi?

tiya
16-12-2006, 22:12
Merhaba yeniden, konular çoğalmış, ne güzel.

İnternete ilk bağlandığımda takma bir isim bulmamı istediler benden. Bulamadım. (Aynı zorluğu yarışmalara gönderdiğim oyunlar için takma isim kullanmam gerektiğinde yaşıyorum.)

DTCF'nin Tiyatro Dramatik Yazarlık bölümünde okuduğum yıllar... Tiyatronun ilk iki hecesi olsun demiştim yardım eden genç arkadaşıma. Böylece "Tiya" doğdu işte. (Tiya farklı bir dilde "teyze" anlamına da geliyor. Bölümün en yaşlı öğrencisi olduğum için sınıf arkadaşlarım "teyze" derlerdi bana.)

renovatio
16-12-2006, 22:27
kullanıcı adım yabancı.genelde -daha önce bir iki konuda değinmiştim-I{uşlar kullanıcı adımdır,ama K harfi için gereken parantez(gök yüzünde uçan bir kuş) olayı her zaman her sitede olmuyor."ada" filminde de geçen "renovatio" latince kelimesi hoşuma gitmişti,hem basit hem kısa...Yoksa yabancı kelime meraklısı değilimdir.

Sebahattin Sargın
16-12-2006, 23:15
yilmaz değerli adaşım :)) ben başlıycam bundan sonra zaten umarım diğerleride başlar

malina
17-12-2006, 00:02
Kullanıcı adlarınızın anlamları ve seçim nedenleriniz (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=60170) ile ilgili yeni bir başlık açtım. Orada devam edebilirsiniz...

Yücel Özlem
17-12-2006, 01:33
http://www.agaclar.net/forum/newreply.php?do=newreply&p=5140

- Sevgili cedrus libani ilk mesajında fidan için dikilir; tohum için de ekilir ifadelerini kullanıyor.
-İknci mesajında da bu farkı vurguluyor.
- Sanırım doğru kullanım böyledir.

- Oysa forumda dikmek ve ekmek fiillerinin bir diğeri yerine kullanıldığına rastlıyoruz. Bu ayrıntıya dikkat edilmesi ifade güzelliği açısından doğru olur diye düşünüyorum. Bu düşüncemi sizlerle paylaşmak istedim.

- Diye Düşüncemi belirtmiştim( #143 numaralı mesaj).

- Türk Dil Kurumu'nun Güncel türkçe Sözlüğünde ekmek fiili için verilen karşılıklar ve kullanım örnekleri şöyle:

1 . Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek:
"Çıplak bir alan, çevre okulları öğrencilerinin eliyle ektiği bin çam fidanı ile şenleniverdi."- H. Taner.

2 . Toprağı ekip biçmek için kullanmak:
"Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor."- M. Ş. Esendal.

3 . (-e) Serpmek:
"Yemeğe biber ekmek."- .

4 . mecaz Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak:
"Fesat tohumları ekenler..."- .

5 . argo Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak:
"Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler."- H. Taner.

6 . argo Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek.

7 . argo Yarışta geçmek.

http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA84981

- Ekmek fiilinin burada tartıştığımız anlamı için verilen örnek cümle, Sayın H. Taner'e ait ve ekilen nesne de tohum değil fidan.
- ne dersiniz?:) :) :)

uyar11
17-12-2006, 02:20
Hoşuma gitmesinin nedeni adının Malina olması değil ki, orada kitap olarak hoşuma gittiğini yazmıştım.
Sanırım "Hoşunuza giden kitabın adı ahududu olsaydı, kullanıcı adı olarak yine de onu seçer miydiniz?" demek istiyorsunuz...

Türkçe konulu bir başlık altında, anlaşmak için, "ne demek istedin" diye sormak zorunda kalmamız ilginç tabii :)

Merak ettim, de/da ve soru takılarını neden ayrı yazmıyorsunuz?

Sevgili malina,

Niyetiniz uzum yemek degil, bagciyi dovmek anlasilan.:rolleyes:

Bana, ilkogretim yillarimdaki Turkce ogretmenimi hatirlattiniz. Kendisi, yazili imtahanda sordugu sorular icindeki bazi yanlislari, yazili kagidina yazdigimda, beni tahtaya cikarip herkezin onunde dovmustu:mad: Cok uzulmus ve cok sasirmistim. Neden boyle davrandigini anlayamamistim.:confused:
Oysa benim onlari yazmamdaki amacim; onu kucuk dusurmek degil, sadece; bir ogretmen bile boyle basit hatalar yapiyorsa, yeni ogrenen biz ogrencilerine daha anlayisli olmasi gerektigini vurgulamak idi. Oyle ki, ayni cevap kagidi bir baska ogretmen tarafindan takdir ile karsilanmis idi.:eek: O zaman anladim ki, insanlar anlamakta degil, kabullenmekte zorluk cekiyorlar:cool:

Kirkdort yasinda ve yirmi yildir Avrupa'da yasayan biri olarak, bazi imla hatalarimin olmasini dogal olarak goruyorum. Oyle ki, anadilimi, yazi olarak sadece boyle forumlarda, sesli olarak da sadece evimde, dort duvar arasinda kullaniyorum.


Saygilar,
Uyar11

uzaytek
17-12-2006, 11:05
Fakat bir önceki yazınızda, önce kendimize bakalım, kendi hatalarımızı nickname, imzalarımıza kadar düzeltelim diyordunuz, yanlış mı anladim? Şimdi neden bu hakkı kendinizde görüyorsunuz?

Madem herkes yazmış, ben de yazayım bir şeyler, yaklaşık 15 yıllık eğitim hayatı insana türkçeyi doğru kullandırtamıyorsa, o kadar kasmayın derim.

Şaka bir yana, sadece özen gösterilmesini istiyoruz, üzüm yemek ya da bağcıyı dövmek ne demek, yeni bir bağ kuralım ve çocuklarımız üzüm yesin.
Ayrıntılara(nickname, imla hatalari, vs.) çok fazla takılmayın ve karşınızdaki kişinin neler niyet ettiğini tahmin etmeden önce yaptığı işlere bakın. Burası türkçe ile ilgili bir yetkili kurum değil. Sizleri doğru yazacaksınız diye zorlayan birileri yok, eğer özen gösterirseniz size daha çok saygı duyarız, severiz diyen birileri var.

Sanırım malina'nın yeni projesi türkçe konusunda bir site olacak :)

Saygı ve Sevgiler

Not: Bu satırların yazarı 17 yıl okumasına rağmen, hala türkçeyi doğru kullanamamaktadır ve artık kendi aklından şüphe edecek seviyeye gelmiştir.

malina
17-12-2006, 11:47
Kirkdort yasinda ve yirmi yildir Avrupa'da yasayan biri olarak, bazi imla hatalarimin olmasini dogal olarak goruyorum. Oyle ki, anadilimi, yazi olarak sadece boyle forumlarda, sesli olarak da sadece evimde, dort duvar arasinda kullaniyorum.


Türkçe karekter kullanmadığınız için Türkiye'de olmadığınızı anlamıştım. De/da ve soru takıları için sizin söylediğiniz mazarete sahip olmayan çok kişi var.

Sanırım "tartışma" sırasında sizin hatanızı söylediğim için rahatsız oldunuz. "Sen benim Türkçe olmayan kullanıcı adımı eleştirirsen, ben de senin imla hatanı söylerim" gibi bir durum yok.

Çünkü bunu her fırsatta, herkes için, tadını kaçırmadan dile getirmeye çalışıyoruz. Türkçeyi önemseyen birini görünce, söylemekte beis görmedim. İki konuyu birbirine karıştırmayın lütfen.

"tahtaya cikarip herkezin onunde dovmustu" benzetmesinin, kastı aşan bir benzetme olduğunun farkına varmışsınızdır umarım.

uyar11
18-12-2006, 00:39
Sanırım "tartışma" sırasında sizin hatanızı söylediğim için rahatsız oldunuz. "Sen benim Türkçe olmayan kullanıcı adımı eleştirirsen, ben de senin imla hatanı söylerim" gibi bir durum yok.

Boyle bir durum yok diyorsaniz ve yok ise, oyleyse sorun da yok demektir.
Gereksiz tartismalara ve konu sapmasina neden olan bu tur mesajlarimi silmenizde de bir sorun olmasa gerek.

"tahtaya cikarip herkezin onunde dovmustu" benzetmesinin, kastı aşan bir benzetme olduğunun farkına varmışsınızdır umarım.

Siz bu benzetmeyi fazlasiyla ustunuze alinmissiniz.
Oradaki benzetmem ile "sizi, o ogretmenin yerine koyuyorum" gibi bir durum yok. (sizin deyiminizle)

Bunun boyle olduguna imzami atarim. (attim bile)

malina
18-12-2006, 12:04
Tartışmaları silmeye gerek yok...

Konuyu "fazlasıyla üstüme alınmadım" siz çok açık ifade etmişsiniz. Bana değil başkasına söylüyor diye düşünmek için küçük bir ihtimal bile yok. :)

Bana, ilkogretim yillarimdaki Turkce ogretmenimi hatirlattiniz. Kendisi, yazili imtahanda sordugu sorular icindeki bazi yanlislari, yazili kagidina yazdigimda, beni tahtaya cikarip herkezin onunde dovmustu

uyar11
18-12-2006, 14:44
Tamam, tamam, pes,

Dediginiz gibi olsun. :)

Zira bugun tartismak istemiyorum, mutlu bir gun, bu gun benim icin.
Iki senedir ayri kaldigim isime bugun geri dondum ve cok mutluyum. Gerci onceden yaptigim isi birbaskasina vermisler ama olsun yine de kaktuslerle hasir nesirim ya, o yeter.
Oylen paydosunda serayi gezdim, ozlemisim. :)
Calistigim yer Avrupa'nin en buyuk kaktus ve succulent seralarindan birisi.
Ayrica bugun Tenerife'den (Kanarya adalarindan biri) bir TIR dolusu kaktus geldi, yarin ilk isim yeni gelen kaktusleri kontrol etmek, yeni bir tur varsa, birtanesini de kendime ayirmak.;)
Serayi gezerken, daha once bizde olmayan Stapelia turlerini gordum, kac cesit oldugunu sayamadim ama en yakin zamanda onlardan da almam lazim. Les gibi koksalarda ciceklerinin enteresan guzellikleri yeter.

Iste bu yuzden bugun sizinle tartismayacagim. :)
Beyaz bayrak cekiyorum anliyacaginiz.

Saygilarimla,
Uyar11.

malina
18-12-2006, 15:07
İşinize geri dönmenize çok sevindim :) Çünkü yaşamda en önemli şeyler arasında, insanın sevdiği bir işte çalışması geliyor...

Sevincinize ortak olmak için ben de ateşkes ilan ediyorum :)

uyar11
18-12-2006, 15:23
Tesekkurler,

Uzun sureli bir ateskes olmasi dileklerimle,;)

Bundan boyle calistigim seradan da resimler ve bilgiler gondermeye calisacagim.
Umarim faydali olur.

Tekrar sevgiler, saygilar,
Uyar11.

aybala
20-12-2006, 12:40
Forumda Türkçe'nin doğru kullanılması adına bu başlıkta bir çok şeyi tartışıyoruz. Bu başlıkta dikkat çekilmek istenen;yazı yazıp altına imzamızı atıyorsak, düşüncelerimizi en iyi şekilde ifade edecek cümleler kurmaya çabalamamız. Elbette hepimiz yanlışlar yapıyoruz. Bunları tartışmak, yanlışları düzeltmemizde etken olacaktır.


Üst üste aşağıdaki gibi bir kaç cümle yazılınca bunu da konuşalım istedim.

yeşil bir vadi olmak istiyorum hep ben
kıymetli bir arazi yemyeşil, ederler ****** kavga

bu cümleleri okuyunca aklıma geldi...
ilkokulda fişler kelime kelime (bazen de hece hece) kesilip, ipe asılmış şekilde tahtanın yanında dururdu. Ve biz tahtaya kalkıp, kelimeleri doğru yerlere koyarak düzgün cümleler yapmaya çalışırdık.

"olacak" "yarın" "hava" "güzel"

Yarın hava güzel olacak
Hava yarın güzel olacak
Güzel olacak yarın hava
.
.
.
gibi...

olması gereken nedir?
(bildiğimden değil, bilmeyi istediğimden soruyorum. :) )

malina
20-12-2006, 14:16
Normal cümle özne ile başlar yüklem ile biter :)
Ama devrik cümle kullanımı yaygın, ben de onlardan biriyim :)

YD forumda okuduğum bir yazıyı hatırladım. Nasıl bulurum bilmem. Cümleyi kuruş biçimimiz, yaşama bakışımızı belli ediyor anlamındaydı ve Türkçe ile Avrupa dillerini karşılaştırıyordu sanırım...

malina
20-12-2006, 14:17
Yarın hava güzel olacak
Hava yarın güzel olacak

Hangisine önem verildiği, kalınlaştırılmış kelimelerden anlaşılıyor.

backyard
20-12-2006, 14:19
bana göre olması gereken yok ve hepsi doğru
yani sabit bir kullanımı yok yukarıda yazdığın cümlelerin
belki cümlenin gelişine göre ya da ortada soru varsa, sorulan soruya göre değişen durum bildirisi
sadece vurgulamaları farklı gibi
gibi gibi

aybala
20-12-2006, 14:56
Karşındakine derdini anlatıyorsan doğru yani...aslında doğru :)

hemencevir diye bir site var.
Sözde İngilizce'den Türkçe'ye çeviriyor. :)
Çeviriler tam bir komedi ama.
Eğlenmek istediğimde açıp hemen bir metni Türkçeleştiriyorum.

Bakınız bir örnek;

did i disappoint you or let you down?should i be feeling guilty or let the judges frown?'cause i saw the end before we'd begun,yes i saw you were blinded and i knew i had won.

Bu da çevrilmiş hali :)

Ben, seni hayal kırıklığına uğrattım mı, veya seni uzattım mı?
Ben, yargıçların, kaş çattığı suçlu veya izin verilen hissediyor olmalı mıydım?
Çünkü ben, sonu gördüm, biz, başlamış olmadan önce, ben evet, senin, kör edildiğin ve benim, bildiğim benim, kazanmış olduğumu gördüm.

:)

Tabi bunun 2 nedeni olabilir
ya sözlük alt yapısı yetersiz
ya da yazdığımız cümle yapısı, sözlük alt yapısına uyumsuz.

Benim kafamda şöyle bir senaryo var.
agaclar.net içerik olarak yüklü bir site ya da olma yolunda.
Atıyorum, bir Fransız bizim forumu okuyor ama anlamıyor fakat anlamak istiyor.
Hemen bir Fransızca Türkçe sözlük açıyor. Aynen yukarıdaki gibi yapıştırıp, tercüme ettiriyor. Sonuca o da benim gibi gülüyor. :)

Yani elinde istediğin kadar sözlük olsun, kuralsız yazılan yazılar bir noktada anlamsız kalabiliyor. Yazdıklarımızı tüm dünya anlasın istiyorum anlıyor musunuz beni hı!? :) Sıkıntım bu. Yoksa ben leb demeden leblebiyi zaten anlıyorum :)

Ne hikaye ama :))

ortanca
20-12-2006, 21:32
Sevgili Malina ne kadar da güzel yazmışsınız.
Şu iki satırı bile okadar dikkatli yazıyorum ki :)
mesajınızı alıntı yapıp 17 yaşındaki yeğenime yollayabilirmiyim?geçen gün telefonuma gelen bir mesajında sesli harfler yoktu!sizin kadar kibar ve etkili olmasada gerekli uyarıyı yaptım..
çok teşekkürler..

malina
20-12-2006, 22:04
Hangisinden söz ettiğinizi anlamadım ama tabii gönderebilirsiniz :)

Şöyle yapın işe yarıyor:

*** diyene
ea diye cevap veriyorum :)

Anlamıyor tabii :) Ne bu diyor? Sen sessizleri kullanmayı seçmişsin ben de seslileri seçtim diyorum :)

Ben onu yine de anlıyorum ama o beni hiç anlayamıyor ve iletişimi sürdürmek istiyorsa, istediğim gibi yazmak zorunda kalıyor.

malina
20-12-2006, 22:08
Yazarken dikkat etseniz ne iyi olacak :) (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2079)

Başlıklı bir konu açmıştım. Kimse ilgilenmedi.

Yazmayıdüzeltmeyeuğraşırkenbirdebiçimleuğraşamayız diyenlerden misiniz? :)

ortanca
21-12-2006, 08:34
yok yok ben onlardan değilim :)
biçimde çok önemli....
yazının anlaşılır ve kolay okunur olması açısından
paragraf, cümlenin uzunluğu,noktalama işaretleri hepsi çok önemli..

polatcan
21-12-2006, 18:34
merhaba ben polatcan türkçeyi doğru kullanma konusundaki eleştirileriniz çok sert geldi ve üzüldüm.Çünkü amacım ciddiyetsizlik değil,gerçekten güzel bir şeyi paylaşmak istemedi.

Yücel Özlem
28-12-2006, 04:03
Merhaba ben polatcan Türkçeyi doğru kullanma konusundaki eleştirileriniz çok sert geldi ve üzüldüm._Çünkü amacım ciddiyetsizlik değil,_gerçekten güzel bir şeyi paylaşmak istememdi.

Sevgili Polatcan, selamlar. Kanaatimce, buradaki eleştiriler birilerini üzmek için değil, güzellikleri çoğaltmak için yapılıyor.

Börü Han
30-12-2006, 01:42
Türkçe'nin doğru kullanımı gerçekten önemli ama bana göre Türkçe bir bütündür. Yani bazı kurallarını uygulayıp diğerlerini uygulamamak olmaz. Türkçe'nin içinde anlatım bozuklukları da vardır, imla kuralları da, dilbilgisi de.

Ayrıca kimse mükemmel değildir. Kimsenin Türkçe'si de mükemmel değildir.

Normal cümle özne ile başlar yüklem ile biter
Ama devrik cümle kullanımı yaygın, ben de onlardan biriyim

Mesela cümle sonlarında noktalama işaretleri olur.
"Bende onlardan biriyim" deyişi anlatım bozukluğuna yol açar.
Amacım bu başlığı eleştirmek değil. Kendi Türkçe'min de mükemmel olmadığını hatta bu yazımda bile yanlışlar olabileceğini biliyorum. Anlatmak istediğim eğer Türkçe'nin kullanımını ele aldıysak her yönden dikkat edelim.

Yücel Özlem
30-12-2006, 02:26
Türkçe'nin doğru kullanımı gerçekten önemli ama bana göre Türkçe bir bütündür. Yani bazı kurallarını uygulayıp diğerlerini uygulamamak olmaz. Türkçe'nin içinde anlatım bozuklukları da vardır, imla kuralları da, dilbilgisi de.

Ayrıca kimse mükemmel değildir. Kimsenin Türkçe'si de mükemmel değildir.

Mesela cümle sonlarında noktalama işaretleri olur.
"Bende onlardan biriyim" deyişi anlatım bozukluğuna yol açar.
Amacım bu başlığı eleştirmek değil. Kendi Türkçe'min de mükemmel olmadığını hatta bu yazımda bile yanlışlar olabileceğini biliyorum. Anlatmak istediğim eğer Türkçe'nin kullanımını ele aldıysak her yönden dikkat edelim.

-Sevgili Börü Han, Senin düşüncelerine katılıyorum. Ben de Bu konuda dikkatli olmaya gayret ediyorum. Bu gayretime rağmen beni sıkıntıya düşüren bir olay var. Paragraf başlarını bildiğimiz gibi satırı biraz içerden başlatarak yazıyorum. Taslakta yazdığım bu yazı forumda bütün satırlar aynı hizada çıkıyor. Ben de Türkçenin tüm kurallarına uymak gayreti ile paragraf başlarını da belli etmek için kısa çizgi (- ) koyuyorum. Konuşma şeklindeki yazılarda bu uygun. Ama diğer yazı ve anlatımlarda bu da bir başka kuralın ihlali oluyor.

-Umarım buna da bir çare bulunur.

malina
30-12-2006, 14:57
Paragraf başlarını bildiğimiz gibi satırı biraz içerden başlatarak yazıyorum.

Paragraf için satırı içten başlatmayın.

Alt sarıta geçmek için "enter" tuşunu bir tez tıklıyorsunuz, paragraf için iki kez tıklayın ve bir satır boşluk oluşsun.

Forum yazı alanında yaptığınız, satırı içten başlatmalar işe yaramıyor; çünkü forum yazılımı, o boşlukları yok farzediyor...

malina
30-12-2006, 15:02
Mesela cümle sonlarında noktalama işaretleri olur.
"Bende onlardan biriyim" deyişi anlatım bozukluğuna yol açar.



"bende" yazmam mümkün değil diye yukarıya baktım, hakikaten sizin alıntıladığınız gibi yazmamışım. "Ben de onlardan biriyim"

"Kimse mükemmel değil", demenize katılıyorum ama olabildiğimiz kadar iyi olmaya çalışıyoruz... Aynı zamanda uyarma görevini de yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Yücel Özlem
30-12-2006, 17:32
Paragraf için satırı içten başlatmayın.

Alt satıra geçmek için "enter" tuşunu bir tez tıklıyorsunuz, paragraf için iki kez tıklayın ve bir satır boşluk oluşsun.

Forum yazı alanında yaptığınız, satırı içten başlatmalar işe yaramıyor; çünkü forum yazılımı, o boşlukları yok farzediyor...

-Sevgili malina sağolun efendim, ben de paragraf aralarını, normal satır aralarından farklı yapmaya çalışıyorum. Gerçi cevapladığınız yazıda öyle olmamıştı, düzelttim.

-Yine de, Türkçenin tüm kurallarının uygulanabileceği yazılımlar üretilmesi, dilek ve temennimi tekrar etmeme izin veriniz. Yazılımcılarımızın bunu yapabilrceklerini ümit ediyorum. O zaman, biz de forumlarımızda, bu imkanı veren yazılımları kullanabiliriz.

Börü Han
30-12-2006, 20:15
Sevgili malina;

Alıntı yaparken yanlışlık yapmışım. Ama kastettiğim nokta "-de" bağlacının ayrı yazılması değildi. Cümlenizin tamamı ele alındığında "ben de onlardan biriyim" ifadesi anlatım bozukluğuna yol açar demek istemiştim. Dediğim gibi yanlış anlaşılmasın uyarı yapılması taraftarıyım ben de, sadece belli kurallara değil Türkçe'nin bütününe özen göstermeliyiz.

Yücel Özlem
30-12-2006, 21:42
Sevgili malina;

Alıntı yaparken yanlışlık yapmışım. Ama kastettiğim nokta "-de" bağlacının ayrı yazılması değildi. Cümlenizin tamamı ele alındığında "ben de onlardan biriyim" ifadesi anlatım bozukluğuna yol açar demek istemiştim. Dediğim gibi yanlış anlaşılmasın uyarı yapılması taraftarıyım bende, sadece belli kurallara değil Türkçe'nin bütününe özen göstermeliyiz.

-Börü Han Bey, Türkçe konusundaki dikkat ve hassasiyetinizden dolayı sizi tebrik ediyorum.:)

Ela
30-12-2006, 21:49
Sanırım sayısal zekası fazla olanlar sözel konularda zorlanıyor.Aynı sorun bende de oluyor;fen ve matematikte süper sayılırım Türkçe ve sosyal diplerde ama çok okuyorum Türkçemi geliştirmek için.

malina
30-12-2006, 22:32
Anlamak için soruyorum, alttaki gibi mi olmalı diyorsunuz?

Ama devrik cümle kullanımı yaygın, ben de onlardan biriyim.

Ama devrik cümle kullanımı yaygın, ben de devrik cümle kullananlardan biriyim.

Ela
30-12-2006, 22:39
Ben de devrik cümle kullananlardan biriyim.Şu dakikadan itibaren devrik cümle kullanmayacağım.:)

Börü Han
30-12-2006, 22:52
Ama devrik cümle kullanımı yaygın, ben de devrik cümle kullananlardan biriyim.

Sayın malina;

Yazdığınız bu cümle anlatım bozukluğunu gidermektedir.
Bildiğim kadarı ile, "Ama devrik cümle kullanımı yaygın, ben de kullananlardan biriyim." cümlesi de anlatım bozukluğunu gidermekte. "Devrik cümle" sözünü iki kere yazmanıza gerek yok. Tabi yazıp yazmamak size kalmış.

Daha önce de dediğim gibi ben de görüşümü paylaşmak istedim. Elimden geldiğince dikkat ediyorum ama Yücel Bey yakalamış yine "-de" bağlacını ayrı yazmayı unutmuşum.:p

Uyarınız için teşekkürler Yücel Bey, hemen düzeltiyorum.

malina
30-12-2006, 23:10
Bildiğim kadarı ile, "Ama devrik cümle kullanımı yaygın, ben de kullananlardan biriyim." cümlesi de anlatım bozukluğunu gidermekte. "Devrik cümle" sözünü iki kere yazmanıza gerek yok. Tabi yazıp yazmamak size kalmış.


İki kez yazmamak için, "devrik cümleyi. yaygın olarak kullanlara dahilim" yani "onlardan biriyim" demiştim. Belki alışkanlık, bana hala yanlışmış gibi gelmiyor :)

Bu incelikleri daha yoğun tartışacağımız duruma kısa zamanda gelmemiz umuduyla :)

Yücel Özlem
30-12-2006, 23:13
Ben de devrik cümle kullananlardan biriyim.Şu dakikadan itibaren devrik cümle kullanmayacağım.:)

Zerrin Hanım, tebrikler efendim. Ben de, bundan sonra devrik cümle kullanmamaya dikkat edeceğim.

Börü Han
30-12-2006, 23:43
Gerçekten seviyeli ve çok güzel bir siteniz var. Ben Türkçe'nin doğru kullanımı konusunda verdiğiniz emek için de çok teşekkür ederim. Bir siteyi bu seviyede tutmak gerçekten çok zor bir iş. Dikkatli yazmaya özen göstericeğimden emin olabilirsiniz. Hatam oldukça uyarırsanız da sevinirim, bir daha yapmamaya özen gösteririm.

Mine Pakkaner
04-01-2007, 15:34
Bir yazım kuralını ararken aşağıdaki yazıyı buldum.Son derece de faydalandım.Siz de belki faydalanırsınız.
Saygılar.



YAZIM(İMLA) KURALLARI

1) “ki” bağlacının ve “-ki” ekinin yazımı:

Türkçede üç çeşit “ki” vardır:Bağlaç olan“ki”,sıfat yapan “–ki” ve zamir olan(ilgi zamiri) “–ki” dir.Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır.Sıfat yapan “–ki” ve zamir olan “-ki” eklendiği sözcüğe bitişik yazılır.
Dilimizdeki bu üç farklı “-ki”yi birbiriyle karıştırmamak için şu pratik yöntemleri uygulayın.

*Cümle içerisinde –ki’den sonra –ler çokluk ekini getirebiliyorsanız o –ki zamir olan –ki’dir.

Ayrıca zamir olan –ki’nin bir ismin yerini tuttuğunu ve genellikle zamirlerin üzerine geldiğini de unutmayın.
---Arabam bozuldu , seninki(ler)ni kullanabilir miyim?
---Onunki(ler) seninki(ler)den daha iyi olmuş.
Görüldüğü gibi cümle içerisinde –ki zamirinden sonra –ler ekini getirdiğimizde cümlenin yapısında herhangi bir bozukluk meydana gelmiyor.Öyleyse bu –ki’ler ilgi zamiridir.

*Sıfat yapan –ki de sıfat tamlaması kurar. Sıfat yapan –ki her zaman bitişik yazılır.Pratik olarak önündeki isme “hangi” sorusunu yönelterek bulur ve diğer –ki’lerden ayırt ederiz.

---Sokaktaki çocuklara sahip çıkmamız gerekiyor.(Hangi çocuklar?)
---Sınıftaki öğrenciler dışarı çıksın.(Hangi öğrenciler?)
Görüldüğü gibi sıfat yapan –ki’yi alan sözcüğün hemen önündeki isme hangi sorusunu yöneltebiliyoruz.Öyleyse bu –ki sıfat yapan –ki’dir ve eklendiği sıfata daima bitişik yazılır.

*Bağlaç olan “ki” ise daima ayrı yazılır.Diğer “ki” ekleriyle karıştırmamak için cümleden çıkartırız, cümlenin yapısında ciddi bir bozukluk olmuyorsa o “ki” bağlaç olan “ki”dir.Ayrıca bağlaç olan ki’nin daha vurgulu söylendiğini de göz önünde bulundurmak gerekir.

*Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.(Duydum unutmuşsun gözlerimin rengini)
*Sen ki dünyalara değersin.(Sen dünyalara değersin.)
*Şimdi anlıyorum ki o yaptıklarım bir hataydı.(Şimdi anlıyorum o yaptıklarım bir hataydı)

Görüldüğü gibi bağlaç olan –ki cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında bir daralma olsa da yapısında ciddi bir bozukluk olmuyor, öyleyse bu –ki’ler bağlaçtır ve daima ayrı yazılır.

NOT:Mademki,halbuki,oysaki,çünkü,sanki… sözcüklerindeki ‘ki’ ler bağlaç olmasına rağmen kalıplaştığı için bitişik yazılır.

2) “de” bağlacının ve “de” bulunma durum ekinin yazımı:

“de” “da” bağlacı da tıpkı “ki” bağlacı gibi ayrı bir sözcük olduğu için daima ayrı yazılır.Bulunma durum eki olan “-de,-da, -de,-ta” ise eklendiği sözcüğe bitişik yazılır. “de,da” bağlacıyla “-de,-da,-te,-ta” ekleri birbiriyle karıştırılmamalıdır.

Pratik olarak birbirinden şu şekilde ayırt ederiz:Cümle içerisinde cümleden “de”yi çıkartırız,eğer cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyorsa o “de” bağlaçtır.Cümlenin yapısı bozuluyorsa o “de” bulunma durum ekidir.

*Kitap da alacağım.(Kitap alacağım)
*Sen de onun gibisin.(Sen onun gibisin)
Görüldüğü gibi bağlaç olan “de ,da” cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyor.Şimdi de aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
*Sende bir şeylerim kaldı.(Sen bir şeylerim kaldı)
*Onu otobüste gördüm.(Onu otobüs gördüm)
Görüldüğü gibi bulunma durum eki cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısı bozuluyor.

Önemli uyarı:

Bağlaç olan “de,da”nın kesinlikle “te,ta” biçimi yoktur.
*Sana kazak ta alacağım.(yanlış)
*Sana kazak da alacağım.(doğru)
Ayrıca bağlaç olan “de,da” bir özel isimden sonra gelirse kesme işaretiyle ayrılmaz.
*Bize Ahmet’de gelecek.(yanlış)
*Bize Ahmet de gelecek.(doğru)

3. “mi” soru edatının yazımı:

“mı,mi,mu,mü” soru edatı eklendiği sözcükten her zaman ayrı yazılır,kendinden sonra gelen ekler soru edatına bitişik yazılır:

*Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun?
*Bize gelecek misiniz?
*Sen miydin dün rüyalarıma giren?
Soru edatı olan “mı mi mu mü” ile fiilden fiil yapan olumsuzluk eki olan –ma,-me’nin darlaşmış biçimi birbiriyle karıştırılmamalıdır:
*Niçin beni dinle miyorsun?

Yukarıdaki cümlede ‘mi’ ayrı yazılmamalıdır;çünkü buradaki mi soru eki değil, –ma,-me olumsuzluk ekinin darlaşmış biçimidir.Cümleden mi’yi çıkartıp cümleyi tekrar okuduğumuzda cümledeki soru anlamının kaybolmadığını sadece olumsuzluğun kaybolduğunu görürüz.Cümleye soru anlamını katan mi değil, ‘niçin’ sözcüğüdür.
Soru edatı olan “mı,mi,mu,mü” cümleye soru anlamından başka anlamlar da katabilir.

*Sana güzel mi güzel bir elbise aldım.(pekiştirme göreviyle kullanılmış)
*Bu testi de çözdün mü konuyu daha iyi anlarsın.(Çözdüğün zaman)
*Tüm bunları ben mi yapmışım?(reddetme,kabullenmeme)

4)Sayıların yazımı:

Sayılar daima ayrı yazılır;ancak çek ve senetlerde sahtekarlığın önlenmesi amacıyla bitişik yazılır.

*Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
*Bu yıl dershanemize tam bin beş yüz altmış kişi kayıt yaptırdı.

5)Kısaltmaların Yazımı:

Birkaç kelimeden oluşan kurum ve kuruluş adlarının kısaltmaları yapılırken araya nokta konmaz.

*TBMM *PTT *THY *TEK *KKTC *MTA *DSİ
Cümle içerisine kısaltmalara bir ek getirileceği zaman kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır.
*Kardeşim THY’da çalışıyor.(yanlış)
*Kardeşim THY’de çalışıyor.(doğru)
*Aç bakalım TV’da ne var? (yanlış)
*Aç bakalım TV’de ne var? (doğru)

Tek bir sözcüğün kısaltması yapılıyorsa kısaltmanın sonuna nokta konur:
*Dr. *Prof. * c. * s. * bk.

6)Gün ve Ay Adlarının Yazımı:

Cümle içinde geçen gün ve ay isimleri küçük harfle başlar;ancak gün ve ay isimleri bir tarihe bağlanmışsa yani yanında bir rakam varsa büyük harfle başlatılır.

*Okullar haziranda kapanıyor.(doğru)
*Okullar 14 Haziran’da kapanıyor.(doğru)
*Ben 21 Mart 1978 Salı günü doğmuşum.(doğru)
*Sınav 16 haziran’da yapılacak(yanlış)
*Sınav 16 Haziran’da yapılacak. (doğru)

7)Yön İsimlerinin Yazımı:

Yer-yön bildiren (doğu ,batı,güney,kuzey,orta…) sözcükler, tek başına ya da özel isimden sonra kullanıldıklarında küçük harfle,özel isimden önce kullanıldıklarında büyük harfle başlar:

*Siz Kuzey Amerika’yı gördünüz mü?
*Siz Amerika’nın kuzeyini gördünüz mü?
*Bu insanlar buraya Güney Asya’dan gelmişler.
*Bu insanlar buraya Asya’nın güneyinden gelmişler.
*Sizin daha da batıya gitmeniz gerekiyor.

NOT: Yer-yön bildiren kelimeler eğer bir insan topluluğunun yerini tutuyorsa büyük harfle başlatılmalıdır.
*Bu konuda Batı bizi anlamıyor.
*Dün Doğu bu haberle çalkalandı.

8.Coğrafi Terimlerin Yazımı:

“Ay,Güneş,Dünya,Mars…” gibi kelimeler eğer coğrafi bir terim olarak gök cisimlerini anlatmak için kullanılırsa büyük harfle, bunun dışında kullanılırsa küçük harfle başlar:

*Ay,Dünya’nın uydusudur.
*Siz, Dünya’nın Ay’a ve Güneş’e olan uzaklığını biliyor musunuz?
*Daha dünyalar kadar işim var.(terimlikten çıkmış)
*Pencereden içeriye güneş giriyordu.(terimlikten çıkmış ,güneş ışığı anlamında)

9)Tarihlerin Yazılışı:

Gün ve yıl sayıları rakamla ;ay, hem rakamla hem de yazıyla gösterilebilir:
*21 Mart 1978 *25.11.1930 *11.X.2000 *18/01/1919

Not:Tarih bildiren sayılardan sonra gelen ekler,kesme işaretiyle ayrılır.
*19 Mayıs 1919’da *18.12.1933’te

10)Birleşik Sözcüklerin Yazımı:

İki ya da daha çok sözcüğün yeni bir kavramı karşılamak üzere birleşip kalıplaşmasıyla oluşan sözcüklere birleşik sözcük denir.

Birleşik sözcüklerden bazıları bitişik yazılırken bazıları da ayrı yazılır.Bir birleşik sözcüğün bitişik yazılması için şu özellikleri taşıması gerekir:

a)Anlam Kaymasıyla Oluşmuş Birleşik Sözcükler Bitişik Yazılır:

Hanımeli, Kabakulak,Suçiçeği,Kuşpalazı,

b)Ses Değişikliği Yoluyla Oluşmuş Birleşik Sözcükler Bitişik Yazılır:

Sütlaç,Kaynana,Cumartesi,Nasıl,Niçin,Zannetmek,His setmek,Emretmek,Sabretmek,
Kaybolmak,Kahrolmak,reddetmek

c)Tür Değişmesi Yoluyla Oluşmuş Birleşik Sözcükler Bitişik Yazılır:

Gecekondu,Biçerdöver,Bilirkişi,Dedikodu,Ateşkes

d)Kurallı Birleşik Fiiller Bitişik Yazılır:

*Yapıverdi,Alıverdi,Öpüver,Koşuver (Tezlik birleşik fiili)
*Yapabildi,Yürüyebiliyor,Çalışabilmiş (Yeterlilik birleşik fiili)
*Bakakaldı,Süregelmiştir,Koşadursun (Süreklilik birleşik fiili)
*Düşeyazdı,Öleyazdı(Yaklaşma birleşik fiili)

Not: Etmek, olmak yardımcı eylemleri önündeki isimle birleşirken önündeki isimde bir ünlü düşmesi ya da bir ünsüz türemesi varsa bitişik, yoksa ayrı yazılır:

*Hissetmek ,Reddetmek,Emretmek, Terk etmek,Hasta olmak,Ayırt etmek…

11)İkilemelerin Yazımı:

İkilemeler ayrı yazılır ve aralarına herhangi bir noktalama işareti konmaz.

*Beni er geç anlayacaksın.
*Sen de doğru dürüst bir iş bulamadın gitti.
*Beni görüce koşa koşa yanıma geldi.

12)Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler:

1)Her cümle büyük harfle başlar:

*Sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlatmaktır.
*Yazdığım bütün şiirler,sana başlayan bir kitap için önsöz.
*Aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır.

2)Yazı başlıklarının her sözcüğü büyük harfle başlar:

*Türk Dilinin Korunması *Aile Eğitiminin Önemi

3)Bütün özel adlar büyük harfle başlar.Özel adların başlıcaları aşağıda belirtilmiştir:

a)Kişi ad ve soyadları:
*Faruk Nafiz Çamlıbel *Halit Ziya Uşaklıgil

b)Hayvanlara verilen adlar:
*Sobanın başında uyuyan Pamuk mu?
*Bugün Boncuk keyifsiz gibi.

c)Ulus,mezhep,tarikat din adları:
*Biz İslamiyet’i 10. yüzyılda kabul ettik.
*Anadolu’da kurulan tarikatlardan biri de Aleviliktir.

d)Ülke adları:
*Türkiye ile Yunanistan ilişkileri eskisine göre şimdi daha iyi.

e)Bulvar,sokak,mahalle adları:
*Biz Turgut Özal Bulvarı’nda oturuyoruz.
*Mimar Sinan Mahallesi’ne yeni bir okul yapılıyor.

f)Kıta,bölge,dağ ,ova,deniz,göl,ırmak…adlarıağ,ova,deniz,göl,ırmak adları eğer kendinden önceki özel isme dahilse büyük harfle başlar,dahil değilse küçük harfle başlar.

*Konya Ovası Türkiye’nin buğday ambarıdır.

Yukarıdaki cümlede ‘ova’ sözcüğü özel isme dahil olduğu için yani ikisi bir olup bir yeri karşıladığı için büyük harfle başlar.Eğer ‘ova’ sözcüğünü çıkarıp sadece Konya dersek aklımıza Konya Ovası değil, Konya şehri gelecektir.

*Toros dağları Akdeniz’dedir.

Yukarıdaki cümlede ‘dağ’ sözcüğü özel isme (Toros) dahil olmadığı için küçük yazılır.
Özel ismin önündeki dağ sözcüğünü çıkarttığımızda Torosların tek başına yer adını karşıladığını görürüz.Öyleyse ‘dağ’ sözcüğü özel isme dahil değildir ve küçük harfle başlatılmalıdır.

*Siz Tuz Gölü’nü hiç gördünüz mü?
Yukarıdaki cümlede ‘göl’ sözcüğü büyük harfle başlamalıdır;çünkü ‘göl’ sözcüğü özel isme dahildir.Göl sözcüğünü cümleden çıkartıp tek başına ‘tuz’ dediğimizde yine tek başına kast edilen yeri karşılamadığını görüyoruz.Öyleyse buradaki göl sözcüğü özel isme dahildir ve büyük harfle başlatılmalıdır.Aşağıdaki örnekleri de bu mantık çerçevesinde inceleyiniz.

*Meriç nehri *Alp dağları *Van Gölü *Ağrı Dağı *Çanakkale Boğazı

g)Kurum,kuruluş,örgüt,parti,dernek adları:

*Sosyal Sigortalar Kurumu bugün zor durumdadır.
*Cumhuriyet Halk Partisi ,Atatürk tarafından kurulmuştur.

h)Yapı,yapıt,kitap,dergi,gazete adları:

*Ben Topkapı Sarayı’nı görmeyi çok isterdim.
*Sizlere Küçük Ağa’yı ve Çalıkuşu’nu okumanızı tavsiye ediyorum.
*Geçenlerde bu makalem Türk Dili’nde de yayımlandı.

Not:Özel ada dahil olmayan gazete ve dergi adları büyük harfle başlamaz:

*Dün Hürriyet gazetesinde yayımlanan köşe yazısını okudun mu?
*Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.
*Dergah dergisinde yayımlanan Kırık Aynalar adlı öyküyü okuduktan sonra öyküyü sever oldum.

i)Unvanlar,takma adlar:

Lakaplar, unvanlar büyük harfle başlar.

*Tarık Buğra eserinde Çolak Salih’in fiziki betimlemesini çok güzel yapar.
*Ahmet Mithat Efendi adeta bir yazı makinesidir.
*Ahmet Bey içeride mi?
*Sultan Hanım da mı yok?
*Dün Doktor Ahmet Bey bizdeydi.
*Ahmet doktor olmak istiyormuş.

Not: Akrabalık bildiren sözcükler küçük harfle başlar.

*Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye abla!
*Yarın Ayşe teyzem gelecek.
Ancak akrabalık bildiren sözcük kişinin lakabı olmuşsa büyük harfle başlatılmalıdır.
*Burada ona herkes Nene Hatun derdi.

ı)Dil adları:

*Türkçeye,Arapça ve Farsçadan pek çok kelime girmiştir.

j)Din ve mitoloji kavramları:

*Tanrı,Allah,Cebrail,Zeus …

k) Bitki Adları:

Ateş Dikeni (yanlış)

ateş dikeni (doğru)

Manisa Lalesi (yanlış )

Manisa lalesi (doğru)

Botanik adla yazılırken ilk kelime olan cins adı büyük, ikinci kelime olan tür adı küçük harfle başlar.Botanik isimler italik harflerle veya vurgulu yazılır.

Lavandula Angustifolia (yanlış)
lavandula angustifolia (yanlış)
Lavandula angustifolia (doğru)
Lavandula angustifolia (doğru)


Not: Tanrı sözcüğü özel ad olarak kullanılmadığı zaman küçük harfle başlatılır.

*Yunanlılar da tanrılarına kurban sunarmış.
Bazı dini kavramlar gelenekselleşmiş olarak küçük harfle başlar:cennet,cehennem,sırat köprüsü…

k)Milli ve dini bayramların adları büyük harfle başlar:
*Kurban Bayramı *Ramazan Bayramı *Cumhuriyet Bayramı….

13)Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi:

Türkçede satır sonuna sığmayan kelimeler bölünebilir;fakat heceler bölünemez.

………………………………………………………………………………………………gel-
iyorum (yanlış)
………………………………………………………………………………………………..ge-
liyorum (doğru)

Birleşik kelimeler satır sonunda bölünürken tek bir sözcükmüş gibi hecelere ayrılır.

………………………………………………………………………………………………baş-
öğretmen (yanlış)
………………………………………………………………………………………………..ba-
şöğretmen (doğru)
……………………………………………………………………………………………….ilk-
okul (yanlış)
………………………………………………………………………………………………...il-
kokul (doğru)
……………………………………………………………………………………........Durmu ş-
oğlu (yanlış)
…………………………………………………………………………………………..Durmu-
şoğlu (doğru)

Ayırmada satır sonunda ve satır başında tek harf bırakılmaz.

………………………………………………………………………………………..………..a-
raba (yanlış)
...…………………………………………………………………………………………….ara-
ba (doğru)
.…………………………………………………………………………………………….niha-
i (yanlış)

………………………………………………………………………………………………..ni-
hai (doğru)

Kesme işareti satır sonuna geldiği zaman yalnız kesme işareti kullanılır;ayrıca kısa çizgi kullanılmaz.

………………………………………………………………………………………….Edirne’-
nin (yanlış)
…………………………………………………………………………………………...Edirne’
nin (doğru)
……………………………………………………………………………………………2005’-
te (yanlış)
...…………………………………………………………………………………………..2005’
te (doğru)

14)Ses Olaylarıyla İlgili Yazım Kuralları:

a)Ünsüz değişimi (yumuşaması) yazıya yansıtılır;ancak özel isimlerin yumuşaması yazıya yansıtılmaz.
*Kitapı (yanlış) kitabı (doğru)
*Mehmed’in (yanlış) Mehmet’in (doğru)

b)Sert ünsüzlerin benzeşmesi yazıya yansıtılır.
*Dolapda (yanlış) dolapta (doğru)
*2005’de (yanlış) 2005’te (doğru)

c)Dudak ünsüzlerinin benzeşmesi(iç ses benzeşmesi) yazıda gösterilmelidir.
*Perşenbe (yanlış) Perşembe(doğru) *penbe (yanlış) pembe (doğru)
*Tenbel (yanlış) tembel (doğru) *çenber (yanlış) çember (doğru)
Ancak kimi özel isimlerde ve birleşik sözcüklerde n’li yazılış doğrudur.
*Saframbolu (yanlış) Safranbolu (doğru) *ombaşı (yanlış) onbaşı(doğru)

d)Ünlü düşmesi yazıda gösterilir.
*ağızı (yanlış) ağzı (doğru) *sabır et (yanlış) sabret (doğru)

e) ‘y’ kaynaştırma ünsüzünden kaynaklanan söyleyişteki daralma yazıya yansıtılmaz.
*Sevmiyecekmiş (yanlış) sevmeyecekmiş (doğru) *yaşıyan (yanlış) yaşayan (doğru)

f)Söyleyişte bazı sözcüklerde yer değiştirme (göçüşme,metatez) olur;ancak bunlar yazıya yansıtılmamalıdır.
*yanlız (yanlış) yalnız (doğru) *yalnış (yanlış) yanlış (doğru)
*kiprik (yanlış) kirpik (doğru) *kirbit (yanlış) kibrit (doğru)

Kaynak:
http://www.edebiyatogretmeni.net/yazim_kurallari.htm

(http://www.edebiyatogretmeni.net/)

Yücel Özlem
12-01-2007, 12:02
- Diye Düşüncemi belirtmiştim( #143 numaralı mesaj).

- Türk Dil Kurumu'nun Güncel türkçe Sözlüğünde ekmek fiili için verilen karşılıklar ve kullanım örnekleri şöyle:

1 . Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek:
"Çıplak bir alan, çevre okulları öğrencilerinin eliyle ektiği bin çam fidanı ile şenleniverdi."- H. Taner.
(diğer karşılıklar alıntılanmadı)
http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA84981

- Ekmek fiilinin burada tartıştığımız anlamı için verilen örnek cümle Sayın H. taner'e ait ve ekilen nesne de tohum değil fidan.
- ne dersiniz?

Bu örneği doğru bulmadığımı Türk Dil Kurumu'na bildrmiştim. Kurum başkanlığı aşağıdaki cevabı göndermiş ancak örnek henüz yerinde duruyor. Kendilerine tekrar bilgi verdim.

T.C.
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
Türk Dil Kurumu Başkanlığı

Sayı : B.02.1.KDT.5.02.10.00-
Konu :

Sayın Yücel ÖZLEM

İlgi:17/12/2006 tarihli yazı.

Kurumumuzun çıkardığı sözlüğün baskısı sonrasında, örneğin yanlış olduğu ilgili çalışma kollarımızca değerlendirilmiştir. Genel Ağ ortamında sitemize girdiğinizde, Güncel Türkçe Sözlük’ten bu örneğin atılmış olduğunu görebilmektesiniz. Dilimiz konusunda olan duyarlılığınızın kalıcı olmasını dilerim

Bilgilerinizi rica ederim.

Prof. Dr. Şükrü Halûk AKALIN Türk Dil Kurumu Başkanı

Yücel Özlem
19-01-2007, 01:01
Aşağıdaki mesajlar sahtekarlık! (EB tohumları) (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2917) bölümünden taşınmıştır.
Malina

Açıkçası, herhalde kimse 5-10 lira için ugrasmaz...Tabi sonuçta yapılan bir suç. Ama herkesin allahından bulsun diyeceğinden eminim... Sonuçta 10 lirayı çalmak da suçtur 1 milyarı da. Tabii ufak da olsa kişinin gerçekten kandırıldığına da inanmak istiyorum. Umarım bu kişi bir daha böyle işlere meyletmez ve bazı kişilere ilham vermez bu konuda.

-Değerli Ağaçsever, cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki; savunduğunuz düşünce tarzını anlayamadım.

-Bu aile içinde, bildiğim kadarı ile bazı ilkeler var. Bunlardan birisi de bilgi paylaşımı. Bu, üyelere katıldıkları bir tartışmada, bildiklerini doğru olarak ifade etmek mükellefiyetini getirir kanaatindeyim. Bir ceza hukuku tabiri ile açılan bir başlık altında, kullanıcı isminde "avukat" unvanını da istimal eden bir aile üyesinin, bu tür değerlendirmeler yapmasını, doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.

- Sayın "dortyuz" Uyarı görevini yerine getiriyor. Diğer konulara karışmasın diye ayrı bir başlık açılıyor. Sayın praecox sorumlu bir üye gibi nesnel değerlendirmeler yapıyor. Bu başlık altında yapılması gereken de budur.

-Bunları söylemiş olmamdan gücenmeyiniz lütfen. Siz gerekli hukuki değerlendirmeleri yaptıktan sonra görüşlerinizi ifade edip tercihi mağdurlara bıraksaydınız o zaman görüşlerinize saygı duymaktan başka bir tavrım olamazdı. Şayet bu tartışmaya hiç katılmasanız ben buna da saygı duyardım. Zira burada bildiklerini söylemek tercihe bağlı olmalı. Ancak konuşuyor veya yazıyor isek doğruları, doğru anlaşılabilir şekilde ifade etmek mecburiyetimiz var gibi geliyor.

Not:________________________________
Alıntı yaptığım mesajınızda, bilgimin yettiği kadar yazım hatalarını düzelttim. Düzelttiğim yerleri de aslından ayrılabimesi için işaretledim. Yine "agaclar.net" kurallarına uymak adına yaptığım bu küçük mudahale için umarım kızmazsınız.

avukatkemal
19-01-2007, 01:55
:rolleyes: ben ne dedim o kadar kötü özlem hanım :) dediğim şudurki ufak bir eylem de olsa kişinin yaptığı ceza hukuku anlamında bir suçtur.. ama siz de biliyorsunuzki ülkemiz şartlarında insanlar haklarını aramak yerine genelde beddua etmekle yetiniyolar.. ****** bu konuda mağdur olan herkes bu konuda girişimde bulunabilir engel yok.. ben sadece bir tespitte bulunmak istemiştim insanların ufak şeyleri sineye çektiği dolayısıyla bu tip olayların hukuki sürece dahil olmadığı konusunda.. umarım yine kötü birşey dememişimdir :D

Yücel Özlem
19-01-2007, 14:22
:rolleyes: ben ne dedim o kadar kötü Yücel ÖZLEM Bey :) dediğim şudurki ufak bir eylem de olsa kişinin yaptığı ceza hukuku anlamında bir suçtur.. ama siz de biliyorsunuzki ülkemiz şartlarında insanlar haklarını aramak yerine genelde beddua etmekle yetiniyolar.. ****** bu konuda mağdur olan herkes bu konuda girişimde bulunabilir engel yok.. ben sadece bir tespitte bulunmak istemiştim insanların ufak şeyleri sineye çektiği dolayısıyla bu tip olayların hukuki sürece dahil olmadığı konusunda.. umarım yine kötü birşey dememişimdir :D

-Çok sayın "avukatkemal", Cevap verme nezaketiniz için tekrar teşekkür ediyorum. Yücel isminin kadınlarda da kullanıldığına raslanıyor. Herhalde o yüzden yanıldınız. Alıntı yaptığım mesajda bu sebeple bir düzeltme yapmak zorunda kaldım. Bu defa yazım hatalarınızla uğraşmayacağım. Hukuk anlayışlarımızdaki fark da ortaya çıkmış bulunuyor. Bu nedenle hukuk konusunda da sizinle yazışmak istemiyorum.

-İzninizle size "Forumda, Türkçe'nin doğru kullanımı"nın önem verilen ve yaşatılmaya çalışılan bir kural olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Belki faydası olur diye de aşağıda iki adres veriyorum. Hoşça kalın.

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1669

http://www.tdk.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF9 DAC10DE3DF29AC6

avukatkemal
19-01-2007, 20:03
adınızdan dolayı yanıldığım için özür dilerim ama takdir edersinizki yanılma insana mahsustur ve kasıtlı olmadığımı anlamışsınızdır yucel bey..hukuki konuların tartışılacağı yer de burası değil, sonuçta hukuk forumu değil, sadece laf lafı açardan geldik, hiç sorun değil..yalnız benim anlamadığım, bu forumda herkes türkçeyi en muhteşem şekilde kullanıyor da ben mi çok kötü kullanıyorum bana yazım hatalarıyla ilgili uyarıyı yapma ihtiyacı hissettiniz..dikkat ederseniz 2-3 ufak hata dışında çok büyük bir hata yoktur..takdir edersiniz ki saat gece 3te yazılan mesajda hata yapılabilmesi mümkündür..ayrıca bir forum sitesinde tüm dil kurallarını eksiksiz uygulama gibi bir çabaya girmek de işin özünden çok uzaklaşmak olur..umarım bu mesajımı da yanlış anlamazsınız :) hoşçakalın

malina
19-01-2007, 21:23
Sadece size değil, o sıra kiminle yazışıyorsak özellikle ona uyarıda bulunmaya çalışıyoruz.

sonuçta 10 lirayı çalmak da suçtur 1 milyarı da..
diyorsunuz; biz de diyoruz ki:

2-3 ufak hata dışında çok büyük bir hata yoktur..
demeyelim. Türkçe'yi daha doğru kullansak kötü mü olur? :)

Bu bizim ANA DİLİMİZ!

kürekçi
19-01-2007, 22:02
ayrıca bir forum sitesinde tüm dil kurallarını eksiksiz uygulama gibi bir çabaya girmek de işin özünden çok uzaklaşmak olur..

Hayatımızın büyük bir bölümünü bilgisayar ve internet kapsamaktayken bu mantalite ile nereye varabiliriz dersiniz?
Türkçe'yi internette korumayalım, televizyonlarda yepyeni bir dil yaratalım, sokaklarda dolaşırken kendimizi New York'da zannedelim, çocuklarınız ya da bizim kuşağımız kendilerine has bir dil kullansınlar...Kendimizi ifade etme yeteneklerimiz körelirken, anlatmak istediklerimizin özüne nasıl varabiliriz acaba?

Saygılar.

avukatkemal
19-01-2007, 22:31
arkadaşlar tamam sustum..burada herkes mükemmel türkçe ile konuşuyor bir ben böyle bozuk türkçe kullanıyorum..konuyu buraya getirdiniz ya tebrik ediyorum herkesi..

malina
19-01-2007, 23:23
Size yazılan üslup böyle:


... "agaclar.net" kurallarına uymak adına yaptığım bu küçük müdahale için umarım kızmazsınız.

-İzninizle size "Forumda, Türkçe'nin doğru kullanımı"nın...


Ama böyle devam ederseniz, ben konuyu çok başka yere de getirebilirim.

avukatkemal
19-01-2007, 23:47
kusura bakmayın malina hanım ama konu kaçtır benim türkçeme kitlendi kaldı..

Hayatımızın büyük bir bölümünü bilgisayar ve internet kapsamaktayken bu mantalite ile nereye varabiliriz dersiniz?

Bu defa yazım hatalarınızla uğraşmayacağım.

İzninizle size "Forumda, Türkçe'nin doğru kullanımı"nın önem verilen ve yaşatılmaya çalışılan bir kural olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Belki faydası olur diye de aşağıda iki adres veriyorum. Hoşça kalın.

http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1669

http://www.tdk.gov.tr/TR/BelgeGoster...AC10DE3DF29AC6

sizce bu laflar şıkmı? emin olun ben de en az sizin kadar türkçeyi iyi kullanabilirim ama laf döndü dolaştı benim türkçeme geldi.. suçum ne peki? sadece türklerin ufak tefek olaylara karşı duyarsız kaldığını hukuki yollara başvurmadığını söyledim.. ben yucel beye en ufak olumsuz bir tavırda bulunmadım laf etmedim..yazdıklarım yukarıda..

ayrıca
Ama böyle devam ederseniz, ben konuyu çok başka yere de getirebilirim.
demeniz de uygun mu sizce? neyse çok uzadı konu.. isteyen istediğini yapsın.. benim türkçemi beğenmiyorsanız üyeliğimi de silebilirsiniz, bir forum sitesinde türkçemin böyle öğrenci azarlar gibi tartışılmasını kabul edemem.. tercih sizin..saygılarımla..

malina
20-01-2007, 09:58
Bakın, eğer ilgilendiğiniz konuyla ilgili böyle laflar etmeseydiniz üzerinize fazla gelmeyecektim.

Ancak kendileri bir sorun yaşadığında, herkesi tavır almaya çağıranlar, o sıra ilgilenmedikleri bir konularla ilgili "ne olacak canım sen de" deme eğliminde olduklarında hem üzülüyor hem sinirleniyorum.

yalnız benim anlamadığım, bu forumda herkes türkçeyi en muhteşem şekilde kullanıyor da ben mi çok kötü kullanıyorum bana yazım hatalarıyla ilgili uyarıyı yapma ihtiyacı hissettiniz..

O zaman, birilerine bozuk tohumları kakalayanların eline harika bir savunma aracı vermiş olursunuz.

Çok rahat, bunu söyleme hakkını kendinde görür:


Benim anlamadığım, bu ülkede deveyi hamuduyla götürenler var, onları ortaya dökün. Lafı edilmeyecek miktar bir parayı uzatıp durmayın. Herkes çok namuslu da, ülkenin tek namussuzu ben miyim?


"Haklısınız, daha dikkat edilse iyi olur" deyip geçseniz, yazılarınızda hatalar olsa bile, dikkat ettiği halde başlangıçta hataların devam etmesi normal deyip geçeceğiz. Ama siz dikleniyorsunuz, olay giderek tırmanıyor.

Siz "arkadaşlar tamam sustum..burada herkes mükemmel türkçe ile konuşuyor bir ben böyle bozuk türkçe kullanıyorum..konuyu buraya getirdiniz ya tebrik ediyorum herkesi.. deme hakkını kendinizde bulursanız, devamını duymaya da hazırsınız demektir. Lütfen, faşist site yöneticilerince mağdur edilmişi oynamayın. Türkçe'nizi beğenmemek, üye silme gerekçesi değildir. Baştan beri, sadece daha özen göstermeniz rica ediliyor.

avukatkemal
20-01-2007, 11:03
Çok saygıdeğer Malina Hanım,

Daha önceki yazışmalara dikkat buyurursanız bu sitede ilk kez "Gittigidiyor" sitesine mesaj atıp yapılanın suç olduğu konusunda uyaran ve bu hususa ilişkin:

kim biliyorki vft tohumlarını :) ben de 2 gun önce attım sahte diye siteye..ilgilenecez dediler..hala sürüyosa satışı bunun dolandırırıcılık olduğunu hatırlatmakta fayda var siteye..

diyen benim.

Ayrıca, yine, ilgili satıcıya:

"Bu nası satmama anlamadım..hala satışta duruyor ürünler..ayrıca alım yaptığınız yeri bildirmeniz lazım sahte mal verdiyse..bakın burda yaklaşık 100 kişiyi dolandırmışsınız..hepsi ayrı suçtur..belki değeri az olabilir ama bu bir suçtur yaptığınız."

diyen de..

Üzülerek görüyorum ki,
"Ancak kendileri bir sorun yaşadığında, herkesi tavır almaya çağıranlar, o sıra ilgilenmedikleri bir konularla ilgili "ne olacak canım sen de" deme eğliminde olduklarında hem üzülüyor hem sinirleniyorum."

demişsiniz. Düzeltmem gerekiyor ki ben bu satıcıdan herhangi bir ürün almama rağmen sırf insanlar mağdur olmasın maksadıyla bu hususla ilgilendim, "Ne olacak sen de" diye bir söylemde bulunmadım, bu neticeye nasıl vardınız gerçekten anlayamadım efendim.

Yazım konusunda ise:
"Haklısınız, daha dikkat edilse iyi olur" deyip geçseniz, yazılarınızda hatalar olsa bile, dikkat ettiği halde başlangıçta hataların devam etmesi normal deyip geçeceğiz. Ama siz dikleniyorsunuz, olay giderek tırmanıyor.

demişsiniz. Efendim demek istediğim hususu hemen arz edeyim. Yazımla ilgili beni uyarma inceliğinde bulunan arkadaşımızın niyetinin "üzüm yemek değil bağcıyı dövmek" olduğunu üzülerek görüyorum. Ben şimdiye kadar sadece bu forumda 50 civarında mesaj attım, bu arkadaşla 6-7 karşılıklı mesajlaşmamız oldu, acaba o zamana kadar kendisinin ve başkalarının dikkatini çekmedi mi yaptığım BÜYÜK imla hataları da ismiyle ilgili bir yanlışlık yaptığımda ve hukuki fikirlerimi paylaşmadığını beyan ettiğinde görmeye başladı bu eksiklikleri..Sağolsun arkadaşımız bana www.tdk.gov.tr nin adresini gönderme nezaketinde bulunmuş sizin de dediğiniz gibi çok kibar bir şekilde. Ben de hayattaki tecrübesizliğimden olsa gerek, anlayamadım bir an bu arkadaşımızın bu husustaki ulvi maksadını. O zaman ben de kendisinin İZNİYLE zatialine faydası olması umuduyla:


www.tartismausulu.org

www.nazikveturkcekurallarinauyguncumlelerkullanmak herzamankibarolmakdemekdegildir.org

sitelerinin linkini vermek istiyorum. En içten hürmetlerimle!

malina
20-01-2007, 11:38
Buradaki son mesajları "Forumda Türkçenin Kullanımı" bölümüne taşıyacağım. :)

Silindi sanmamanız için haber veriyorum. Daha sonra bu mesajımı sileceğim. Sizce uygun mu?

avukatkemal
20-01-2007, 11:51
Zatıaliniz nasıl tensip buyurursa..

malina
20-01-2007, 11:55
Soranda kabahat :)

DEVRlM
20-01-2007, 12:29
Selamlar cümleten. Ben bu siteye, yaklaşık 2 haftadır üyeyim. Ve ilk yazdığım mesajlarımda, dünyanın en uzun cümlelerini kuran biriydim. Hala yazım hatalarım olmuyor değil. Ama bunu en aza indirme çabasındayım. Benim yazılarımı okurken, insanların göz zevkini bozmaya hiç hakkım yok. Defalarca tenkit edildim ama bu beni hiç rahatsız etmedi. Bir kaç kez agresif davrandığım oldu ama özür dilemesini bilen insanlardanım, çünkü hata bendeydi. Ayrıca noktasız, virgülsüz bir yazının anlaşılmadığını, hatalarımı görünce anladım ben de. Anlatmak istediğim şu ; Benim yazılarımı okurken, insanların sıkılmasını istemem. Ayrıca diğer insanların yazılarını okurken de, sıkılmayı hiç istemem. Kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri bir başkasına yapmayalım. Mesleğimiz, mevkimiz, okuduğumuz okullar ne olursa olsun, hiç bir şey yazım hatalarımızın göz ardı edilmesine engel olamaz..
Şimdiye kadar beni yazım hatalarım için uyaran insanlara karşı, en ufak bir saygısızlığım olduysa, tekrar özür diliyorum.

Saygılar..

avukatkemal
20-01-2007, 13:07
Ben de devrik cümle kullananlardan biriyim.Şu dakikadan itibaren devrik cümle kullanmayacağım.:)

Dikkatimi çekti, devrik cümle kullanmak hatalı birşey değil Kİ günah çıkarır gibi devrik cümleler lanetleniyor burada :)

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum
Orhan Veli Kanık

Herhalde devrik olmayan cümlelerle bu kadar etkili olmazdı bu şiir :) Demek istediğim şudur ki, devrik cümlelerle anlatıma renk katılabilir, değişik bir tat verilebilir. Resmi yazışmalar dışında devrik cümleler yeri geldiğinde her zaman kullanılabilir bence..özellikle de forumlarda :)

Yücel Özlem
20-01-2007, 16:03
kim biliyorki vft tohumlarını :) ben de 2 gun önce attım sahte diye siteye..ilgilenecez dediler..hala sürüyosa satışı bunun dolandırırıcılık olduğunu hatırlatmakta fayda var siteye..

-Pes doğrusu! Dostlar Burada neler olup bittiğini birisi bana anlatabilir mi? Bu satıcı aklandı mı?

-Arkadaşlar dikkatli olalım. Piyasaya sürdüğü kalp parayı başkasından aldığını, Kendisinin de kandırıldığını, söylemekle kişi kolayca yakasını kurtaramaz. Velev ki aldatılmış bile olsa.
............
...........
-Bu arada, konu yine karışmasın, şaibeli durum örtülmesin diye ayrıca yazmayı doğru buldum.

-Bu Yeni üye'mize (Satıcı) Forumda, Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında bir bölüm olduğunu hatırlatmamın bir yararı olur mu? Acaba telaşı bu konuya eğilmeğe izin verir mi?

Sevgili dortyuz, "gittigidiyor.com" Nasıl bir yer bilmem. Ama bir sahtekarlık varsa buna alet olmamalılar. Bu satıcı Ben de dolandırıldım. Kazıklandım diyerek Kendisi de sahtekarlık olayını dolaylı olarak kabul ediyor. Eskiden buna hukukcular tevil yolu ile ikrar diyorlardı.
...............
bu nası satmama anlamadım..hala satışta duruyor ürünler..ayrıca alım yaptığınız yeri bildirmeniz lazım sahte mal verdiyse..bakın burda yaklaşık 100 kişiyi dolandırmışsınız..hepsi ayrı suçtur..belki değeri az olabilir ama bu bir suçtur yaptığınız..

-Çok Sayın "avukatkemal" Olayları doğru hatırlamak için yazılarımızdan sırası ile alıntılar yaptım. Buraya kadar aramızda hukuki bir anlaşmazlık var gibi görünmüyor. Tam aksine ben sizin hukuk adamı tavrınızı destekliyorum. En azından öyle yaptığımı düşünüyorum.

-Şahsınıza değil ama "Sahtekarlık" suçlamasına muhatap olan kişiye seslenerek Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında bir uyarıyı da yapımış bulunuyorum. Ne zaman? İlk yazımdan hemen sonra. Bu uyarıyı neden, ilk yazımda yapmadığımı da açıklıyorum. Ben o başlık altında yazan herkes için bu uyarının yeterli olacağını sanıyorum.

_______Not:__________
Açıklamalarım devam edecek.

Yücel Özlem
20-01-2007, 16:59
-Sayın "avukatkemal" sonra bir üye Şu yazıyı yazıyor.

Burası mahkeme değil..
savcı-avukat-hakim rolüne de girmeyelim lütfen..
ortada bir suç olduğu iddiası varsa,(ki bazı arkadaşların elinde bizzat dolandırıldıklarına dair delil de var) savcılığa şikayet dilekçesi verilir..konunun bu kadar da uzamasına gerek yok..
Durum zaten yeterince AÇIK...

-Siz bu yazıyı üstünüze alınıp telaşla ve tehdit etme amacınız olmadığından bahisle; tuhaf bir savunmaya çekiliyorsunuz. Oysa tehdit ettiğiniz konusunda bir ima dahi yok.

yanlış anlaşıldı galiba ben avukat veya savcı rolu oynamadım..sadece yaklaşık 100 kişiye sahte tohum satan veya satılmasına neden olan birileri varsa bunun sonuçlarını da bilmeli, eğer gerçekten istemeden olduysa hatasını bir şekilde telafi etmeli..yoksa kimseyi tehdit etme amacım yok..

-Ricat devam ediyor.

tekerrür etmese ona da razıyım.. bu arada epey torf zayi oldu galiba :(

-Ben bu defa doğrudan size hitap edrek "hukuk adamı" tavrınızda bir yanlış olmadığını söylüyorum. Sizi onayladığımı bildiriyorum.

-Sayın avukatkemal, Sizin rol oynamanıza gerek yok ki efendim. Burası mahkeme değil elbette ama bilgilerimizi paylaşmamız da gerekli değil mi? Bildiklerimizi dostlarımızdan esirgeyecek miyiz? Siz bir hukuk adamı olarak bildiklerinizi söylemez iseniz yanlış olur bence.

-Şöyle düşünülebilir. İlgili site satıcıyı attığına göre bu konuda niye yazıyorum?

___"avukatkemal"den Alıntı_______

tekerrür etmese ona da razıyım.. bu arada epey torf zayi oldu galiba
_____________________________

Ben bu yaklaşıma katılmıyorum bunu ifade etmek istedim. Zararların ödettirilmesi için yapılacak hiç bir şey yok mu? Tekerrür etmesin diye dua mı etmeliyiz?

Selamlar.

-Sizi teşvik ederken, bir eksiğinizi de dile getirmeyi, doğru bulmadığım için; Türkçe konusunda bir şey söylemiyorum.

açıkçası herhalde kimse 5-10 lira için ugrasmaz..tabi sonuçta yapılan bir suç ama herkesin allahından bulsun diyeceğinden eminim..sonuçta 10 lirayı çalmak da suçtur 1 milyarı da.. tabi ufak da olsa kişini gerçekten kandırıldığına da inanmak istiyorum.. umarım bu kişi bir daha böyle işlere meyletmez ve bazı kişilere ilham vermez bu konuda..

-Burda yine hem nalına hem mıhına vuruyorsunuz.



-Değerli Ağaçsever, cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki; savunduğunuz düşünce tarzını anlayamadım.

-Bu aile içinde, bildiğim kadarı ile bazı ilkeler var. Bunlardan birisi de bilgi paylaşımı. Bu, üyelere katıldıkları bir tartışmada, bildiklerini doğru olarak ifade etmek mükellefiyetini getirir kanaatindeyim. Bir ceza hukuku tabiri ile açılan bir başlık altında kullanıcı isminde "avukat" unvanını da istimal eden bir aile üyesinin bu tür değerlendirmeler yapmasını doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.

- Sayın "dortyuz" Uyarı görevini yerine getiriyor. Diğer konulara karışmasın diye ayrı bir başlık açılıyor. Sayın praecox sorumlu bir üye gibi nesnel değerlendirmeler yapıyor. Bu başlık altında yapılması gereken de budur.

-Bunları söylemiş olmamdan gücenmeyiniz lütfen. Siz gerekli hukuki değerlendirmeleri yaptıktan sonra görüşlerinizi ifade edip tercihi mağdurlara bıraksaydınız o zaman görüşlerinize saygı duymaktan başka bir tavrım olamazdı. Şayet bu tartışmaya hiç katılmasanız ben buna da saygı duyardım. Zira burada bildiklerini söylemek tercihe bağlı olmalı. Ancak konuşuyor veya yazıyor isek doğruları, doğru anlaşılabilir şekilde ifade etmek mecburiyetimiz var gibi geliyor.

Not:________________________________
Alıntı yaptığım mesajınızda, bilgimin yettiği kadar yazım hatalarını düzelttim. Düzelttiğim yerleri de aslından ayrılabimesi için işaretledim. Yine "agaclar.net" kurallarına uymak adına yaptığım bu küçük mudahale için umarım kızmazsınız.

-Yukardaki cevapta yine sizi incitmemek için, elimden geldiğince dikkat ediyorum. Hukukçu kimliğinize saygıda, azami dikkati göstermeye çalışıyorum. Bağcıyı dövmek bir yana, ders verir görünmekten de kaçınıyorum.

-Türkçe konusunda, daha önceki uyarıyı kale almamakta ısrar ettiğiniz için, hatalarınızı işaret ediyorum. "Yine agaclar.net kurallarına uymak adına yaptığım bu küçük mudahale için umarım kızmazsınız." diyerek özür diliyorum.

__Not:_____________________
Açıklamalarım devam edecek.

Yücel Özlem
20-01-2007, 18:08
-Sayın "avukatkemal" siz ne yapıyorsunuz.

-Beş satır yazınızda işaretlenen on tane yanlışı görmezden gelerek, gittikçe tuhaflaşan bir tarzda savunma yapıyorsunuz.

-Zaman zaman diklenerek, ama çoğunlukla: "ben ne dedim o kadar kötü", "arkadaşlar tamam sustum..burada herkes mükemmel türkçe ile konuşuyor bir ben böyle bozuk türkçe kullanıyorum..konuyu buraya getirdiniz ya tebrik ediyorum herkesi.." gibi, bir uslup içinde mağduru oynayarak idare etmeye çalışıyorsunuz.

-Sonra da kendinizi savunmak adına saldırıya yelteniip daha büyük yanlışlara tevessül ediyorsunuz.

Çok saygıdeğer Malina Hanım,
.............
............. Efendim demek istediğim hususu hemen arz edeyim. Yazımla ilgili beni uyarma inceliğinde bulunan arkadaşımızın niyetinin "üzüm yemek değil bağcıyı dövmek" olduğunu üzülerek görüyorum. Ben şimdiye kadar sadece bu forumda 50 civarında mesaj attım, bu arkadaşla 6-7 karşılıklı mesajlaşmamız oldu, acaba o zamana kadar kendisinin ve başkalarının dikkatini çekmedi mi yaptığım BÜYÜK imla hataları da ismiyle ilgili bir yanlışlık yaptığımda ve hukuki fikirlerimi paylaşmadığını beyan ettiğinde görmeye başladı bu eksiklikleri..Sağolsun arkadaşımız bana www.tdk.gov.tr nin adresini gönderme nezaketinde bulunmuş sizin de dediğiniz gibi çok kibar bir şekilde. Ben de hayattaki tecrübesizliğimden olsa gerek, anlayamadım bir an bu arkadaşımızın bu husustaki ulvi maksadını. O zaman ben de kendisinin İZNİYLE zatialine faydası olması umuduyla:
........................
......................
-Sayın "avukatkemal" yukarda uzun uzun açıkladığım olaylar karşısında "ismiyle ilgili bir yanlışlık yaptığımda ve hukuki fikirlerimi paylaşmadığını beyan ettiğinde görmeye başladı bu eksiklikleri.." isnadınız temelsiz kalmıyor mu? Eğer bir dağınıklık içinde değilseniz, bu yanlışı bilerek yapıyorsunuz. Bu durumu ben isimlendirmeyeceğim. "Ağaçlar.net" üyelerinin takdirine bırakıyorum.

-İsmimle ilgili, "Yücel isminin, kadınlarda da kullanıldığına raslanıyor. Herhalde o yüzden yanıldınız." demiştim. Bu konuda alınmamı gerektiren bir mesele olmadığını ifade etmiştim.

-Hukuk anlayışına gelince; Siz adınızda "avukat" kelimesini de istimal etmekle birlikte, kurallara uymamakta, yanlılşarınızdan dönmemekte direniyor; kendinizi savunmak için "Başkaları da yapıyor.", ya da "Daha önce yaptıklarıma göz yumdunuz. Şimdi niye yummuyorsunuz?" kabilinden şeyler söyleyebiliyorsunuz. Sizinle aynı anlayışta olmadığım için mutluyum.

-Size herhangi bir sebeple kızmış olsam bunu da açıkça söylerdim. Size kızmak niçin? Üstelk sizi bir yarışmada aday gösterdim. Acemilik, sakarlık, şaşkınlık konusunda en yetenekli üye yarışması :)

http://agaclar.net/forum/showthread.php?t=1399

-Şayet adresler doğru ise verdiğiniz sayfalara bakacağımdan emin olabilirsiniz.

-Bir şiir ekleyerek, bir şeyler söylemeye çalışmışsınız. :) :) O şiirde büyük harfler ve noktalama işaretleri var.

Son söz iki söz

"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar!"
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>M. Kemal
http://www.sesar.com.tr/#


Bütün insanoğlunu rezil eden üç şey vardır. Onlardan kaçmak gerekir: Evvela cahillik, ikincisi üşengeçlik, üçüncüsü zalimlik.
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> Abay Kunanbayev
http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=3450

Ela
20-01-2007, 20:00
Dikkatimi çekti, devrik cümle kullanmak hatalı birşey değil Kİ günah çıkarır gibi devrik cümleler lanetleniyor burada :)

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum
Orhan Veli Kanık

Herhalde devrik olmayan cümlelerle bu kadar etkili olmazdı bu şiir :) Demek istediğim şudur ki, devrik cümlelerle anlatıma renk katılabilir, değişik bir tat verilebilir. Resmi yazışmalar dışında devrik cümleler yeri geldiğinde her zaman kullanılabilir bence..özellikle de forumlarda :)
Sayın ağaçsever arkadaşım;eğer orada ki yazışmaların tamamını okumuş olsaydınız ,devrik cümleler şiir içerisinde kullanılmaz diye bir cümle kullanılmadığını görecektiniz.Hayatta hiçbirşeyi lanetlemedim; karakterime ters.
Konuyu bu kadar nasıl saptırdığınızı ise hiç mi hiç anlayamadım.Size doğru anlayışlı akşamlar diliyorum, saygılarımla..

avukatkemal
21-01-2007, 00:31
:) yok efem size yönelik demedim.. yanlış anlaşıldıysam özür dilerim..sadece genel olarak devrik cümle kullanmayı severim, şiirsel bir havası vardır :) yanlış anlamayın lütfen

avukatkemal
21-01-2007, 00:57
sevgili yucel özlem bey,

ben internet ortamında türkçeyi sizin kadar özenle kullanamıyorum..sadece kendimi doğru ifade edebilmem önemli benim için..bazen ki leri bitişik yazıyorum bazen virgülleri koymuyorum bazen noktaları atlıyorum..ama emin olun bu kuralları en az sizin kadar biliyorum..bu konunun daha fazla uzamaması için size cevap hakkı doğuracak şeyler söylemek istemiyorum, artık herkes istediği gibi yorumlayabilir, zaten benim size bir düşmanlığım, gıcıklığım, kinim yok, yalnız yucel bey, buradaki insanların çoğu okumuş, belli bir seviyedeki insanlardır..bu yüzden, her yazıda hataları bulup öğrenci azarlar gibi (üslubunuz kibar olsa da eylem yeterince rencide edici bence) yazıma dikkat edin diyip imla kılavuzu linki göndermek şık kaçmıyor..bunların dışında, sadece, yukarıda benim için kullandığınız ricat kelimesi hiç hoşuma gitmedi.. orada yazdıklarımı bir siz öyle anladınız.. ben size alttaki yazışmalarda anlatmaya çalıştım ne demek istediğimi ama başaramadım.. kısmet değilmiş.. dediğim gibi daha fazla uzatmanın anlamı yok forumun tadını çıkaralım :) saygılar iyi yazışmalar

Karan Yilmaz
21-01-2007, 05:20
Hayatımızın büyük bir bölümünü bilgisayar ve internet kapsamaktayken bu mantalite ile nereye varabiliriz dersiniz?
Türkçe'yi internette korumayalım, televizyonlarda yepyeni bir dil yaratalım, sokaklarda dolaşırken kendimizi New York'da zannedelim, çocuklarınız ya da bizim kuşağımız kendilerine has bir dil kullansınlar...Kendimizi ifade etme yeteneklerimiz körelirken, anlatmak istediklerimizin özüne nasıl varabiliriz acaba?

Saygılar.

Ben cok uzun bir sure New York'ta yasadim. "Sokaklarda dolasirken kendimizi New York'ta zannedelim" derken neyi anlatmaya calistiniz merak ettim?? Zannetmek yerine, yasadigimiz sehirleri, temizlik, bakim ve sehir planlamasi yonunden bati standartlarina getirelim diye bir ifade kullansak daha uygun olmaz mi? Ben Osmaniye'de yasiyorum, belediye hic bir sekilde mahallelere uzanan yollarin temizligi ile ilgilenmiyor. Boyle bir sehirde kendimi New York'ta zannetmem icin herhalde gozumu kapatip gezmem lazim :) Yine de zeytin ve nar bahcelerim icin bu sehirde kalmaya raziyim.

Ela
21-01-2007, 09:09
:) yok efem size yönelik demedim.. yanlış anlaşıldıysam özür dilerim..sadece genel olarak devrik cümle kullanmayı severim, şiirsel bir havası vardır :) yanlış anlamayın lütfen

Toplumumuzda ne yazık ki güzelim Türkçemiz saptırılmaya çalışılıyor.Belirli bir eğitimi ve kültür düzeyi olan bizlerin ,ileride ki nesili düşünerek birşeyler yapmamız gerekiyor.Herkesin yanlış yapması ,bizim doğru olmamıza engel değil. Sizi anlıyorum:) .Teşekkür ederim ama ortada özür dilemenizi gerektiren bir olay yok.:)

tiya
21-01-2007, 12:50
Toplumumuzda ne yazık ki güzelim Türkçemiz saptırılmaya çalışılıyor.Belirli bir eğitimi ve kültür düzeyi olan bizlerin ,ileride ki nesili düşünerek birşeyler yapmamız gerekiyor.Herkesin yanlış yapması ,bizim doğru olmamıza engel değil. Sizi anlıyorum:) .Teşekkür ederim ama ortada özür dilemenizi gerektiren bir olay yok.:)


Sayın Uslu, dikkatinizden kaçtığını sanıyorum: "İleridekiler" demek isterken "ki" ayrı düşmüş.

Bir kolay yolu önermek istiyorum "ki"leri kullanırken: Kullandığınız sözcüğe "ler-lar" takısı yükleyin. Taşıyorsa birleşik, taşımıyorsa "ki" ayrı yazılır. Vurgulama olarak kullanmadığınız için buradaki "ki" birleşik yazılmalıydı.

Evdeki telaş görülmeye değerdi.

Evde ki o eve ev denmezdi (vurgu), bir telaş, bir telaş, görmeye değer.

Evdekilerde bir telaş, bir telaş, görmeye değer.

Sanma ki bu telaş gerekliydi.

kürekçi
21-01-2007, 13:57
Ben cok uzun bir sure New York'ta yasadim. "Sokaklarda dolasirken kendimizi New York'ta zannedelim" derken neyi anlatmaya calistiniz merak ettim?? Zannetmek yerine, yasadigimiz sehirleri, temizlik, bakim ve sehir planlamasi yonunden bati standartlarina getirelim diye bir ifade kullansak daha uygun olmaz mi? Ben Osmaniye'de yasiyorum, belediye hic bir sekilde mahallelere uzanan yollarin temizligi ile ilgilenmiyor. Boyle bir sehirde kendimi New York'ta zannetmem icin herhalde gozumu kapatip gezmem lazim :) Yine de zeytin ve nar bahcelerim icin bu sehirde kalmaya raziyim.

Keşke sizin de belirttiğiniz yönlerden benzeyebilsek. Benim söylemek istediğim, dükkanların, restoranların vb. yerlerin isimlendirilmesi idi. Daha dün gördüğüm, okuduğumda sinirlensem mi yoksa gülsem mi diye şaşırdığım bir organizasyon şirketi ismi vermek istiyorum:
"EXİXİZ" isimli bu şirket Alsancak'ın göbeğinde malesef.

Yücel Özlem
21-01-2007, 15:08
Keşke sizin de belirttiğiniz yönlerden benzeyebilsek. Benim söylemek istediğim, dükkanların, restoranların vb. yerlerin isimlendirilmesi idi. Daha dün gördüğüm, okuduğumda sinirlensem mi yoksa gülsem mi diye şaşırdığım bir organizasyon şirketi ismi vermek istiyorum:
"EXİXİZ" isimli bu şirket Alsancak'ın göbeğinde malesef.

Sevgili Kürekçi, seni kutluyorum. Aslında Karan Yilmaz'ın dediğini başarabilmenin yolu da; senin dediğin yerden geçer gibi geliyor.

Yücel Özlem
21-01-2007, 15:16
Toplumumuzda ne yazık ki güzelim Türkçemiz saptırılmaya çalışılıyor. Belirli bir eğitimi ve kültür düzeyi olan bizlerin ,ilerideki nesili düşünerek birşeyler yapmamız gerekiyor. Herkesin yanlış yapması, bizim doğru olmamıza engel değil........

Teşekkürler Zerrin Hanım. Sağolun. Kendinden başkaları için, iyi bir şeyler yapmaya çalışanlar sağ olsun. Sevgiler, saygılar!

Ela
21-01-2007, 18:58
Sayın Uslu, dikkatinizden kaçtığını sanıyorum: "İleridekiler" demek isterken "ki" ayrı düşmüş.

Bir kolay yolu önermek istiyorum "ki"leri kullanırken: Kullandığınız sözcüğe "ler-lar" takısı yükleyin. Taşıyorsa birleşik, taşımıyorsa "ki" ayrı yazılır. Vurgulama olarak kullanmadığınız için buradaki "ki" birleşik yazılmalıydı.

Evdeki telaş görülmeye değerdi.

Evde ki o eve ev denmezdi (vurgu), bir telaş, bir telaş, görmeye değer.

Evdekiler de bir telaş, bir telaş, görmeye değer.

Sanma ki bu telaş gerekliydi.
Çok teşekkür ederim.Türkçe konusunda çok zayıfım ama elimden geleni yapmaya çalışıyorum.Bundan sonraki yazılarımda söylediğinizi yapacağım.

Ela
21-01-2007, 19:01
Teşekkürler Zerrin Hanım. Sağolun. Kendinden başkaları için, iyi bir şeyler yapmaya çalışanlar sağ olsun. Sevgiler, saygılar!

Yücel Abi asıl ben teşekkür ederim;sizin Türkçe konusundaki hassasiyetiniz için.

kürekçi
21-01-2007, 19:43
Sevgili Kürekçi, seni kutluyorum. Aslında Karan Yilmaz'ın dediğini başarabilmenin yolu da; senin dediğin yerden geçer gibi geliyor.
Yücel Bey teşekkür ediyorum. Bu forumda birçok kişi, aslında birçok konuda hemfikir oluyor. Fakat internet denen ortam öyle birşey ki insanların anlaşabilme, meramlarını dile getirebilme kabiliyetlerini köreltiyor. Hatta uzun süre bilgisayarın başında kalınca konuşmayı bile şaşıracak noktaya getiriyor insanı.

Yalnız bunun suçlusunun yine bizler olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatımıza internet girene dek yazı yazarak anlaşmaktan ziyade, konuşarak derdimizi anlatırdık. Bu durumda, vurgulamalar, ses tonlamaları, jestler, mimikler ön planda olurdu. İnternet denen bela(!) hayatımıza girince yazı ile tekrar tanışmış olduk. Fakat bu sefer de günlük konuşma dillindeki akıcılığı sağlayabilmek adına kendi kafamızdan kısaltmalara başvurduk. Konuşmaların içinden duygu uçtu gitti. Çok da önem vermediğimiz yazım kuralları da, böylece hepten köreldi. Anlaşmazlıklar da bundan sonra ortaya çıkmaya başladı.

Canımı sıkan başka bir nokta için ise, kendimden ve arkadaşlarımdan örnek vermek istiyorum. Liseden mezun olduktan sonra herkes biryerlere, farklı şehirlere dağıldı. Şanslıydık çünkü internet sayesinde bağlarımız kopmuyordu. Birbirimizden sık sık haber alabiliyorduk. Fakat tatile girip tekrar buluştuğumuzda konuşacak konu kalmayacağının, giderilecek özlem olmayacağının farkında değildik. Birçok arkadaşım hala bu durumun farkında değil fakat ben çok rahatsızım. Teknoloji bu hızla ilerlediği sürece de geri dönüşün olabileceğini zannetmiyorum.

titan
22-01-2007, 15:28
Evet böyle durumlar çok sık yaşanıyor. Arkadaşlarınızla internetten konuştuğunuz şeyleri yüz yüze konuşamıyorsunuz. Böylece karşı karşıya geldiğinizde de konuşacak bir şeyler bulmak zor oluyor.

Aslında internetin sosyal yaşam açısından gerçekten ciddi zararları var. Ama yararları da var tabi. Burada aklıma bir öğretmenimin sözü geldi " İnternet bir bıçak gibidir, iyiye de kullanabilirsin kötüye de...."






Bana kalırsa forumda Türkçe'ye çok dikkat edilmeli. " Sadece foruma bir cevap yazacağım, yazım hatası olsa ne olur..." diye düşünmemek lazım. Önce böyle internet gibi küçük ve kolay yerlerde dilimizi koruyacağız ki daha sonra hedefimiz Dünya olsun.

Yücel Özlem
22-01-2007, 19:07
-İnternet hakkında olumsuz düşünmeye gerek yok. Bence doğru da değil. Bıçak örneğinde olduğu gibi. İyi veya kötü kullanmak, kullanıcıya ait bir eylem. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Kullandığımız her araç ya da nesne için bunları söylemek mümkün.

-O zaman irdelenmesi gereken insan davranışlarıdır. Burada nasıl davranmalıyız? Bu sorunun cevabını ben, kendimce vermeye çalışayım.

-Bir yere gideceğim. Herhangi bir yer. Bu gideceğim, yere girmek için bazı kurallar var. Bazı ön şartlar var. Bunlara uymamı gerekmez mi? Bu kuralların uygulanması bazı toplumlarda nöbetçiler koyarak bekçiler, yasavullar dikerek sağlanır. Bazı toplumlarda ise kurallar duyurulur ve insanlar buna uyar. Uymayanları, görevli beklemeden en yakınındaki uyarır. Uyarılan kişide de hatasından döner. Ayaküstü kural koymaya, değiştirmeye kalkmaz. Hele yanlışında direnmeye kalkmak. Ne mümkün?

-Bu sitede Bekçi yok...

-Kuralları, yasakları da bir an için unutalım. Evet burada kimse birbirini görmüyor. Ama bir iletişim de var. Bu inkar edilemez. Biz yazıştığımız insanları nasıl tanıyoruz? Yazdıkları ile. Yazdıklarımız bizim görüntümüzü oluşturuyor.
O zaman, nasıl ki sokağa veya birilerinin karşısına çıkarken; kendimize çekidüzen verir isek; burada da yazdıklarımıza dikkat etmemiz, çekidüzen vermemiz gerekmez mi?

-Ben konuya böyle bakıyorum.

-Derya Yıldırım Hanım, Rüveyda Baş Hanım, görüyorum ki bu konuda sizlerle benzer kaygılar taşıyor, benzer şeyler düşünüyoruz. Bundan çok mutluyum. Sizlere de mutlu ve başarılı ömürler dilerim.:)

kürekçi
22-01-2007, 19:43
Yücel Bey güzel temennileriniz için teşekkür ederim. Bu gibi kaygılar yaşıyorum çünkü, ben bir bireyim evet... Fakat aslında ülkemi, kültürümü temsil ediyorum ve bunu en iyi şekilde yapmam gerektiğini düşünüyorum.

Aslında son zamanlarda bu konu da (birey olarak ülkeyi temsil etme) çok fazla canımı sıkıyor. "Adı lazım olmayan insanların lekeleyerek çok çirkin bir seviyeye getirdiği bu ülkeyi mi temsil edeceğim?" diye düşünmüyor değilim. Ben Atatürk'ün yücelttiği Türkiye'nin evladıysam eğer; şu anda, bu durumda olan bir ülkenin temsilcisi olmak bana çok ağır geliyor.

O yüzden az önceki söylemimi değiştirip şu şekilde düzeltmek istiyorum izninizle; Ben beni yetiştiren, bu günlere getiren ailemin temsilcisiyim bir bakıma ve onları en iyi şekilde temsil etmek, aldığım eğitimin hakkını vermek, benim boynumun borcudur.

Ela
22-01-2007, 19:49
-İnternet hakkında olumsuz düşünmeye gerek yok. Bence doğru da değil. Bıçak örneğinde olduğu gibi. İyi veya kötü kullanmak, kullanıcıya ait bir eylem. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Kullandığımız her araç ya da nesne için bunları söylemek mümkün.

-O zaman irdelenmesi gereken insan davranışlarıdır. Burada nasıl davranmalıyız? Bu sorunun cevabını ben, kendimce vermeye çalışayım.

-Bir yere gidiyorsunuz Herhangi bir yer. Bu gittiğiniz yere girmek için bazı kurallar var. Bazı ön şartlar var. Bunlara uymamız gerekmez mi? Bu kuralların uygulanması bazı toplumlarda nöbetçiler koyarak bekçiler, yasavullar dikerek sağlanır. Bazı toplumlarda ise kurallar duyurulur ve insanlar buna uyar. Uymayanları, görevli beklemeden en yakınındaki uyarır. Uyarılan kişide de hatasından döner. Ayaküstü kural koymaya, değiştirmeye kalkmaz. Hele yanlışında direnmeye kalkmak. Ne mümkün?

-Bu sitede Bekçi yok...

-Kuralları, yasakları da bir an için unutalım. Evet burada kimse birbirini görmüyor. Ama bir iletişim de var. Bu inkar edilemez. Biz yazıştığımız insanları nasıl tanıyoruz? Yazdıkları ile. Yazdıklarımız bizim görüntümüzü oluşturuyor.
O zaman, nasıl ki sokağa veya birilerinin karşısına çıkarken; kendimize çekidüzen verir isek; burada da yazdıklarımıza dikkat etmemiz, çekidüzen vermemiz gerekme

Çok haklısınız.

Müjgan
23-01-2007, 13:29
Bu konuda yazmamayı düşündüm önce ama, yine dayanamadım. :)
Ağaçlar net hepimizin sevdiği ve gelişmesine katkıda bulunmaya çalıştığı bir yer.
Buraya sadece yetişkinler değil, çocuklar da giriyor. Türkçemizin katledilmiş hallerini okumak, okunmasına vesile olmak istemeyiz.
Ama siteye yeni üye olan ve ilk mesajını yazmış bir üyeye, bu konuyu dayatmak da "itici" olabiliyor demek ki.
Sitedeki editörler ve yöneticileri bu konuda tek "uyarıcı" olarak görsek, yanlışları bizler tesadüfen gördüğümüzde de, bunu ilgili kişilere iletsek ve uyarıyı onlar yapsa, daha iyi olmaz mı?

Niyetimiz üzüm yemekse, bağcıyı niye dövelim ki?

Kagan
23-01-2007, 16:16
Oooooooooo... Bu ne şiddet, bu ne celal... Birbirinizi topa tutmayın yahu... :)

Şaka bir yana, Türkçe'yi doğru kullanmanın gerekliliği Türkçe konuşanlar, Türkçe düşünenler ve Türkçe'ye gönül verenler için çok hassas bir konu. Eğer biz kendimiz olmak istiyorsak elbette dilimizi en doğru ve en güzel biçimde kullanmalıyız. Ama başkası olmak istiyorsak o başka...

Aslında konuyu fazla uzatmaya gerek de yok. Herkes Türkçe'yi elinden gediği kadar doğru kullanmak için çaba göstersin yeter; gerisi kendiliğinden gelir...

Bir de şu "devrik cümle" hakkında bir iki söz söylemek isterim. Devrik cümle kullanırsınız veya kullanmazsınız; bu sizin tercihinizir. Ama devrik cümle kullanayım derken, Türkçe'yi devirmemeye dikkat etmeliyiz; özellikle güzel ve etkileyici yazma çabasıyla zorlama devrik cümleler kullanırsak işin cılkını çıkarıp, düzyazıyı ters yazı haline getirmiş oluruz . Aslında bu devrik cümle konusu çok abartılmış durumdadır. Türkçe'nin kaynağına inerseniz devrik cümle diye bir şeyin hemen hemen olmadığını ya da çok az kullanıldığını görürsünüz. Tabii, "kaynak" sözcüğünden kastım, oldukça eski zamanlar...

Her neyse...

sezinci
23-01-2007, 16:23
Kagan hoşgeldin.

aybala
23-01-2007, 16:42
Ama devrik cümle kullanayım derken, Türkçe'yi devirmemeye dikkat etmeliyiz;
Kağan öğretmenim hoşgeldiniz, nerelerdesiniz?

Bir yerlerde devrik cümleleri kovboy filmlerindeki kızılderililerin dublajına benzetmiştim de ismi lazım değil bazı arkadaşlar çok gülmüştü. :)

avukatkemal
23-01-2007, 21:01
ben de o zaman hemen bir iki ekleme yapayım..dilbilgisi uyarılarının özele yapılması daha uygun olur eğer gerçekten kişinin hatalarını düzeltmesi amaçlanıyorsa..tavsiye olarak sunayım..

Balıkcı
23-01-2007, 21:12
Merhaba

Böyle bir konunun açılmış olmasına hem sevindim hem üzüldüm.
Sevindim, çünki dile önem veren , duyarlı davranan insanları gördüm.
Üzüldüm, maalesef, böyle bir konu açma ihtiyacı duyulmuş.
Yine de her şeye rağmen Türkçeye saygılı , onu seven, korumaya çalışan dostları gördüğüm için mutluyum.
Herkes hata yapabilir, bu, gayr-ı ihtiyari tapaj hatası da olabilir.
Bunlar anlaşılır.
Bilerek kelimeleri bozmak, dile önem vermemek ise benim açımdan kabul edilemez.
Benim yazılarımdaki hataları düzeltecek dostlara teşekkür ederim.

Selam ve sevgiler.

kürekçi
23-01-2007, 21:24
Sayın Balıkçı aramıza hoşgeldiniz, şeref verdiniz.

Müjgan
23-01-2007, 21:38
Merhaba

Böyle bir konunun açılmış olmasına hem sevindim hem üzüldüm.
Sevindim, çünki dile önem veren , duyarlı davranan insanları gördüm.
Üzüldüm, maalesef, böyle bir konu açma ihtiyacı duyulmuş.
Yine de her şeye rağmen Türkçeye saygılı , onu seven, korumaya çalışan dostları gördüğüm için mutluyum.
Herkes hata yapabilir, bu, gayr-ı ihtiyari tapaj hatası da olabilir.
Bunlar anlaşılır.
Bilerek kelimeleri bozmak, dile önem vermemek ise benim açımdan kabul edilemez.
Benim yazılarımdaki hataları düzeltecek dostlara teşekkür ederim.

Selam ve sevgiler.

Hoşgeldiniz balıkçı.
Hazır siz düzeltmeye izin vermişken, hep aklıma takılan "çünki" sözcüğünü sorayım.
Bazı yazılarda "çünki", bazılarında "çünkü" diye geçiyor. Ben ikincisine alışkınım ve diğeri tuhafıma gidiyor. Hangisi doğrudur?

tubish
23-01-2007, 21:48
Tuğba Arcı

Ben bu siteye yeni üye oldum.Ağaçlarla ilgili bu site benim çok ilgimi çekti bu yüzden bu siteye üye oldum.Bu siteye üye olduğum için çok mutluyum.En azından birilerine yardım etmiş olurum

Balıkcı
23-01-2007, 21:58
Hoşgeldiniz balıkçı.
Hazır siz düzeltmeye izin vermişken, hep aklıma takılan "çünki" sözcüğünü sorayım.
Bazı yazılarda "çünki", bazılarında "çünkü" diye geçiyor. Ben ikincisine alışkınım ve diğeri tuhafıma gidiyor. Hangisi doğrudur?


Benden ilk teşekkürü, Müjgan kardeşim aldı.:D

Ben yazılarımda iki kelimeyi de kullanırım ama burada ÇÜNKÜ yazmalıydım.

ÇÜNKÜ ve ÇÜNKİ, iki kelime de dilimizde var ve kullanılıyor ancak aralarında fark var.
ÇÜNKÜ, aynen çünkü manasında ve benim cümlemde bu kullanılmalıydı.(Klavyede İ ile Ü çok yakın, bu mazerete sığınabilir miyim?):p
ÇÜNKİ ise MADEMKİ manasında kullanılmalı.
Aynı manaya gelen diğer kelimeler; madem, çünkim, madam, madamaki.
(Bu kelimelerdeki (a) harflerinin üzerinde inceltme işareti olmalı.)
...
Kaynak:Prof.Dr.Muharrem Ergin. Üniversiteler İçin Türk Dili.

Tekrar teşekkürler.

Selam ve sevgiler.

Balıkcı
23-01-2007, 22:00
Sayın Balıkçı aramıza hoşgeldiniz, şeref verdiniz.

Çok teşekkür ederim.
Ben sizlerle olmaktan şeref duyuyorum.

Müjgan
23-01-2007, 22:03
Benden ilk teşekkürü, Müjgan kardeşim aldı.:D

Ben yazılarımda iki kelimeyi de kullanırım ama burada ÇÜNKÜ yazmalıydım.

ÇÜNKÜ ve ÇÜNKİ, iki kelime de dilimizde var ve kullanılıyor ancak aralarında fark var.
ÇÜNKÜ, aynen çünkü manasında ve benim cümlemde bu kullanılmalıydı.(Klavyede İ ile Ü çok yakın, bu mazerete sığınabilir miyim?):p
ÇÜNKİ ise MADEMKİ manasında kullanılmalı.
Aynı manaya gelen diğer kelimeler; madem, çünkim, madam, madamaki.
(Bu kelimelerdeki (a) harflerinin üzerinde inceltme işareti olmalı.)
...
Kaynak:Prof.Dr.Muharrem Ergin. Üniversiteler İçin Türk Dili.

Tekrar teşekkürler.

Selam ve sevgiler.

Ben de size teşekkür ederim. Bu konuyu hep merak eder dururdum ;)
Bizden de selam olsun.

lerdemir
23-01-2007, 22:07
Sayın mjgn,

"çünkü" ifadesi, imla kurallarımıza göre doğru olan kullanımdır.

Saygılar

Kaynak (http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF3FB36B 5C02E7607F&KELIME=çünkü): Tdk...

Müjgan
23-01-2007, 22:14
Sayın mjgn,

"çünkü" ifadesi, imla kurallarımıza göre doğru olan kullanımdır.

Saygılar

Kaynak (http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF3FB36B 5C02E7607F&KELIME=çünkü): Tdk...
teşekkürler...

aldığım kitaplarda eğer "çünki" lere rastlarsam takılıp kalıyorum onlara, kitaptan birşey anlamıyorum :)

gurani
24-01-2007, 14:01
Belki sorunmuş gibi gelebilir bizlere Türkçemizin imla kurallarına uyma zorunluluğu; ancak bizler pek çok imla kurallarını unuttuk. Ben 39 yaşındayım ve pek çok imla kurallarını unuttum. Gençlik ise neredeyse Türkçe konuşamaz hale gelmiş. Ne olur Türkçemize sahip çıkalım ... Türkçemiz yok olmasın.....

Balıkcı
27-01-2007, 10:31
Arkadaşlar

Yazılarınızı okurken gözüme ilişen, muhtemelen bilmemekten değil de acele yazmaktan kaynaklanan yanlış kullanımların doğrularını aktarayım istedim.


Bir arkadaşım yazısında, çok memnun olacağını belirtmek için
''Çok mütehassis olurum '' demek isterken hataen ''çok müteessir olurum'' demiş.
YAni sevinirim demek isterken, üzülürüm demiş.

Bir başka kardeşim de öldürdüğü bir zararlı için ''İtlaf ettim'' yazmak isterken, klavye azizlik yapmış ve ''İthaf ettim.'' şeklinde yazılmış.

Daha önce belirtilmiş ama tekrarda zarar olmaz.

Yanlış kelimesi , yalnış şeklinde yazılırsa yanlış olur.

Yalnız kelimesi de yanlız şeklinde yazılırsa yanlış olur.

Bu iki kelimedeki benzerlik ve terslik insanı şaşırtıyor.
Dikkat.

Selam ve sevgiler.

malina
27-01-2007, 10:37
Yazarken dikkat etseniz ne iyi olacak :) (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2079)

Bu konuya da biraz dikkat edilse çok iyi olacak...

Şu sıralar yaygın söyleyişle; Çok süper olacak :)

praecox
27-01-2007, 16:27
Arkadaşlar

Daha önce belirtilmiş ama tekrarda zarar olmaz.

Yanlış kelimesi , yalnış şeklinde yazılırsa yanlış olur.

Yalnız kelimesi de yanlız şeklinde yazılırsa yanlış olur.

Bu iki kelimedeki benzerlik ve terslik insanı şaşırtıyor.
Dikkat.

Selam ve sevgiler.

Özelikle benim üzerime hiç vazife değil ama (yaptığım vede düzeltmediğim hataları görünce)
burda belki ilgili arkadaşların bu iki kelimeyi rahatlıkla doğru yazılışını bulabilmeleri adına:

Yalnız kelimesi "yalın"dan türediğini düşünürsek yanlız değil yalnız...
Yanlış kelimesinin de "yanılmak" dan türetme gibi düşününce yalnış değil de yanlış olacağını yazım esnasında kolayca hatırlıyabiliriz.
sadece yazarken terredüte düşen arkadaşlara bir kolaylık olur diye ekleme gereği duydum

saygılarımla.

Müjgan
27-01-2007, 20:59
Ben de genellikle yanlış kullanılan mütevazı sözcüğünü hatırlatayım madem ki :)
Genellikle mütevazi şeklinde kullanılıyor yanlışlıkla.

Mütevazı, tevazudan geliyor, alçak gönüllü anlamında.
Mütevazi ise eşit, paralel anlamına geliyor.

titan
27-01-2007, 21:14
Ben de "de" bağlacının yazılışını çok önemserim. İlköğretimde bunu öğreninceye kadar bayağı zorlanmıştım.

"de" bağlacı dahi anlamına geliyorsa ayrı yazılır.

Eğer ayrı yazılıyorsa "de" bağlacını cümleden çıkarırsanız cümlenin yapısında bir bozulma olmaz.

Ben de geliyorum. (doğru)
Ben geliyorum. (sakıncası yok)


"de" bulunma manasında ise bitişik yazılır.

Ayrıca bu tür cümlelerdeki "de" ekini çıkarırsanız ortaya bozuk yapılı bir cümle çıkar.

Kağıtlar bende bulunuyor. (doğru)
Kağıtlar ben bulunuyor. (yanlış)


Bunlar da küçük bir hatırlatma...

Kagan
28-01-2007, 00:08
Ben de genellikle yanlış kullanılan mütevazı sözcüğünü hatırlatayım madem ki :) Genellikle mütevazi şeklinde kullanılıyor yanlışlıkla. Mütevazı, tevazudan geliyor, alçak gönüllü anlamında.
Mütevazi ise eşit, paralel anlamına geliyor.

"Mütevazi" Arapça kökenli bir sözcük. Bundan ötürü "mütevazi" biçiminde kullanılmalı. Sebebi ise Türkçe'nin vurgusunun kelimeyi bu şekle sokması. Sonuçta biz Türkçe kullanıyoruz; dolayıyısıyla da yabancı kökenli kelimeleri Türkçe'deki imlası ile konuşmalı ve yazmalıyız, bir başka dildeki imlası ile değil... Eğer bir başka dilin imlasını ve vurgusunu kullanırsak, Fransız aksanıyla konuşan bir Çinli'den ne farkımız kalır?

Bu arada yeri gelmişken belirtmek isterim... Türkçe -ne yazık ki- hor görülen bir dildir; özellikle de kullanıcıları tarafından... En büyük tokadı da şu sözle yer: "Türkçe, yabancı dillerden çok fazla sözcük almıştır; nedeni de yetersiz bir dil olmasıdır." Aslında bu cümle, cümleyi kullanan kişinin bilgisizliğini ortaya çıkarır. Çünkü yeryüzünde "kültür dili" olmuş dillerde mutlaka belli bir oranda yabancı sözcük bulunur; bu, kültür gelişmesine neden olan kültürlerarası etkileşimin bir sonucudur.

Türkçe'deki yabancı kökenli sözcük oranı aşağı yukarı yüzde otuzdur (bir kültür dili için normal oran) ve bu da hem Türkçe'nin bir kültür dili olduğunu, hem de yabancı dillere (yıllarca -özellikle Osmanlı döneminde- hor görülmesine rağmen) asla boyun eğmediğinin göstergesidir. Yüzde otuzluk yabancı kökenli sözcük oranı Türkçe'nin bir kültür dili olduğunu gösterirken, yüzde yetmişlik Öz Türkçe sözcük de Türkçe'nin başka dillere ödün vermediğinin belgesidir.

Türkçe öyle muhafazakar, öyle boyun eğmez bir dildir ki 1300 yıl önce yazılmış Orkun Yazıtları'nı üniversite kültürü almış bir Türk okuyup anlayabilirken, bu özellik başka uluslarda bulunmaz...

Yaşasın Türkçe... :rolleyes:

Müjgan
28-01-2007, 10:23
"Mütevazi" Arapça kökenli bir sözcük. Bundan ötürü "mütevazi" biçiminde kullanılmalı. Sebebi ise Türkçe'nin vurgusunun kelimeyi bu şekle sokması. Sonuçta biz Türkçe kullanıyoruz; dolayıyısıyla da yabancı kökenli kelimeleri Türkçe'deki imlası ile konuşmalı ve yazmalıyız, bir başka dildeki imlası ile değil...


Yaşasın Türkçe... :rolleyes:

Ben sana katılmıyorum kagan, yabancı kökenli kelimeleri türkçedeki imlası ile niye okuyalım ki? Mütavazi ile mütevazı arasında çok anlam farkı var.
Bakın buraya doğrusunu yazdık, böyle olduğunu öğrendikten sonra, etrafımızdakileri de doğrusunu söylesek fena mı?
"arkadaşım çok mütevazidir" dediğimizde, birileri sormalı "kime eşit, kime paralel?" diye.;)

Balıkcı
28-01-2007, 11:32
Bakış açısına göre, Kagan'ın da Müjgan'ın da tezi savunulabilir.(Okullardaki münazaralar gibi):D

1-Dilimize girmiş yabancı kelimeler, bizim potamızda eriyerek ya manası ya da telaffuzu değişmiş ve Türkçe olmuştur.
Misafir, Arapça'da yolcu demektir.
Biz ise çok farklı manada kullanıyoruz.Yani artık bu kelime Arapça değil Türkçedir.
Perşembe, haftanın günlerinden biridir.
Aslı Farsça Pençşembe (Beşinci gün) kelimesidir.
Demek ki bu da artık Farsça değil Türkçedir.

2-Kelimelerin aslına uygun kullanılması daha doğrudur.

Mesela İnkilap ve İnkılab kelimelerine bakalım.
Ben farklı yazdım ama bunları biz aynı şekilde inkilap olarak yazıyoruz.
İki kelime de Arapçadır.
Arapçada Türkçede olmayan iki farklı (K) harfi vardır.Biri ince(Kef) diğeri kalın(KAf).
İnce K ile yazılan İnkilap, köpekleşme gibi bir mana verir.
Kalın K ile yazılan İnkılab, değişme demektir.

(Arapça Kelb=Köpek, Kalb= Değişim)

Cami, Arapça bir kelimedir ve son harfi (Ayn) harfidir.
Bu harf, bizim A harfimiz gibi olduğundan ismin -i hali yapılırken camisi denmez,camii denir.

..

Örnekler çoğaltılabilir.

Nasreddin Hoca'nın dediği gibi herkes haklıdır.
..

Bunları mutlaka çoğumuz biliyoruz.
Ben hatırlatma niyetiyle yazdım.

Selam ve sevgiler.

Müjgan
29-01-2007, 12:37
Bakış açısına göre, Kagan'ın da Müjgan'ın da tezi savunulabilir.(Okullardaki münazaralar gibi):D


Mesela İnkilap ve İnkılab kelimelerine bakalım.
Ben farklı yazdım ama bunları biz aynı şekilde inkilap olarak yazıyoruz.
İki kelime de Arapçadır.
Arapçada Türkçede olmayan iki farklı (K) harfi vardır.Biri ince(Kef) diğeri kalın(KAf).
İnce K ile yazılan İnkilap, köpekleşme demektir.
Kalın K ile yazılan İnkılab değişme demektir.



Ben bütün yazılarımda inkılabı kullanırım. İnkilapın köpekleşme olduğunu bilmiyordum, ama bu gün araştırdım. Kelb, ya da okunuşu kilab, köpekler anlamına geliyormuş.
Yazdığınız doğru bir bakıma ama, şu an bulunduğumuz yer türkçenin doğru kullanımıyla ilgili bir yer. Hangi kökten gelirse gelsin, artık dilimize yerleşmiş bazı sözcükleri bilinçli ve anlamlarını düşünerek yazıp, söylemeliyiz.
Şimdi doğru ifadenin inkılab olduğunu, okuyanlar öğrendiler.
Aynı şekilde mütevazının tevazudan, mütevazinin de muvazi yani paralelden türediğini artık herkes öğrendi.;)

gisela
29-01-2007, 13:43
Şimdi efenim;

Arapça'da ince "K" harfi ile yazılan "inkilab" şeklinde bir kelime yoktur.
Yani "kelb" kelimesini "inkilab" şeklinde yazıp "köpekleşme" yapamayız.

Kelb: Köpek
Kilab: Köpekler

Kalın "K" harfi ile yazılan "inkılab" ise hepimizin bildiği gibi; köklü değişiklik, iyileştirme, devrim anlamına gelmektedir.

Ayrıca sonu "p" değil "b" harfi ile biter.
Çünkü Arapça'da "p" harfi yoktur.
Biz sonradan yumuşatmışız o ayrı:)

Saygılar:)

Not: Konuyla ilgili olarak fakültedeki hocalarıma danışmak istedim ama kimseye ulaşamadım.

gisela
29-01-2007, 13:43
İki defa değiştirdim yazdıklarımı.
Özendikçe yanlış yazdım:)

Balıkcı
29-01-2007, 15:28
İki defa değiştirdim yazdıklarımı.
Özendikçe yanlış yazdım:)

Katılmış olmak da yeter.

İşte yine Nasreddin Hoca'yı anacağız. ''Sen de haklısın.'';)

Arapça'da P harfi yok doğru, Ancak Türkçede İnkilap deniyor ya.
( BU kelime de ne Türkçe ne Arapça):dilli:

Aslında buradaki sorun şu: Kelimeyi başka dildeki aslı gibi mi telaffuz edip o manada kullanmalı, yoksa Türkçede, ses uyumu, yumuşama vs etkilerle aldığı yeni şekilde ve yeni manada mı kullanmalı.

Hepimiz doğru bildiklerimizi aktarıp, yanlışlarımızı düzelterek daha ileriye gideceğiz inşallah.

kazablanka
03-02-2007, 13:41
uyarınızı dikkatte alacağım umarım bundan sonra daha iyi kullanırım türkçeyi teşekkürler.

Balıkcı
04-02-2007, 13:00
Dostlar

Aklıma gelen, maalesef televizyonlarda dahi çok kere yanlış kullanılan bir kurala işaret etmek istiyorum.

Bir cümlede iki defa ne kullanılırsa, fiil olumlu olur.

Mesela . İkimizin de geç kaldığını anlatmak için,

Ne sen ne de ben vaktinde gelemedik. denmez.

Ne sen ne de ben vaktinde gelebildik. denir

Kagan
04-02-2007, 14:33
Ben de birkaç hususa dikkat çekmek isterim:

DEVRİK ve KURALSIZ CÜMLELERİN "ÖZNE-NESNE-TÜMLEÇ-YÜKLEM" SÖZCÜK DİZİMİNİ OLUMSUZ ETKİLEMESİ.

Yanlış Kullanım: Yeni eve gelmiştim.
Doğru Kullanım: Eve yeni gelmiştim.

Yanlış kullanımda yeni olan ev, doğru kulanımda eylem (yani hareketin henüz yapıldığının belirtilmesi).

Yanlış Kullanım: Çok dişim ağrıyor.
Doğru Kullanım: Dişim çok ağrıyor.

Yanlış kullanımda ağızdaki dişlerin tamamına yakınının ağrıdığı belirtilmiş oluyor. Elbette anlatılmak istenen kişinin dişinin normaldan daha fazla ağrıması. Dolayısıyla "Dişim çok ağrıyor." cümlesi kullanılmalı ve "çok" sözcüğü eylemden önce yer almalı (ki eylemi niteleyebilsin).

Yanlış Kullanım: Alkollü araç kullanmayın.
Doğru Kullanım: Alkollüyken araç kullanmayın.

Yanlış kullanımda araç (araba, kamyon vb; artık her neyse) "alkollü" yani "sarhoş" oluyor.


SÖZCÜK DİZİMİNİN BOZULMASI ve YABANCI DİL TAMLAMA MODELLERİNİN KULLANILMASI

Yanlış Kullanım: Parasal sorun.
Doğru Kullanım: Para sorunu.

Yanlış Kullanım: Kültürel etkinlikler.
Doğru Kullanım: Kültür etkinlikleri.

Yanlış Kullanım: Kuaför Altın Makas.
Doğru Kullanım: Altın Makas Kuaförü.

Yanlış Kullanım: Banyo yapmak. ["Banyo inşa etmek" anlamına geliyor.]
Doğru Kullanım: Yıkanmak.

---------------------------------------------------------------

Bir de son zamanlarda televizyonlarda "hissetmek" sözcüğünün acayip bir şekilde kullanımı var.

Adam, hal hatır soruyor:
Yanlış Kullanım: Nasıl hissediyorsun?
Doğru Kullanım: Kendini nasıl hissediyorsun?

Yanlış kullanımda bir belirsizlik var. Kim, neyi hissediyor belli değil... Bir koku mu, yemeğin tadı mı, yoksa bir sıkıntı mı, dert mi? Madem ki hal hatır soruluyor, "Kendini nasıl hissediyorsun?" biçimi kullanılmalı.

Bir başka örnek... Adam anlatıyor:
Yanlış Kullanım: Spor yaparsan iyi hissedersin.
Doğru Kullanım: Spor yaparsan kendini iyi hissedersin.

Yine, yanlış kullanımda belirsizlik var. Spor yaparsak iyi hissedeceğiz de, acaba neyi iyi hissedeceğiz? Yoksa geleceği hissedip kâhin mi olacağız... Komşumuzun bizimle ilgili düşüncelerini mi hissedeceğiz? Yoksa hafta sonundaki derbi maçın sonucunu mu hissedeceğiz? Oysa cümlenin içine "kendini" sözcüğünü yerleştirme zahmetine katlanıversek iş hallolacak...



Bütün bu yanlış kullanımlar özellikle yabancı film çevirilerinin yanlış yapılmasından kaynaklanıyor. Milyonlara hitap eden bu filmler, Türkçe'nin yanlış kullanımını yaygınlaştırıyor ve sokaktaki adamın Türkçe'yi yanlış kullanmasına neden oluyor...

Balıkcı
04-02-2007, 14:59
Kagan sağol,
Çok iyi toparlamışsın.

Ah! bu, yabancı dillerden motomot çevirme hastalığı.:mad:,
dublaj sıkıntısını atlatmak için Türkçeyi katletme hoyratlığı.

Ekleri atma hastalığı, dili bu hale getirdi.

Papatya Sokak:mad: değil, Papatya Sokağı.

Bir de oldukça kelimesinin kullanımı beni hasta ediyor.
Gerçi sözlüklerde, çok manasına da geldiği yazıyorsa da İstanbul ağzında bu kelime, eh!, şöyle böyle, epeyce gibi bir çokluğu anlatmak için kullanılıyor.Çok fazla, manasında kullanılmıyor.

.
Futbolcu müthiş bir şut çekmiş ve harika bir gol olmuş.
Spiker, maçı anlatıyor.
''Oldukça güzel bir şut'' :mad:

tiya
04-02-2007, 23:02
Sayın Balıkçı verdiğiniz örnek hafif kalmış. Geçen yıl, sanıyorum İsmet Sezgin'in eşinin cenazesinde, muhabir "sayın Sezgin oldukça üzgün görünüyor" diye yazmıştı. İnsan eşinin cenazesinde ne kadar üzgün olabilir acaba?