View Single Post
Eski 19-04-2007, 10:45   #11
Dogasever
Ağaç Dostu
 
Dogasever's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
Sorularınız

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cetecakal Mesajı Göster
Biraz önceki mesajda geçen bu cümle zaten benim anladığım kadarıyla Mine Hanım'ın sorgulamak istediği ve güvenirlik istediği bölüm. Bu mikroorganizmalara madem dünyanın hiç bir yerinde belge sorulmuyor ve sorulmamasının sebebi Bilimsel olarak kanıtlanması ise zaten Mine Hanım'ın sorduğu da bu kanıtlanmışlığın belgesi. Çünkü biliyorsunuz bilimsel herşeyin bir belgesi vardır ve var olduğunu söylüyorsunuz. Lütfren açıklarmısınız nedir? (Çünkü bilimsel olarak tek tek bu mikroorganizmaların etkileri kanıtlanmıştır.) Bu cümlede bahsi geçen kanıtları istiyoruz yanlış anlamaya meydan vermöeyelim.
Sayin Cetecakal

Mikroorganizmalarla ilgili temel kitaplara bakarsanız, hangi mikroorganizmanın ne etki yaptığını bulabilirsiniz. Burada bunları benim belritmem doğru olmaz. Ama kaynak istiyorsanız, size referans kaynak verebilirim. Öğrenci olduğunuza göre, bu kitaplara kütüphanelerden veya Amazon.com yoluyla erişebilirsiniz.

Bunun yanı sıra EM'nin genel olarak bitki koruma adına yaptığı etkiler hakkında bulabildiğim çalışmaları ben zaten Mine Hanım'a e-mail ile yolladım. Elime geçtikçe de yollamaya devam edeceğim. Çünkü şu anda bile dünyanın herhangi bir noktasında bu konuda bir çalışma yapılıyordur mutlaka. EM oldukça sıcak bir konu ve tüm dünyada üniversiteler ve araştırma kurumları ve sivil toplum kuruluşları oldukça önemli araştırmalar yapıyor veya yaptırtıyorlar.

Yalnızca Türkiye'de bizden ve bize inanmış birkaç özel şirketten başka araştırma yapan yok! Ama herkes soru soruyor, belge soruyor. Farzedin ki bu yeni bir konu olsaydı (ki öyle değil 1980'lerden beri biliniyor!) yine sürekli belge mi istenecekti?

Arkadaşlar, burada herkesin sorusuna karşı kendimi Don Kişot gibi hissetmeye başladım. Ben ki bir malzeme mühendisiyim. Türkiye'de bu kadar üniversite var, araştırma kurumu var, Tarım, Çevre Bakanlıkları ve bunların ilgili kuruluşları var. Her ilde, Tarım İl Müdürlükleri, İlçe Müdürlükleri var. Var da var! Bunlar ne yapıyorlar? 13 ülkede devlet politikası olarak kabul edilmiş bir Teknolojiyi, tarımla, hayvancılıkla, çevreyle ilgili eğitim almamış (yalnızca kendini yetiştirmiş!) bir malzeme mühendisi Türkiye'ye getirip savunmak zorunda kalıyorsa, herkesin biraz durup düşünmesi ve kendini sorgulaması lazım.

Bakın Sayın Cetecakal siz bile Ziraat Mühendisliği son sınıfta okuyorsunuz. Artık Ziraat Mühendisi sayılırsınız. Burada bahsedilene kadar böyle bir konudan haberiniz yoktu! Üniversiteler araştırmaya yönelik çalışmalı, yalnızca tablet bilgiler vermemeli. Yanlış anlamayın sizi veya kimseyi suçlamıyorum. Üniversite ve diğer kurumların ne derece araştırmaya yönelik olduğunu ortaya koymaya çalışıyorum. Ben bu yüzden, Marmara Üniversitesinde Yrd. Doçentlik görevimden istifa ettim. Yukarıdakiler sadece bir serzeniştir. Lütfen kimse yanlış anlamasın.

Gerekli çalışmaları Mine Hanım'a gönderdim. İsterse, daha birçok çalışma var gönderebilirim. Araştırmanın, çalışmaların sonu yok!

Burada yine kuvvetle savunuyorum. Kimyasal ilaçlar çözüm değildir. Hem toprağı kirletiyor hem de patojenler sürekli evrim geçirerek bağışıklık kazanıyorlar. Biyolojik mücadele hastalıklara karşı en doğal mücadele şeklidir. EM de biyolojik mücadelede önemli bir araçtır. Lütfen Mine Hanım elindeki makaleleri okuduktan sonra bir yorum yapsın. Herşey açıklığa kavuşsun zira Mine Hanım olur demeden bu sitedeki kafa karışıklığının çözülebileceğini zannetmiyorum.

Sorunlar büyük! İç Anadolu patates yetiştiremiyor. Anamurda muzcular hastalıkları (iç çürüklüğü ve erken olgunlaşma) yenemedikleri için ihracat yapamıyorlar. Çilekde yine mantar hastalığı var. Sarmısakta kök çürüklüğü. Zeytin ağaçlarımız ve birçok sebze bitkileri vertisilyumdan kırılıyor.

Son 6 ayda 2 Fuara katıldım ve tarımdaki hastalık sorunlarının ne kadar yaygın olduğunu duyunca gerçekten ürktüm. Uluslararası ilaç firmalarının önerdiği kimyasal maddelerin haricinde (bazıları içinse zaten hiçbir şey öneremiyorlar, örneğin vertisilyum), bir avuç insanın dışında kim bu sorunları doğal yoldan yenmek için uğraşıyor?

Uluslararası ilaç firmaları size geçici çözümler sunar. İlacı sürekli kullanmanızı önerir. Toprağı iyileştirmeniz gerektiğini söylemez sadece semptomları yok eder! Çünkü söylerse kendi bindiği dalı kesmiş olur. Onların kuruluş ve varoluş felsefeleri maalesef EM'nin felsefesiyle taban tabana zıttır sayın Cetecakal! EM bu yüzden de farklıdır.

Biz çiftçiye çiftliğindeki atık maddeleri kullanarak toprağı nasıl iyileştireceğini ve verimi nasıl arttırabileceğini ve dünyayı nasıl çevre kirliliğinden kurtarabileceğini öğretiyoruz! Ama bu bazı insanları rahatsız ediyor!

Türkiye'de kimyasal gübrenin neden diğer ülkelerden daha pahalı olduğunu hiç düşündünüz mü? Daha da açık konuşayım. Devletin gübre fabrikaları amonyağı kaça satın alıyor bır soruşturun bakalım?

Bu konuda artık burada daha fazla yazı yazmak istemiyorum. Çünkü yapmak zorunda olduğum bir sürü iş var. Sadece isteyenlere belge ve araştırma makaleleri göndereceğim. Sizin istediğiniz hayvancılıkta kenelerle ilgili makaleyi, Çubuk Kaymakamlığı'nın yazısını ve EM-Silajla ilgili bilgiyi de e-mail ile size göndereceğim.

Saygılarımla.


Düzenleyen malina : 20-04-2007 saat 10:32 Neden: paragraf yapıldı, kalınlaştırılan bölümler benim seçimlerimdir
Dogasever Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön