View Single Post
Eski 06-05-2011, 12:14   #5
Barisa
Yeni Üye
 
Barisa's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-05-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 19
05 Kasım 2010 12:01:04 EET Alıntı Bu konu ile ilgili bir kişiye ait bir olay anlatımı;

Apartmanda Köpek Besleme Hukuku

Merhaba Arkadaşlar,

Dünkü birkaç forum ve sorular üzerine fark ettim ki bir çoğumuzun başına geliyor bu yönetici ve komşu sorunları.

Köpeğiniz hiç havlamaz, ya da günde toplasanız 2 dakika havlıyordur. Köpek çok havlıyor diye şikayetçi olurlar, ya da köpeğinizin sadece görünüşünden korkar bu köpek saldırgan vs.. diye şikayetçi olur ya da durmadan sizi taciz ederler.

Benzer bir olay benimde başıma geldi.

Üst ve alt komşum köpeğin sesi hiç çıkmıyor, varlığından bile habersizdik derken, karşı bloğun 8 kat yukarısındaki kadın köpek sesinden uyuyamıyor, 7 kat üstündeki yönetici çok rahatsızlık duyuyormuş vs..

Neyse yaptılar bunlar bir yönetim kurulu, 5-10 kafadar apartmanda köpeği yasakladılar falan filan derken ben de boş durmadım tabi, sonuçta yönetici ve kafadar daltonları geri adım atıp bizi rahat bırakmaya başladılar.

Amacım tabi size bunları anlatmak değil, bu olaylar arasında izlediğim prosedürleri ve yasal haklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum ki bu konuda sıkıntısı olan diğer arkadaşlar da hem haklarının hemde nasıl davranacaklarını bilsinler. Umarım yardımcı olurum

Şimdi ilk önce şunu söyleyeyim. Sakın ola şikayetçi daltonların karşısında el pençe divan durmayınız, özür dilemeyiniz (haklıysanız tabiî ki) nazik davranınız fakat alttan almayınız yoksa gittikçe üstünüze gelir ve sizi rahatsız ederler. En nazik şekilde onları haklarını yasal olarak aramaya çağırınız, ya da siz şikayetler devam ederse yasal haklarınızı kullanacağınızı söyleyiniz.

Yok polis çağırıcam, zabıta çağırıcam şantajlarına sakın ola kulak asmayınız. Olur da kendilerine bi kafadar polis ya da zabıta bulur sizi korkutmak amaçlı gelir ise, sakın evinize almayınız. Mahkeme kararı olmadan hiçbir işlem yapamazlar. Hatta anında evinizi terk etmezlerse, görevlerini kötüye kullanarak izinsiz haneye tecavüz yaptıklarından 155’i arayacağınızı söyleyiniz ve gerekirse arayınız. Dedim ya mahkeme kararı olmadan evinizde hiçbir işlem yapamazlar.

Gelelim aslında arkamızda olan ama çoğumuzun bilmediğinden faydalanmadığımız yasalara.

Öncelikle, bir köpeğin apartmanda yasaklanması öyle kolay bir şey değildir. Yani apartman yöneticisi toplantı yapar. Sonra apartmandaki diğer daltonlarla birlikte ‘apartmanda köpek beslenemez’ şeklinde bir yönetim kurulu kararı alırlar. Geçersizdir. Kulak asmayınız, bu kararı alma hakları olmadıklarını, eğer 15 gün içinde kararı iptal etmezler ise hukuki işlem başlatacağınızı söyleyiniz (onlar sizi dinlemez ise iade-i taahhütlü mektup ile bunu kendilerine bildiriniz)

Neden? Çünkü yasalarımız der ki : Apartman Yönetim planında ‘Apartmanın özel yerlerinde hayvan beslemek yasaktır’ diye bir şey yok ise. Köpek besleyebilirsiniz. Bu Yönetim planı dediğimiz şey, apartman daha kurulduğu gün yapılıp imzalanmış bir plandır.

Apartmanlarımızın çoğu eski olduğundan, eskiden evde köpek beslemek diye bir şey olmadığından, ya da düşünülmediğinden, bu karar bir çok apartmanda mevcut değildir. (mevcut olsa bile korkmayınız arkamızda uluslar arası anlaşmalar var).

Eğer bu karar yoksa, ve apartman bu kararı almak istiyorsa öyle bir toplantıyla alamaz. Tüm ev sahiplerinin katılacağı ve EN AZ 5’te 4 karar ile ‘köpek beslemek yasaktır’ şeklinde bir değişikliğe gidebilirler. O da inanın zor iş (herkes katılacakta, evini kiraya verip gitmiş ev sahipleri başka şehirlerden gelecekte.. sonra bazen apartmanda 5 daire oluyor, sadece siz hayır deseniz yine geçmiyor yasak vs..)

Eğer bu kural varsa, (yöneticiden yönetim planını isteyiniz ve bakınız. Dikkat bazı yönetim planlarında : apartmanın ortak bölümlerinde yasaktır yazar, özel bölümlerinde değil. Ortak bölüm yasakları bahçe apartman arası falan demektir.. yasak olsa yinede sorun yok) neyse eğer bu kural varsa, o zaman işimiz biraz daha zor, çünkü türkiye’nin altına imza attığı uluslar arası anlaşmaları araya sokup uğraşmak gerekecek…Eğer bu kural yoksa. Herşey o kadar basit ki. Bu kural yoksa sizi ancak 3 sebepten attırabilirler (daha doğrusu köpeği tahliye etmeniz ya da taşınmanız için size süre verebilirler)

1) Köpeğinizin yasak bir ırk olması

2) Köpeğinizin saldırgan olması

3) Köpeğinizin çok havlaması ya da rahatsız edici davranışları

Kurtuluş yolları :

1) Köpeğiniz yasak bir ırk ise. Yine başağrıtıcı bir durum. Fakat ona gerekli eğitimi aldırmışsanız ve hem veterinerizden hem bir eğitmenden, eğitim görmüştür ve tehlikesizdir, tüm aşıları yapılmıştır şeklinde bir yazı ile yırtarsınız. Çünkü aslında bir çok yasak ırkın beslenmesi değil, üretilmesi yasaktır.. bu da sizi bağlamaz.

2) Köpeğinizin saldırgan olması. Öyle köpeği kendi kafalarına göre saldırgan saymakla köpek saldırgan olmaz. Köpeğinizin bir vukuatı olması lazım. Herhangi bir vukuatı yok ise, dayanabilecekleri hiçbir kural yok demektir. Yani bir şey yapamazlar. Yani eğitimi yoksa bile bişi yapamazlar. Eğer bir vukuatı varsa, ya da uydururlar ağızbirliği yaparlar diye korkuyorsanız, veterinerinizden ve herhangi bir eğitmenden ‘saldırgan değildir’ şeklinde bir yazı rica ediniz. İş görecektir.

3) En çok karşılaştığımız sorun. Havlama sorunu. Bu noktada dikkat ediniz arkadaşlar. Köpeğinizin havlaması gayet normaldir. Yargıtay bile, ‘köpek havlayarak rahatsız ediyor’ şeklinde dava açan bir yöneticiye ‘köpek bu, havlar’ şeklinde kısa bir cevapla davasını geri çevirmiştir. Havlama ve komşuların rahatsız olma durumlarında, yönetici mahkemeye bizzat dava açmak zorundadır. Öyle direk zabıta ya da polis çağıramaz. Mahkeme direk işlem yapmayacak, ve zabıtayı görevlendirecektir. Bu noktada prosedür şu şekilde işler

Zabıta apartmana gelir. Ve şikayet eden komşunun ya da komşuların evine bir ‘ses tespit’ cihazı koyar (mühürlü). Bu ses tespit cihazı 24 saat çalışır. Ve 22’ye kadar normal gürültüler apartmanlarca serbest olacağından özellikle akşam 22’den sabah 8’e kadar olan ki gürültüleri mahkeme dikkate alacaktır.Ve sadece köpeğinizin çıkardığı sesler dikkate alınacaktır. Korkmayınız öyle birkaç kere havladı. Ya da bi 15 dakika boyunca susmadan havladı diye gürültü var diyemezler. Kural gereği köpeğin günün çok büyük bir çoğunluğunda havlıyor olması gerekmekte.

Şimdi farzedelim ki kötü ve şanssız bir gündü. Komşularınız köpeği havlatmak için elinden geleni ardına koymadı ve zavallı dostumuz ona kurulan komplodan ve insanların kimi zaman asıl hayvan kim diye düşündürtebileceğinden habersiz sabaha kadar durmadan havladı. Siz de doğal olarak tamam kesin kaybettik diye düşündünüz…

İşte işin en komik tarafı su. Tam rakamını hatırlamıyorum fakat köpeğin sesinin rahatsız ediyor sayılması için bilmem kaç Desibel gücünde olması lazımdır, ki.. Dünyada o derecede ses çıkartabilen hiçbir köpek ırkı yoktur.. Yani yine kazanırsınız.

Ama komşu daltonlarda inatçı çıkarlarsa mahkemeye şunu diyebilirler ‘Çevre’deki gürültü 70 desibel, köpeğin gürültüsü belki sınırın altında fakat çevre gürültüsünün üstünde dolayısıyla rahatsızlık veriyor’

İşte bu biraz yorucu olur. Hakim amca’da eğer köpek sevmiyorsa.. Bu durumda eğitmen ya da veterinerinizden ‘Köpek sadece tahrik edici seslere havlıyor’ şeklinde belge isteyeceksiniz (yani birisi kapıya vurunca, birisi bağırınca’ falan filan..

Yani gördüğünüz gibi köpek şikayet etmek, tahliye etmek hiç te kolay bir şey değil. Yeter ki bu haklarımızı bilelim.. bir de şunu eklemek isterim, Türkiye 2001, 2005, 2007 yıllarında çeşitli uluslar arası anlaşmalara (Avrupa birliğine uyum çerçevesinde) imza atmıştır.

Uluslar arası anlaşmalar, anayasa’da yer almasa bile kanun niteliğindedir ve geçerlidir. Ve bu altına imza attığımız anlaşmalar der ki ‘Sahiplenilen bir köpek, bırakılamaz, doğaya tekrar uyum sağlayamayacağından sahibi ya da onu bırakmaya zorlayan kişi haksız eylemde bulunmuştur’ buradan yola çıkarak yöneticinize para cezası bile verdirtebilirsiniz.. tabi uğraşmak lazım

Yine bu anlaşmalar der ki ‘Hayvanlarında hakları vardır, sahiplerinden ayırılmaları durumunda psikolojik olarak etkilenebilmektedirler, sahibinden zorla ayırmaya yönelik eylemlerde bulunulamaz’ şeklinde bi sürü bi sürü kanun var..

Yine emsal kararlar var.. Daltonların pes etmeyip köpek sahibini mahkemeye verdiği ama sahibin kazandığı bir çok dava var. Hatta bir tanesinde yönetici yalan beyan, zorlama gibi eylemlerden 20.000 YTL tazminat ödemek zorunda bile kalmıştır..

Benim önerim şudur.. Bazı arkadaşlar demiş ya. Çemkirin. Ortalığı dağıtın falan.. Aman ha! Kesinlikle. Çünkü Türkiye’de psikopat mı yok. Ver gazeteye bi ilan, binlerce çıkar.. Siz ters gidersiniz, adam iyice dellenir. Allah korusun bi zehir atıverir. Olayı kökten çözer..

O yüzden nazik olunuz, saygılı olunuz, sakin olunuz ama sağlam durunuz. Vazgeçmeyeceğinizi ve işi her türlü yasal boyuta taşıyabileceğinizi, ısrar edilir, baskıların derecesi yükselirse, yasal olarak hakkınızı arayacağınızı mutlaka belli ediniz.. Gerekirse yasaları tek tek yazarak yöneticinize iade-i taahhütlü mektupla iletiniz. Bakın nasıl değişecek..

Hele ki bazı yöneticiler, bi şekilde apartman işlerinde kendilerine rant sağladığından, mahkeme lafından fena tırsar..

Uzun oldu.. başınızı ağrıttım.. Ama bildiğim her şeyi paylaşayım dedim ki, ne dostlarımızın ne sahiplerimizin başı ağrısın..

Yardımcı olabilmem ümidiyle
Saygılar




NOT:ALINTIDIR

Barisa Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön