View Single Post
Eski 07-06-2012, 10:46   #92
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Pınar'ın itiraf açıklamasını henüz duymadım. Bakanlık bir açıklama yayınlamış.

Alıntı:
Bakanlığımız tarafından 5 Haziran 2012 tarihinde gıda maddelerinde taklit ve tağşiş yaptığı laboratuvar sonucuyla kesinleşmiş firmaların isimlerinin kamuoyu ile paylaşılmasını takiben, listede ismi yer alan firmalardan Pınar Et, "şirketlerinin tağşiş yaptığı izlenimi oluşturulmaya çalışıldığını" iddia ederek, sonuçların "yanlış ve haksız" olduğunu öne sürmüştür. Konuyla ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılması uygun görülmüştür:

1- Ürünlerinde taklit ve tağşiş yaptıkları" gerekçesiyle Bakanlığımız tarafından, kamuoyuyla paylaşılan firma isimleri, kesin laboratuar sonuçlarına ulaşıldıktan sonra ilan edilmektedir. Hiçbir firma hakkında kesin bulgulara ulaşılmadan işlem yapılmamaktadır.

2 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, hiçbir firmanın böylesine bir konuyla anılmasını arzu etmemekte olup firmaların da kendi marka değerlerini koruma konusunda gerekli özeni göstermelerinin, Türk halkının yaşam kalitesine daha büyük katkı sağlayacağını düşünmektedir.

3-Söz konusu açıklamada Bakanlığımıza bağlı İzmir-Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü'ne ait rapora yer verilerek, üründe sorun olmadığı algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Öncelikle şunun bilinmesinde fayda vardır: Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü tarafından verilen rapor, sadece firmanın getirdiği ürünün içeriği hakkında bilgi verip piyasada satılan ürünleri temsil etmemektedir. Resmi olarak hiçbir geçerliliği bulunmayan söz konusu rapor, Bakanlığımız tarafından muayene ve kontrol amaçlı olarak alınan numunelerin analiz sonucu ile karşılaştırılamaz. Resmi ve geçerli rapor, Bakanlığımız tarafından usulüne uygun olarak elde edilen numune üzerinde yapılan analiz sonucu hazırlanan rapordur.

Ayrıca, Pınar Et firmasının, Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü'nden aldığı rapor, Bakanlığımızın söz konusu firmaya "% 100 dana Eti olduğunu beyan ettiği üründe kanatlı etine rastlandığı" bilgisinin ulaşmasından sonra özel istek üzerine alınmıştır.

Öte yandan, 5996 sayılı kanunun 31. maddesinin birinci fıkrası uyarınca resmi kontrollerin Bakanlığımız tarafından uygun sıklıkta, tarafsız, şeffaf ve mesleki gizlilik ilkelerine uygun olarak, risk esasına göre önceden haber verilmeksizin gerçekleştirileceği, kontrollerin resmi kontrol görevlileri tarafından yapılacağı, görevlinin kanun kapsamındaki her yere kontrol amacıyla girebileceği ve numune alabileceğini hükme bağlamıştır.

Sonuç olarak, Pınar Et firmasının söz konusu numunesi ile ilgili teknik bir yanlışlık bulunmamakta olup, Bakanlığımızın toplum sağlığı ve tüketici menfaatlerini korumaya dönük çalışmaları bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir.
Sn.rodoslu,

Ülkemizde "Gıda Güvenliğinin" yine resmi kurumların üstlerine düşenleri tam yapmaması, gıda şirketlerinin toplumun beslenmesini sistem gereği ve küresel ticaret kuralları gereği kâr mekanizmasının içinde görmesi, toplumun duyarsızlığı vb. sebeplere olması gerekenden fazlasıyla uzak olduğu konusunda size katılırım.

Yıllardır hiç yapılmamış bir kaç küçük denetim sonucunda ortaya çıkan, ve inanıyorum ki açıklama noktasına gelinceye kadar da resmi kurumların epey zorlandığı bu durumu ne yazık ki başka bir açıdan görüyorum.

Resmi kurumlar, gıda şirketleri, ithalatçılar, basın, borsa, ekonomi vs. hepsi aynı bütünün parçaları ve biribirlerini beslerler.

Adına toplum dediğimiz insan sürüleri için ise ne yesinler, nasıl yesinler, kaça beslenecekler, ne kadar zehir yerlerse hemen ölmezler, vs.vs. kendileri dışında sistemi oluşturan güçlerce karar verilirler.

Kuralları da kendi kendilerine koyarlar. Sonra bazıları kendi kurallarına da uymaz. Resmi kurumlardan beklenen ise, hiç olmazsa, toplum adına konmuş kurallara asgari de olsa belirli seviyede bir uyumun sağlanmasıdır.

Bu uyum her ne kadar "toplum sağlığı ve tüketici menfaati" gibi tumturaklı ifadelerle dile getiriliyorsa da esasında sistemin sürdürülebilirliği ve toplumun kendisi dışındaki sistem dengelerin muhafazası için gereklidir.

Bu olay da bence böyle bir uyumsuzluk.

Kaç kişi gerçekten ilgi duyar ve anlamını verir bilmiyorum. Ortada artık hayli komik bir durum var.

Farklı bilgiler bir araya getirildiğinde kabaca Nisan başında olayın patlak verdiği anlaşılıyor.

Bakanlığın hasbelkader teşhire gitmek zorunda olduğu anlaşılınca şirket alelacele bir numune hazırlayıp (son kullanma tarihine 16 gün kalmış bir parti için) gidip temiz raporu alıyor. Topluma karşı bu raporu kullanıp zevahiri kurtaracaklar (zevahir kurtulmayacak ama toplumda tereddüt yaratacaklar).

Cesur bir strateji. Yine verilere bakıldığında Nisan başından itibaren şirket içinde çok ciddi faaliyetler olduğunu anlıyoruz (gıda güvenliği için değil, zevahir için).

Borsa, kağıt işlerini sevmem. Fakat Nisan başından itibaren hareketlere bakıldığında azar azar geri gitmiş. Hacimlere de bakmak lazım. Ortada enformasyon olduğuna göre, bir üyemizin tanımına göre büyük balıklar el boşaltmış da olabilir (şirket durumu o zaman bildiğine göre niye özel durum açıklaması yapmamış ayrı bir soru işareti).

Bir üyemiz, piyasanın gerçeği yansıtacağı gibi bir şeyler söylemiş, basını dışarda tutmuştu. Bence bir yanılgı. Basın da sistemin içindedir ve fonksiyonları çok önemlidir. Piyasayı beraber yaparlar. Basın bu durumu bakanlık açıklamasına kadar bilmiyor muydu? Pekala biliyordu ama haber vermedi. Haber verseydi piyasa bozulacaktı. Bilemiyorum, Nisan başından itibaren Temmuz sonuna kadarki reklam harcamalarına da bir bakmalı, ne gösteriyor.

Peki, sıradan, sürüden insan ne yapmalı? Bence ne yaparsa yapsın ama özel olarak bu şirketin yaptığı "gizleme", "üzerini örtme" girişimini unutmamalıdır.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön