View Single Post
Eski 20-12-2010, 15:45   #212
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Genel bir toparlama ve ötesi -1

Arkadaşlar,

Bu başlıkta 7 sayfa olmuş. Her şey 9 Ekim tarihinde Sn.Doğasever'in Ergene nehri Muratlı kolu üzerinde, kısa vadede deredeki kokuların önlenmesinin hedeflendiği bir Muratlı kaymakamlığı projesi olarak duyuruldu.

Bu duyurudan bazı önemli bölümler;

"Çorlu Deresi'nin temizlenmesi için daha önce çeşitli üniversitelerle görüşmeler yaptıklarını, araştırmalarında Japon bilim adamlarının bir bakteri geliştirdiğini tespit ettiklerini belirterek bu yönde harekete geçtiklerini söyledi…"

"Hedeflerinin ilk bir ay içinde dereyi pis kokudan arındırmak ve bunda başarılı olunması halinde tüm Ergene'ye sistemi uygulamak olduğunun altını çizen Kaymakam Tat, ''Bir yıllık hedefimiz ise buradaki canlı hayatı tekrar başlatabilmek. Çorlu Deresi'nde olumlu sonuç aldığımızda bu yöntem Ergene havzasının kurtulmasında büyük rol oynayacak'' dedi…"

EM dozajlaması ve özellikle çamur topları kullanımının kirlenmiş suları temizlemekte kullanılan alternatif yöntemlerden biri olduğu, özellikle de uzak doğuda bazı örneklerinin mevcudiyeti bilinmekte.

Kaymakamlık makamının bu bilinirlikten hareketle bir proje hazırladığını anlıyoruz. Ertesi yıla varan hedefler söyleminden projenin kısa vadeli olmadığını, muhtemelen birden çok aşamadan oluştuğunu çıkarsıyoruz.

Bu dere ve genel olarak Ergene-Meriç havzası, 3-4 tane ili, bir çok ilçeyi, yüzlerce yerleşim birimini kapsayan, Çorlu ve Çerkezköy'de yoğunlaşan çok sayıda fabrikayı barındıran, genel olarak çevrenin, özellikle de suların yıllardır ve hesapsızca kirletilmeke olduğu bir bölge.

Muratlı kaymakamlığının hangi kapsamda bir proje hazırladığını, bunun merhalelerini, proje planını, kontrol noktalarını, başarı faktörlerini, mali uygunluk hesaplarını bilmiyoruz.

Dahası, Muratlı gibi başka pek çok ilçeyi, birden fazla ili ilgilendiren ortak bir sorun için hazırlanan çok daha büyük bir projenin bir parçası olup olmadığını da bilmiyoruz.

Ancak, duyurulan bu projenin en azından ilk başındaki aşamada bir alternatif metod olarak EM dozlamasının seçildiğini, bu işlerin bir kısmının taşeronluğunun da (knowhow, ürün ve hizmet sağlanması manasında) EM temsilcisi şirkete verildiğini anlıyoruz.

Forumdaki yazışmalar, proje tarafında EM temsilcisi şirketin yetkili veya bilgili kişileriyle, konuya ilgili gösteren forum üyeleri arasında gerçekleşti. Projenin gerçek sahipleri, projenin eni, boyu, süresi, içeriği, başarı faktörleri vb. hakkında bilgi vermediler.

Durumun vehametini ve büyüklüğünü bilen forum üyeleri tarafından ilk verilen tepkiler sorgulayıcı ama yapıcı mahiyette oldu.

Yazışmalara katılan herkesin tartışmasız ortak noktası, binlerce fabrika ve sanayi tesisisinin ve yüzlerce yerleşim biriminin süregelen kirletme işlemi sonlanmadan bir temizliğin gerçekleşebileceğindeki şüphe idi. Bu noktada ne EM temsilcisi şirketin yetkilileri, ne de ilgili üyeler farklı bir şey söylemediler.

Evet, kirlenme durdurulmalıydı. Kirlenme devam ederken yapılabileceklerin marjinal olmaktan, geçici sonuçlar göstermekten öteye geçemeyeceği, sürdürülebilir olamayacağı gayet açık idi ve temelde net bir itiraz hatırlamıyorum.

Ancak buna rağmen, projenin burada bizlere yansıyan bölümünde böyle bir merhale olduğu anlaşılıyordu.

Yazışmalarda EM temsilcisi şirketi temsil eden bir üye;

"Tartışmaları yapan sizler konunun (doğasever dahil) amacını,ne zaman başladığını,ne zaman son bulduğunu,bu çalışmanın bir deneme olarak bir arge olup olmadığını,uygulamanın bölgede kirletiçilerin çözümünde ne gibi bir yarar sağlıyacağını,kirletiçileri çözerken geçecek zamanda bölge insanını bir nebze olsun rahatlatmak içinmi düşünüldüğünü vs,vs,vs bilmeden..."

diyordu. Bunu en azından projenin tam boyutu ve içeriği bilinmeden yapılan yazışmaların yetersiz kalacağının bir ifadesi olarak görebiliriz. Aynı zamanda, projenin bir kısmının ilgili şirket temsilcisi tarafından bilindiği ancak burada açıklanmadığı anlamına da geliyor.

Benim yorumum ise, projenin tamamına proje sahibi kurum hakimdir, hizmet ve ürün sağlayıcı şirket temsilcilerinin de projenin tamamını bilmesi gerekmez.

Yazışmaların devamında ise bu gibi forum ortamlarında çokça rastlandığı üzere, koku gittiydi, gitmediydi, gitti ama başka sebepten gitmiştir, kurbağa vardı, yok fotomontajdı (bu laf geçmedi ama kastedildi) gibi polemikler başladı.

Bu gibi polemikler bir noktaya kadar normaldir, çünkü her iddianın doğru ve yanlış kısımları bulunabilir.

Gerçek olan ise, proje ve içeriğine ait yeterli bilgiye sahip olmaksızın, çokça yorum ve iddialar ile yazışılır duruma gelinmesiydi.

Böyle durumlar, her alanda olduğu gibi provokasyon ortamlarını da hazırlar. Nitekim (bana göre) öyle de oldu. Konuya en azından kavram olarak vakıf katılımcılar ise provokasyonu gördükleri halde, sınır çekip tartışmayı sağduyu çerçevesinde tutmaya pek gönüllü olmadılar maalesef.

Provokasyon, proje sahibince projenin bu merhalesinde kullanılmasına karar verilmiş ürünü bir şekilde sevmeyen, şirketini de sevmeyen, genel olarak ve zaten firmaları da sevmeyen bir söylem etrafında yeşerdi. Üstüne gidildiğinde ise aslında söylenebilecek bir şeyin olmadığı anlaşıldı. Burası işin üzücü kısmıydı.

Neler yapılabileceğine ve gerçekte ne durumda olunduğuna gelince işler biraz daha farklı görünüyor.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön