Konu: latif/selvi
View Single Post
Eski 03-10-2011, 17:39   #15
memet
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Eyvallah,

Bu arada fotoğrafladığın ardıç da üzerinde konuştuğumuz değil gibiymiş. İki ekimde toplantınızda yapmışsınız gibi öyle mi? Facebook da görüntülemişsin de.

Bu arada benim eleştirim üste çıkma sıkıntısı, en iyisi benim havası, ben yaparım olur kasılması içermez.

Ben yaparım, o da enyisi benim yaptığımdır diyebileceğim konular var. Onu da o sırada deme gereği duymam. Sonra da demem.

Hatalı gördüğümü uygun ortamlarda söyledim bugüne kadar. Şimdi biraz daha herkese açık bir ortamda yazıyorum.

İlk bonsai toplantısını düzenlediğim günden beri bonsai ilerlesin de ülkede, ben bildiğim gibi yaparım dedim. Bir kaç hata yaptım. Uyaranlar oldu. Ne farkeder maksat bonsai ilerlesin dedim. (Konuyla ilgili yazının sonuna bir hikaye ekleyeyim.)

Bir yumurta küfesi de taşımadığım için sırtımda, bir yerde başka, birinin yüzüne başka, arkasından başka konuşma gereği de duymam.

Ardıç yaşıyorsa ne mutlu. Ama "o ölmüş" demek pek o kadar da masum bir cümle değil. Söyleyenin borcudur.



Budistler evlenmez ve cinsel ilişkiye girmez. Bir kadın evlilik dışı bir çocuk doğurmuş. Tapınağa gidip durumum çok sıkıntılı bu çocuğun sizden olduğunu söylesem size emanet etsem demiş. Rahip olmamın en katı kuralını ihlali olacak bu durumu budist peki madem deyip kabul etmiş.
Doğal olarak da yeminini bozduğu için aşağılanmaya da göğüs germesi gerekmiş. Ama kadına çocuğa bakacağı için verdiği sözü daha değerli görmüş.

Bir zaman geçince kadını sosyal konumu çocuğuna bakabileceği bir duruma gelmiş. tağınağa gelip rahibin yeminin bozup kendisinden çocuk yaptığını sonra da çocuğunu elinden aldığını söylemiş geri istemiş.
Rahip ilk yemininine sadık kalması gerektiğni biliyormuş. Peki o zaman deyip çocuğu annesine geri vermiş.
Kadını yalanı nedeniyle bir kez daha aşağılanmış. Bunu da makul karşılamış aslolanın kadına ilk verdiği söz olduğunu biliyormuş.



Zaman zaman Ali abiyle yazışıyorum. Bana bazı felsefi sözler söylüyor. Yukarıdaki hikayeyi sık sık aklımdan geçiriyorum. Tabi işin felsefi boyutuna ne kadar sadık kalabiliyorum rahibin alçak gönüllülüğünü ne kadar içselleştirebiliyorum o konuda kesin konuşamam. En azından böyle bir durumun farkındayım.
Burada ne yazıyorsam heryerde aynı şeyi söyleyebiliyorum o konuda garanti verebilirim. Ortamlara göre söylemim değişmiyor.

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön