View Single Post
Eski 09-03-2012, 18:49   #38
çisem
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 07-10-2011
Şehir: Aydın
Mesajlar: 158
Sayın Suz-i Dilara;

"Kirpi ailesini nasıl koruyabiliriz acaba?"
demişsiniz, anne kirpi ve yavrusu yazın sonuna doğru kendilerini her yerde arattılar.
12 yaşında bir kedim var bahçede onlarla mutlu mesut zamanlar geçirdi durdu. Kirpilerimiz o kadar gezenti olmuşlar ki, benim bahçenin salyangozları bitince komşuları gezmişler.
Hatta akşam karanlığının başladığı saatlerde, yan ingiliz komşum onu büyük lağım faresi zannetmiş çığlıklar atmış.
Eşi onları her kaybolduklarında bahçe bahçe aradığımdan hatırlamış ve bunların bir kirpi olduğunu anlatmış. Kimin bahçesinde salyangoz var ise sanırım kokusunu alıyorlar oraya toprak altından tüneller kazarak geçiyorlar.
Kısacası 8-10 kedi varken dahi çok rahatlıkla yemeklerini kedilerin dibinde de yerlerdi. Evcilleştiler sanırım benim tüm sokak hayvanlarım gibi onlarda...

Mayıs ayı başlarında günde önce 1-2 kez kısa süreli çıkıyorlar topraktan. Zaten bu dönemlerde hasatını da yuvasına taşıyor. Sıcaklar iyice bastırdığında çıkıyor yeryüzüne. Kızımın kaplumbağa, kediler ve kirpilerin bir arada olduğu çok fotoğrafı vardı bulabilirsem yüklerim.
Ağustos ayında anne kirpiyi yandaki arazide dahi gören olmuş. "Seninki pıt pıt pıt geziniyor buralarda" dediler bir kaç kez. Kendini sanırım artık kedi zannediyor.)))

********

Merak etmeyin sadece kirpi değil, 4-5 cadde ve ara sokakları dahil tüm hayvanları bir kaç grup arkadaşla koruma altına aldık. Her mahalle kendi cadde ve sokağındaki hayvanların sorumluluğunu üstlendiğinde, zaten aç hayvan kalmıyor. Ben burada yazlıkçılardan şikayetçiyim. Yazın yazlıklarında kaldıkları sürece bakıyorlar hayvanlarına. Tasmayı takıp sahilde gezdiriyorlar. Ama sezon bitince bizim sokak hayvanlarımızın beraberlerinde getirilip te götürülmediklerinden nüfusumuz birden artmakta. Belediye veterineri denetimlidir tüm sokak hayvanları. Barınağımız da var ama yetersiz. Bir kaç kişi (ingiliz) özel barınak açtı. Hayvan ve doğa sevgisi onların en çok hep taktir ettiğim özelliğidir. Ellerinde torba çöplerin kenarlarına kedi ve köpekler için kuru mama bırakırlar sürekli. Kendi hayvanlarını da ülkelerine gittiklerinde bu özel barınaklara gönül rahatlığıyla bırakmaktalar. Grubumuzda birkaç hayvansever ingiliz arkadaşımız da restaurantların, kasapların v.b esnafın günlük artıklarını araçlarıyla toplayıp sokak sokak dağıtırlar. Bunlar bazen dilimizi çat pat anladığımız insanlar olsa da ortak konumuzda iyi anlaşıyoruz.
Bizim her çöp kenarında büyük yemek kaplarımızı çöpçülerimiz de toplamaz. Belli aralıklarla bu kaplarımızı temizleriz.

(Bir türlü sokak hayvanları ile ilgili topiğimize yazmaya fırsat bulamadım ama buraya bunu yazmış bulundum artık. Konu başlığı kirpi de olsa sokak hayvanlarına geliverdi.)

Nasıl bir ahenktir ki, bu kaplarda önce kediler karnını doyurur köpekler bekler, ne zaman kediler yalanarak uzaklaşırlarsa o zaman köpekler bol kemikli kaba yaklaşırlar. Kedi köpek kavgası belki de bu nedenle olmaz sokaklarımızda. Buna zamanla alıştı insanlar, daha sonra sokak hayvanları ile birlikte yaşamayı hep beraber öğrendik.
Yoğurt kaplarımızı su doldurup bitip bitmediğini sürekli kontrol eder olduk.
İnanın bu bir ütopya değil, gerçek. Oto alarmlarının yerini sokak köpeklerimizin hırsız alarmları aldı. Havladıkları anlarda hepimiz dışarı çıkar olduk, yabancı herkese değil, şüpheli gördüklerine havladıklarını bize gösterdiler.
Ama gün geçtikçe çoğalıyoruz bu beni çok mutlu ediyor.
Yemek artıklarını kaplarımıza kağıt peçeteleri, hayvanların yiyemeyeceği şeylerden temizleyerek koymaktalar artık.
Kimse ekmeklerini çöpe atamıyor utancından. Islatıp kuşlarımıza veriyorlar bahçelerinde.
Bir köpek ordusuyla yürürüm, bazen bu hayvanlar beni birbirlerinden kıskanırlar. Bulundukları bölgedeki insanların koku haritasını çıkardıklarını düşünüyorum artık...) Hepimizi kokularımızdan ayırt ediyorlar. Kedi bakıcıları, köpek bakıcıları diye ayırıyorlar belki de.
Onlar yazın günün ilk ışıklarında (köpek) sürüler halinde denize girerler. Öyle keyifle oyun oynarlar. Arada kendi aralarında dalaşırlar, denizde boğuşurlar, kumlarda göbeklerini açıp sere serpile yatarlar. Burada yazın hepsi çok toktur. Restaurantların yemek artıkları bile onlara fazlasıyla yetmekte. Ama kışın bu mekanlar kapalı, yazlıkçı aileler de yok, her bahçede mangal da yanmıyor.

İşte özellikle kış ayları bizler de böyle organize olarak sokaklarda aç ve hasta hayvan bırakmamaktayız. Çünkü bu evren hepimizin, birlikte yaşamayı hep beraber öğrenmeliyiz ve öğretmeliyiz. En çok istediğim şey, okullarda sosyal bilgiler dersinde bu konunun eğitim olarak müfredata girmesidir.

çisem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön