View Single Post
Eski 17-03-2011, 09:59   #376
webgezer
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 12-02-2010
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 47
Japonya'daki felaketin nükleer endüstride çok önemli bir dönüm noktası olacağını öngörmek yanlış olmaz. Nükleeri santral önerenlerin her zaman söyledikleri bir şey vardır, nükleerde felaket olursa sonuçları büyük olur, ama bunun olasılığı çok çok düşük, dolayısıyla bu kabul edilebilir bir risktir.

Burada bu olasılığı ölçmek için kullanılan ve reaktör tasarım aşamasında güvenlik için kullanılan bir parametre var: CDF Core Damage Frequency veya Çekirdek Zararı Olasılığı (reaktör.yıl başına). CDF'in dizayn aşamasında 1/10 bin'den küçük tutulması ve uygulamada gerçekleşmenin 1/100 bin seviyesinde olmasıdır.

Bundan yola çıkarak büyük çaplı sızıntı olasılığının dizayn aşamasında 1/100 bin, gerçekleşme aşamasında da milyonda bir olması nükleer reaktörlerin yapımında ve işletilmesinde kabul edilebilir risk sınırıdır. Bu rakamlar tüm reaktörleri bile hesaba katsanız geniş çaplı bir nükleer sızıntının olma olasılığını oldukça düşük yapar. Nükleer reaktör güvenli derken kastedilen budur.

Dünyada toplam 400 kusur reaktör var, hepsi de 30 yıldan beri işletiliyor olsa 12bin reaktör yıl eder. Three Mile Island önemli değişiklik yarattı çünkü gerçekleştiği anda çekirdek zararı oranı 1/100 bin gerçekleşme tahmininden 1/12bin'e çıktı, ama o kazada büyük çaplı sızıntı olmadı dolayısıyla sonuç riski fazla etkilemedi. Şimdi Japonya'da 3 reaktörde çekirdek zararı var, artık çekirdek zararı oranı 1/3000'e indi, en az 2 reaktörde büyük çaplı nükleer sızıntı var, bu oran da 1/1milyondan 1/6000'e indi. Başka bir deyişle 150 kat arttı.

Nükleer santral yapmak isteyenlerin nükleer kaza riski çok düşük demesinin bir önemi kalmamıştır, gerçekleşmiş olan bir olayı ne kadar istastik kuyruğu taksanız kapatamazsınız. Mevcut santrallerin büyük maliyetle yükseltilmesi belki de kapatılması gerekecek.

webgezer Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön