View Single Post
Eski 04-01-2011, 21:08   #293
hassoman
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Yoğurt bizimdir diye öğünürüz ama kaymağını başkalarının yediği aşağıdaki yazıdan anlaşılıyor. Benim muradım bunun altını çizmek değil elbette. Yoğurdun kesinlikle günlük yiyeceklerimizin arasında neden yer alması gerektiğini çok güzel vurguluyor. Paylaşayım dedim.

Name:  Yoğurtçu.jpg
Views: 15515
Size:  11.3 KB

Birkaç kâse yoğurt

SELANİK’te 1990’lerin başında bir Yahudi aileye gün aşırı bir kap yoğurt bırakan elinde zili, sırtında terazi şeklinde iki büyük tepsiyle dolaşan Türk yoğurtçu, dünyanın en büyük sanayi gruplarından birinin esin kaynağı olacağını aklına getirir miydi?
Selanik’te o yıllarda Karasu’lar önde gelen ailelerden biriydi. Doktor İzak Karasu’nun bir oğlu oldu.
Adını Daniel koydu... Balkan Savaşlar’ında Selanik, Yunanistan tarafından işgal edilince, Yahudi toplulukta büyük bir panik patlak verdi. İzak Karasu, eşi ve oğluyla birlikte İspanya’ya Barselona’ya göç etti. Yıl 1912. Önce adını Latin alfabesine uyarladı. İzak oldu İsaac, Karasu da Carasso.
Sonra muayenehane açtı.
Birinci dünya savaşından sonra Avrupa’da ilaç sıkıntısı çekiliyordu. Tam da o günlerde Barselo’nada çocuklar arasında salgın halinde bağırsak hastalıkları patlak vermesin mi?
Gözleri yaşlı anne babalar kucaklarında bir deri bir kemiğe dönmüş yavrularıyla diğer doktorlar gibi İsaac Carasso’nun da muayenehanesine dayanıyor, “Kurtar çocuğumuzu” diye yalvarıyorlardı. Doktor Carasso, umutsuzluğa düştüğü bir gün Selanik’te bağırsak hastalıklarının tedavisinde yoğurt kullanıldığını anımsamıştı. Günde üç öğün birer kase yoğurt yediriyorlardı hastaya ve birkaç günde sağlığına kavuşuyordu. Birkaç çiftlikten topladığı sütle yoğurt imalatına girişti. Yıl: 1919.
* * *
Doktor meslektaşları ona bir tavsiyede bulundular: Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nden fermante edilmiş laktlk asit getirtirse, yoğurdun ömrünü uzatabilirdi. Sözlerini dinledi. Böylece pastorize yoğurt doğacaktı. Ama İsaac Carasso bu buluşun önemini pek kavrayamayacaktı. “İlaç” tutunca, İsaac özel ambalajlar yapmayı akıl etti. Kapakları porselen cam kaseler.
Sıra artık ilaca patent almaya gelmişti.... Ve onun için de ad koymaya. Yaşadıkları Barselona’nın yaygın dili Katalancada küçük Daniel’in karşılığı çok hoştu doğrusu: “Danon” Ancak bu özel ad olduğu ve marka namıyla tescil edemeyeceği için sonuna bir “e” ekledi. Hoş geldin “Danone” yoğurtları!
Yoğurtçuluk çok kısa sürede İsaac’ın asıl mesleği haline gelince oğlunu, Daniel’i Marsilya’da ticaret lisesinde okuttu. İşin pazarlama, satış, muhasebe bölümünü bilimsel olarak öğrenmesi için. Ardından Paris’te Pasteur Enstitüsü’nde bakteriyoloji stajı yaptırdı.
Danone İmparatorluğu işte böyle böyle doğdu.
İmparatorluğa adı verilen Daniel Carasso, 2009 yılında 104 yaşında Barselona’da öldü. Uzun yaşamanın nedeni ne mi?
Her gün birkaç kase yoğurt’
(Erdal Şafak’a teşekkürlerimle)

Dr. Aybars AKKOR
4 Ocak 2011 Sözcü Gazetesi

Merak edenler için Erdal Şafak’ın ilgili yazısı:
http://arsiv.sabah.com.tr/2005/06/30...50619-102.html

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön