Zeynep beni telefonla aradığında ağlıyordu, kelimeler boğazında düğümlenmiş, zor konuşuyordu. Sulamak için saksıyı eline alınca pencereden aşağı düşürmüş, içindekiler dağılmış, saksı kırılmış. Zor sakinleştirdim, henüz işten çıkamadım, gece karanlığında da olsa kurtarabileceğimiz minikleri başka saksıya aktaracağız ya da bir çaresini düşüneceğiz.
Ağlamasına üzüldüm ama bu kadar sahiplenmesine, sorumlu hissetmesine sevindim doğrusu. Hele bir de çözüm bulursa
(veya bulursak), "yılmamak" konusunda ufak bir ders de almış olacak