View Single Post
Eski 15-10-2010, 10:56   #278
tugrulbaba
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-10-2010
Şehir: Konya
Mesajlar: 194
S.A.
Ben Tuğrul. Konyadan. Yaşım 30.
Bu kısa girizgahı forumdaki ilk mesajım olması hasebiyle yazdım.
Dikkatimi pek çok şey celbetti; lakin bu konuyu şöyle üstünkörüde olsa gözden geçirince üye olup bu hususta bir çift laf etmeden geçmenin haksızlık olacağını düşündüm.

Öncelikle katılımcıların ekseriye çiftçilikten gelir elde ettikleri kanaatini taşıyorum. Bu minvalde diyeceklerim olacak elbet.

Ben iç dekorasyon üzerine çalışıp kazanan bir insanım. Köklerime dönüp, insanların iki yüzlülüğünden kurtulmak, pislikten uzaklaşmak, yalanla dolanla ticaret yapan, haram yiyip helal gibi sunanlardan sıyrılmak için yakın zamanda sürekli pikniğe gittiğim bir güzergahtan arazi edindim.

Öyle bir arazi ki, cennetten yeryüzüne bir parça düşmüş orası varolmuş. Tek eksik deniz.

Şimdi bunların ne alemi var diyenler olacaktır. Niyetimi belli etmek adına bunları söylemek zorunda hissettim kendimi. Uzun lafın kısası yavaş yavaş çifte çubuğa dönüş yapmak azmindeyim. Elbette Allahın yardımıyla.

Şimdi size şöyle anlatmak isterim. Burada hobi olarak başlayacağım bazı işler var. Zaman içerisinde profesyonelleşirmişim, tamamen bırakırmışım bunu o günün takviminde söyleriz, kararlaştırırız.
Örneğin, saanen (zanen) ve şam keçisi yetiştirmek istiyorum. Ancak ormanlık araziye 500m. uzaklıkta olduğum için bu hayvanları otlatamam. Zira yasak. Lakin ağıl hayvanccılığı yaparsam bir umut.
Arıcılık yapmaya çok müsait bir bölgedeyim. Dekar başına başlangıç olarak 2 adet kovan koymayı, hazır petek kullanmadan üretim yapmayı hedefliyorum. Üretmediğim balların müşterilerinin (kilosunu 30-40 liradan almaya) hazır olduğunu da belirtmeden geçmeyeceğim.
Bu hayvansal ürünleri satacak kapasitem var. Çünkü inşaat kökenli olduğum için çevrem oldukça geniş. Burada inşaatçılar arasında bir tabir vardır. Çok tanıdığı olanlar için (yaklaşık 2 milyon nüfuslu konyada) Konyanın yarısını tanır, diğer yarısıda onu tanır şeklinde. Bu teşbihe az buçuk uyuyoruz.

Ama benim satabilmem çok mühim değil. Madem (gördüğüm ve anladığım kadarıyla) birlik olma gayreti var bu konuda neler yapabiliriz.


- Hasatı, harmanı yapılan ürünlerin evsafınca ayrılması. (elma, armut gibi değil. elma başlığında starking, arapkızı, golden, arjantin gibi ; armut başlığında deveci, vs. gibi)
- Her ne üretiliyorsa, hakikisi ( bugünlerde moda ismiyle organik) üretilmeli.
Bu konuda arıcılık ve çilek gibi meyve türü tarımsal ürünler üzerinde duruyorum.
- İnternet etkin şekilde kullanılmalı. Madem birlik olunacak, bu birliğin üyeleri 5-10 lira gibi sembolik sayılacak bir üyelik ayidatı ile kurulacak internet satış sayfasını finanse eder, tanıtım aşamasında reklamlarını PR 'ı yüksek sitelerde yayınlanmasını sağlayabilir. Zaman içerisinde trafiğin artmasıyla reklam gelirleri siteyi finanse etmekle kalmaz, sitenin vereceği reklamları da finanse eder. Böylece üyelik ayidatları başka işlere kanalize edilebilir.

- Kurulduğunu farzettiğim bu birliğe, tedarikçi olanlar hem ürünlerini gerçek fiyatından satarlar hemde satın alan insanlar ( bu cepheden de düşünmemiz gerekir nalıncı keseri gibi hep bana hep bana anlayışından nefret ediyorum) karşılarında bir muhattap ve güvenilir bir cemiyet teşkilatlanması bulacakları için alımlarında (güvenden) devamlı olurlar.

- e kardeşim 7.5 ton çilek internetten satılıncıya kadar çürür! der gibi olanlar vardır. Manavları kullancağız. Nasıl?

Aradaki tüccarları refüze edeceğiz.
Örnek:
Çilek tüccar alım fiyatı: 50 krş. (en iyimser tahminim bu)

Tüccarın piyasaya satışı : 1 tl.

Piyasanın arzı: 1,5 tl.

Arada en iyimser tahminle 75 krş ile 1 tl arasında bir fark var. Halbuki üretici sadece 50 krş aldı. Aynı çilek tüketiciye varıncaya kadar, bu işin meşakkatini çekmeyenler tarafından güzel karlarla satıldı.
Bu bağlamda, üretici manava yukarıdaki örneklere binaen
Üretici satış fiyatı: 75 krş
Manav satış : 1- 1.5 tl

olsa tüccarlar aradan çıkartılmış olur.

- Mamül ürünlere yönelmek:
Süt üreten kişi eski usül peynir, yoğurt üretmeli. Bu günlük üretimler siparişle satışı yapılmalı.

Çilek, vişne, şeftali vs. meyve üretenler reçel, marmelat gibi mamül ürünleri pazarlayabilir aynı sistem üzerinden.

Sebze yetiştirenler yine aynı şekilde turşu salamura gibi mamül maddelerle ürün portföyüne zengin katkı sağlayabilir.

Bir noktada kooperatif bazında bir vahdet olduğu için sağlık bakanlığından bu tip üretimler için gerekli izinlerin alınmasında çok sıkıtı çekilmeyeceğini sanıyorum. Ayrıca maliyet bakımından bu tip üretimlerin yapılması kar marjını düşürecek olursa belli bölgelerde toplanma merkezleri tesis edilebilir. Hatta blgenizdeki diğer çiftçileri de bu birliğe katabilirsiniz.

Bunlar birkaç dakikada aklıma gelen şeyler. Elbette eksiği gediği olan farklı görüşler almadan ortaya atılan fikirlerden oluşmaktadır. Her türlü eleştiriyi, eklemeyi merakla bekliyorum.

Selametle.

tugrulbaba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön